Denktaş: "Maraş'ın eski sahiplerine açılması gerekir"

DPUG Genel Başkanı Serdar Denktaş, 4 partili bir koalisyon hükümeti önerisini yineleyerek, tüm partilertin ortak bir porgram üzeirnde uzlaşarak, gerekli Anayasal reofmrların yapılabilmesi için Haziran 2014'te gerçekleştirilecek yerel Kuruluş Organları Seçimi'ne, bu sürede hedeflerin gerçekleştirilmemesi durumunda ise Nisan 2015'te gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı Seçimi'ne kadar görev yaparak, gerekli düzenlemelerin referanduma götürülmesi isteğini ifade etti.

"Demokrasimizin de demokratikleşmesini istiyorsak bu geçiş dönemi gereklidir" diyen Denktaş, bir koalisyon hükümetinin 33 veya 34 milletvekiliyle bir çoğunluk hükümeti oluştursa dahi muhalefetle karşılaşacağını söyledi.

Denktaş, DPUG'nin olmazsa olmazlarının ne olacağının ve UBP'nin özelleştirmeler konusundaki tutumunun ortada olmasının sakıncalarının sorulması üzerine ise, UBP'nin de Ercan'ın özelleştirilmesi konusunda geri adım atabileceğini ifade etti.

PARTİLER ARASI TEMAS

Denktaş, yemin töreni ve görevlendirme öncesinde partilerin görüşmelere başlaması önünde bir engel bulunmadığını ancak seçi mden birinci parti olarak çıkan CTP-BG'nin bu yönde bir irade göstermediğini, en azından DPUG'ye görüşme çağrısı yapmadığını belirtti.

Denktaş, CTP-BG ile UBP arasında görüşmeler yapılıp yapılmadığını ise bilmediğini kaydetti.

EROĞLU İLE İLİŞKİLER

Denktaş, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile işkilerin geçmişe oranla çok yi ibir aşamada olduğunun da yineledi.

2015 seçiminde Eroğlu'nun desteklenmesi konusunda ise Denktaş, Eroğlu'nun aday olup olmama konusunda henüz kararını vermediğini ancak DPUG'nin kimi destekleyeceğine ya da aday çıkarıp çıkarmayacağına seçim döneminde karar vereceğini söyledi.

Denktaş, Cumhurbaşkanı Eroğlu'nnu UBP'li mi DPUG'li mi olduğu şeklindeki soruya ise "Derviş Bey ikisi de olmamalı" yanınıtı verdi.

Denktaş devamında, "DPUG kimsenin hakimiyetine girecek parti değil" dedi.

MARAŞ KONUSU

Denktaş, ekim ayında başlayacak Kıbrıs müzakereleri öncesinde ortyaa konulan Maraş'ın devredilmesi konusunu da değerlendirdi ve bunun söz konusu olmaması gerektiğini belirtti.

"Maraş'ın iadesi gibi birşey söz konusu olmamalı ama Türk idaresinde eski sahiplerine açılması gerekir" şeklinde konuşan Denktaş, Vasilik Yasası'nın da geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Denktaş, 2004'te yapılan refernadumda Maraş'ın devredilmesi konusunu da içeren Annan Planı'nın Kıbrıs Rum tarafuınca reddedildiğini anımsattı.

"DERVİŞ BEY ÖZEL TEMSİLCİ ATAYABİLİR"

Denktaş, müzakere süreci konusunda özel temsilcilere de işaret ederek, Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun da Rum lider Nikos Anastasiadis gibi bir özel temsilci atayabileceğini ifade etti.

"GÖRÜŞMELERİ PARLAMENTONUN TESBİT EDECEĞİ BİRİNİN YÜRÜTMESİ LAZIM"

Serdar Denktaş, parlamenter sistemle yönetilen ülkede görüşmecinin de Meclis tarafından tayin edilmesi gerektiğini bildirdi.
Cumhuriyet Meclisi'nden görüşmeci yetkisini alan tek Cumhurbaşkanının, 1. Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş olduğunun da altını çizen Serdar Denktaş, "Görüşmeleri parlamentonun tesbit edeceği birininin yürütmesi lazım... Meclis'ten tek yetki alan Cumhurbaşkanı Denktaş'tır. Geçmişte bir liderlik vardı ama artık Denktaş sonrasında bu kalktı" dedi.

Görüşmeci konusundaki sorumluluğun Meclis'te olduğunu, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun bu anlamda Meclis'ten yetki almadığını yineleyen Denktaş, sorunun çözümü konusunda ise, "Benim iki toplumlu, iki kesimli federasyon çözümüyle ilgili en ufak bir ümidim, beklentim yoktur" dedi.

Denktaş, baskıyla oluşacak bir çözüm ve anlaşmanın çözüm yerine her iki taraf için de kaos döneminin başlangıcı olacağını söyledi.

Sıkıntının güç paylaşımından kaynaklandığını ve bu durumun 1964'ten itibaren devam ettiğini söyleyen Denktaş, KKTC'nin kendi kendini yönetebileceğini dünyaya göstermesi gerektiğini ifade etti.

"Alt yönetim izlenimi verirseniz kimse sizi dikkate almaz" diyen Denktaş, iki seçeneğin ise müzakerelerin başlama koşulu olması gerektiğini kaydetti.

Bunlardan birinin, AB'den kendi sınırları içerisinde gördüğü Kuzey Kıbrıs ile siyasi tanınma koşulu olmadan Gümrük Birliği sürecini başlatması olduğunu belirten Denktaş, AB'nin bunu reddedemesi durumunda ise serbest ticaretle birlikte Gümrük Birliği'ne geçiş adımlarının Türkiye ile atılması önerisinin getirilmesi gerektiğini söyledi.