İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

Sibel Siber: "Ortak çalışma ve saygın ilişkiler önemli"

Sibel Siber: "Ortak çalışma ve saygın ilişkiler önemli"

Cumhuriyetçi Türk Partisi Cumhurbaşkanı adayı Dr. Sibel Siber, Lefkoşa Merit Hotel'de basın toplantısı düzenliyor.

Yayın Tarihi: 15/04/15 10:05
okuma süresi: 6 dak.
Sibel Siber: "Ortak çalışma ve saygın ilişkiler önemli"
A- A A+
Kıbrıs Postası

Siber konuşmasında şunları kaydetti:

3 gün sonra önemli bir seçim var. 50 yıllık bir sorunu yaşıyoruz. Bu sorun halen daha devam ediyor. Adamızın güzelliklerini bize başkaları anlattı. Gökyüzü diyorum, mavi diyor, kitap diyorum kalem diyor, kıbrıs diyorum sorun diyor...

Biz, büyük mücadeleler verdik ama bitmeyen sorunumuz halen devam ediyor biz uluslararası toplumun bir parçası olmak istiyoruz. Kendi kimliğimizle dünyada yerimizi almak istiyoruz.

BİZ DEMOKRATİK YAPIMIZLA VARIZ

Biz, Demokratik yapımızla varız! Varlığımızın onaylanması bizim için önemlidir. Biz çözüm istiyoruz. Bu isteğimizi 2004 referandumunda ortaya koyduk. Çözüm istencimiz ve arzumuzu kendi kimliği ve varlığıyla bir noktaya ulaşabileceğimizi dillendirdik. Son 15 yılda, son çözüm müzakerelerinde ne oldu? Müzakere masasına 11 Şubat'ta ortak metni imzalayarak oturdu ki, o dönemde 18 aylık bir boşluk oluştu ki Dışişleri Bakanı'mızın yürüttüğü gayreti hatırlıyoruz. O gayret sonucunda da ortak metin imzalandı.

Eroğlu, ne kadar çözüm istenci olduğu konusunda güven vermiyor. Bir üst düzey misyon şefiyle görüşüyor ve diyor ki, izolasyonları kaldırmamız lazım, bize söz verdiniz. Annan Planı'na evet dedik! O bizi nasıl bir heyecanla savunabilir, buna siz karar verin! Dolayısıyla, masada oturan bir liderin düşüncesi ideolojisi önemlidir! Ne fark var diye soruluyor. Daha önceki dönemi göz önüne alırsak, Talat döneminde çözüm motivasyonu ile çalışıldığını, komitelerin çalışıldığını hatırlıyoruz ama olmadı. Çözüm odaklı bir lider olması lazım. Çözüm istencinin güçlü bir şekilde masaya yatırılması lazım. Sesi duyulur olması lazım. Eğer lider görünürse, biz de görünürüz. Aksi halde bir birimizi çaresiz hissederiz. Öğrenilmiş çaresizlik denilen bir tanım vardır. "Ne olacak, ne değişecek? Hiçbir şey değişmez, gelen aynı giden aynı, başkaları karar verir!" İşte bunlar yavaş yavaş enjekte edilip, çaresizliğe gireriz. Halbuki özne biziz. Sorunun Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında bir sorun olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama kendi liderimizin özne olması, aktif olması, dinamik olması çok önemlidir. Böyle iyidir, şeklinde bir düşünce, bizi hiçbir yere götürmez.

BÖYLE BİR LİDERLİK BİZİ İLERİYE GÖTÜRMEZ

Talat – Hristofyas döneminde olan 33 yakınlaşma ve Eroğlu'nun kaldığı yerden devam etmesi ve Anastasiadis'in herşey yeniden başlaması ile ilgili tavrı süreci devam ettirmiştir. Rum tarafının motivasyonu bizim kadar güçlü değildir. İzolasyonu yoktur, devlet yapısıyla, ticareti, ekonomisi herşeyi vardır. Böyle bir liderlik bizi ileriye götürmez! Rum tarafını ikna etmek, güven artırıcı önlemleri artırmak, STÖ'leri daha çok işin içine sokarak etkin diplomasi yönetmek çok önemlidir. Müzakere masası güven istiyor, irade istiyor, enerji istiyor ve en önemlisi inanma istiyor. Kimse kolay kolay müzakere masasını terk etmek istemez. İki liderin algısı çok önemlidir.

BEN OLSAM KALKMAZDI

Anastasiadis'in algısı, halkın 2004 referandumunda evet diyen bir liderin algısıdır. Anastasiadis, kriz var diyerek masayı terk etti. Krizin çözüm yeri masadır. Bizim tarafta ne oldu? Kalktıya geri otursun dendi! Ne uluslararası bir çağrı, ne BM'yi bu yönde uyarma konusunda girişim olmadı. Sanki de beklenen buydu. Masada ben olsam, Anastasiadis masadan kalkmazdı. Eğer çözüm istemiyor ve masadan kalktıysa bu bizim elimizdedir! CTP, ta başından beri isteği çözümdür, barıştır. Barış güçleri ile güçlerini birleştirmiştir. Barış ve çözüm istenci konusunda en ufak bir şüphesi yoktur hiç kimsenin. Biz, müzakere masasında, aktif, dinamik ve kadrolarımızla çalışmalar yürüteceğiz. Dünya dili konuşarak, barış dili konuşarak, uzlaşı kültürüyle hareket edilmesi gerekir. Ben denilen anlayışla hiçbir kazanım elde edilemez. Kıbrıs sorunu artık bitecek! Konjektürün uygun olduğunu söyleyebiliriz. İki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı bir model uzun yıllardır masadadır. Biz bütün gücümüzle barış için, belirsizliği ortadan kaldırmak için, kendi ayakları üzerinde duran bir yapıya kavuşmak için kabul edilebilir bir anlaşma için çalışacağız. İnsanların barışması için çaba ortaya konmalıdır. Biz barış projelerini destekleyeceğiz. Bu güven, güven yaratıcı önlemler dediğimiz bir takım projeler ve yapılacak çalışmalarla sağlanmalıdır. İki halkın bir birine güvenmesi gerekir."

ORTAK ÇALIŞMA VE SAYGIN İLİŞKİLER ÖNEMLİ

Sibel Siber'in konuşmasının ardından soru – cevap bölümüne geçildi.

Soru: Dışişleri Bakanı, seçilirseniz yanınızda olacak mı? Türkiye ile ilişkileriniz ne olacak?

Sibel Siber: Biz insan kaynakları açısından çok zengin büir ülkeyiz. Bu insanların bulunduğu yerlerlerden bir tanesi de Dışişleri Bakanlığı'dır. Cumhurbaşkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı birlikte çalışmalı. Zaten bizim çalışma gibi bir lüksümüz yoktur. Birilerinin tavrı öteleme, iteleme dışlama gibi tavırları vardır. Bizim böyle bir tavrımız olamaz. Masada irade ve özne, Kıbrıs Türk halkı adına olan Cumhurbaşkanı'dır. Türkiye, garantör ülkedir. Buradan hareketle işbirliği önemlidir. Ortak çalışma ve saygın ilişkiler önemlidir.

Soru: Dik duruş ve TC ile ilişkiler nasıl olacak?

Sibel Siber: Dik duruş demek, ego tatmini demek değildir. Sırf ego tatmini olsun, diye dik duruş sergilenmez. TOMA'nın adaya sokulmaması bir dik duruştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.