DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, Tahsin Mertekçi'nin programında konuştu
KKTC'de, 28 Temmuz'da yapılacak erken genel seçimler öncesi Demokrat Parti- Ulusal Güçler (DP-UG) Genel Başkanı Serdar Denktaş, "Yanı başımızda 75 milyonluk dev bir anavatan pazarı dururken 300 binlik nüfusumuzla ambargolardan şikayet ederek başka çıkış yolları aramamak, kalkınma yolunu açmamak, çaresizlik içerisinde oturup kalkmak bize göre değildir" dedi.
Akdeniz TV'de Tahsin Mertekçi'nin sunduğu "Siyasi Eksen" programına katılarak önemli açıklamalarda bulunan DP-UG Genel Başkanı Denktaş, halkın inanacağı ve güvenebileceği yöneticilere ihtiyacı olduğunu belirterek, Türkiye ile en kötü dönemin yaşandığını dile getirdi.
Denktaş,iktidara geldikleri takdirde' enkaz devraldık' gibi mazeretlere sığınmayacaklarını da dile getirdi.
"Türkiye ile tarihsel, gönül bağımızı yeniden güçlendirmek zorundayız" şeklinde konuşan DP-UG Lideri Denktaş, "kendisi hakkında dedikodular yapıldığını, kendini büyükelçi bürokratı, diplomat olarak tanıtan bazı kişilerin manipülasyon içinde çalıştığını" belirterek "Benim doğduğum evde Türkiye'ye ihanet gibi bir şey söz konusu olamaz" dedi.
Denktaş halkın boykot çağrılarına kulak asmamasını da istedi ve partisine oy verilmesi çağrısı yaptı.
DP-UG Genel Başkanı Denktaş şunları söyledi:
"28 Temmuz günü
sandıkların başına gittiğimizde, vereceğimiz kararla ya 'böyle
geldi böyle gider' deyip içinde bulunduğumuz durumu kabul edip pes
edeceğiz ya da 'böyle geldi ama böyle gitmeyecek' diyerek yeni bir
geleceğe kapı açacağız. Bizler DP-UG olarak 'Geleceğin Yol
Haritası' adını verdiğimiz ve büyük bir ciddiyet, titizlikle,
konularında uzman akademik kurulumuz ve düşünce kuruluşları ile
yapılan uzun soluklu çalışmaların ürünü olan seçim
bildirgemizi tamamlayarak halkımızla paylaşıyoruz. Hemen hemen
her konuda reforma gidilmesi, ülkede bir yenilenmenin gerçekleşmesi
kaçınılmaz bir gerçeklik olarak önümüzde durmaktadır. Ülkede
gelinen mevcut durumu içselleştirmek, kabullenmek, umutsuzluğa
kapılıp mevcut düzene yenilmek, geleceğe sırt çevirmek bize
yakışmaz. Bu ülkenin yeni bir geleceğe ihtiyacı vardır. İçi
boş bir geleceğe değil, içi doldurulmuş, gerçekten planlanmış,
insanların yaşamını zindana çeviren değil, insanları
umutsuzluğa iten değil, insanlara umut veren, halkın önünü
açan, onlara yeni ufuklar yeni fırsatlar sunun bir geleceğe
ihtiyacı vardır."
Denktaş, "DP-UG olarak
'Geleceğin Yol Haritası' olarak adlandırdıkları seçim
bildirgesinde yer alan görüşler, kendimize ait reformist
inancımızın bir ürünü olarak ortaya çıktığını söyledi.
Denktaş, şöyle konuştu:
"DP-UG şemsiyesini
oluşturarak, halkımıza yeni bir seçenek sunmuş olmanın ortaya
çıkardığı motivasyonla biliyoruz ki; İktidara geleceğiz ve
insanımızın yeni bir yönetim anlayışına olan susuzluğunu
gidereceğiz. Yanı başımızda 75 milyonluk dev bir Anavatan Pazarı
dururken 300 binlik nüfusumuzla ambargolardan şikayet ederek başka
çıkış yolları aramamak, kalkınma yolunu açamamak, yeni
projeler üretmemek, çaresizlik içerisinde oturup kalmak bize göre
değildir."
Denktaş, Kıbrıs konusunun çok
uzadığını, hiç kimsenin 'Çözüm süreci sürüyor' diye daha
fazla Kıbrıs Türk Halkı'nı mağdur etme hakkı olmadığını
belirterek, "Halkımız belirsizlikten, sonuçsuz süreçlerden
bıkmıştır. Halkımızın verdiği sözleri tutmayan AB ve
yıllardır sorunu sürüncemede tutan BM'e olan sempatisi her geçen
gün azalmaktadır. DP-UG bu hususları göz önünde tutarak
atılması gereken adımları atacak, yapması gereken girişimleri
mutlaka yapacaktır" dedi.
Ekonomik alandaki
hedeflerine de değinen Serdar Denktaş, şunları
söyledi:
"Ekonomik açıdan ana hedefimiz
ekonomimizin çarkının hızlandırılması yoluyla birim
maliyetlerin düşürülmesi ana ekseni etrafında toparlanmıştır.
Bunun sağlanabilmesi için AB ve Türkiye ile ekonomik bir
bütünleşmeye gidilmesi hedefi seçim bildirgemizde ortaya
konmuştur. Bu genişleme sağlandıktan sonra yapılacak
düzenlemelerle geliştirilen finansa erişim ve yeni teşvik
sistemleri ile elde edilecek devlet gelirleri, 3 yılın sonunda
Türkiye'den cari bütçe katkısı talep etme ihtiyacını da
ortadan kaldıracaktır. Kendi üstümüze düşen görevleri
tamamladıkça, tıpkı imzalanan tüm ekonomik protokollerde de
ortaya konulduğu gibi, kendi ayakları üzerinde duran, kendi cari
harcamalarını karşılayan bir devlet yapısı oluşturmak,
Anavatan Türkiye ile hala hazırda aramızda var olan gönül
bağımızı daha da pekiştirecek ve ileriye
taşıyacaktır."
Denktaş, turizm teşvik
politikasının yeniden ele alınarak turizmi bir devlet politikası
haline getireceklerine inandıkları Turizm Örgütü'nün
oluşturulması gerektiğine inandıklarını da dile getirdi.
KIRILMA CTP-ÖRP DÖNEMİNDE YAŞANDI
Bugüne kadar gelinen süreç hakkında değerlendirmelerde de bulunan Denktaş, demokraside esas kırılmanın 2006 yılında CTP'nin ÖRP'yi kurdurmasıyla yaşandığını belirterek, "CTP'nin bu müdahalesinden sonra hükümet değişti ve biz muhalefete düştük. Ancak diğer muhalefet partileri gibi gidip sorun olan yerde, sorunu kaşıyıp, kanatmak yerine, 'o sorun nasıl iyileşir' düşüncesiyle hareket ettik. Bölge bölge, köy köy dolaştık. Halkımızın dertlerini dinledik. 'Ulusal Güçler' şemsiyesinin oluşması ile birlikte yeni katılan arkadaşların düşüncelerini de aldık ve bu dönem ki programımızı, yol haritamızı KKTC için çizmiş olduk" dedi.
KAMU REFORMUNA İHTİYAÇ VAR
Yeni açıkladıkları "Geleceğin Yol Haritası" programında, sağlık, eğitim ve ekonomi başta olmak üzere 3 konunun üzerine odaklandıklarını söyleyen Denktaş, söz konusu programın hayata geçmesinin temelinde kamu düzenlemesinin yattığını belirtti.
Denktaş, "DP-UG olarak bizim ortaya koyduğumuz 'Kamu Reformu' içerisinde merkezden, yerelleşmeye yönelik bir yapılanma var. Bu reform sayesinde vatandaşlarımız en ufak işler için köylerden merkezlere gelmek zorunda olmayacak. Bu yerlerde o bölgede yaşayan memurlar yetkilendirilip, görevlendirilecek. Hizmetler vatandaşın ayağına gelecek ve Devlet artık vatandaşından kendini koruyan değil, vatandaşına güvenen, o güveni istismar edeni cezalandıran bir yapıya kavuşacak" diye konuştu.
SAĞLIK, EĞİTİM VE ÜRETİM
Eğitim konusunun yeniden ele alınmasının şart olduğunu söyleyen Denktaş, "Bu ülkede parası olan çocuğunu özel okullara gönderiyor, olmayan da devlet okuluna. Evet özel okullar olmaya devam edecek ancak devlet olarak bizler, ana okuldan, üniversiteye kadar her çocuğun bugün ki özel okullar kıstasında bir eğitim almasını sağlamalıyız" dedi
Sağlık sistemi konusunda Türkiye'yi örnek gösteren Denktaş, "75 milyonluk Türkiye bırakın vatandaşına istediği doktor, hastane seçme hakkını vermeyi, sıkıntısı, özrü, engeli olan ve hastaneye gidemeyen vatandaşına evinde hizmet vermeye başladı. 300 bin kişilik KKTC olarak biz burada bunu başaramadık. Ancak DP-UG olarak hedefimiz böyle bir sistemi kurmaktır" şeklinde konuştu.
TOPRAK SU İLE BARIŞACAK
Ülkenin en büyük sorununun üretilen ürünlerin pazarlanamayışı olduğuna dikkat çeken Denktaş, üretilen ürünlerin satışının yapılabilmesi için Türkiye ile serbest ticaret protokolünün tam anlamıyla yürürlüğe girmesi gerektiğini söyledi. Denktaş, "Yarın su gelecek. Önce su, toprak ile barışacak, sonra üretim daha da çoğalacak. Demek ki pazar açmak gerek. Bu pazar Türkiye'dir. 45 mil ötemizde 75 milyonluk bir pazar var. Kapılar açıldığı anda ve serbest ticaret protokolü tam anlamıyla yürürlüğe girdiği andan itibaren 3 yıl sonra Türkiye'den maaş ödemek için mali katkıya ihtiyaç kalmayacak. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum" dedi.
Uyuşturucuyla mücadele konusundaki görüşlerini de ifade eden Serdar Denktaş, ülkede değişimi gerçekleştirmek için Başbakanlık'a talip olduklarını ve yıllardır titizlikle hazırladıkları programı yaşama geçirmek istediklerini söyledi.
Denktaş, bunları başaramazlarsa gelecek dönem halkın önünde olmayacaklarını ifade ederek, gidip Türkiye'den sadece para istemek için değil, üzerlerine düşen görevleri yapmak için yetki istediklerini anlattı.
DP-UG Lideri Serdar Denktaş şöyle dedi:
Başbakanlığı talep ederken önümüzde arkamızda polis koruması gibi ayrıcalık şekilde olmayacağız. Başbakanlığı bir kurdelenin arkasına dizilip açılış yapmak için kullanmayacağız. Törenlerde kokteyllerde vakit harcamayacağız. Bunları yapmakla bu ülkeye bir şey verilmiyor. "
KOALİSYONDA OLMAZSA OLMAZLAR
Tek başına iktidar olamadıkları takdirde koalisyon ortağıyla kurulacak olan hükümette olmazsa olmazlarının ne olacağı şeklindeki bir soruyu da yanıtlayan DP-UG Lideri Denktaş şöyle dedi:
"3 ana konuda çok kapsamlı konularımız var. Sağlık, eğitim ve ekonomi.. Bu üç konuda karşı çıkış herhangi bir partiden olacağını sanmıyorum. Kiminle ben daha rahat bu programı hayata geçirebilirim... Bunu belirledikten sonra koalisyon kurulur.. Türkiye'deki bir bürokratın bir teknokratın Türkiye'nin kendi koşulları içerisinde biz işte burada yaptık başardık orada da uygularız başarırız diyerek yaptığı önermeler var. Bunların değişmesi noktasında mutabakatla hareket edebilecek bir takım benim ortağım olabilmeli. Eğer kendi içimizde mutabık kalmadan hareket edersek sadece Türkiye değil dışarıdan herkes bize istediğini yaptırır.
MARAŞ KIBRIS TÜRK YÖNETİMİNDE RUM YERLEŞİMİNE AÇILMALI
Serdar Denktaş kapalı Maraş konusundaki görüşlerini açıklarken de şu ifadeleri kullandı:
"Maraş Kıbrıs Türk yönetiminde Rum yerleşimine açılmalı gelen gelir ve oradaki tamiratlar başlar, gelmeyenler yerine ki vasilik yasasının ki Güneyde İngiltere'de uygulanır, Almanya ve Hindistan'da uygulanır ki dünyanın kabul ettiği bir sistemdir, vasilik yöntemiyle geri dönmeyen konut ve iş yerlerini vasilik yöntemiyle KKTC vatandaşı birine verelim ki, top yekün bölge hem ekonomiye hem katılım sağlasın hem de siyasi geleceğe önemli bir adım olsun. Rum tarafından vasilik yasası kapsamına Maraş'ı da alacağız diye açıklama geldi. Vasilik yasasıyla toprak vereceğim diye. Olamaz böyle bir şey. Bir kaç gündür bizim dışişlerinden ses seda yok. Bu adım KKTC tarafından atılması gereken bir adımdır ve bu rahatlıkla dünyaya da anlatılabilir . Rum tarafı kendi yönetimine verilmesini istemektedir. Hayır alamayacak. Çünkü Annan planını reddeden kendileridir. Kabul etselerdi şimdiye çoktan o bölge verilmişti."
Denktaş, "Seçim ve Halk Oylaması Yasası, Siyasal partiler yasası değişmeli mi sorusuna; "siyasal partiler ve seçim halk oylaması yasası değiştirilmelidir. Meclis iç tüzüğü de değiştirilmeli. Anayasal değişiklik için tartışma dönemi sözü veriyoruz. Başkanlık sistemine geçişi de tartışılmalı" şeklinde yanıt verdi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.