Erhürman: "Kıbrıslı Türklerin, kendi kendileriyle gurur duymalarını sağlamalıyız"

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Postası TV'de; Kıbrıs Postası Genel Yayın Yönetmeni Rasıh Reşat ile Gazeteci Gökhan Altıner, Ulaş Barış ve İrfan Batu’nun sorularını yanıtladı...

Muhalefet olarak, kendilerine nasıl bir sorumluluğun düştüğünün bilinciyle hareket ettiklerini, "hükümet hata yapsın da eleştirelim" davranışında bulunmadıklarını belirten Erhürman, "kamuoyunda panik yaratmama sorumluluğu" içerisinde bir muhalefet yaptıklarını ifade etti. 

"BİRÇOK KARARI GAZETELERDEN OKUDUK VE BUNUN ÜZERİNDEN ELEŞTİRİ YAPMAK ZORUNDA KALDIK"

Hükümetle diyalog konusunda sıkıntılar yaşadıklarını belirten Erhürman, ilgili bakanları aradıklarında ulaşabildiklerini ve konuşabildiklerini fakat eksik olan tarafın 'siyasi sorumluluğu paylaşma' noktasında gerçekleştiğini ifade etti: 

"Aradığımızda ulaşıyoruz, konuşuyoruz. Eksik olan taraf, bu salgın; sağlık, ekonomik, eğitim ve hatta sosyal alanda ciddi bir krizdir. Herhangi bir hükümetin tek başına altından kalkabilmesi mümkün değil. Biz, zor kararlarda, siyasi sorumluluğu paylaşmaya hazırız. Fakat bu konuda böyle bir yaklaşım görmedik. Bir çok kararı gazetelerde ve sosyal medyada gördük ve yanlış kararlarla ilgili bunun üzerinden eleştiri yapmak zorunda kaldık."

"BİLİM KURULU SAYISI TEKE DÜŞÜRÜLMELİ"

Hükümetin, 3 farklı bilim kuruluyla salgın sürecini geçirmeye çalıştığını, en baştan beridir bu sayının teke düşmesini istediklerini ve savunduklarını belirten Erhürman, testler ve salgınla mücadele sürecinin, siyasiler tarafından değil; bilim kurulu tarafından açıklanması gerektiğine dikkat çekti. 

TATAR'IN AÇIKLAMASI... "KİMDİR BİLGİ VEREN BİLİM İNSANLARI?"

Başbakan Ersin Tatar'ın, önceki gün, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden gerçekleştirdiği "Salgın bilimsel olarak kontrol altında" nitelikli açıklamasıyla ilgili konuşan Erhürman, Tatar'ın "bilim insanlarımızdan aldığım bilgi" söylemine işaret ederek, şöyle konuştu: 

"Kimdir bu bilgiyi veren bilim insanları? Bilim Kurulu mu? Onu da söylesin. Bunu tartışma yaratmak için söylemiyorum. Güvenmek için soruyorum. Sayın Tatar bu açıklamaları, yazılı olarak, bilen kişilere yazdırmalı. Bu konuda eleştiri yapmak istemiyorum çünkü bu durumda ben de bilmediğim bir konuya girmiş olurum."

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ... "GÜNEY'DEKİ MECLİS DE ANAYASAYA AYKIRI AMA ORTADA MÜCBİR SEBEP VAR"

Yeniden Doğuş Partisi'nin, Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin uzatılması konusunu Anayasa mahkemesine taşımasıyla ilgili düşüncesi sorulan Erhürman, şöyle konuştu: 

"Anayasa'da, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ne zaman yapılacağı bellidir. Yapabildik mi? Hayır. Bunu yorumlayarak, Anayasa'ya aykırı olduğunu söyleyebiliriz. Ama ortada mücbir sebep dediğimiz şeyler var. Kıbrıs'ın güneyinde, halen Kıbrıs Cumhuriyeti yasaları geçerli. Buna göre, Meclis'in yüzde 70'i Kıbrıslı Rumlardan, yüzde 30'u Kıbrıslı Türklerden oluşmalı. Fakat 1974 öncesinden bu yana Kıbrıslı Türkler o Meclis'te yoklar. Bakıldığında, Güney'deki Meclis, Anayasa'ya aykırı. Ama zaruret hali ile karşıkarşıyalar."

OLAĞANDIŞI DÖNEM, OLAĞANDIŞI ÇÖZÜM...

Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili mevcut durumun, Anayasal açıdan düzenlenmiş bir durum olmadığını, bir zaruret haliyle karşı karşıya olunduğunu belirten Erhürman, mevcut süreçte seçim yapmanın zaten demoktratik olmayacağını ifade etti. 

Anayasa'da; olağan dönem, olağanüstü hal ve sıkı yönetimin düzenlendiğini fakat mevcut durumun, üçünün de ötesinde "olağan dışı" bir durum olduğunu belirten Erhürman, "bu nedenle de olağandışı bir çözüm üretildi" dedi. 

Konunun mahkemeye gitmesinden sonra gerçekleşmesi muhtemel sürece değinen Erhürman, "Ya zaruret hali var denilecek ya da Anayasa'da yazan bu, biran önce seçimi yapın denilecek. Hangisi denilirse uyarız, sorun yok" şeklinde konuştu. 

Erhürman; Meclis'te temsil edilen siyasi parti başkanlarının, Başsavcı ve 'sözlü yorum yapmadan dinleyen' Yüksek Mahkeme Başkanı'nın da bulunduğu bir ortamda, seçimin ertlenmesi ve mevcut Cumhurbaşkanı'nın bu süreçte görevine devam etmesinin kararlaştırıldığını ifade etti. 

"HALEN SEÇİMİ TARTIŞIYORSAK, OLAYIN CİDDİYETİNİN FARKINDA DEĞİLİZ"

Fakat Erhürman, bu tartışmanın şu an yapılmasından şikayetçi olduğunu, şöyle dile getirdi:

"Coıvid-19 geride kaldı, rahatladık, dönelim bu tartışmalara havasındaysak, ne Covid-19 pandemisinin, ne de ekonomik krizin ciddiyetinin farkında değiliz  demektir. Evlerinde aç olan, evlerine yardım paketleri giden insanlarımız var. İşsiz kalmakla karşı karşıya olan insanlarımız var. İnsanlar önümüzdeki süreçte, aldığı maaşın yarısını alacak, öğrenci ya da turist gelmeyecek... Ama biz seçimin Anayasaya uyumluluğunu konuşuyorsak, bu işin ciddiyetinin farkında değiliz demektir."

Soru üzerine Erhürman, "şu teriminoloji bile yeterince rahatsız edici; Türkiye'nin destek verdiği bir hükümet modeli var... Bu, Kıbrıslı Türkler açısından rahatsızlık verici. Kabul edilebilir bir söylem değil" dedi. 

"HİNDİSTANLILARIN, KENDİ KENDİLERİYLE GURUR DUYMASINI SAĞLA"

"Benim bir lafım var; Kıbrıslı Türkler, tek tek başarı öykülerini yazdılar, şimdi de ortak başarı hikayelerini yazmalılar" diyen Erhürman, "Bazı arkadaşlar bu sözümü kullanmaya başlamış, umarım bunu da kullanılar" diyerek şöyle devam etti: 

"Ghandi filmini izleyenler bilecektir; diyorlar ki, 'Hindistanlıların, kendi kendileriyle gurur duymasını sağla. Bu beni çok etkilemiştir..."

"KIBRISLI TÜKLERİN, KENDİ KENDİLERİYLE GURUR DUYMASINI SAĞLA"

Ülkedeki mevcut siyasetin yıllarca iki ana eksene hapsolduğunu söyleyen Erhürman, "Bunlardan biri, hiçbir şeyi halletmeyeyim, zaten Kıbrıs sorunu çözülünce her şey hallolacak; diğeri de, hiçbir şeyi halletmeyelim, Türkiye bize parayı gönderecek. Bu ikinsinden de kurtulmamız gerek" diyerek, şöyle devam etti: 

"Kıbrıs sorununun bir an evvel çözülmesi gerektiğini düşünen bir siyasetten geliyorum. ama bu süreçte yapmamız gereken çok şey var. Buraya odaklanmamız gerekiyor. Kıbrıslı Türkleri, kendi kendileriyle gurur duyacakları bir noktaya taşımamız gerekiyor..."