GÖZDEN KAÇMAYANLAR
okuma süresi: 6 dak.

Şener Levent'ten Akıncı'ya: Sen Ankara'yı bırakmadın Mustafa... Ankara bıraktı seni... Zorlama daha fazla

Şener Levent'ten Akıncı'ya: Sen Ankara'yı bırakmadın Mustafa... Ankara bıraktı seni... Zorlama daha fazla

Şener Levent'in çarpıcı yazısı #gözdenkaçmadı

Yayın Tarihi: 21/06/19 09:27
okuma süresi: 6 dak.
Şener Levent'ten Akıncı'ya: Sen Ankara'yı bırakmadın Mustafa... Ankara bıraktı seni... Zorlama daha fazla
A- A A+
Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni deneyimli Gazeteci Şener Levent, kaleme aldığı köşe yazısında Mustafa Akıncı'ya hitaben çarpıcı ifadeler kullandı…

Akıncı'nın, Afrika Gazetesi'ne düzenlenen saldırılar sırasında derin bir sessizliğe gömüldüğünü savunan Levent, "Sana öfkelenen Ankara'yı daha fazla kızdırmamak için mi? Yine yaranamadın… Sarayda o koltuğa oturur oturmaz, sudan bir sebeple daha ilk günden bizimle ilişkilerini kesmek, bir daha hiç buluşmamak ve hiç konuşmamak bile kurtarmadı seni…" diye yazdı…

Şener Levent, "Sen Ankara'yı bırakmadın Mustafa… Ankara bıraktı seni… Emekli olacaksın yakında… Toparlan Mustafa… Yolun sonuna geldik…" dedi…

İşte Şener Levent'in yazısı:

BOŞA GEÇEN YILLARA YAZDIK BUNLARI DA
Hatırla Mustafa…
Hatırla…
Aday olmaya hazırlandığın günlerden birinde sormuştun bize:
-Neden beni seçeceksiniz?
"Çözüm yapacağını düşündüğümüz için" demedik sana…
Bunu yapamayacağını biliyorduk çünkü…
Ya ne dedik?
-Bize gerçeği söylemen için!
Söylemedin Mustafa…
Sen de söylemedin…
Senden öncekiler gibi sustun sen de…
Mesela ben, söylemediğin bir şeyi daha yeni öğrendim…
Biz Ankara'nın talimatıyla burada mahkemeye verildiğimizde Ankara'dan bir talep gelmiş sana…
Bizim cezalandırılmamız için…
Ve sen "Burada bağımsız bir yargı var, ben bir şey yapamam" demişsin…
Ankara'dan o baskı gelince toplumla paylaşabilirdin bunu…
Paylaşmadın…
Gazetemize taşlı saldırıdan sonra makamına çağırdığın GKK Komutanı ve Polis Genel Müdürü ile neler konuştuğunu da paylaşmadın toplumla…
Sana saldırı ile ilgili sundukları raporları da paylaşmadın…
Derin bir sessizliğe gömüldün zaten sonra…
Bir daha bu saldırıdan hiç bahsetmedin…
Neden?
Sana öfkelenen Ankara'yı daha fazla kızdırmamak için mi?
Türkiye'yi işgalcilikle suçlayan bir gazeteyi koruduğun sanılmasın diye mi?
Bu da işe yaramadı Mustafa…
Yine yaranamadın…
Sarayda o koltuğa oturur oturmaz, sudan bir sebeple daha ilk günden bizimle ilişkilerini kesmek, bir daha hiç buluşmamak ve hiç konuşmamak bile kurtarmadı seni…
Bizimle birlikte görünme korkusu o kadar büyük bir korku ki, çok yakın dostumuz Barış Burcu ile bile dört yıldır bir tek laf etmedik…
Sarayda korku zırhına büründünüz…
Bu toplum hiç böyle kurtulur mu?
Kıbrıs hiç hayır yüzü görür mü böyle?
***
Hala o koltukta oturuyorsun…
Seni kapı önüne koyduklarının bile farkında değilsin…
Kudret'in güneye geçerek Anastasiadis ile yaptığı gizli görüşmeyi bile ancak iki hafta sonra bir tesadüf eseri öğrendin…
Nasıl olur bu?
Güneydeki Rum basınını da mı takip etmiyorsun?
Geçtiğimiz Pazar günü "Kathimerini" gazetesinde sevgili dostum Andreas Paraskos yazdı bunu…
Sarayda bu basını izleyecek hiç kimse yok mu?
Kudret sana haber vermedi diye sitem ediyorsun şimdi…
Toplum bu gibi durumlarda senden güçlü bir liderlik beklerken, bunu göremiyor…
Sen de bilirsin ki Kudret Ankara'ya sormadan bir şey yapmaz…
Yaparsa Ankara'nın talimatıyla yapar…
Mevlüt Çavuşoğlu, "Git Anastasiadis ile konuş" demese ona, gider mi?
"Maraş'ı Türk idaresinde açmak için hazırlıklara başlayın" demese, Maraş'a el atar mı?
Sen Ankara'yı bırakmadın Mustafa…
Ankara bıraktı seni…
Zorlama daha fazla…
Emekli olacaksın yakında…
4. Cumhurbaşkanı!
"Akil adam" koltuğun şimdiden hazır…
Zaman zaman Talat'a ve Eroğlu'na uğrayıp onların da fikirlerini sordukları gibi, sana da fikrini soracaklar bazı konularda…
Söyleşiler yapacaklar…
Ve belki o zaman şimdi söylemediğin bazı şeyleri de büyük bir sır gibi söyleyeceksin…
Ama zamanında söylemediğin için hiçbir değeri olmayacak…
***
Geride kalan dört yıl…
Boşa geçen bir zaman…
Harcanan yıllara saymalı bunları da…
Bir panayırdan bir panayıra…
Bir festivalden bir festivale…
Çöp topla sonra…
Kurdele kes…
Ve 20 Temmuz'larda askeri cipe bin, halkı selamla…
Amerikan başkanı gibi, park gezintilerinin fotoğraflarını paylaş…
Ve patlat demeçlerini Türklük aşkıyla…
Bu mu yani liderlik?
Yapabileceğin çok şeyler vardı, ama yapmadın…
Maraş için hiçbir şey yapmadın…
Ağzına bile almadın Maraş'ı koltuğa oturduktan sonra…
Anastasiadis'e, "Kayıplarımızı birlikte defnedelim" diye teklifte bulunabilirdin…
Bulunmadın…
"Toplu mezarları birlikte ziyaret edelim" diyebilirdin…
Demedin…
Kuzeyde gittiğin panayırlar gibi, güneydeki panayırlara da gidebilir, Rum toplumu ile sohbet edebilirdin…
Gitmedin…
Ve nihayet uzmanları toplayıp Kıbrıs için bir çözüm planı hazırlamalarını isteyebilirdin…
Bizim ilk yerli çözüm planımız olurdu bu…
Onu da yapmadın…
***
Crans Montana'dan sonra yazdığım bir yazıda,
"Toparlan Mustafa, eve gitme zamanı" demiştim sana…
Aynı şeyi söylüyorum yine…
Toparlan…
Yolun sonuna geldik…
"Bu halkın mayasında biat kültürü yoktur" diyorsun şimdi…
Ve arkasından bir salvo:
"Halkın iradesine karşı yapılan her saygısızlık karşılığını görecektir"…
Çok geç Mustafa…
Aynı yolu yürüyenler farklı yerlere varamadı bir kez daha!
Şener Levent
Afrika
20 Haziran 2019

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.