İÇ HABERLER
okuma süresi: 9 dak.

Çeler: "Sosyal medya üzerinden kendilerini tatmin ediyorlar"

Çeler: "Sosyal medya üzerinden kendilerini tatmin ediyorlar"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eski Bakanı ve TDP Milletvekili Zeki Çeler, Kıbrıs Postası TV'de yayınlanan Canan Onurer'in hazırlayıp sunduğu Sabahın Haberleri programına katıldı. Çeler, 4'lü koalisyonun bozulması ile ilgili olarak "yarım kalan ve yapılacak olan çok işimiz vardı" dedi.

Yayın Tarihi: 18/06/19 13:35
okuma süresi: 9 dak.
Çeler: "Sosyal medya üzerinden kendilerini tatmin ediyorlar"
A- A A+
Kıbrıs Postası

Sabahın Haberleri'ne konuk olan Çeler, "Ülkenin siyasi yapısını konuşacak olursak çok konu var. Biz gerçek anlamda ne istediğimizi bilmiyoruz. Toplumun hepsi olmasa da, genel olarak ne istediğimizi bilmiyoruz" ifadelerini kullandı.

"HÜKÜMET GİTTİ AYNI İNSANLAR LAF ETMEYE DEVAM ETTİ"

"Her şeye laf eden, hiçbir şeyi beğenmeyen, yaptığımız icraatlara eleştiri getiren ya da olayları tam anlamadan laf atan arkadaşlarımız olurdu" sözlerini kullanan Çeler, "Arkadaşlarımızla bile tartışmak zorunda kalırdık. Hükümet gitti aynı insanlar yine hepimize laf etmeye devam etti" dedi.

"SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN KENDİLERİNİ TATMİN EDİYORLAR"

"Halkın Partisi'nin ayakları yere basan ve net bir açıklama yapmadığının" altını çizen Çeler, "Bir grup insan sessiz şekilde dururken bir grup insan ise sosyal medya üzerinden kendini bir şekilde tatmin ediyordu. Bir grup insanımız ise 4'lü koalisyonun bu ülke için son şans olduğunu düşünüyordu. Türkiye ile ilişkileri koparmadan kendi ayakları üzerinde bir ülke olabileceğimize inanan insanlarımız vardı" ifadelerini kullandı.

4'lü koalisyonun bozulmasında tek bir neden değil, birçok neden olduğunu ve bu konudaki yükün Halkın Partisi'nin omuzlarında olduğunu belirten Zeki Çeler, "Herkesin aklından geçen doğrudur. Halkın Partisi, ayakları yere basan ve gerçek anlamda bizi inandıran bir açıklama yapmamıştır. Her açıklaması bir önceki ile çelişkili olmuştur. Bu topluma doğru düzgün bir açıklama yapmamıştır" dedi.

"YAŞANANLAR İNSANLARI 'EVET, BİR TELKİN GELDİ' NOKTASINA İTTİ"

Öte yandan yeni hükümetin kurulma sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Çeler, "Belki de Türkiye hiçbir müdahale etmemiştir. Ama Sayın Çavuşoğlu'nun son adaya gelişi, aynı dönem içerisinde aynı partinin Acapulco'da kamp yapmış olması, bakanlar kurulunda kabinede oturulurken arsa meselesi üzerine tartışıldığında, Serdar bey çıkıp 'geri çekiyorum, veriyorum' dedi. Gördü ki tatmin olmadılar, bu kez istifa edeceğini söyledi. İstifa da etti. Bunlar yaşanıyor olmasına rağmen o parti meclisinden, bu kararın çıkması doğal olarak insanları 'evet, bir telkin geldi' noktasına itti" sözlerini kullandı.

"BİZ DAHA DAYANABİLİRDİK"

"Hazırladığımız 51 madde ile biz daha dayanırdık. Biz özellikle son dönemde kendi ayaklarımız üzerinde durabilmenin yollarının olabildiğini gördük" ifadelerini kullanan Çeler, "Yönetimde bunu yapabilmenin gücünü, erkinin sahibi olabileceğimizi gördük. Umarız yeni gelen 2'li koalisyon bunu darmadağın etmez. Kaynakları, var olan yapıyı ve bizim üzerinde durduğumuz bakanlıkların yasal çerçevedeki ağırlıklarının herkesin üzerinde eşit dağılımı noktası kaybedilmez umarım" dedi.

Göreve geldiği ilk günden itibaren özellikle bakanlıkların herkes üzerinde eşit şekilde yasal ağırlığı uygulaması noktasına çok önem verdiğine dikkat çeken Çeler, "Türkiye ile olan ilişkilerde burada öyle bir yapı oluştu ki, hepsi için değil, tenzih ederek söylüyorum ama buraya çalışmak için gelen vatandaşlar bile yasaya uymama, voyvodalık yapma veya belli noktalarda bizi aşağılayacak kadar kendilerini üstün görüyorlar" sözlerini kullandı.

"BENİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN EMEĞİN HAKKINI VERMEKTİR"

Yeni hükümete bırakılan, tamamlanamamış ve yarım kalan işler olduğunu aktaran Çeler, "Hali hazırda ve yarım kalanlar vardı. Örneğin iş değişiklik yasasını toparlıyorduk. Müfettişlerin işini kolaylaştıracak iş uyuşmazlıklarının davasız halli yasasının hayata geçmesi de vardı. Bunun dışında yine iş yaşamı ile ilgili 1 Mayıs'ı bayramların ilk günlerine de yaymak için çalışıyorduk. Bu konuda da basında beni hedef alan kişilerden biri durmadan bu konuda beni eleştiriyordu. 'benzincilerle markette çalışanların hangisi Kıbrıslıdır da onlara tatil veriyorsun?' derdi. İşte insanların anlamadığı nokta da budur. Benim için önemli olan insanların hangi memleketten geldiği, hangi dil, din, ırk ve cinsel yönelimlerinin olduğu değil, insan insandır. İşçi işçidir. Benim için önemli olan emeğin hakkını vermektir" dedi.

"KENDİ VATANDAŞIMIZI ÖZEL SEKTÖRE ÖZENDİRMEYE ÇALIŞTIK"

Görevdeyken yapılan ve yapılmaya çalışılan çalışmalar konusunda da açıklamalar yapan Çeler, "Kendi vatandaşımızı özel sektöre özendirmeye çalıştık. Devlette her remi tatilde tatil, ekstraları da verilir. Maaşını da almaya devam eder. Bazen tatiller birleştirilir daha uzun tatiller uygulanır. Özel sektörlerde zaten maaşlar düşüktür. Maaşlar, iş yasasının uygulanıp uygulanmadığı konusunda bakanlığın gücü ve otoritesi, izinlerin kullanılıp kullanılmaması ve hakların gasp edilip edilmiyor olması gibi unsurlar önemli konular. Siz bunları özel sektörde peyderpey düzeltmeye başlarsanız vatandaş da özel sektörde çalışmaya yönelecektir" sözlerini aktardı.

Çeler, göreve başladıklarında ilaç paraları ile uğraştıklarını, eczanelere, vatandaşlara ve sigortalılara 8-9 ay geriden ödeme yapıldığı için ciddi bir sıkıntı olduğunu ve sıkı bir çalışma yaparak bunların önüne geçtiklerini belirtti.

"SİGORTALARDA CİDDİ ANLAMDA TOPARLANMA YAŞANDI"

"Kimsenin hakkını yemek istemem. Ersan bey döneminde yapılan aflar ve arka arkaya gelen teşfiklendirmeler oluştu. Bu teşvikler sayesinde de düzenli olarak sigortalara gelir gelmeye başladı. Bizden önceki afların da sayesinde sigortaların bir gelir kaynağı daha artmış oldu" sözlerini aktaran Çeler, "Ciddi anlamda toparlama yaşayan sigortalar maaşları ödemeyi başardı. Ama sigortalı olmak sadece emekli maaşı almak değildir. Hayata geçirmeye çalıştığımız o genel sağlık sigortası meselesi vardı. Ki bunu sigortaların durumu uygun olmadığı için geçtiğimiz son 10 yılda çalışma bakanlığı olarak çok üzerine düşülmedi" dedi.

"PROTOKOLDE GENEL SAĞLIK SİGORTASINI İLK SIRAYA ALDIRMAYI BAŞARDIK"

Özellikle Filiz Hanımın da baskısı ile kısmi sağlık sigortası yapmak için hesaplama yaptıklarında bütçenin yetersiz olduğunu gördüklerini ve her şeye rağmen bunu yapmak zorunda olduklarını söyleyen Zeki Çeler, "sigortalı demek sağlıkta her alanda faydalanabilmek demektir. Biz de şu anda iki ülke arasında hazırlanan protokolde bu konunun ana madde olarak yazılabilmesini başardık. Türkiye'ye de ne istediğimizi anlattık" sözlerini kullandı.

"YARIM SAATLİK TOPLANTI İSE 5 SAATE UZADI"

Genel Sağlık Sigortası ile ilgili Ankara'da önemli bir toplantı geçirdiklerini aktaran Çeler, "Görevimden ayrılmadan son ay ise benim müsteşarım, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, DPÖ, Başbakanlık Müsteşarı ve Maliye birlikte Ankara'ya giderek özellikle bu konuyu konuştular. Çünkü Kıbrıs'ta yapılan toplantılarda bu konuya fırsat bulunmadı. Yarım saatlik toplantı ise 5 saate uzadı. Çünkü genel sağlık sigortası konusunda ilk kez tüm dosyalar veriler dosyalanmış halde toplantıya gidildi" ifadelerini kullandı.

"SORDUKLARI SORU TÜRKİYE'DE ALAY KONUSU OLDU"

"İsim vermeyim ama geçmiş dönemlerde bazı bakanlıkların müsteşarları toplantıya gittiklerinde 'Panadol'u da ödeyecek miyiz' sorusunu sordu. Ve bu soru Türkiye'de alay konusu oldu" ifadelerine yer veren Çeler, "Biz toplantıya tüm ilaç listeleri, muayene ücretlerini göstererek gittik. İlaç paralarının sigortalılar ve eczanelere zamanında ödenmesi konusundaki hazırladığımız otomasyon sistemi sayesinde Türkiye bize 'siz gerçekten bazı adımları biz size söylemeden de yapabildiniz' dedi. Ciddi adımlar attık" dedi.

Çeler, "Bu yılsonuna kadar da birkaç tane aşama var. Onların bu otomasyon sisteminde düzeltilmesi gereken ve Sağlık Bakanlığı ile sosyal sigortaların kontağının kurulması yönündeki çalışmaların bu yılsonuna kadar tamamlanması hedefleniyordu. Sırf bu iş için de sigortaların kaynağına ekstra katkı gelecekti" ifadelerini aktardı.

TDP Milletvekili Çeler, "Genel sağlık sigortasına geçilmesi için de her yıl maliyeden sigortalara 200 milyon ekstra kaynak gelmesi gerekirdi. Bunların öncesinde ise sağlık bakanlığına bağlı tüm devlet hastanelerinin tam teşekküllü bir şekilde hizmet vermesi gerekir. Aksi takdirde genel sağlık sigortasına geçildiği anda herkes özele kayacak. Bu defa bu yükü sigortalar hiç kaldırmayacak duruma gelecek. Bu nedenle de ciddi çalışmalar gerektiren bir konudur" dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.