İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

Yrd. Doç. Dr. Köprülü: "Tarihi ilişkiler önem kazanacak"

Yrd. Doç. Dr. Köprülü: "Tarihi ilişkiler önem kazanacak"

Erdoğan'ın İran ziyaretini değerlendiren YDÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nur Köprülü, ziyareti Türkiye-İran arasındaki ilişkilerin içinde bulunulan dönemde önem kazanacak olmasının bir işareti olarak değerlendirdi.

Yayın Tarihi: 08/04/15 13:39
okuma süresi: 7 dak.
Yrd. Doç. Dr. Köprülü: "Tarihi ilişkiler önem kazanacak"
A- A A+

Meryem EKİNCİ

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya arasında imzalanan Lozan Anlaşması'nın Ortadoğu ve Kıbrıs'a olası etkilerini değerlendiren YDÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nur Köprülü ise, BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a yönelik uyduladığı ekonomik ve mali yaptırımların süreç içerisinde kaldırılmasını öngören anlaşmanın, İran'ı bölge içerisinde güçlendirecek bir potansiyel taşıdığını belirtti.

"Yeni yaklaşım güç dinamiklerini yeniden yapılandıracaktır"

Batı ile ilişkileri güçlü bir İran'ın, bölgedeki siyasi ve ekonomik gücünün artacağının altını çizen Yrd. Doç. Dr. Nur Köprülü, bu durumun, bölgede Mısır ve Ürdün ile Sunni bloklaşmanın liderliğini yapan Suudi Arabistan için ise bir tehdit unsuru oluşturduğunu kaydetti.

Anlaşmanın İran'a uygulanan ambargoda başı çeken ABD açısında da önemi üzerine duran Yrd. Doç. Dr. Köprülü, bunu, ABD dış politikasının Orta Doğu'da yeni bir yaklaşım sergileme arfiesinde olduğunun da bir göstergesi olarak değerlendirdi.

Bölgedeki istikrarsızlığın ABD'yi yeni müttefikler aramaya yönlendirdiğini, Rusya Federasyonu'nun bölgedeki yükselişinin de bunda etkili olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Köprülü, ABD'nin artan Şii siyaseti de dengeleyebilmek istediğinin altını çizdi.

Yrd. Doç. Dr. Köprülü, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Tahran'a gerçekleştirdiği günübirlik ziyareti de, Türkiye ile İran arasındaki yakın ilişkilerin içinde bulunulan dönemde önem kazanacak olmasının bir işareti olarak değerlendirdi.

"Çok önemli bir döneme girildi…"

Yrd. Doç. Dr. Köprülü, Lozan Anlaşması'nın Ortadoğu ve Kıbrıs'a etkilerini şöyle değerlendirdi:

"Son yıllarda Ortadoğu siyasi coğrafyası, Arap ayaklanmaları ve özelde Suriye krizi ve Irak'taki gelişmelere odaklanmıştı. Ancak son günlerde İran ve BM Güvenlik Konseyi 5 daimi üyesi olan ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'ya (P5) ve Almanya ile yürütülen müzakereler neticesinde varılan çerçeve anlaşması ile bölgeyi yeniden dönüştürecek dinamikleri beraberinde getirecektir.

İran ve Batılı ülkeler (P5+1) arasında 2013 Kasım ayında imzalanan Ortak Eylem Planı kapsamında sürdürülen nükleer müzakereler sonucunda 26 Mart 2015 tarihinde Lozan'da bir araya gelen taraflar arasında mutabakat sağlanarak çok önemli bir döneme girildi.

İran'ın yürüttüğü nükleer programa yönelik uygulanan yaptırımları kaldırma ve sorunun diplomatik, barışcıl yollardan çözüme kavuşturulması gibi somut adımlar içeren müzakere süreci ve varılan Lozan Mutabakatı gerek ABD Başkanı Barack Obama'nın gerekse İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tarafından "tarihi bir gelişme" olarak ifade edildi. Mutabık kalınan hususların başında, İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına (IAEA) kapsamlı yetkiler veren Nükleer Güvenlik Anlaşması ek Protokolünü (İran nükleer programının 10 yıl boyunca gözteim altına olması, en az 15 yıl sure ile %3,67'den fazla uranium zenginleştirememek gibi hususları) kabul etmesi ve Batılı ülkeler tarafından İran'a uygulanan yaptırımların eşzamanlı olarak kaldırılması gelmektedir. Daha da önemlisi, bugüne dek İran'ın nükleer program sebebi ile BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a yönelik uyguladığı ekonomik ve mali yaptırımların da süreç içerisinde kaldırılması öngörülmektedir. Şimdi ise, Haziran ayında bu anlaşmaya tarafların imza koyması beklenmektedir."

Hizbullah-Şam-Tahran üçgeni…

"Öncelikle 1979 yılında İran İslam Devriminin ardından ABD ile ilişkileri kopana dek İran, Soğuk Savaş yıllarında ABD için en önemli bölgesel partnerlerden biriydi. Söz konusu anlaşma ile İran Batı ile ilişkilerini normalleştirerek uluslararası toplumla bütünleşme sürecine girmiştir. Ancak varılan bu anlaşma bazı bölge ülkeleri açısından rahatsızlık yaratmış durumdadır. Zira İsrail ve Suudi Arabistan anlaşmanın İran'ı bölge içerisinde güçlendirecek bir potansiyel taşıdığını düşünmektedir.

Özellikle ABD'nin 2003'te Irak'a müdahalesi ve Hizbullah-Şam-Tahran üçgeni çerçevesinde güç kazanan Şii siyaset göz önüne alındığında, Batı ile ilişkileri güçlü bir İran'ın bölgedeki siyasi ve ekonomik gücü artacaktır. Bu durum, bölgede Mısır, Ürdün ile Sunni bloklaşmanın liderliğini yapan Suudi Arabistan'a bir tehdit unsuru oluşturmaktadır.

Benzer şekilde, ABD'nin İsrail'i telkin etme girişimlerine rağmen İsrail Savunma Bakanı Yaalon, İran'la nükleer uzlaşmayı 'tarihi hata' olarak nitelendirdi. Bu noktada şunu belirtmek gerekmektedir ki, bu mutabakat anlaşması, ABD dış politikasının Orta Doğu'da yeni bir yaklaşım sergileme arifesinde olduğunu göstermektedir. Şöyle ki, bölgenin içerisinde bulunduğu karmaşık yapı, örneğin Suriye'nin geleceğinin belirsizliği, Irak, Mısır, Yemen ve Körfez ülkelerinde siyasi istikrarsızlık olasılığı, ABD'yi bölgede yeni müteffikler aramaya yönlendirdi. Ayrıca Suriye krizinde de görüldüğü üzere, Rusya Federasyonu'nun – Suriye meselesi çerçevesinde – bölgedeki yükselişi, Batı açısından Orta Doğu'da tarihsel olarak önemli bir yer teşkil eden İran ile ilişikilerin normalleştirmesi ihtiyacını doğurdu. Bu bağlamda, ABD hem artan Şii siyaseti dengelemeyi hem de yeni bir partner kazanmayı amaçlamaktadır. Söz konusu bu yeni yaklaşım, elbette ki bölegede varolan güç dinamiklerini ve ilişkilerini önümüzdeki günlerde yeniden yapılandıracaktır."

"İlişkiler önem kazanacak"

"Bu çerçevede, mutabakatın hemen ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir görüşme gerçekleştirmesi, Türkiye'nin İran ile tarihsel olarak (rejim farklıklarına rağmen) kurduğu yakın ilişkilerin içerisinde bulunduğumuz dönemde önem kazanacak olmasına işaret etmektedir.

Bahse konu anlaşmanın, Kıbrıs adasına ve Kıbrıs'ta süregelen uyuşmazlığa ne gibi etkileri olacağını ise önümüzdeki günlerde görmek mümkün olacaktır."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.