Eroğlu: "Ben Kurultay'da canımı yedim"

Kıbrıs Postası Özel

Eroğlu: Televizyon'a çıktın.

Aslanbaba: Çıkmadım TV bağlantısı yaptılar. Yanlış bişey demedim ki. Dedim ki, "Dereyi geçerse suya atarsa beni, vermem" dedim. Bunda yanlış birşey yok ki.

Eroğlu: Bütün herkese anlattım. DP – UG'ye gitmen lazım.

Aslanbaba: Tamam abi da ben DP'den kaçtım UBP'ye gittim bir sene bağımsız kaldım. Defalarca Serdar'a mesaj attım aradım, takımını değiştir geleyim dedim o da, "Aslanbaba, takımımı değişmeyeceğim" dedi bana. Ben 1 sene Genel Sekreterlik yaptım, canımı yedim örgütleri hazırlayım.

Eroğlu: İbrahim Uysal vardı bir tek. Kesinlikle kabul etmiyor. Partiden ayrılışından dolayı.

Aslanbaba: Ben partiden kötü bir şekilde ayrılmadım ki. Ben geçen gün köyleri ziyaret ettim.

Eroğlu: Yani, başlangıçtan beri kurultayı bıraktım. Seçim tarihi belirlerken, sana eğer birşey söylediyse, erken karar değilse, ona göre yola çıkacan. Serdar'a mahkum oldun sen şimdi. Bir hazırlık yaptı, erteledi erteledi bugüne geldi.

Aslanbaba: Ahmet abi dedi ki, birimize birşey olursa hep beraber ordayız. Ben Ahmet Abi'den dik durmasını beklerim. Sağolsun Afet Hanım yanımda oldu.

Eroğlu: Yarım saattir aynı şeyi soruyorum

Aslanbaba: O zaman Ahmet Abi de aday olmasın. Bu 7 arkadaş beni mi harcayacak? İki ay sonra vekillik da biter.

Eroğlu: Eğer başarılı bir koalsiyon olursa bir formül bulunur. Koalisyon ortağı olursan çok rahat bir formül bulunur. Senin vekilliğin biter ama sene gene bir iş bulunabilir.

Aslanbaba: Siz de zannedersiniz Serdar verecek bana bunu?

Eroğlu: O zaman Serdar mahkum olacak.

Aslanbaba: Neye mahkum olacak? Serdar şimdi bile resti çekiyor. Şimdi bu 8 arkadaş katılmasa DP barajı da geçemez. Madem ki öyle konuştuk onlar da sözünün arkasında dursun. Ben sözümün arkasında durdum.

Eroğlu: Sen hükümeti düşürdün. Bunları yazıya bağlayacağız.

Aslanbaba: Yazıya bağlamadılar. Benim ne yapmam lazım?

Eroğlu: Sen bölgeye yoğunlaş. Senin kafanda başka birşey var.

Aslanbaba: Ben bölgeyi geziyorum abi zaten! Gerçekten. Akşam Dipkarpaz'daydım. Ahmet Abi'nin bir toplantısı vardı. Ahmet Abi, 12'den beri görüşecekler Serdar Bey'le bana da diyecekler ki istemeyik artık seni.

Eroğlu: Ahmet'in sesini duymadık hiç...

Aslanbaba: Buradan çıkınca onlarla buluşacağım. Ben artık bundan sonra çıkacağım basının karşısına ve bu halk böyle insanların arkasından nasıl gider diye soracağım. Çıkıp konuşacağız artık.

Eroğlu: Ahmet ile konuşmazsan daha iyi olur.

Aslanbaba: Kötü birşey söylemedim ki. Ne konuşacak ki bana? Ahmet Abi'yi arayım bir onunla da görüşeyim.

Eroğlu: Ben canımı yedim Kurultay'da. Be gardaş, 5 tane bango oyum var. Onlar delege yapılmadı. İrsen kabul etmedi. Ben bugün seçimi kaybettim. 4'ü bu tarafa gelse, Hükümetimiz da devam edecekti. Adam gibi zamanında seçim yapacaktık kendi adaylarımız ile.

Aslanbaba: Bundan sonra yoğun olacak. Partiden ayrılacağız eğer aday olmazsam. Zaten bağımsız kazanma şansı sıfırdır. Ülke barajı var. İki ay sonra noktayı koyacağız. Noktayı koyacağımız zamana kadar onlar bize kötülüğü yaptı biz de onlara bunu yapacağız.

Eroğlu: Başka bir şey düşünürler mi bilemem... Belli ki, Serdar bu konuda kesin kararlıdır. Ben İskele'de aday olacak herkesi neredeyse tanırım. Senin yerine giren adamı da tanımam yani.

Aslanbaba: Ben da tanımam abi. Yani ben bölgeliyim ben da bilmem. Benim partiye götürüm mü olur? Getirim mi olur? Bence getirim olur. Ben herkes ile içiçeyim. CTP'lisiyle de TDP'lisiyle de...

Eroğlu: Getir götür meselsi değil, partiden ayrılma meselesidir bu.

Aslanbaba: Başlangıçta neden söylemedi bunu? Perşembe günü dedi ki, adaysınız gidin çalışın dedikodulara kulak asmayın dedi. 10 kişinin içinde bu lafı söyledi. Ve sonra sen nasıl dersin "taban sıcak bakmıyor" diye? Ben taban ile de konuştum. Onlar da "kesinlikle öyle birşey yok, Serdar'ı yanımıza getir". 10 – 15 kişi var onlara saygı duyarım ama. Serdar Bey sırf kendi egosu için bu oluşumu bozuyorsa diyecek birşey yok. Tamam efendim, iyi bakın kendinize...