İÇ HABERLER
okuma süresi: 16 dak.

Atalay: "Mühim olan Kıbrıs Türkü'nü Rumun tahakkümü altına sokmamaktır"

"Mühim olan Kıbrıs Türkü'nü Rumun tahakkümü altına sokmamaktır"

Türkiye Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay "Rum tarafı adanın güneyindeki kaynakları tek taraflı olarak kullanmakta ısrar ederse iki devletli çözüm de gündeme gelebilir" dedi.

Yayın Tarihi: 20/07/13 21:54
okuma süresi: 16 dak.
"Mühim olan Kıbrıs Türkü'nü Rumun tahakkümü altına sokmamaktır"
A- A A+

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende konuşan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kıbrıs Türk Halkının coşku ve sevincini gönülden paylaştığını vurguladı.

20 Temmuz 1974'ten bugüne adada barış ve huzur hakim olduğuna işaret eden Beşir Atalay, Kıbrıs'ta derin acıların tekrarlanmasına asla müsaade edilmeyeceğine işaret etti.

1974'ten sonra özgürlüğüne kavuşan Kıbrıs Türk halkının devletini kurup ona sahip çıktığına işaret eden Atalay, "Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bugüne kadar adil ve kalıcı çözüm için samimiyetle çaba göstermiş ve üzerine düşeni yapmıştır. Buna karşın Kıbrıs Türklerinin azınlık statüsünde yaşamayı kabul edeceklerini sanmak boş bir hayalden ibarettir. Çözüm adadaki gerçekler zemininde olacak. Siyasi eşitliğinden vazgeçmesini kimse beklemesin" şeklinde konuştu.

Çözüm görüşmelerinin Rum tarafının olumsuz tutumu nedeniyle başarıya ulaşılamadığına da işaret eden Atalay, yeni Rum Lider Anastasides'in görüşmelerin yeniden başlaması konusunda adım atmammış olmasının, yapıcı bir irade göstereceği beklentilerini zayıflatmakta olduğunu vurguladı.

"Rum taraf çözüm konusunda samimi ise masadan kaçmak yerine görüşmelere odaklanmalıdır" diyen Atalay, "Rum tarafı Adanın güneyindeki kaynakları tek taraflı olarak kullanmakta ısrar ederse iki devletli çözümü de gündeme gelebilir" dedi.

"HAREKÂT'IN YILDÖNÜMÜNDE KKTC'DE OLMAKTAN MUTLULUK VE HEYECAN DUYUYORUM"

Atalay, Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlüğüne yeniden kavuştuğu 20 Temmuz 1974 Barış ve Özgürlük Harekâtı'nın 39'uncu yıldönümünde KKTC'de olmaktan mutluluk ve heyecan duyduğunu dile getirdi.

"Sizlere Anavatan Türkiye'nin 75 milyon kardeşinizin sevgilerini selamlarını getirdim. Başbakanımızın özel selamlarını mesajını getirdim" diyen Atalay, Kıbrıslı Türklerin sevincini coşkusunu ve gururunu gönülden paylaştıklarını ekledi.

Atalay şöyle devam etti:

"Bu anlamlı yıldönümünde Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin sevincini coşkusunu gururunu gönülden paylaşıyoruz. Barış Harekâtı Kıbrıs'ın tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu Harekât Kıbrıs Türk halkını zulümden kurtarış özgürlük ve refaha kavuşturmuş, bölgemize barış ve istikrar kazandırmıştır, barış ve istikrarı güçlendirmiştir.

Bizim için 20 Temmuz tarihi Kıbrıs Türk halkını barış ve güvenlik ideali doğrultusunda eşit statüsünün hak ve hukukunun korunması ve kollanması yönünde gösterilen kararlığın hatırlanması için vesiledir.

20 Temmuz 1974'ten bugüne adada barış ve huzur hâkimdir. Türkiye o gün dünyaya Kıbrıs Türkü'nün yalnız olmadığını ve yalnız bırakılmayacağını göstermiştir. Barış Harekâtı anavatan Türkiye'nin Kıbrıs Türkü'nü ebediyen koruma azim kararlığının ifadesi olduğu kadar derin acırlın tekrarlanmasına asla isin verilmeyeceğinin de taahhüttür. Kıbrıs Türkü geleceğe güvenle bakmasını sağlayan Barış Harekâtı'ndan güç almış, hukuk ve eşitlik mücadelesini güven içinde sürdürme imkanı bulmuş, bu mücadelesine kararlılık ve inançla bugünlere taşımıştır"

Kıbrıs Türk halkının 1963'ten bu yana yarım asırdır eşitlik mücadelesi verdiğini, nice badireler atlattığını, birçok zorluklara ve imkânsızlıklara göğüs gerdiğini anlatan Atalay, "Kıbrıs Türkü'nün sabrı ve dirayeti her türlü takdire şayandır" dedi.

Atalay, Kıbrıs Türk halkının bu çetin mücadeleler neticesinde hem toplumsal varlığını koruduğunu hem de kendi kurumlarını oluşturduğunu ve devletini kurup ona sahip çıktığını vurguladı.

Beşir Atalay konuşmasına şöyle devam etti:

"Bugün KKTC hükümeti, parlamentosu ve sivil toplum kuruluşlarıyla çoğulcu demokratik değerler üzerinde yükselen insan haklarına saygılı çağdaş hukuk devleti yapısıyla bölgesel barış ve istikrar bakımında çok önemli bir kazanımdır."

Atalay, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin devam ettiği tüm bu süreçte Türkiye ve KKTC'nin Kıbrıs meselesinin adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması için samimiyetle çaba gösterdiğini ve üzerine düşen her türlü fedakârlığı yaptığını dile getirdi.

"AZINLIK OLARAK YAŞAMAYI KABUL EDECEKLERİNİ UMMAK BOŞ BİR HAYALDEN İBARETTİR

"Türk tarafı olarak bugüne kadar ortak milli davamızı azim ve inançla belirli bir noktaya getirmiş bulunmaktayız. Kıbrıs Türklerinin kendi yönetimlerinde eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçeceklerini, azınlık olarak yaşamayı kabul edeceklerini ummak boş bir hayalden ibarettir" diyen Atalay, KKTC'nin her şeye rağmen Türkiye'nin de desteğiyle kaydettiği siyasal sosyal ve ekonomik alandaki başarıların iftihar kaynağı olduğunu ekledi.

Bugüne kadar kat edilen mesafenin sorunları aşmak için gereken kudret ve kararlılığı sağladığını belirten Atalay, birlik ve beraberlik korunduğu sürece hiçbir güçlüğün aşılamaz olmadığını belirtti.

"Tarihimiz bu dayanışmanın getirdiği sayısız başarı örnekleriyle doludur" diyen Atalay sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kıbrıs sorunu Rumların Kıbrıslı Türkleri 1960'ta kurulan ortaklık devletinden dışlama ve adada birlikte yaşama ve adayı birlikte yönetme düşüncesinden uzaklaşarak devleti gasp etme anlayışını hayata geçirme anlayışını denedikleri 1963 yılından bu yana yani yarım yüzyıldır uluslar arası toplumun gündeminde BM'nin önündedir.

Şurası açıktır ki kapsamlı çözüm ancak adadaki gerçekler temelinde mümkün olabilecektir. Kimse Kıbrıs halkına kendi yönetiminde eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçmesini ve azılık olarak yaşamayı kabul etmesini beklemesin."

"MÜHİM OLAN KIBRIS TÜRKÜ'NÜ RUMUN TAHAKKÜMÜ ALTINA SOKMAMAKTIR"

"Adanın ortak sahibi olan iki halkın kurucu idaresini esas almak ve müzakere edilmiş olmak kaydıyla her çözüm alternatifi düşünülebilir. Mühim olan Kıbrıs Türkünü Rum'un tahakkümü altına sokmamaktır" diyen Atalay, Türk tarafının 2004 yılında çözüm iradesini referandumdan çıkan sonuçlarla ortaya koyduğunu, 2008-2012 müzakere sürecinde de yapıcı yaratıcı önerilerin neredeyse tamamının Türk tarafından geldiğini belirtti.

Atalay, bu sürecin Rum tarafının tutumu nedeniyle sonuçsuz kaldığını, Türk tarafı ve Birleşmiş Milletlerin değerli zaman ve çabalarının karşılıksız kaldığını, Türk tarafının yine de çözüm ve barış için çaba göstermeye devam ettiğini kaydetti.

"RUM LİDERİNİN SOMUT ADIM ATMAMASI YAPICI İRADE BEKLENTİLERİNİ ZAYIFLATMAKTADIR"

Rum tarafının yeni liderine görüşmelere bir an önce başlamak üzere bir araya gelme çağrısında bulunulduğuna işaret eden Atalay, şöyle devam etti:

"Ancak Rum lider zamana ihtiyacı olduğu yanıtını vermiştir. Yeni Rum lideri göreve gelişinden bu yana beş ay geçmesine rağmen Kıbrıs sorununa ilişkin süreçle ilgili somut bir adım atmamış olması Rum tarafının sorunun çözümü konusunda yapıcı irade göstereceği yönündeki beklentileri de zayıflatmaktadır.

Bize göre mevcut atmosferin değerlendirilerek daha fazla vakit kaybetmeden çözüm yolunun denenmesi ve somut bir takvim ve hedef doğrultusunda tarafların masaya oturması önemlidir.

3 yıl önce Kıbrıs Türk tarafında lider değişikliği olmuş Türk tarafı süreci kaldığı yerden devam ettireceğini taahhüt etmiştir. Rum tarafını niyetinin ise sıfırdan başlamak olduğu anlaşılmıştır.

Bunca emeği heba edecek bir yaklaşımı biz ciddiye almayız. Şayet Rum tarafı çözüm konusunda samimiyse masadan kaçmak yerine sonuç almaya odaklanmalıdır".

Türkiye'nin diğer garantör ülkeler Yunanistan ve İngiltere'yle birlikte işbirliği halinde BM çabalarına her türlü desteği vermeye hazır olduğunu yineleyen Atalay, bunun için sürecin akıbetiyle ilgili sarih bir yol haritası belirlenmesinin önemli olduğunu vurguladı.

"RUM TARAFI DOĞAL KAYNAKLARDAN TEK BAŞINA YARARLANMA ÇABALARINI TERK ETMELİ"

Rum tarafının Kıbrıs'ın tek sahibi olduğu yanılgısını ve Hristofyas yönetiminin ada etrafındaki doğal kaynaklardan tek başına faydalanma çabalarını terk etmesi gerektiğinin altını çizen Beşir Atalay, bu politika değişikliğinin aklın ve sağduyunun gereği olduğunu belirtti.

Rumların işbirliğine yönelmesinin yaratacağı pozitif etkilere değinen Atalay, böylesi bir işbirliğinin Rum tarafının mevcut ekonomik sorunlarının çözümüne yardımcı olacağını, Kıbrıs'ta iki tarafın ortak bir gelecek inşa etmesine de zemin hazırlayacağını, tüm ülkede refah güvenlik ve işbirliği yaratacağını dile getirdi.

"RUM TARAFI ADANIN GÜNEYİNDEKİ KAYNAKLARI TEK TARAFLI OLARAK KULLANMAKTA ISRAR EDERSE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM DE GÜNDEME GELEBİLİR"

Atalay, Rum tarafının adanın güneyindeki kaynakları tek başına kullanmakta ve bunları teminat göstermekte ısrar etmesi halinde iki devletli bir çözümün müzakere edilmesinin de gündeme gelebileceğine işaret etti.

Rum tarafının yıllardır devam eden uzlaşmaz siyasetinin bedelinin Kıbrıslı Türklere ödetilmesinin çelişki ve haksızlık olduğunu kaydeden Atalay, Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız tecritlere son verecek adımların zaman kaybetmeden atılması gerektiğini söyledi.

Atalay şöyle devam etti:

"Başta Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası toplum Kıbrıslı Türklere verdiği sözleri yerine getirmelidir.

Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı bu haksız uygulamaların siyasi, hukuki, ahlaki ve insani hiçbir açıdan izahı mümkün değildir.

Çağdaş bir anlayış tecridi değil karşılıklı saygı güven uzlaşma, işbirliği ve dayanışmayı gerektirir.

Artık her türlü engellemelere rağmen Kıbrıslı Türkler ekonomik açıdan da adada güçlü taraf konumuna gelmektedir".

Kıbrıslı Türklerin adanın doğal kaynakları üzerindeki haklarına da Anavatanın desteğiyle sahip çıkarak, payını alacağını ifade eden Atalay, "Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kıbrıs Türk halkının her türlü haksız izolasyona rağmen sağladığı kalkınmadan gurur duyuyor, sevincimizi bugün buradaki dostlarımızla paylaşıyoruz" diye konuştu.

"KIBRISLI TÜRKLERİN DAHA GÜÇLÜ HALE GELMESİ İÇİN YOĞUN BİR ÇABA İÇİNDEYİZ"

Atalay, Türkiye'nin Kıbrıslı Türklerin daha güçlü hale gelmesi için yoğun bir çaba içinde olduğunu söyleyerek, bu çabanın ileride de kararlılıkla süreceğini vurguladı.

Bugüne kadar özellikle turizm ve yükseköğretim alanlarında önemli mesafeler kat edildiğini dile getiren Atalay, "Başarılarınız için sizleri kutluyorum" dedi.

KKTC'nin bölgenin önemli turizm ve eğitim merkezlerinden biri haline geldiğini belirten Atalay, bu gelişmelerin Kıbrıslı Türklerin geleceğini daha güvenli hale getirdiğini belirtti.

Bazı Avrupa ülkeleri ve Rum tarafını etkileyen ekonomik kriz ülkelerin geleceğini ipotek altına alırken, KKTC'nin ekonomik yönden kalkındığını söyleyen Beşir Atalay, şöyle konuştu:

"Kıbrıslı Türklerin güçlü ve sağlam bir şekilde kendi ayakları üzerinde durduğunu görmek Anavatan için kıvanç duyulacak bir husustur.

Türkiye'nin yakaladığı ekonomik büyüme ve kalkınma hamlesi şüphesiz, Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin geleceğine de olumlu yansımaktadır".

Türkiye'nin elde ettiği tecrübeleri KKTC ile paylaşarak büyük projeleri hayata geçirdiğini söyleyen Atalay, "Büyük ve cesur projelerin hayata geçmesi için azimle çalışmakta, KKTC'nin gelişip güçlenmesi ve ekonomik açıdan üstün ve ekonomik açıdan rekabet edebilir bir noktaya gelmesi için her türlü katkıyı sağlamaya devam etmekteyiz" dedi.

Atalay bu projelerle KKTC'nin ekonomik açıdan kabuk değiştireceğini ve KKTC'yi yalnızlığa itmeye çalışanlara anlamlı mesajlar verileceğini dile getirdi.

"SU PROJESİNDE SON AŞAMAYA YAKLAŞILIYOR"

KKTC'nin su sorununa çözüm bulmak için atılan adımlardan bahseden Atalay, "Gerek Türkiye'de gerek KKTC'de pek çok hükümetin hayali olan, KKTC'nin verimli topraklarına anavatandan hayat suyu getirilmesini sağlayacak çalışma son aşamasına yaklaşmaktadır" dedi.

Mart 2014'te Türkiye'den KKTC'ye su akmaya başlayacağını söyleyen Atalay, barajların inşalarının bitme aşamasında olduğunu ve boruların döşenmeye başlandığını anlattı.

Bunun dünyada ilk kez uygulanan bir proje olduğunu dile getiren Atalay, "Bu proje anavatan ile KKTC arasındaki sarsılmaz birlik ve dayanışmayı, Kıbrıs Türk halkının anavatanına olan gönül bağlarını sağlam ve yeni bir fiziki bir bağla pekiştirecektir" ifadelerine yer verdi.

Atalay, proje kapsamında adaya gelecek suyun etkin kullanımı için çalışmaların devam ettiğini ve Tarım Master Planı ile KKTC'nin hiç olmadığı kadar yeşil bir görünüme ulaşacağını ifade etti.

"GELECEK SUYUN ADANIN TAMAMINA HAYAT VERMESİ, ACİL VE KAPSAMLI ÇÖZÜMÜN BUNUNLA TAÇLANMASI EN SAMİMİ ARZUMUZDUR"

Beşir Atalay, Türkiye'den gelecek suyun sadece Kıbrıs'ın Kuzeyi'ne değil adanın tamamına hayat vermesinin; acil kalıcı ve kapsamlı çözümün bununla taçlanmasının en samimi arzuları olduğunu da vurguladı.

Sonraki adımın Türkiye'den elektrik getirmek olacağını anlatan Atalay, projenin hayata geçmesiyle KKTC'nin Türkiye üzerinden uluslararası elektrik şebekesine bağlanacağını söyledi.

Atalay bunun elektriği ucuzlatacağını ve kalitesini yükselteceğini ayrıca ekonominin rekabet gücünü artıracağını kaydetti.

Atalay şöyle devam etti:

"KKTC'de uygulanması planlanan projeler şüphesiz ki elektrik ve suyla sınırlı değildir. Kamu kurumlarının kurumsal dönüşümü, önemli sektörlerin liberalleşmesi, devlet hizmetlerinin elektronik ortama taşınması için e-devlet ve bölünmüş yolların yapılası gibi çalışmalar sürmektedir

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde KKTC bir istikrar yakaladı ve ekonomik dönüşümde önemli mesafeler kat etti. Maalesef son bir yıldır arzu etmediğimiz bir siyasi gelişmenin içine girildi ve son bir yıldır yapılaması gerekenler geri kaldı. Beklentimiz seçimlerin bir an önce atlatılması ve 2010-2011de ulaşılan ivmenin tekrarlanmasıdır"

"TÜRKİYE KIBRIS TÜRKÜ'NÜN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEKTİR"

Türkiye'nin her zaman Kıbrıs Türkü'nün yanında olduğunu ve olmaya devam edeceğini dile getiren Beşir Atalay, "Kıbrıs Türkü'nün hürriyeti, hukuku ve refahı bizim milli davamızdır" şeklinde konuştu.

İki ülkenin anlayış ve gönül birliğinin muhafaza edilerek atılması gereken adımların kararlılıkla atılacağını söyleyen Atalay, ortaya çıkabilecek sıkıntıların da geçmişte olduğu gibi birlikte aşılacağını dile getirdi.

Atalay konuşmasının sonunda "Barış Harekatı'nda Kıbrıs Türkü'nün varlığı, hukuku ve hürriyeti için cesaretle savaşan, bu uğurda gözlerini kırpmadan can vererek şahadet mertebesine ulaşan Mehmetçik ve mücahitlerimizi rahmetle; gazileri de şükranla andığını belirterek, "20 Temmuz Barış Ve Özgürlük Bayramı tüm Türk Milleti'ne hayırlı olsun" dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.