İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Serdar Denktaş: “Mahkumiyet esarettir, ben başka bir yol öneriyorum”

Serdar Denktaş: “Mahkumiyet esarettir, ben başka bir yol öneriyorum”

Bağımsız aday Serdar Denktaş, desantralize federasyon formülünün Rum lider Anastasiadis tarafından ortaya konduğunu ancak Cumhurbaşkanı Akıncı’nın iki toplumlu federasyon tezine mahkum olunduğunu belirttiğini ifade ederek, “mahkumuz dediği sürece karşı taraf masaya oturmaz; çökmeni bekler. Mahkumiyet esarettir. Ben başka bir yol öneriyorum” dedi.

Yayın Tarihi: 03/10/20 23:18
okuma süresi: 11 dak.
Serdar Denktaş: “Mahkumiyet esarettir, ben başka bir yol öneriyorum”

Kıbrıs Postası TV, moderatörlüğünü İrfan Batu’nun yaptığı Kıbrıs “Türkü Adayını Seçiyor - Seçim Özel” programına CTP Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman, UBP Cumhurbaşkanı Adayı Ersin Tatar, Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay, YDP Cumhurbaşkanı Adayı Erhan Arıkl, MDP Cumhurbaşkanı Adayı Dr. Fuat Türköz Çiner ve Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş katılım gösterdi.

Adayların koltukları ve konuşma sıraları, program öncesi çekilen kurayla belirlendi. Gerçekleşen kura sonucu ikinci sırayı alan Serdar Denktaş, birinci aday Erhan Arıklı’nın ardından yöneltilen soruları yanıtladı. Program moderatörü İrfan Batu’nun “Cumhurbaşkanı adayı olma kararını verirken diğer adaylardan farkınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz?” ve “1974 Barış Harekatı itibariyle Kıbrıs konusunda verilmiş yapılan en büyük hata sizce ne?” soruları üzerine Denktaş şöyle konuştu:

“Farkım şudur ya da budur diye bir söylemde bulunmayacağım… Fark nedir; halk bilir. Bu farkı halk ortaya koyar. Bu nedenle bu 10 dakikayı daha verimli kullanmak adına; 1974’den itibaren yapılan görüşmelerde, şu ya da bu hata yapıldı demek kolay olur. Bunu konjenktürel değerlendirmek gerekir. O tarihte alınan kararların, o tarih için önemi çok daha önemli. Eksik bırakıp, üstüne düşünmediğimiz başka bir olay var; alt yönetim nedir? Bundan kurtulmak ne demektir, bunu anlatmak istiyorum.”

Kıbrıslı Türklerin yaşadığı sorunların en büyük sebebinin ‘alt yönetim’ olgusuna dayandığını ifade eden Denktaş, şöyle devam etti: “Alt yönetim olgusu nasıl başladı? Kıbrıslı Rumların İnsan Hakları Mahkemesi’nde elde ettiği birkaç kararda, Kıbrıslı Türklerin alt yönetim olduğu vurgulandı. Alınan kararlarda, Kıbrıslı Türklerin kendi kararlarını kendilerinin vermediği, kendi iradelerinin olmadığı, Türkiye ne derse onun gerçekleştiği ifade edildi.

O günden beri tüm davalar, Türkiye’ye yönelik açılmakta, Rum tarafı Türkiyeyi muhatap alma çabasında…” Kıbrıslı Rumlar tarafından başlatılan “Kıbrıslı Türklerin iradesi yoktur” propagandasının bir algıya dönüştüğünü söyleyen Denktaş, “Maalesef biraz da kendi girişimlerimiz ve kararlarımızla bu algıyı güçlendirdik. Bugün yaşadıklarımız dahi, alt yönetim olgusunu güçlendiriyor” dedi. Denktaş, “Kendi irademizin kendimize ait olduğunu, Annan Planı Referandumu’nda tescil ettiğimiz self-determinasyon hakkının varlığını, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne devrettiğimiz haklarımız olduğunu; ne Dünya ne de BM ile konuşmadık, hep günü birlik tepkisel politikalar ürettik” şeklinde konuştu.

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “KKTC siyaseten tanınmasa da, birçok BM üyesi devletten daha devlet bir ülkedir. Bu ülkedeki demokrasi, birçok BM üyesi devlet demokrasisinden daha üst seviyededir. KKTC halkı, Kıbrıs’ın kültürel zenginliğine uyum gösteren, yaşayan bir halktır. Bu halk empoze ve telkinlerle hareket etmez.” KKTC’nin Türkiye ile hareket ettiğini çünkü tüm dünyanın, KKTC’yi Türkiye ile hareket etmeye zorlandığını ifade eden Denktaş, “Türkiye ile hareket etmemiz, tarihsel bir güçlü bağın varlığından dolayıdır” dedi.

Hem dünyanın, hem de Kıbrıs’ın güneyinin, Kıbrıslı Türklerin bu adada var olduğunu kabul etmesi ve “Kıbrıslı Türkler olmadan hiçbir adım atamayacaklarını anlamaları için” bazı adımlar atılması gerektiğini belirten Denktaş, “Gerekiyorsa, Rum mahkemelerinden başlayarak, iç hukuka başvurarak, tüm hukuki haklarımızı tespit etmek zorundayız” ifadelerini kullandı. Seçim sürecinde bir takım olaylar yaşandığını söyleyen Denktaş, “Kendini, devletin temsilcisi olarak ifade eden kişilerin tehditvari ifadeleri” olduğunu belirterek, bu ifadelerin, alt yönetim olgusunu daha da heveslendirmekte ve kırbaçlamakta olduğunu belirtti.

Denktaş, panelin ikinci yarısında, “KKTC’nin tanınmasından yana mısınız yoksa Rum tarafı ile federal bir anlaşmayı mı savunuyorsunuz? Seçim bildirgenizde hem KKTC'yi savunanlar hem de federasyonu savunanlardan oluşturan bir heyetle müzakere edeceğinizden bahsediyorsunuz. Bu durumda federasyon temelli çözüme karşı olmadığınızı düşünebilir miyiz?” sorusuna yanıt verdi. Kıbrıs sorununa ilişkin görüşmecilik yetkisinin, 1993’te Rauf Raif Denktaş’ın Meclis’e müracaat ederek aldığını anımsatan Denktaş, “Ama Meclis tarafından görüşmecilik yetkisi ‘kişi’ olarak Denktaş’a verilmiş değil, Cumhurbaşkanlığı makamına verilmiştir. İsim değişir ama Cumhurbaşkanı görüşmeci olarak devam eder” dedi. “Siyaseten tanınmamış bir devletin Cumhurbaşkanı’nı seçersiniz ama aynı zamanda da görüşmecisini de seçmiş olursunuz. Bunun iyi kavranması gerek” diyen Denktaş, şöyle devam etti: “KKTC’nin Meclis’teki ilanı sonrasında, yine Meclis’in bağımsızlık bildirgesi ‘KKTC’nin iki toplumlu, iki kesimli federasyonu engellemeyeceğini’ duyurur.” İki devletli federasyon görüşünün kendisine ait olduğunu ifade eden Denktaş, “Dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem, konfederasyon gündeme gelmeden önce beni çağırdı ve ‘müjdeler olsun, kaç zamandır söylemekteydin, artık iki devletli çözümü görüşeceğiz’ dedi. Bu 1996 yılındaydı. 96 yılında başlayan bu kampanya, iki devletli çözümü değil; Annan Planı sürecini önümüze getirdi. Bu plan referandumda kabul edilmedi. Bizim bakmamız gereken, bu planın neden kabul edilmediğidir.” Kıbrıs Rum tarafının, mevcut parametreler gölgesinde, adada federal bir çözüm olması halinde “coğrafyasını başka bir milletle paylaşması gerekeceğinin” ifade edildiğini anlatan Denktaş, şöyle devam etti: “Millet, Güney’e göre Kıbrıslılarındır ve Güney’e göre bu kişiler Elendir, Yunanca konuşanlardır. Türkçe konuşan birileriyle paylaşmak istemezler. Bu nedenle Türklerle paylaşımı kabul etmiyorlar. Bunlar, Annan Planı ve Crans Montana’da görülmüştür.” Serdar Denktaş, “Bunlarla birlikte değerlendirildiğinde anlaşılıyor ki; çözümsüzlüğün sebebi, eskiden sanıldığı gibi ‘Mr. No’ denilen Rauf Raif Denktaş değil, ortaya konan Türk tezi federasyon şekli ile Rum şekli büyük farklılıklar içermesidir” dedi. İki toplumlu, iki kesimli federasyon parametreleri içerisinde bir noktaya varılamayacağının Kıbrıs Rum tarafı tarafınca gösterildiğini ifade eden Denktaş, “Bunu ileriye taşımak ancak; yine federasyona bağlı kalmak şartıyla, bir ray değişikliği ile bir yere varabilmektir” şeklinde konuştu. Türk tezinin Rum tarafınca kabul edilmediğini yineleyen Denktaş, “Ancak ortaya atılıp geri çekilen bir formül var. Merkezi çok zayıf, kanatları çok güçlü bir federasyon; desentrilize federasyon… Ucu kapalı ancak ufku açık bir şekilde bunu görüşmek için çalışmalıyız. Sayın Akıncı bunu hemen kapmalıyken, ‘gideyim de sorayım bakayım gerçekten öyle mi söyledi’ yolunu seçmiştir. Bunu dediği anda ve ‘diğerine’ mahkumuz dediği sürece karşı taraf masaya oturmaz; çökmeni bekler. Mahkumiyet esarettir. Ben başka bir yol öneriyorum.” Hem federasyon yolunda ilerlenmesi hem de KKTC’nin ileriye götürülmesi gerektiğinin altını çizen Denktaş, “Biz önce önümüze konulana bakıp konuşalım. Gasp edilen insan haklarımızı elde etmeye çalışalım. Adalet divanına başvurmanın yollarını açalım” ifadelerini kullandı. BM parametrelerinin statik olmadığını, 1974’teki parametrelerle şimdiki parametrelerin aynı olmadığını vurgulayan Denktaş, “Varacağımız anlaşma da dinamik gelişmeye açık olmalıdır” dedi. Denktaş şöyle devam etti: 1Biz önce kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi iradesine sahip çıkan, kendi hakkında kendi kararını verebilen bir halk olmalıyız. KKTC halkının içinde her türlü milletten, inançtan, ırktan insan var. Bu insanların tümü, KKTC’nin geleceğini isteyen fertler olarak yetişrebilmemiz gerekiyor. Hepsini denedik, bir yere varamadık. Ne yapmak istediğimizi bilen bir halk olmalıyız.”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.