İÇ HABERLER
okuma süresi: 13 dak.

KTOEÖS: "Okullarımız işgalden kurtarılmalıdır"

KTOEÖS: "Okullarımız işgalden kurtarılmalıdır"

Aylardır devlet okullarının sorunsuz açılması için mücadele ediyoruz. Sendikamız Eğitim Bakanlığı ile birçok görüşme yapmış, yazılı-sözlü birçok öneri yaparak, günlerce çalışmıştır.

Yayın Tarihi: 28/08/13 12:06
okuma süresi: 13 dak.
KTOEÖS: "Okullarımız işgalden kurtarılmalıdır"
A- A A+

KTOEÖS'ün yoğun çabalarına rağmen, isteksiz bazı bürokratlar, TC Elçiliği, Eğitim müşavirleri birlikte hareket edip, özellikle öğretmen yer değiştirmelerine müdahale ederek eksik öğretmen kadrolarının tamamlanmasına ve devlet okullarının sorunsuz açılmasına engel olmak istemişlerdir.

Bunca çabaya rağmen maalesef yüzlerce sorun içerisinde cebelleşen devlet okulları yine de öğretmensiz, muavinsiz ve müdürsüz açılacaktır.

Öğretmen yer değiştirme işlemleri yasaya göre en geç 15 Temmuz'da yapılmalı ve kamuya sevk edilerek yasallaşmalıydı. Öğretmen, müdür, muavin boş yerleri doldurulmalıydı. Seçim dolayısıyla aksayan sürece rağmen sırf ilahiyatta kadrolaşma arzuları, adamcı yaklaşımlar ve siyasi ince hesaplarla halkın çocuklarının gittiği devlet okullarına zarar verilmektedir. Bakanlıkta çalışmaları bitirilen yer değiştirme listeleri 23 Ağustos'ta Bakanlık tarafından yayınlanmadan, 27 Ağustos'ta kamuya sevk edilmiştir. Şu anda kamu seçim yasaklarından dolayı işlem yapamamaktadır. Seçim yasaklarının kalktığı gün derhal işlemler tamamlanmalıdır. İhtiyaç görülen muhtemel münhal kadrolarının sınavları için Kamu Hizmeti Komisyonu derhal sınav hazırlıklarını bitirmeli, seçim yasaklarının kalktığı ilk Bakanlar Kurulunda öğretmen ihtiyaçları için yetkiler verilmelidir. KHK aldığı yetkilerle birlikte sınavları yaparak boş kadroları hızla doldurmalıdır. Hiç zaman aksatılmadan tüm çalışmalar yapılırsa öğretmenler 15-20 gün GEÇ atanacaktır ancak bu takvim doğru çalışmazsa okullar KASIM SONUNA kadar boş kalacaktır. Hiç bir mazeret, gelecek demek olan çocuklarımızdan önemli değildir.

Şu anda inşaatı devam eden okulların tamiratı tamamlanmalıdır:

  • Anafartalar Lisesi, Lapta Yavuzlar Lisesi Mehmetçik Ortaokulu, Sedat Simavi Endüsrti Meslek Lisesi, Cumhuriyet Lisesi ivedilikle ele alınmalıdır.

  • Girne'de inşaatı başlatılan Ortaokul bitirilmelidir.

  • Mağusa'ya acil bir okul yapılmalıdır.

  • Lefkoşa Güzel Sanatlar Lisesi, Canbulat Ortaokulu, Beyarmudu Ortaokulu ve acil bekleyen diğer okullar ise süre uzatılmadan kontol edilmeli, tamiratları, boyamaları tamamlanmalı ve yeni eğitim yılına bu okullarımız hazırlanmalıdır.

TC Elçiliği ve Siyasiler eğitimle oynamaktan vazgeçmeli, Devlet okullarının sorunları çözülmelidir.

Eğitim Bakanlığı işgal altındadır: Kıbrıs Türk Eğitim sistemi çağdaş, laik, bilimsel, demokratik, parasız ve kamusal bir nitelikte kurgulanmıştır. Anayasa ve yasalarımız da bu yönde tanımlar yapmaktadır. Oysa bugün misyonerlik faaliyetleri gereği eğitim, gerici bir hale getirilmiştir. Eğitim Bakanlığı TC Elçiliğinin 3. sınıf eğitim müşavirleri ile işbirliği yaparak bazı bürokratlar tarafından yönetilmeye çalışılmaktadır. Eğitim bakanlığı TC'den misyonerlik için gönderilen kadrolar ve TC Elçiliğinin Eğitim Müşavirleri tarafından işgal edilmiştir.

Eğitimde Yönlendirme Yapılamamaktadır: Öğrencilerin süreç içerisindeki başarılarının değerlendirerek, başarılı oldukları alana yönlendirme yapan bir eğitim sistemi yerine, çocuklarımız seçmeci-elemeci sınavlarla elenip istediği okula gidememekte ve dershanelere mahkum edilmektedir.

Hiçbir şekilde desteklenmeyen çocuklarımız her yıl Bakanlar Kurulu kararları ile siyaseten geçirilerek üniversitelerin müşterisi durumuna getirilmektedir. Geleceğin en önemli kaynağı gençlik işsizliğe itilerek plansızca heba edilmektedir.

Eğitim Amacından Saptırılmıştır: Eğitim amaçsız ve hedefsiz hale getirilmiştir. Okullar, öğrenciler yönsüz, hedefsiz bırakılmış, hiçbir şekilde desteklenmemektedirler. Öğrenciler adeta öksüz çocuk durumuna getirilmişlerdir. Hiçbir kazanım ve gelecek hedefi gözetilmeden, sistem içinde tutulan çocuklarımız harcanmaktadır. Gençler mutsuzluğa, işsizliğe ve çaresizliğe itilmektedir. Eğitimin esas amaç ve hedefti olan nitelikli, meslek sahibi, mutlu birey yetiştirmekten saptırılmıştır.

Okul Müfredatları Hayatın Pratiğinden Kopartılmıştır: TC ile paralel götürülmeye çalışılan eğitim müfredatlarının içeriği, yerel olmaktan çıkartılmış, üretimi desteklemeyen bir yapıya kavuşturulmuş ve de gittikçe muhafazakârlaştırılarak Kıbrıs Türk Eğitim Sisteminin amacını değiştirmiştir. Uzun vadede ikili eğitim sistemini yaratacak olan ilahiyat okulunun açılması Kıbrıs Türk Toplumuna çok büyük zarar verecektir.9. sınıflardaki hedef belirsizliği ve program kargaşası ciddi bir sorun olarak eğitim sistemini etkilemektedir.

TC'li Öğretmen İstihdamları Kanayan Yaradır: Master, Doktora, Lisans düzeyinde binlerce işsiz ve iyi yetişmiş öğretmen adayı ülkemizde varken yüzlerce aynı branştan TC'li öğretmenin istihdam edilmesi eğitim sistemimizi, gençleri heba etmeden başka bir şey değildir.

Öğretmenlik Mesleğinin Statüsü Düşürülmüştür: Öğretmenin statüsü düşürülmüştür; Öğretmen yetiştirilmesinden vazgeçilmiş, siyasi amaçlı şaibeli geçici öğretmen alımları yapılmaktadır. Aynı işi yapan ve farklı maaş ve özlük hakları altında çalıştırılan öğretmenlerimiz arasında adalet bozulmuştur. TC'deki öğretmenlerden daha düşük maaşla çalıştırılmaktadırlar. Binlerce kilometre kat eden, lojmanı olmayan, farklı yasalara tabii tutulan, farklı ve düşük maaş alan, yolluğu olmayan, mesleğinde desteklenmeyen öğretmenlerin eğitimdeki moral ve motivasyonu oldukça azaltılmıştır.

Ücretsiz Kamusal Eğitim Hakkı Bitirilmiştir: Eğitim paralı hale getirilmiştir. Seçmeci, elemeci sınavların yaygınlaştırılması ve tek alternatif yapılması ile özel okul, dershane, özel ders teşvik edilmektedir. Seçmeci-elemeci anlayışın her kademeye yayılması bilimsel, demokratik, çağdaş, parasız ve nitelikli eğitimi yok eden ezberci bir sistemi ve özel dersi fazlaca teşvik eden noktaya gelmiştir. Eğitim de sağlık gibi parası olana verilecektir. Okullar demokratik eğitim, çağdaş insan yetiştiren kurumlar olmak yerine muhafazakâr, edilgen yurttaş yetiştirecektir. Özellikle devlet okulları niteliksizleştirilmek istenmektedir. Bu Kamusal Eğitime yönelik planlanmış bir katliamdır.

Devlet Okullarının Tek Kuruş Bütçesi Yoktur: Eğitim için ayrılan bütçenin yaklaşık %85'i özel okullara aktarılmaktadır. Devlet okullarının tek kuruş bütçesi yoktur. Devletin okullarına giden çocuklarımıza öğrenci başına tek kuruş harcama yapılmamaktadır. Mevcut işleyiş, okul aile birliklerinin ve okul yöneticilerinin okul bütçesi yaratmak için bütün enerji ve zamanını harcayarak yürütülmektedir. Velilerden para söğüşlenmektedir. Okul yöneticileri dilenci pozisyonuna düşürülmekte, yasa dışı kayıt ücreti almak zorunda bırakılmaktadır. Devlet adeta okulları velilerden para koparan gizli özel okullar haline dönüştürmüştür.

Okul Altyapıları Yetersizdir: Devlet okullarının altyapıları ihmal edilmekte, herhangi bir standarda ulaşma hedefi taşımamaktadır. En temel ihtiyaçtan mahrum edilmiş devlet okullarında yeterli tuvalet, el sabunu, hademe, öğretmen, müdür, A4 kâğıdı, salon, saha bulunmamakta, diğer taraftan 40 öğrenciden oluşan sınıflarda eğitim yapılmaya çalışılmaktadır. Özel okullar devletten aldıkları katkılarla albenilerini artırmakta, daha pahalı müşteri bulma yolları açılmaktadır.

Eğitim Bakanlığının Yapısı Sorunları Çözemez Haldedir: Eğitim Bakanlığının yapısı eğitimdeki sorunların üstesinden gelinmeyecek hale sokulmuş, var olan anlayışla hiç bir planlama yapamaz duruma gelmiştir. Eğitimi mahveden siyasi atamalar sadece siyasi yatırım yapmaya çalışmakta ve eğitimi siyasi çıkarlarına heba etmektedirler. Eğitim Bakanlığında teknik çalışma, geliştirme, denetleme, istatistikî veri toplama ve yorumlama gibi eğitimin gelişmesini sağlayacak çalışmaları yapacak kadro ve yetenekli elemanı kalmamıştır. Eğitim Bakanlığı tükenmişlik sendromu yaşamaktadır. Planlamak, kadrolamak, sorun çözmek yerine sorun üretmektedir. Eğitim Bakanlığının tüm kadroları eksik, istatistik, araştırma-geliştirme gibi çağdaş birimleri olmayan hantal bir yapısı vardır.Bu yapı sorun çözmek yerine sorunlar yumağına dönüşmüştür.


Burslar Fakir Çocuklar İçin Değildir: Burslar fakir öğrencileri desteklemekten çok torpillere, adam kayırmacılıkla kaynak olarak kullanılmaktadır. Yüklü para kazanan ve bunu gizleyenlerin çocukları burslu okutulmakta, buna karşın geliri sabit olanlar çok kazanıyor denilerek cezalandırılmaktadır.

Öğretmen İstihdamları Şaibelerden Kurtarılmalıdır: Öğretmen yetiştirilmesi ve istihdamları bir türlü şaibelerden kurtulamamıştır. Üniversiteye giriş kontenjanları objektif sistemlerden çok siyasi açıkgözlerin kaptığı rüşvetler haline getirilmiştir. Öğretmen istihdamlarının biçimi ve şekli değişmelidir, var olan sistemde yapılan sınavların şaibeleri ortadan kaldırılacak önlemler alınmalıdır.

Öğretmen Angarya Çalıştırılmaktadır: Öğretmen maşları Türkiye maaşlarının altına düşürülmüştür. Türkiye'de 15 ders üzerinde derse giren öğretmenlere ek ücret ödenmekte oysa bizde ek mesai gerektiren hiçbir hizmet öğretmene ödenmemekte, öğretmenler angarya çalıştırılmaktadır.

Okul Yönetim Anlayışı Demokratikleşmelidir: Okullar çağdaşlıktan uzak, hedefsiz bırakılmıştır. Hedefsiz okullarda sınavla, belgeyle, okul yöneticileri atanmaktadır. Devlet okulları çağdaş bir anlayışla geleceğin gençlerini yetiştirmeli, okul yönetim anlayışı demokratikleşmeli, desteklenmeli bunun için de yeni bir anlayışla dönüştürülmelidir.

Yasalar, Tüzükler Çağdışı Kalmıştır: Mesleki Teknik Öğretim yasalarından, sınıf geçme sınav tüzüğüne, disiplin tüzüğünden eğitim yasasına kadar birçok yasa, tüzük örgün eğitimin önünü açacak şekilde değişmeli ve uygulaması da takip edilerek sorunlu alanlar kalıcı bir şekilde çözülmelidir.

Meslek Okulları: Mesleki Teknik Okulları amaçsız, hedefsiz hale getirilmiş, müfredatları ise günümüz ihtiyaçlarına uymamaktadır. Atölyeler kapatılmış, mesleği gerçek anlamda öğretemeyen ve sistem dışına çıkamayan bir duruma getirilmiştir. Öğrencilerin kalabalık sınıflara doldurulduğu ve verimli eğitim alamadığı okullara dönüştürülmüştür. Son dönemlerde AB hibeleriyle Mesleki Teknik Okullarının sistemleri incelenmesine rağmen esas sorunun yüksek kaliteli eleman yetiştirme değil, işgücünün ihtiyacı olan elemanların yetiştirilmesi gerektiği gerçeği göz ardı edilmektedir. Ayrıca işgücü kendilerine yetiştirilmiş, nitelikli eleman değil adeta köle aramakta, bu ise iş piyasasının ucuz iş gücünü seçerek mesleki teknik okullarından mezun olan çocuklarımızın işsizliğe itilmesini getirmektedir. Meslek Okulları ne kadar kaliteli olursa olsun ülke gerçekleri göz ardı edilmektedir.

Saydığımız belli başlı sorunlar yanında yüzlerce sorun sıralamak mümkündür. Bu sorunların bitmesi için ülkemizde katılımcı bir yapıyla eğitimim anlayışı değişmelidir. Eğitim siyasilerin oyuncağı, misyonerlik alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Eğitimin her alanında yeni bir anlayışla dizayn edilmeye ihtiyacı vardır. Eğitim bir insan hakkıdır. Nitelikli, çağdaş, kamusal, parasız, demokratik, laik ve bilimsel bir eğitim anlayışı ilköğretimden üniversite kademlerine kadar yeniden dizayn edilmelidir. Bir ülkenin sorunlarının toplamının ortadan kalkması ancak böyle bir eğitim anlayışı ile mümkündür.

Tahir GÖKÇEBEL

Başkan

Yönetim Kurulu (a.)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.