İÇ HABERLER
okuma süresi: 13 dak.

3'lü kararnâme aynen devam!

3'lü kararnâme aynen devam!

Kıbrıs Postası, henüz meclis internet sitesinde dahi yayımlanmayan 19 Ocak 2015 tarihli son Kumu Görevlileri Yasa Tasarısı'nı ele geçirdi. Hükümetin 'Kamuda Reform' şeklinde lanse ettiği tasarıda "3'lü Kararnâme yoluyla üst düzey yönetici atama ve görevden alma" uygulaması aynen yerinde duruyor…

Yayın Tarihi: 30/03/15 10:00
okuma süresi: 13 dak.
3'lü kararnâme aynen devam!
A- A A+

Her hükümetin vadettiği, hatta geçmişte bazı koalisyon hükümetlerinin bozulma nedeni olarak gösterilen ve bugün de üzerinde komitelerin çalıştığı ifade edilen Kamu Reformu, tasarıdaki bazı maddeleri nedeniyle değil kamuda etkinlik ve verimlilik, kamuyu tamamen siyasilerin partizanca iradesine bırakıyor.

Yasa tasarısının son şekline göre Kamuda üst düzey yöneticiler, siyasilerce atanacak ve sebep gösterilmeden görevden alınabilecek. Müşavirliğin kaldırılmak istendiği yasa tasarısında öte yandan "kamuda memur olmasa da dışarıdan üst düzey yönetici atama" yolunun da önü açılıyor…

Tasarıyı Kıbrıs Postası'na değerlendiren akademisyen Okan Veli Şafaklı, tasarıya göre KHK yerine üst düzey yöneticilerin kaderinin tamamen siyasilerin elinde olacağının anlaşıldığını belirterek "Yasal kılıfla torpili reddeden yönetici derhal görevden alınabilecek" dedi ve çağdaş performans değerlendirme modeli olarak da "360 Derece Sistemini" önerdi.

Kıbrıs Postası - Vatan MEHMET

Her hükümetin vadettiği, hatta geçmişte bazı koalisyon hükümetlerinin bozulma nedeni olarak gösterilen ve bugün de üzerinde komitelerin çalıştığı ifade edilen Kamu Reformu, tasarıdaki bazı maddeleri nedeniyle değil kamuda etkinlik ve verimlilik, kamuyu tamamen siyasilerin partizanca iradesine bırakıyor.

Kıbrıs Postası, henüz meclis internet sitesinde yayımlanmayan 19 Ocak 2015 tarihli son Kumu Görevlileri Yasa Tasarısı'nı ele geçirdi. Hükümetin 'Kamuda Reform' şeklinde lanse ettiği tasarıda "3'lü Kararnâme yoluyla üst düzey yönetici atama ve görevden alma" uygulaması aynen yerinde duruyor…

Yasa tasarısının son şekline göre Kamuda üst düzey yöneticiler, siyasilerce atanacak ve sebep gösterilmeden görevden alınabilecek. Müşavirliğin kaldırılmak istendiği tasarıda öte yandan "kamuda memur olmasa da dışarıdan üst düzey yönetici atama yolunun" da önü açılıyor…

Tasarıyı Ekonomist Okan Veli Şafaklı, Kıbrıs Postası için değerlendirdi.

"Kaderleri tamamen siyasilerin elinde"

Tasarıyı değerlendiren Ekonomist Okan V. Şafaklı, mevcut sistemde kamuda üst düzey yöneticilerin KHK tarafından atandığını, ancak yeni tasarıya göre KHK yerine üst düzey yöneticilerin kaderinin tamamen siyasilerin elinde olacağının anlaşıldığını belirterek "Yasal kılıfla torpili reddeden yöneticinin derhal görevden alınma yolu açılıyor" dedi.

Şafaklı, çağdaş performans değerlendirme modelleri arasında öne çıkan "360 derece" gibi sistemlerin de taslağa göre yok sayıldığını sözlerine ekledi.

Ekonomist Şafaklı'ya göre kurulan her hükümetin vadettiği, hatta geçmişte bazı koalisyon hükümetlerinin bozulma nedeni olarak gösterilen ve bugün de üzerinde komitelerin çalıştığı ifade edilen Kamu Reformu, tasarıdaki bazı maddeleri ile değil kamuya etkinlik ve verimlilik, devletin temellerine doğrudan dinamit koyuyor…

Şafaklı, mevcut sistemde kamuda üst düzey yöneticilerin KHK tarafından atandığını, ancak yeni tasarıya göre siyasetten arındırılmış şeffaf, demokratik ve âdil KHK yerine üst düzey yöneticilerin kaderinin tamamen siyasilerin elinde olacağını söyledi.

"Üst düzey yönetici siyasilerce atanacak ve sebep gösterilmeden görevden alınabilecek" diyen Şafaklı, yeni tasarı ile kamuda partizanca siyasi müdahaleye 'yasal kılıf' uydurulduğunu belirterek "partizanlık çerçevesinde torpil yapmayı reddeden bir üst düzey yöneticinin derhal görevden alınma yolu açılıyor" dedi.

Şafaklı, çağdaş performans değerlendirme modelleri arasında öne çıkan "360 derece" gibi sistemler yerine çalışanların performans değerlendirilmesi aynen poliste olduğu gibi siyasilerin güdümündeki âmirlerin inisiyatifine bırakıldığını da sözlerine ekleyerek bunun da komitede övünüldüğü gibi bir AB kriteri olmadığını kaydetti.

"Reform adı altında devletin temellerine dinamit…"

Şafaklı şöyle dedi; Yıllardır iktidara gelene her hükümet kamu reform yapmayı diline dolamıştır. Hatta bazı koalisyon hükümetlerinin bozulma nedeni ortağının kamu reformunda isteksizliği olarak dahi ifade edilmiştir. Ancak, yeni hükümet veya yeni koalisyonlar kurulur kurulmaz kamu reformu yine sözde kalmaya devam etti. Günümüzde yine mevcut hükümetin raflarda bekleyen kamu reformu taslağı Cumhurbaşkanlığı seçiminin malzemesi olarak gündeme getirilirken bir taraftan da bu reformu yapacak meclisin çalışma mesaisi haftada bir güne düşürüldü. Elbette seçim telaşı içerisinde meclisin ve/veya komitelerin haftada bir dahi toplanması pek de kolay olmayacaktır."

Hangi olgular söz konusu?

"Kamu reformu gündemde tutulurken geçtiğimiz hafta ilgili komite başkanı kamu reformu ile popülizmin sona ereceğini iddia etmiştir. Bu ifadeden de hareketle uzun yıllardın Kamuda reformun neden gerekli olduğunu tekrar kendimize soralım ve aşağıdaki olguların nasıl ortadan kaldırılabileceği konusunda mantıklı olarak fikir yürütelim;

  • Kamuda hizmet edilmesi gerek vatandaşa ezgi edilmekte ezgi eden memur ise torpilli ise terfi bile almaktadır.

  • Kamuda liyakata göre ödüllendirme ve terfi mekanizması bulunmamakta, adam kayırmacılık (nepotizm ve kronizm) ve partizanlık liyakatın ve performansın yerini almaktadır. Hatta, yüksek performans ve liyakat sahibi kişiler haksız terfi ve tayinin tarafları olan çalışan ve yetkilileri huzursuz etmekte ve verimsiz ve kifayetsiz kişiler yerine verimli çalışan kişiler hedef haline getirilmektedir.

  • Kamu kaynakları verimliliğe ve etkinliğe göre kullanılmamaktadır.

  • Yukarıdaki çarpık ve çürümüş yapının devamı için ise şeffaflık v e hesap verebilirlik sözde kalırken her türlü iç ve dış denetim mekanizmaları etkisizleştirilip ve itibarsızlaştırılıp devre dışı bırakılmaktadır.

Daha da dejenere…

"Yukarıdan da anlaşılacağı gibi KKTC devletinin gereksinim duyduğu kamu reformunun temel özellikleri liyakata ve performansa dayalı kamu yönetimi için siyasi müdahalelerin ortadan kaldırılacağı şeffaf ve hesap verebilir bir sistem, açık ve net performans hedefleri çerçevesinde çalışanın performansını adil ve objektif şekilde ölçen, denetleyen ve gereğini yapan bir mekanizma olmalıdır.

Peki, mevcut kamu düzenini daha da dejenere ederek vatandaşa hizmet etme ve KKTC halkına değer verme yerine siyasilere ve siyasilerin diyet borcu olan baskı gruplarına hizmet eder durumu getiren günümüzdeki ucube yapı nasıl verimli ve çağdaş bir kamu düzenine dönüştürülebilir?"

"Devlette partizanlık ve adam kayırmacılığa imkân veren siyasi müdahale"

"Bu sorunun yanıtlanmasında öncelikle başta parlamenter ve hükümet edenlerin kamunun temel hastalığı konusunda hemfikir olması gerekmektedir. Bu hastalık ise uluslararası hukuk sisteminin dışına çıkan KKTC'de mevcut patronaj sisteminin hükümet yanında nerede ise devleti de ele geçirmiş olmasıdır. Bunun temel kaynağı ise devlette partizanlık ve adam kayırmacılığa imkân veren siyasi müdahale imkânının canavarlaşan varlığı ve bu canavarın ne denetim ne de yargıya bir nevi tabi olmadığı gerçeğidir."

"Bir yılı aşkındır bekletiliyor…"

Şafaklı, aktif ve adil platformların etkin kılınması gerektiğini vurguladı. Şafaklı sözlerini şöyle sürdürdü; "Bu olguyu tersine çevirmenin is tek yolu siyasi rant ve partizanlık peşinde koşan siyasilerin elini devlet yönetiminden çektirerek demokratik aktif ve adil dağılımın yapıldığı platformların yetkili kılınmasıdır. Üzerinde komitelerin çalıştığını iddia ettikleri kamu reformu Cumhuriyet Meclisi'nin internet sayfasından (http://www.cm.gov.nc.tr/YasaTasariOneriForm.aspx ) da görülebileceği gibi 17.01.2014 Tarihli Kamu Görevlileri Yasası Tasarısı'dır. Bu yasa tasarısı yaklaşık bir yılı aşkın süre meclis komitesinde bekletilmesine rağmen şimdi akla gelmiştir."

devletin temellerine dinamit"

"Bu yasa tasarısı incelendiğinde özellikle bazı maddeleri ile değil kamuya etkinlik ve verimlilik getirilmesi devletin temellerine dinamit konması sağlanmaktadır. Bu vahim gerçeği yasa tasarısındaki maddelere atıf yaparak aşağıdaki gibi açıklamamız mümkündür: Üst düzey yöneticiler mevcut sistemde Kamu hizmeti Komisyonunca atanmaktadır. Ancak, yeni yasa tasarısı ile beklenen yeniden yapılandırılarak siyasetten arındırılmış şeffaf, demokratik ve adil Kamu Hizmeti Komisyonu yerine üst düzey yöneticilerin kaderi tamamen siyasilerin elinde olacaktır.

Şöyle ki, üst düzey yöneticileri siyasiler tarafından atanacak ve hiçbir sebep gösterilmeden görevden alınabilecektir. Yani, atanan üst düzey yöneticiler ya siyasilerin emrine uyacak ya görevden alınacaktır. Bunun için ise siyasilerin hesap vermemesi yasa ile garanti altına alınmıştır. Başka bir ifade ile partizanca siyasi müdahaleye yasal kılıf uydurulmuştur. Yani herhangi bir partizanlığı ve torpil yapmayı reddeden bir üst düzey yönetici hemen görevden alınacak ve o emri yerine getirebilecek yenisi atanacaktır. Buna ilaveten, üst düzey yönetici mevkilerine artık kamu dışından da atamak mümkün olacaktır. Günümüzde siyasetin finansmanında şeffaflığın ve hesap verebilirliğin olmaması ve siyasetin sermayenin finansmanına muhtaç olması maalesef baskı gruplarının istedikleri doğrultusunda vatandaşa değil baskı gruplarının çıkarlarını korumayı misyon edinen kişilerin bu üst düzey mevkilere atanmasını kaçınılmaz kılabilecektir."

"Kamuda performans değerlendirmesi de problemli…"

Kıbrıs Postası'nın ele geçirdiği taslağı değerlendiren Şafaklı, tasarıdaki sorunun yalnızca üst düzey yöneticilerin atanması ile ilgili olmadığını, kamuda "performans değerlendirmesi" zincirinin de yanlış tertip edildiğini ifade etti.

Şafaklı şöyle dedi; "Devletin temellerine dinamit koyabilecek bir diğer husus ise kamuda personelin performans değerlendirmesidir. Bu husus ile gayet ilgili olabilecek iddia yasasın AB uyum kriterlerine uyduğu ve AB uzmanlarının da bu yasa tasarısının hazırlanmasında bilfiil katkı koyduklarıdır. Ancak, tasarı içeriğine bakıldığında ya AB kisvesi adı altında bu tasarının halka yutturulmak istendiği, ya AB uzmanlarının katkı koyarken akıl tutulmasına uğradığı ya da bu uzmanların KKTC hakkında zerre kadar bilgiye sahip olmadıkları anlaşılmaktadır.

Öyle ki, KKTC kamu sektörünün temel hastalığı atamalarda olduğu gibi performans değerlendirmesinin de doğrudan ve dolaylı olarak siyasilerin müdahalesine tabi olmasıdır. Bilindiği gibi Emniyet Teşkilatındaki terfiler devamlı olarak mahkemeden iptal edilmektedir. Bunun temel nedenleri arasında ise sicil veren amirlerin üstten gelen talimatlarla yıldan yıla tutarsız ve objektif olmayan performans değerlendirmesi yapmalarıdır. Bu gerçekler bilindiği halde Kamu görevlileri yasa tasarısında çağdaş performans değerlendirme modelleri arasında öne çıkan 360 derece gibi sistemler yerine kamu çalışanlarının performans değerlendirilmesi aynen poliste olduğu gibi siyasilerin tamamen güdümündeki amirlerin inisiyatifine bırakılmaktadır."

"Medet ummak için aklımızı kiralığa vermemiz gerek"

"AB uzmanlarının çok daha iyi bileceği gibi çağdaş performans değerlendirme sistemi yerine siyasetçilerin tamamen güdümündeki üst düzey yöneticilerin emrindeki amirlerin yapacağı performans değerlendirmesinden medet ummak için aklımızı kiralığa vermemiz gerekmektedir. Kamuda reform kisvesi ile yeni yasa tasarısı ile performans değerlendirmesinde de siyasetin hâkimiyetinin artırılmasının hedeflendiği anlaşılıyor"

360 Derece sistemi nedir?

360 derece performans değerlendirme bir çalışanın davranışları ve bu davranışların etkileri hakkında o çalışanın üstlerinden, çalışma arkadaşlarından, üyesi olduğu proje takımlarının diğer üyelerinden, mümkün olduğu durumlarda müşterilerden ve tedarikçilerden, kısaca bulunduğu örgüt içi pozisyonda gerçekleştirdiği davranışlara tanıklık eden herkesten bilgi toplandığı bir sistemdir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.