İÇ HABERLER
okuma süresi: 4 dak.

Ramazan ayının son günlerinde beslenmeye dikkat

Ramazan ayının son günlerinde beslenmeye dikkat

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi (Near East University Hospital) Baş Diyetisyeni Hatice Baygut Sahur ve iftar arasında geçen sürenin önemine değindi.

Yayın Tarihi: 31/07/13 12:59
okuma süresi: 4 dak.
Ramazan ayının son günlerinde beslenmeye dikkat
A- A A+

Yakın Doğu Üniversitesi Lefkoşa Kıbrıs (Near East University Nicosia Cyprus) Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Baygut, Sahur ve iftar arasında geçen uzun sürede sindirim kanalının aktif halden inaktif hale geçmekte ve bu da bağırsak hareketlerinde belli oranda azalmaya yol açmakta olduğunu ifade etti.

Baygut, Uzun süren açlığın ardından iftarla birlikte hızlı ve yüksek miktarlarda gıda tüketiminin mide ve bağırsaklarda şişkinlik ve gaz problemleri yaratabildiğini belirtirken, İftar sonrası yoğun gıda tüketimi ve bu tüketimin akşamın ilerleyen saatlerine rastlaması, sahurda da yine beslenmenin devam etmesi kaliteli uykunun zarar görmesine de neden olabileceğine dikkat çekti.

Porsiyon miktarlarını fazla artırmadan ve yenilenlerin içeriğinde bulunan maddelere (yağ, karbonhidrat, protein, vitamin, mineral) dikkat ederek ve en önemlisi de pişirme yöntemlerinden sağlıklı olanları seçerek, ramazanı daha dinç ve daha sağklı bir şekilde geçirilebilineceğini anlatan Baygut, dikkat edilmesi gereken ilk noktanın sahur ve iftarda yeterli sıvı alınması olduğunu vurguladı.

Baygut, Sıvı tüketimini artırmak için iftarda ilk yemek olarak çorbanın tercih edilmesi gerektiğini dile getirirken,gün içinde susuz kalınacağından iftar ile sahur arasında sıvı ihtiyacı çok iyi karşılanması gerektiğini de sözlerine ekledi.

"En az 2-2.5 litre su içilmeli, ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, çorba, komposto gibi içeceklerle sıvı alımı artırılmalıdır. Bir anda fazla miktarda yemek yemenin vücuda yükleyeceği yükü azaltmak için iftar 2 öğüne bölünmelidir." İfadelerini kullanan Baygut, "İftarda hızlı ve fazla yemek tüketilmemeli, yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yemek yenmelidir. İftar ile sahur arasına küçük ara öğünler eklenmeli, böylece hem fazla miktarda yemenin vereceği olumsuzluklar engellenmeli hem de yavaşlayan metabolizmaya destek olunmalıdır." diye konuştu.

Baygut, Sindirim sisteminde meydana gelen değişiklikler sonucunda görülen kabızlık, şişkinlik ve gaz problemlerini doğru beslenerek aşmanın mümkün olduğunu ifade ederken, sindirim sistemine dost besinler arasında yağsız et ve et ürünlerinin yanı sıra tam tahıllı ürünlerin de olduğunu kaydetti.

"Et seçimlerinizde yağsız tavuk, balık, ve diğer yağsız et türlerinden birini seçmeye özen gösterin. Yağların sindirimi hem uzun hemde güçtür, bu yüzden yağsız veya yağı azaltılmış iyice çiğnenmiş et ürünleri sindirim güçlüğü problemi yaratmayacaktır." diye konuşan Baygut, "Kepekli ekmek,yulaf, buğday, kepek içeren besinler gibi tam tahıl kaynakları zengin lif içerikleri sayesinde sindirime yardımcıdır." açıklamalarında bulundu.

Baygut, sindirimi zorlaştıran besinler arasında ise yağlı ve kızartılmış yiyecekler, acı biber, kahve, çay ve gazlı içecekler olduğunu kaydederken, "Mısır:Lif bakımından zengin olan mısır, beslenme de sağlıklı bir seçim olarak dikkat çekmekte ancak mısırda bulunan selüloz isimli madde çözünmez lif kaynağıdır, bu nedenle bazı kişilerde sindirim problemleri yaratıyor. Mısır yerken iyice ve uzun süreli çiğnemek problem yaşamayı önlüyor, aksi halde öğütülmemiş mısır taneleri gaz sorunlarına ve karın ağrılarına yol açabiliyor." İfadelerini kullandı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.