İÇ HABERLER
okuma süresi: 15 dak.

Eroğlu: "Kararlıyım, Kıbrıs konusunu bir sonuca bağlayacağım"

Eroğlu: "Kararlıyım, Kıbrıs konusunu bir sonuca bağlayacağım"

Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Dr. Derviş Eroğlu Kıbrıs sorunu bağlamında fırsatlar kadar risklerin de büyük olduğunu belirterek "yanlış yaparsak, maceraya saparsak büyük kayıplara uğrayabiliriz" dedi. Eroğlu, "Ben kararlıyım kardeşlerim; ortak değerlerimize, haklarımıza sahip çıkarak önümüzdeki dönemde (iki yıl içinde) Kıbrıs konusunu bir sonuca bağlayacağım" ifadelerini kullandı. Derviş Eroğlu'nun bugün BRTK radyo- televizyonundan yaptığı seçim konuşması aşağıdaki gibidir:

Yayın Tarihi: 03/04/15 17:23
okuma süresi: 15 dak.
Eroğlu: "Kararlıyım, Kıbrıs konusunu bir sonuca bağlayacağım"
A- A A+

Değerli kardeşlerim;

19 Nisan'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı seçmek üzere sandık başına gideceğiz.

Her seçim önemlidir ama Cumhurbaşkanlığı seçiminin diğer seçimlerimize göre farklı bir önemi vardır.

Bu seçimde, bizi Kıbrıs konusundaki görüşmelerde ve uluslararası platformlarda temsil edecek, haklarımızı savunacak Cumhurbaşkanını yeniden belirleyeceğiz.

Dolaysıyla, bu kişi mutlaka, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğunun bilincinde olmalıdır.

Kardeşlerim;

Ülkelerin ve insanların kaderleri, üzerinde yaşadıkları coğrafya ve toprakla yakından ilgilidir.

Kıbrıs meselesini yürütebilmek, sorumluluğunu üstlenmek kolay değildir.

Kıbrıs sorununu doğru anlamak ve geleceğe güvenle ilerleyebilmek için küresel parametreleri iyi bilmek lazımdır.

Kıbrıs konusunda doğru politika belirleyip izlemeniz için bölgesel gelişmeleri, Anavatan Türkiye'nin stratejik konumunu doğru analiz etmeniz şarttır.

KKTC Cumhurbaşkanı'nın temel vazifesi, dünü bilmek, bugünü doğru analiz etmek ve yarınlarımızın doğru şekillendirilmesinde etkin rol oynamaktır.

Kardeşlerim;

Pek çok kritik dönemlerden geçerek bugünlere geldik;ama inanınız ki bugün,en az bütün yaşadıklarımız kadar önemli ve belirleyici bir aşamada bulunuyoruz.

Halk olarak doğruları yapmaya devam edersek mutlaka istediğimiz, beklediğimiz sonuca ulaşacağız.

Ancak, yanlış yaparsak, maceraya saparsak büyük kayıplara uğrayabiliriz. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur derler.

Fırsatlar kadar riskler de büyüktür.

Benim macera peşinde olmadığımı, ülkemi ve halkımı riske atmayacağımı sizler zaten biliyorsunuz.

Kardeşlerim;

Bölgemizde yaşanan mezhep çatışmaları ve sınırları aşan terör olayları parçası olduğumuz Doğu Akdeniz bölgesinde istikrarsızlık potansiyelini yükseltmektedir.

Bunun yanı sıra Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarıyla ilgili süreçlerin yanlış yönetilmesi, bölgesel krizleri tetikleyebilecek niteliktedir.

Doğu Akdeniz'de petrol ve doğal gaz nedeniyle yaşanan gelişmeler, tarafımızdan yakinen ve büyük bir hassasiyetle izlenmektedir.

Bu doğal kaynaklar bir çatışmaya da yol açabilir, uzlaşmaya da... Bizim tercih ve beklentimizle birlikte tüm gayretlerimiz, bunların uzlaşı çabalarımızda bir katalizör rolü oynamasıdır.

Başka bir deyişle hedefimiz ve çabalarımız, bölgedeki doğal kaynakların işbirliği, barış, istikrar ve ortak refah için kullanılmasıdır.

Kıbrıs Adası açıklarındaki hidrokarbon kaynakları, Kıbrıs'ta yaşayan iki toplumun ortak zenginliğidir. Bu ortak zenginliği, hedeflediğimiz siyasi ortaklığın ruhuna uygun olarak bir işbirliği alanı olarak kullanmalıyız. Ancak karşı taraf, bu konuda tek yanlı hareket etmekte ısrar ediyor.

Bu durum karşısında, söz konusu kaynaklara ilişkin hak ve hukukumuzu korumakta kesin kararlıyız.

Anavatan Türkiye ile her konuda olduğu gibi bu konuda da tam bir görüş birliği içerisindeyiz.Bunun önümüzdeki dönemde de devam edeceği konusundaki kararlılığımız tamdır.

Diğer yandan bizler, bölgesel ekonomik gelişme ve istikrara ve bunun gereği olan bölgesel aktörlerle de işbirliğine açığız.

Asla, bölgedeki yatırım fırsatlarını çağdışı niyetlere kurban etmek istemeyen bir anlayışımız vardır.

Bu yüzden önümüzdeki fırsat penceresini kullanarak Kıbrıs meselesinin her iki tarafın yararına en kısa zamanda bir çözüme kavuşturulmasını hedefliyoruz.

Diyoruz, çünkü halkımız statükonun yarattığı belirsizlikten bıkmıştır ve artık önünü görmek istiyor.

Biz, bölge barış ve istikrarı için büyük önem taşıyan Doğu Akdaniz hidrokarbon kaynaklarının en ekonomik yol olan Türkiye üzerinden, gerek Türkiye piyasasına gerekse Avrupa piyasasına, taşınmasının en doğru yol olacağı görüşündeyiz.

Pek çok uzmanın da katıldığı bu görüşümüzü tüm muhataplarımıza iletmiş bulunuyoruz.

Bunun bölgedeki tüm paydaşlar arasında işbirliğini gerektirdiği ortadadır.

Biz sadece hidrokarbon yataklarının değil, Anavatan Türkiye'den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne deniz altından döşenen borularla getirilmekte olan suyun da barış için kullanılmasından yanayız.

Bununla ilgili görüş ve düşüncelerimizi de herkese anlattık ve büyük takdir gördük.

Kardeşlerim;

2010 yılında aday olurken sizlere ne söz verdiysem tuttum.

Görev sürem boyunca tarihsel sorumluluğu olan Cumhurbaşkanlığı görevimi, anayasal yeminime sadık kalarak,siz halkımın istekleri, çıkarları doğrultusunda yerine getirdim.

Bunu yaparken, yine halkımızın istek ve beklentileri doğrultusunda, Kıbrıs konusunu uzlaşıya dayalı bir sonuca götürmek için elimden geleni yaptım.

Göreve geldikten hemen sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne bir mektup göndererek, benden önce elde edilen yakınlaşmalara sadık kaldığımı, kalınan yerden görüşmelere devam edebileceğimi bildirdim.

Erken bir uzlaşı için gerekli olan zaman takvimi konusunda ısrarlı oldum.

2013 yılı Şubat ayına kadar Kıbrıs Rum Yönetimi liderliğini yürüten Dimitris Hristofyas'la 5'i Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin de katıldığı zirveler olmak üzere,tam 77 kez görüştüm.

O tarihte onun yerine geçen Rum lider Nikos Anastasiades'i görüşme masasına getirmek için bir yıl yoğun çaba gösterdim; koyduğu ön koşullar ve ayak sürüme taktikleriyle mücadele ettim.

Bugüne kadar 7 zirve görüşmesi de Nikos Anastasiades'le yaptım.

Benim dönemimde müzakere heyetlerimle Rum heyetleri arasında 121 görüşme yapılmıştır.

Bu arada, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban-Ki-moon'la 11 kez bir araya geldim.

Avrupa Birliği yetkilileri ile defalarca görüşmelerde bulundum.

Pek çok ülkenin dışişleri bakanları, büyükelçileri ve diğer diplomatlarıyla görüşmeler yaptım.

Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Joe Biden,beni Cumhurbaşkanlığı'nda ziyaret etti ve kendisiyle olumlu bir toplantı yaptık.

Bunu takiben, Sayın Biden, ben ve Rum lider Anastasiades üçlü bir görüşme gerçekleştirdik.

Bu üçlü görüşmenin ardından Sayın Biden tarafından yapılan açıklamada"İki lider, müzakereler sürecini öncelikleri olan kapsamlı çözüme doğru hızlandırmaya karar verdiler" denildi.

Bu ifadeler , bizim erken çözüm için yapılandırılmış görüşme süreci talebimizi oldukça güçlendiren niteliktedir.

Önce, görüşme masasına oturmak için Maraş'ın kendilerine verilmesini şart koşan Anastasiades'le nihayet 11 Şubat 2014'te bir Ortak Açıklama'ya imza attık.

Bu Açıklama, 1974 sonrası Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum liderler arasında uzlaşı konusunda varılan en kapsamlı ortak metindir.

11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması'nda siz halkımız için özetle şu kazanımların elde edildiğinin altını çizmek istiyorum;

• Egemenliğin Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlardan, yani iki halktan, eşit şekilde neşet ettiği açıkça ifade edilmiştir.

• Rumlar metne çağdaş bir kavram olan "paylaşılan egemenlik" değil de "bölünmez egemenlik" ifadesinin girmesini istiyorlardı; ancak bizim diplomatik mücadelemiz sonucu az önce belirttiğim ifadeler metinde yer almıştır.

• "Kurucu Devlet" ibaresi net bir şekilde metne girmiştir.

• Kıbrıs'ta varılacak kapsamlı bir anlaşmada iki Kurucu Devlet'in eşit statüde olacağı da metinde vurgulanmıştır.

• "Artık Yetkilerin" olacağı da söz konusu metinde net bir şekilde belirtmiştir. Soyut gibi görünen bu ibarenin, gerek öngörülen iki kesimli federal yapının nasıl kurulacağı, gerekse pratikte işleyişiyle ilgili çok önemli sonuçları vardır.

• Bu bağlamda, federal hükümetin Anayasa'da belirlenen yetkileri kullanacağı, kurucu Devletlerin de Anayasa'da federal hükümete verilmeyen tüm yetkileri kullanma hakkı olacağının vurgulanması bizler için önemli bir ilerleme, bir kazanımdır.

• Kurucu Devletlerin kendi iç vatandaşlıklarının olacağı da 11 Şubat Ortak açıklaması ile kayda geçmiştir.

• Ve çok önemli bir kazanımımız da şudur; Ada'da varılacak antlaşmayla ortaya çıkacak yeni düzenin kimse tarafından tek yanlı olarak değiştirilemeyeceği, taraflardan her hangi birinin diğeri üzerinde yetki ve meşruiyet iddiasında bulunamayacağı, bu Ortak Açıklama'da yer almıştır.

• Yani 1963'ün sonunda ve 1964'ün başındaki gibi bir oldu bitti ile karşı karşıya kalmamız ve kurulacak ortaklık Devleti'nin ortaklardan sadece birinin tekelinde kalması, olası bir anlaşmada artık söz konusu olmayacaktır.

• Ortak Açıklama kuşkusuz buna benzer başka ilerlemeler de içermektedir.

Tabii ki bir uzlaşı metni olan söz konusu Açıklama, kapsamlı çözüm anlamına gelmiyor; ama bize göre 11 Şubat Ortak Açıklaması iyi niyetle yaklaşılması halinde çözüm yolunda iyi bir enstrüman oluşturmaktadır.

Çok değerli Kıbrıs Türk Halkı,

Görev sürem içerisinde elde ettiğimiz önemli kazanımlardan biri de, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda ilk kez bir "end game" yani "son oyundan" söz etmiş olmasıdır.

Bu sayededir ki rahatlıkla, Kıbrıs konusunun çözümünün bir takvime bağlanmasını ve en kısa zamanda bir sonuca gitmek istediğimizi rahatlıkla talep edebiliyoruz.

Öte yandan Rum lider Nikos Anastasiades'in geçtiğimiz Eylül ayı içinde masadan kaçmasından önce müzakereleri al-ver aşamasına getirmemizin de bizim adımıza önemli bir gelişme olduğuna dikkatleri çekmek istiyorum.

Ve şunu da belirtmekte fayda görüyorum; Rum lider masaya döndüğünde, ki biz ön koşulsuz dönmesini bekliyoruz, masada kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Kardeşlerim;

bizim dönemimizde sağlanan bir diğer önemli gelişme de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin ilk kez Güvenlik Konseyi'ne sunduğu bir raporda Kıbrıs Türkü'ne uygulanan ambargoların kaldırılması gerektiğine güçlü vurgu yapmasıdır.

Sayın Ban-Ki-moon'un Ocak ayında Güvenlik Konseyi'ne sunduğu raporda, " Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik kalkınmasını geciktiren kısıtlama ve engellerin kaldırılmasının adadaki güveni geliştireceğine" dikkati çekmesi bizler açısından önemli bir kazanımdır.

Genel Sekreter, ayrıca, bunun aksine davranışların uzlaşı çabalarına zarar vereceğini de raporunda vurgulamaktadır.

Bu tespitlerin, Kıbrıs Rum tarafı ve onların Kıbrıslı Türklere uyguladığı izolasyon ve sınırlamaları tolere edip bunlara göz yumanlara da önemli bir mesaj verdiği ortradadır.

Kardeşlerim;

dünyada hak ettiğimiz yeri alabilmek için bir hayli yol aldık, ancak önümüzde kritik, hatta belirleyici olabilecek bir dönem vardır.

Rum istekleri, hedefleri ile bizimkiler örtüşmüyor.

Bunu size açıklamak ve anlatmak zorundayım.

Rum liderliğinin, yönetim ve güç paylaşımı, mülkiyet, toprak, garantiler, vatandaşlık, Avrupa Birliği gibi konularda aşırı talepleri söz konusudur.

Hidrokarbon yatakları ve ortak kaynaklar konusunda ise tamamen dayatmacı, kendi egemenliklerini bize ve Türkiye'ye kabul ettirmeyi hedefleyen bir yol izlemektedirler.

Hidrokarbon yatakları, hellimin tescili gibi konularda bile bizi yok sayan bir zihniyetle uğraşmaya devam ediyoruz.

Rum liderliğinin bölge ülkeleri ve bazı küresel aktörlerle girdiği ilişkiler, Kıbrıs Türk Halkı'nın hak ve hukukunu tehdit eder niteliktedir.

Bunlar karşısında mücadelemizi kararlılıkla sürdürürken, barışçı çizgimizden de ayrılmayacağız.

Dirayetli ve pozitif duruşumuzu sürdüreceğiz.

Tehditleri ortadan kaldırmaya çalışarak, fırsatları en etkin şekilde değerlendirerek çıkarlarımızı koruyacak, proaktif bir siyaset yürütmeye devam edeceğiz.

Avantajlarımızı iyi kullanacağız.

Anavatan Türkiye ile işbirliği ve uyum içinde çalışmaya devam edeceğiz.

Hedefimiz dünyaya gerçekleri daha büyük bir açıklıkla göstermektir.

Amacımız insancıldır, çağdaştır.

Biz, ülkemizin hak ve hukuku ile uluslararası camiadaki yerini bir an önce almasını istiyoruz.

Biz, halkımızın refah, güven ve huzur içinde yaşamasını misyon edindik.

Özlemimiz, terörizmden ve savaşlardan uzak, uluslar ve halklar arası dostluğun, ülkeler arası işbirliğinin sağlandığı, barış ve istikrar içinde bir bölge ve dünyadır.

İşte bu düşüncelerle güvenle ileriye gidebilmek adına, sizlerden gelen sese kulak vererek bugünlerimiz ve yarınlarımızın aydınlık olabilmesi için, görevime devam etmek istiyorum.

Kıbrıs konusunda yürüttüğümüz süreci tamamlamak, Kıbrıs Türk Halkı'nı güvenli yarınlara taşımak için sizlerin desteği ile görevime devam etmek için adayım.

Siz Halkımı, haklı olduğunuz bir davada, değil elli yıl, beş yıl daha masada bekletmeye kimsenin hakkı yoktur.

Kıbrıs konusu, artık bir sorun olmaktan çıkmalı doğru bir şekilde ve kısa sürede çözüme kavuşturulmalıdır.

Ben kararlıyım kardeşlerim; ortak değerlerimize, haklarımıza sahip çıkarak önümüzdeki dönemde mümkün olan en kısa sürede Kıbrıs konusunu bir sonuca bağlayacağım.

Bunun için ortaya bir zaman limiti koyacağız.

Gelişmeleri halkımızla ve Meclisimizle değerlendirerek günü geldikçe gerekli kararları alacağız.

Bu iş artık uzamayacak, sürüncemede kalmayacak.

Şerefli, özverili bir mücadele sonucu bugünlere gelmiş bir halkın geleceğiyle ilgili görüşmeler yaptığımın bilincindeyim ve sorumluluğumun idraki içindeyim.

Başaracağımıza, doğru yolda ilerlemeye devam edeceğimize, sizlerin, yani Kıbrıs Türk Halkı'nın, KKTC'nin kazanacağından eminim.

Yine birlikte kazanacağız.

Yine siz halkımız kazanacaksınız.

Güzel ve güvenli yarınlar bizleri bekliyor.

19 Nisan'da sandık başına gidecek ve güvenle ilerleyebilmek için oy kullanacağız.

Birlikte başaracağız, birlikte ilerleyeceğiz.

Bundan sonraki radyo /televizyon konuşmalarımda, katıldığım programlarda sizlere yaptıklarımızı, yapacaklarımızı, hedeflerimizi anlatmaya devam edeceğim.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum kardeşlerim.

Sağlıkla, esenlikle kalınız...


#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.