BKP Toplumsal Varoluş Güçleri miting düzenledi
<span class="Apple-style-span" style="font-size: small; ">Birleşik Kıbrıs Partisi Toplumsal Varoluş Güçleri Sarayönü Meydanı'nda dün akşam miting düzenledi.</span>
Miting meydanında "Ankara Yakamızdan Elini Çek" ve "Tüm Halklar Kardeştir" pankartları asıldı.
Miting Sol Anahtarı gurubu ve Arda Gündüz'ün verdiği konserle başladı.
Konserin ardından BKP'nin manifestosunu Ertuğ Şenova okudu. Bunu Devrimci Komünist Birlik temsilcisi Yusuf Alkım ve Baraka Kültür Merkezi temsilcisi Münür Rahvancıoğlu'nun konuşmaları izledi.
Devrimci Komünist Birlik temsilcisi Yusuf Alkım'ın gecede yaptığı konuşmada 28 Temmuz günü ülkenin kuzeyinde kurulu olan ayrılıkcı rejimin çok kritik bir sınavdan geçeceğine değinerek "1974 yılında önce tam da bu günlerde önce Yunan faşist juntasının askeri darbesi ile daha sonra ise bunu bahane eden Türkiye Cumhuriyeti'nin askeri işgali ile, ülkemiz emperyalizmin planları çerçevesinde bölünmüştür. Kuzeyde Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenliği altında kurulan sömürgeci rejim tam 39 yıldır toplumun tüm değerlerini ayaklar altına almakta ve planlı asimilasyon poletikası adım adım hayata geçirilmektedir.
Türkiye
Cumhuriyeti egemenleri tarafından bilinçli bir şekilde üretimden
koparılarak bağımlı hale getirilen ve ülkemizin kuzey yarısında
kurulan ganimet düzeni bu süre zarfında halkımızın bir çok
kesimini çeşitli menfaatlerle kendine bağlamış ve her geçen gün
çürüyen bu yapıya karşı yükselen tepkileri bastırmayı
becerebilmiştir." dedi. Alkım "Ülkemizin kuzey coğrafyasında Türkiye Cumhuriyeti'nin etkin
fiili kontrolü altında yaşayan Kıbrıs Türk Toplumu, uygulanan
asmilasyon ve entegrasyon poletikaları sonucunda toplumsal yok
oluşla karşı karşıya bulunmaktadır. 2000'li
yılların başında mevcut rejime karşı yükselen muhalefet, Annan
Planı'nın masaya konması ve çözüm yanlısı söylemleri
kullanan ancak rejimle barışık olan güçlerin hareketin
önderliğini ele geçirmesi ile kontrol altına alınmış ve günün
sonunda halkın barış ve çözüm temelli ayağa kalkışı
özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin dünya nezdindeki işgalci
pozisyonunun, çözümü destekleyen taraf pozisyonuna dönüştürmesi
için kullanılmıştır." dedi. "CTP
eliyle meclise taşınan ve UBP eliyle uygulamaya konan yıkım
poletikaları, sadece ekonomiyi değil toplumun tüm değerlerini
daha da hızlı bir şekilde yıkıma uğratmaya başlamıştır.
İşte toplumsal değerlere karşı yapılan bu saldırılar
nedeniyle 2010 yılının başında 28 Ocak tarihinde ilk Toplumsal
Varoluş Mitingi büyük bir kitlesellikle gerçekleştirilmiştir.
Bu ilk mitingin önemi; bir yandan rejime karşı net tavır alan
yapılar tarafından yükseltilen "Sorun hükümette kim olduğu
değil, Türkiye Cumhuriyeti egemenlerinin dayattığı
poletikalardır, yani irademizi kendi ellerimize almaktadır"
görüşü kitleler tarafından benimsenirken diğer yandan rejimle
bağlarını koparamayan CTP ve TDP gibi yapılar buna karşı "biz
hükümete gelirsek her şey düzelir" yalanını halka anlatmaya
çalışmışlardır." diyen Alkım "İşte
bu gelişmeler nedeniyle bundan iki yıl önce yükselen Toplımsal
Varoluş Mücadelesinin önü rejimle bağlarını koparamayan
yapılar tarafından kesilmiş ve kendi kontrollerinde hükümetçilik
kavgasına alet edilmeye çalışılmıştır. Ancak halk tarafından
bunun kabul görmediği anlaşılınca rejime karşı duruş
sergileyen yapıların gücünün yetersizliği sayesinde muhalefet
söndürülebilmiştir." dedi.
Mitingde son konuşmayı yapan BKP Toplumsal Varoluş Güçleri Genel Başkanı İzzet İzcan, "Yurtseverler hoş geldiniz" diyerek sözlerine başladı..
Miting alanına gelen destekçilerine seslenen İzcan, "Sarayönü'nde baş kaldırmaya, bu düzenin bekçilerinin ezberlerini bozmaya geldik" ifadelerini kullandı. Ülkenin bütünlüğü, halkların kardeşliği ve barış için bu yola çıktıklarını dile getiren İzcan, hedefe varmadan da mücadeleden vazgeçmeyeceklerini kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının bugüne kadar çok acı çektiğini söyleyen İzcan, bütün halkların kardeş olduğunu, kavgalarının halkla değil emperyalizmle ve kendine milliyetçi ve sosyal demokrat diyenlerle olduğunu belirtti.
Parlamentoda bulunan partilerin dördününde AK Parti'nin işbirlikçileri olduğunu iddia eden İzcan, bu partilerin işbirliklerini devam ettirerek aslında düzeni devam ettirme amacında olduklarını söyledi.
Kıbrıs Türkü'nün bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin devam edeceğini dile getiren İzcan, "Biz parlamentoya işbirliği yapmaya değil parlamentoyu kafanıza yıkmaya geliyoruz" şeklinde konuştu.
Her şeye rağmen ülkeyi yönetenlerin gözlerinde diken olmaya devem edeceklerini söyleyen İzcan, kendilerinin bu memleketin esas sahibi olduklarını kaydetti.
Diğer partileri eleştirilerde bulunan İzcan, "Bizim tek korkumuz Kıbrıs Türk halkıdır. Rejime, statükoya ve işgale karşıyız" dedi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.