Denktaş: "Hainlik, bir koltuk uğruna kendi halkını gammazlamaktır"
UBP her açıklamasında seçim kampanyasını iftira, dedikodu ve çamur atma üzerine kurduğunu ispatlamaktadır. Yine son olarak Genel Başkanımız Serdar Denktaş'ı hedef alan ve UBP Basın Bürosu tarafından yapılan açıklama iftiralar ve saptırmalarla doludur.
Bu açıklamalar göstermiştir ki, ülkemizde dolaşan bazı kişilerin, Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının isimlerini kullanarak propaganda yapıyor olmasının finansörü ve organizatörü İrsen Küçük ve ekibidir. Görünen odur ki, UBP kampanya ekibi kendisini TC Büyükelçiliği, Ak Parti ve Türkiye Devleti yerine koymaktadır.
İrsen Küçük'ün kampanya ekibinin belli ki misyonu, Denktaş soyadını "ihanet" kelimesi ile birlikte kullanmaya çalışmaktır. Halkımızdan "Davana Sahip Çık" diyerek oy isteyen Küçük'ün davanın simge ismi Denktaş soyadına bu şekilde saldırıda bulunmasını hiç şüphe yok ki halkımız cezasız bırakmayacak, 28 Temmuz günü gerekli yanıtı sandıkta verecektir.
Genel Başkanımız Serdar Denktaş'ın Büyükelçiliği açıklama yapmaya davet etmesinin nedeni, Türkiye ile olan ilişkilere ve Türkiye'nin itibarına önem veriyor olmasındandır. Zira İrsen Küçük ve kampanya ekibi Türkiye'nin kurumlarını propaganda malzemesi yaparak, Türkiye'nin itibarına zarar vermektedir. Denktaş soyadına sahip olmanın sorumluluğu ve bilinciyle hareket eden Genel Başkanımızın Türkiye'nin itibarını zedeleyici girişimlere izin vermesi, buna seyirci kalması beklenemez. Ancak TC Büyükelçiliğinin Türkiye kurumlarının isimlerinin kullanılmasına sessiz kalması ve izin vermesi bize göre doğru bir yaklaşım değildir. Bu nedenle genel Başkanımız devamlı suretle Büyükelçiliği açıklama yapmaya davet etmektedir.
UBP Basın Bürosu tarafından yapılan açıklamada gündeme getirilen eylemlerin neden ve nasıl yapıldığını halkımız çok iyi bilmektedir. Ancak görünen o ki, İrsen Küçük ve kampanya ekibi bu konuda da halkımızı aldatma gafleti içine girmiştir.
Gerçekleri yeniden hatırlatalım;
2011 yılında Sendikal Platform Eylemleri Hükümetin iş bilmez uygulamalarına karşı düzenlenmiş ve muhalefet partileri yanında birçok Sivil Toplum Örgütü de bu eylemlere destek vermiştir. Eylemler esansında küçük bir grubun halkın tepkisini istismar ederek açmış oldukları pankartlara ise DP Gençlik Örgütü anında müdahale etmiştir.
TC Büyükelçisi Sn. Akça'nın atanma yöntemi o günlerde Türkiye Cumhuriyeti'nin İsrail Büyükelçisini görevden çekme yöntemi ile aynı uygulama içerisinde yer almıştı. Diplomatik teamülleri iyi bilen Genel Başkanımız, başlattığı bir eylem ile bu yöntemi protesto etmiştir ve Büyükelçilik atama prosedürü düzeltilinceye kadar da eylemi devam ettirmiştir. İrsen beyin o günlerdeki Kıbrıs Türk Halkını küçük düşürücü tavırlarının da protesto edildiği ve bu toprakların ve bu Devletin sahibi olduğumuzun, yaşanan olumlu ve olumsuz her konuda sorumluluğumuzun olduğu hatırlatıldığı eylemde ne bayraklarımıza ne de Türkiye'ye "hakaret veya ihanet" addedilebilecek tek bir söz dahi edilmemiştir.
Hayatının her döneminde Genel Başkanımız Serdar Denktaş KKTC halkının çıkarlarını ve haklarını korumaktan geri durmamıştır. Hangi ülke temsilcisi olursa olsun muhatabına Kıbrıs Türk halkının seçilmiş bir temsilcisi olduğunu bilerek konuşmuş, Liderimiz Denktaş'ın soyundan geldiğini ispat etmiştir. Partililerimiz bu nedenle kendisine sahip çıkmakta, halkımızın her kesimi bu nedenle kendisine sevgi ile bakmakta, gençler bu nedenle kendisine "Serdar Abi" diye seslenmektedir.
HAİNLİK, BİR KOLTUK UĞRUNA KENDİ HALKINI GAMMAZLAMAK, KENDİ HALKINI KUCAKLAYAMAMAKTIR
Türkiye Hükümeti'nden koltuk koruma güdüsü ile daha fazla para kopartmak için kendi halkını gammazlamaktan çekinmeyen, KKTC'nin en büyük bankasının Müdürünün kendisinden fazla maaş aldığını söyleyerek kendi kendini aşağılayan, Kıbrıs Türk halkının kitlesel itirazlarına "ne yapalım biz de istemiyoruz bu icraatı ama Türkiye öyle istiyor, Elçilik öyle istiyor" diyerek cevap veren bir Siyasetçiyi halkımız cezalandırmak istemektedir.
İrsen
Küçük'ün kampanya ekibi halkımızın bu tepkisini kırmak için
KKTC halkının hassasiyet gösterdiği ve saygı duyduğu makamların
adını kullanmayı tercih ederek KKTC halkına yönelik büyük bir
ihanetin altına imza atmaktadırlar. Buna seyirci kalan UBP yönetimi
ise koltuk uğruna bu ihanete ortak olmaktadırlar.
Genel
Başkanımız Serdar Denktaş bu kampanya süresince isimleri
kullanılan makamlardan yaşananlara açıklık getirilmesini talep
etmiştir. Bu talebe ise cevap bu dedikoduların yayılmasını
sağlayan esas kaynaktan gelmiştir. UBP Basın Bürosu açıklamasını
hazırlayıp basına sunan kampanya ekibi kendilerini bir kez daha
alenen TC Büyükelçisi, AK Parti ve Türkiye Devleti olarak
tanıttıklarını ortaya koymuşlardır.
Genel Başkanımız
Serdar Denktaş katıldığı her programda ısrarla sormakta ve
sormaya da devam edecektir. UBP kampanya ekibi kendisini; TC Elçiliği
olarak mı? AK Parti olarak mı? yoksa Türkiye Devleti olarak mı
görmektedir?
Genel Başkanımız gittiği her yerde
ve katıldığı her programda KKTC halkını kamplara bölmeye
çalışanlara karşı net bir tavır ortaya koymakta ve halkımızı
KKTC kimliği etrafında bütünleştirmeye ve eşitlemeye
çağırmaktadır. TC kökenli - Kıbrıs kökenli tartışmasına
ise hepimizin kökenlerinin Anadolu olduğunu söyleyerek bu
ayırımcılığı ısrarla gündemde tutmaya çalışanları zora
sokmaktadır. Genel Başkanımızın bu söylemi KKTC halkının
gelecekte bir bütün haline gelmesinden korkanları rahatsız
etmekle birlikte vatandaşlarımızın bu söyleme gösterdiği büyük
ilgi hepimizi mutlu etmektedir.
"Hiçbir güç insanımızı
kamplara bölerek statükonun devamını sürdüremeyecektir. KKTC
halkı kendi geleceğinde söz sahibi olmak istencini ortaya koyacak
ve hak ettiği saygınlığı yeniden elde edecektir. Ne Türkiye
hükümetleri, ne AK Parti ne de Türkiye Devleti bizim hasmımız
değildir. Onlar bizim birlikte gönül gönüle ileriye
yürüyeceğimiz müttefiklerimizdirler. Yalan yanlış raporlarla bu
gönül bağını yıkmak isteyenlere karşı direncimiz artarak
devam edecektir. 28 Temmuz bu gönül bağını en güçlü konuma
taşıyacak yeni bir dönemin başlangıç günü olacaktır"
diyen Genel Başkanımız Serdar Denktaş, kendi halkının
çıkarlarını ve Devletimizin yılmaz bekçiliği görevini
babasının kendisine verdiği, "Bu mücadelede bıktım,
usandım, yoruldum deme hakkın yok! Takatinin bittiği yerde
arkadaşlarınla kol kola girerek koşmaya devam edeceksin"
talimatı çerçevesinde yürütmektedir ve yürütecektir. Denktaş
soyadının sorumluluğu ve inancı bunu gerektirir.
Genel
Başkanımız bu gerçekler ışığında ilgili kesimlerden, hem
Kıbrıs Türk Halkına hem de seçimlerimizi takip etmekte olan
üçüncü çevrelere net bir cevap verilmesini beklemektedir.
DP Ulusal Güçler
Genel Merkezi
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.