İÇ HABERLER
okuma süresi: 13 dak.

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş: “İkinci tur benim için sürpriz değil, ancak diğerleri için sürpriz olacak”

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş: “İkinci tur benim için sürpriz değil, ancak diğerleri için sürpriz olacak”

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura kalmasının onun adına sürpriz olmayacağını fakat “diğerleri için sürpriz olacak” ifadelerini kullandı.

Yayın Tarihi: 26/09/20 15:24
okuma süresi: 13 dak.
Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş: “İkinci tur benim için sürpriz değil, ancak diğerleri için sürpriz olacak”

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş, pandemi dönemine kadar aday olmayı düşünmediğini ancak koronavirüs sürecinde yaşananların ardından, sorumluluk bilinciyle hareket ederek aday olmaya karar verdiğini belirterek ikinci tura kalmasının onun adına sürpriz olmayacağını fakat “diğerleri için sürpriz olacak” dedi.

“Pandemi sebebiyle değişik bir seçim oluyor, eskisi kadar coşkulu geçirmiyoruz” diyen Denktaş, tüm adayları kırıcı olmamaya davet etti.

TV 2020’de yayınlanan Seçim 360 programında gençlerin sorularını yanıtlayan Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş, 2020 yılı Ocak ayında ‘Aday olmayacağım’ şeklinde yaptığı açıklamasının sorulması üzerine, pandemi sürecinin ardından kararını değiştirdiğini aktardı.

Her vatandaş gibi Cumhurbaşkanı adaylarına baktığını ve hangisine oy vereceğini düşünürken, “bilgi, birikim ve tecrübeni ortaya koymalısın” gibi dostlarından da aldığı telkinlerle aday olduğunu anlatan Denktaş, Kıbrıs sorununa hâkimiyete ve 30 yıllık tecrübeye sahip olduğunu anımsattı.

Denktaş açıklamalarında şu ifadelere değindi:

“Pandemi sonrasına kadar aday olmayı düşünmedim. 5 yıl sonrasına bırakmıştım. Dinlenme ihtiyacı hissettim. Ancak pandemi döneminde sorumluluk bilinciyle hareket ederek kararsızlıklar karşısında hükümete önerilerde bulundum. Hiç kimse umursamadı. Sonra sosyal medyadan öneriler yapmaya başladım. Yine umursanmadı. Her vatandaş gibi ben de adaylar ortaya çıkınca dönüp baktım, hangisine oy vereceğimi düşündüm. Ancak bir yere varamayacağımı gördüm. Değerli arkadaşlarım, ‘Tecrübe ve birikimini ortaya koymalısın’ demişlerdi. 30 senelik bir tecrübem var. Koronavirüs pandemi süreci aday olmam gerektiğini gösterdi. İyi ki de aday olmuşum.”

“SEÇİMLERDE COŞKU YOK”

“Pandemi sebebiyle değişik bir seçim oluyor, eskisi kadar coşkulu geçirmiyoruz. Seçim biter sonra yüz yüze bakacağız, kimseyi kıracak bir şey söylemeyelim. Eleştiri olacak, olmalı ama kıracak şekilde değil düzgün şekilde bu seçimden çıkalım. Seçimle ilgili genel değerlendirmem budur.”

“SEÇİMLERİN PROPAGANDA ŞEKLİ DEĞİŞTİ”

“30 senedir siyasetteyim, siyasette eskidim. 1994’e kadar gelen dönemde, her tarafı afişlerle doldururduk, mahalle kavgalarıyla karşı karşıya gelirdik, artık böyle şeyler yaşamıyoruz. Seçim süreci 1994 yılından sonra değişti. O dönem Yüksek Seçim Kurulu’ndan rica ettik belirli yerlere sadece afiş asalım diye ve bütün partiler buna onay verdi. 1996’dan sonra da internet ve telefonla birlikte başka safaya taşındık fakat sokakta coşku devam etmeliydi. Şimdi ise Pandemi süreciyle bu da bitti.”

“30 YAŞIMDA SİYASETE GİRDİM”

“18-30 yaş arası grup siyasetten uzak durma noktasına geldi. 1990’da 30 yaşında ilk kez siyasette girdim. Babamın da tecrübesiyle, yeni deneyimlere açık olmam sebebiyle yeni bir süreç yaşadım.

Köylere gittiğimizde telefonların çalışmamasıyla ilgili şikayet aldım. 1996 yılında ülkeye cep telefonu geldi. Daha sonra internet hiçbir yasal kaynağı olmadan adaya geldi. Televizyonlarda tek seslilik dönemiydi. Ben özel radyo ve tvler açılmalı deyince devletteki herkes karşımda durdu. O dönemde yeni ve cesur bir kararla atılmış bir adımdı. Yeniliği yapabilmek için icraat olması gerekir.”

“HER PARTİDE GENÇLERE YER VAR”

“Her partide gençlere yer var. Kendine güvenen ve çevresi olan bir genç sistemin içine girebilir. Ama bireysel ilişkiler önemlidir, sadece fikrin iyi olması yetmez ikisi birlikte olmalıdır. Yaptığım videoda demeye çalıştığım tam da budur. Şimdiki cumhurbaşkanlığında danışmanlar var. Bunların yerine, danışmanlık kadrosunun yerine, özel temsilciler yapalım yani gençlik temsilcisi, ekonomi temsilcisi gibi alanlar olsun, halkla ilişkiler için önemli olacağını düşünüyorum. Bunlar sürekli halkla iç içe olacak, sorunları görüp bunu cumhurbaşkanına sunarak sorunun çözüme kavuşmasına yardımcı olabilirler. Böylece birçok eylem, sorun öngörülür ve engellenir.”

“CUMHURBAŞKANI DA YENİ FİKİRLERE AÇIKSA SORUNLAR KONUŞARAK ATLATILABİLİR”

“Cumhurbaşkanı da yeni fikirlere açıksa sorunları konuşarak atlatılabilir. Öyle biri olduğumu düşünüyorum. Genç ve yenilikçi olmam, hoşgörülü olmam, saygılı olmam ki bu özelliklerin hepimizin içinde olması önemlidir. Kendime bu alanda güveniyorum.”

“2. TURA KALMAM BENİM İÇİN SÜRPRİZ OLMAYACAK AMA DİĞERLERİ İÇİN SÜRPRİZ OLACAK”

“Her vatandaş gibi ben de adaylara baktım ve çevredeki kişilerin de ‘bu senin görevin’ demesiyle karar verdim ve aday oldum. 2. tura kalmam benim için sürpriz olmayacak ama diğerleri için sürpriz olacak. Ve görüyorum ki ben ikinci turu göreceğim, ben yükselirken diğer adaylarda düşüş var. Seçim iki tur olacak kesindir. İkinci turda her kesimden oy alacağım.”

“ÖNCE KENDİ İÇİMİZDEKİ DAĞINIKLIĞI TOPLAMAMIZ LAZIM”

“Bizim yapmamız gereken Türkiye ile yeni bir hedef noktasında uzlaşmaktır. Önce kendi içimizdeki dağınıklığı toplamamız lazım. İki kesimli toplum dediğimizde biz siyasal eşitlik istiyoruz ve Rumlar onu kabul etmiyor. Coğrafya Kıbrıslı Rumlara göre Kıbrıs adasının bütünüdür. Savunduğumuz tez, adanın bir kısmının Türklere verilmesinin gerektiğini söylüyor, bu sebeple coğrafya ölçüleri de sınırlandırılacak. Bu işlerine gelmez. Uzlaşmadan devam etmek, gün gelince yeni bir çatışmaya yol açacak onun için ucu açık değil ama ufku açık bir görüşmeyle bir ray değişikliğine gidilmeli. Her iki tarafa yarayacak adımlar atmalı ve uluslararası hukuki yollarla bir takım çalışmalar yapmalıyız. Ambargoları İnsan Hakları Mahkemesi’ne giderek hukuki yollarla arayalım. Karşılıklı bir ilişkimiz var, bu nedenle konuşarak normalleşme sürecini hızlandıralım.”

“KAPILARIN AÇILMASI İÇİN ÜÇ SENE UĞRAŞTIM”

“Kapıların açılması için üç sene uğraştım. Bu olayla ilgili benim duygusal bir bağım var fakat şimdiki gençler olaya daha farklı bakıyor. Her gelen Cumhurbaşkanı federasyon görüşmeleri yapıyor ve çözüm olacağını söylüyor. Çözüm olması için bizim tek taraflı talebimiz geçerli değil. BM ve Rum da kabul etmelidir. Parametreler içinde kalmak şartıyla yeni bir ray olmalı ve yeni fikirler görüşmeliyiz. Eğer bunu kabul etmeyip bizi eskiye çekmeye çalışıyorlarsa da bunu kabul etmediğimizi anlatmamız lazım. Bunun için de Türkiye ile ilişkilerimiz iyi olmalıdır.”

“ÖNÜMÜZDEKİ ALTI AY MÜZAKERE OLMAZ”

“Yakın zamanda en az bir görüşmenin, müzakerenin başlayacağını öngörmüyorum. Önce kendi aramızda fikir birliği yapmalıyız. Önce kendi içimizde bir hedef belirleyip bunu başarıp Türkiye’ye sunmalıyız. Bu anlamda noktaları yakalamak çok önemli ve ben farklı farklı noktaları bağlayabilirim. Türkiye’ye de, Rum’a da, BM’ye de, Yunanistan’a da yeni fikirler sunabilirim.”

“BEN ALIŞKANLIKLARIMI HEP DEVAM ETTİRDİM”

“Sadece siyasetle uğraşmak ve siyaset dışı hayatı unutmak sizi robotlaştırır, bu nedenle ben alışkanlıklarımı hep devam ettirdim. O noktaya geçince insan olduğumu hatırlıyorum ve siyasete de insansal davranıyorum. Kampanya sürecinde rol yapmadım. Sevdiğim işleri yaptım. Daha doğal ve kabul edilir sonuçlar çıktı.”

“SANDIK GÖREVLİLERİNE TEST YAPILACAK”

“Mutlaka sandık görevlilerine test yapılacak. Ancak kalabalık olacağı için odalara o sebeple girmek istemeyenler olacak. Sivil Savunmanın gücü olduğu için sunduğum önerilerim var, bunlardan biri; oy kullanımı için ‘açık havada çadır kurulmasıydı. Diğer önerim de saat belirleyerek yaş gruplarına göre oy kullanma saati olmasıydı. Yaşlılar daha erken kullansın ve kalabalığın içine girmesin ama her şekilde dışarıda oy kullanma yeri olmalı. Kuşkulu insanlar var, katılımı arttırmak için güvenli ortamı sağlamak lazım. Oy kaygısıyla karantina kalkarsa vaka sayısı patlar ve seçim iptal edilebilir.”

Denktaş programın sonuna doğru şunları söyledi:

“Covid-19’a hazırlıksız yakalandık. Cumhurbaşkanı önce olağanüstü durum çağrısı yaptı ki ben de katılıyorum o çağrıya. Daha sonra 10 Mart’ta okullar kapandı ve kapanma süreci başladı. Bu olayın patladığı süreçte hükümet şansızlık yaşadı, ama keşke o dönem hükümette olsaydık. Bu virüs dünyada patlak verdiğinde hazırlık yapılmalı ve önemler alınmalıydı. Ben Aralık ayına kadar açılmamayı önerdim, daha sonraki açılma da iç piyasayı yönetecek şekilde olacaktı.”

“DEVLETİN BÜTÇESİ KAPANMAK İÇİN YETERLİYDİ”

“Sıkıntılı bir dönem geçirdik, sıfır vakayla aralık sonuna kadar devam edebilirdik ama bu fırsat kaçırıldı. Mart ayı başında seçimleri bir dahaki sene Nisan’a atın ve pandemi için alınması gereken kararları alın dememe rağmen maalesef dinlenmedi. Güven verilmediği müddetçe de öğrenci gelmez. Otel karantinası ortaya koydukça, insanlar nasıl bir şeyle karşılaşacağını bilmediğinden korkuyor. Denetimleri arttırarak ev karantinası verilebilir. Ev karantinasına geçilmelidir.

Otellerde çalışanlar işsiz, dükkanların çoğu kapandı. İnsanlar işsiz, sadece kamu maliyesi ve çalışanı düşünülerek bir yere varılmaz. Özel sektör çalışanı ve gelirini kaybedenleri düşünmeden, kamuda çalışanların maaşının yatırılacağını söylemek yanlıştır. Maliye bu işin altından ancak doğru hareketle kalkabilirdi. Bunun için de yeterli kaynaklara sahipti.

Cumhurbaşkanının örtülü ödeneği, yurtdışı temasları arttırmak ve hukuksal alan için olan bir ödenektir. Bu rakam devlet ile ilgili olan yerlere ödenir. Bu kalem hukuksal anlamda olacak ve oralar için kullanılacaktır. Bilişim teknolojisinin çok ileri noktala ulaşabileceği bir ülkede yaşıyoruz. Çağdaş teknolojiyi kullanmak için kuluçka merkezleri vardır. Bu merkezleri kullanarak teknolojiden iyi anlamda yararlanılabilir. Teknolojinin iyi kullanılması için büyük adımlarım olacak. Her anlamda girişimci olacağım.”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.