İthal hayvanlarda büyük şüphe: “Nereden geldiği, cinsi ve mal oluş fiyatı bilinmiyor”

Küçükbaş Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği eski Başkanı Alpay Orhan Güvenlier, Mayıs ayında ithal edilen küçükbaş hayvanların, sadece sağlık sertifikası olduğunu, secere sertifikaları olmadığı, Assaf diye açıklanmış olmakla birlikte cinsinin tam olarak gösterecek hiçbir bilgi olmadığını ve hayvanların nereden geldiğinin sır gibi saklandığını vurguladı.

Kökeni İsrail, en üst düzeyde üretim merkezi İspanya olan ASSAF koyununun, nereden ithal edildiği de açıkça ortaya konmadı.

İspanya’ya gidilip geziler yapıldı, oradan geldiği söylendi, sonra Bulgaristan iddiaları ortaya çıktı. Ardından hayvanların Türkiye’deki çiftliklere girip orada gönderildiği bilgisi dolaştı durdu. Bakanlık da buna açıklık getiremedi. Devlet ciddiyeti seceresiz hayvan alınamaması gerektiğini söyler. Oysa bu hayvanların dünyada geçerliliği olan bir secereyi bırakın, çiftlik secereleri bile ortaya konamıyor. O yüzden de bu şaibeler dolaşıp duruyor.

Kıbrıs Postası’na konuşan Alpay Orhan Güvenlier, öncelikle Kuzey Kıbrıs’ta küçükbaş hayvan üretiminin ciddi bir elden geçilmesi gerektiğinin altını çizdi. Damızlık desteğine ve mevcut hayvanların ıslah edilmesinin şart olduğunu vurgulayan Güvenlier, “Bunun içinde ciddi devlet yönetimine ihtiyaç var, o anlayış da bu devlette yok” dedi.

“HAYVANLARIN NERENDEN GELDİĞİ DEVLET SIRRI GİBİ SAKLANIYOR”

Geçtiğimiz aylarda ithal edilen koyunların Hayvancılar Birliği ve Tarım Bakanlığı çalışması sonucu gündeme geldiğini, fakat ithal sayfasında Hayvancılar Birliği’nin devre dışı bırakıldığını, Hayvancılar birliğinin de konuyla tam anlamıyla ilgilenmediğini  dile getiren Alpay Orhan Güvenlier, “Hayvanların nerenden geldiği devlet sırrı gibi saklanıyor” şeklinde konuştu.

“ASSAF DİYE İTHAL EDİLEN HAYVANLARIN CİNSİNİ İSPAT EDEN HİÇBİR SERTİFİKA VE HALİYLE İSPATLI  HİÇ BİR BİLGİ YOK”

“Ne acı ki gelen hayvanların bir tek sağlık karnesi var” ifadelerini kullanan Güvenlier, Assaf mı Sakız melezimi, yoksa başka bir cins mi olduğu konusunda hiçbir ispatlı bilgi olmadığını işaret ederek, “Bize göre dostlar alışverişte görsün mantığı ile yapılan bir ithalat oldu” dedi.

Üstelik hayvanların genel hallerinin de çok kötü olduğu ve ciddi anlamda ölümler olduğu bilgisi de bize ulaştı.

Yarın bu hayvanlar damızlık diye satılacak. Ne oldukları neden öldükleri açıkça aydınlığa kavuşmalı.

Kıbrıs postası olarak uzmanlara göre İspanya’dan bile olsa bir hayvanın KKTC’ye geliş fiyatının 200 Euro’yu geçemeyeceği bilgisine ulaştık ve Güvenlier’e bu konuyu sorduk.

Bu hayvanlardan üretici namına da ithal edileceği söyleniyor. Ancak ortada net bir rakam yok. Üretme çiftliği için gelen bu hayvanların ne kadara mal olduğu bilgisi de yok.

“ŞİMDİYE KADAR HİÇBİR BAKAN DEVLET ÜRETME ÇİFTLİĞİ’NDEKİ HAYVANIN FİYATI ŞU KADARDIR DEMEDİ”

Küçükbaş Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği eski Başkanı Güvenlier, Devlet Üretme Çiftliği’nin kapalı zarf usulü ile canlı küçükbaş hayvan satışı yapacağını açıklamasını değerlendirdi. 10 kasaplık, 60 da kurbanlık hayvan satışı yapılacağına dikkat çeken Güvenlier, “Şimdiye kadar hiçbir bakan Devlet Üretme Çiftliği’ndeki hayvanın fiyatı şu kadardır demedi” şeklinde konuştu.

Güvenlier, şunları da sözlerine ekledi:

“10 tane kasaplık hayvan satıp fiyat belirlemeye çalışmak amatörlüktür. Sistemli bir şekilde ne kasaplık ne de damızlık numarası çakamayan bir bakanlık 10 kasaplık hayvan satarak piyasayı belirleyemez. Bakanlık bu işlerin düzelmesini istiyorsa görevini yapıp sınırlardan geçen binlerce kaçak hayvanın geçişini engellemelidir.

Geçen hayvanları daha değerli kılmak için piyasada hayvan fiyatlarını belirleyen de bu kanallardır. Bu yüzden mesnetsiz suçlamalarla da hayvan üreticilerini suçlamaktan vazgeçmelidirler.

Özellikle de Küçükbaş hayvan üreticileri bu işlerden büyük zarar görmektedir. Biz Küçükbaş hayvan üreticileri bu sorunlarla daha etkin mücadele edeceğiz. Bunu herkes böyle bilsin.”