İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Metin Aybars, Ercan Havaalanı'nın hikayesini anlattı...

Metin Aybars, Ercan Havaalanı'nın hikayesini anlattı...

Sivil Havacılık Dairesi Hava Trafik Kontrol Şubesi eski amiri Metin Aybars, Ercan'ın hava trafiğine açıldığı günleri anlatarak, Ercan Havaalanı'nın, KKTC'nin gurur duyduğu uluslararası bir marka olduğunu vurguladı.

Yayın Tarihi: 10/05/21 20:50
okuma süresi: 8 dak.
Metin Aybars, Ercan Havaalanı'nın hikayesini anlattı...
Sosyal Medya

Sivil Havacılık Dairesi Hava Trafik Kontrol Şubesi eski amiri Metin Aybars, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, gündemde yerini koruyan Ercan Havaalanı'nın isim değişikliği konusu ile ilgili sakıncalarını dile getirerek, "Umarım pandemi ortamında durup dururken yeni bir polemiğe girmeyiz" dedi.

Sivil Havacılık Dairesi Hava Trafik Kontrol Şubesi eski amiri Metin Aybars, Ercan'ın hava trafiğine açıldığı günleri anlatarak, Ercan Havaalanı'nın KKTC'nin gurur duyacağı uluslararası bir marka olduğunu belirtti.

Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Ercan Havaalanı'nın isminin değiştirilmesi konusuna değinen Aybars, her havaalanının coğrafi ķoordinatlarla belirtilen bir referans noktası olduğunu belirterek, "O alana kaç tane yeni terminal binası, pist yaparsanız yapın o alan yine bilinen adı ile anılır, tanınır. Bu belki olabilir ama hiçbir ülke sakıncalarından dolayı kolayına göze almaz. Binbir güçlükle tanınan Ercan için ise ekstradan endişe vericidir" dedi.

İsim değişikliğinin, şehitler hususunda hassas olan Türkiye'de kamu oyu tarafından nasıl değerlendirileceğinin de merak edildiğini söyleyen Aybars, "Konu her ne kadar Bakanlar Kuruluna pas edilmişse de kararın değerlendirilmesini sayın halkımız yapacaktır. İnşallah bu pandemi ortamında durup dururken yeni bir polemiğe girmeyiz" ifadelerini kullandı.

Metin Aybars'ın paylaşımının tamamı ise şöyle...

"Neydi o günler...

Mesarya Ovasının ortasında Meriç Köyü yakınında İkinci Dünya Harbinden kalma İngilizler tarafından yapılan iki pisti bulunan küçük bir havaalanı.

1974 Barış Harekatı'ndan sonra ada dışına bağlantımız sadece deniz yolu ile idi, Bu böyle devam edemezdi. Dünyaya hava yolu ile bağlanmamız gerekirdi. Hemen faaliyete geçildi. Önce acil kullanımlar için küçük pist elden geçiridi, prefabrik bir terminal ve küçük bir kule yapılarak Türk Hava Kuvvetleri tatrafından getirilen cihazlarla ve personel ve cihazlarla techiz edildi. Adı da Barış Harekatının ilk havacı şehidi Yüzbaşı Fehmi Ercan'ın hatırasına hürmeten Ercan kondu.

Ercan trafiğe 3 Şubat 1975 günü açıldı. Artık dünya ile havadan bağlanmıştık. Bu olay dünyada büyük yankı yarattı, çünkü Lefkoşa havaalanı savaşta devre dışı kalmıştı ve henüz rumların Larnaka havaalanı faaliyete geçmemişti. (Belki ilk defa duyuluyor Güney adresli 'BY AIR-PAR AVION' hava postaları da Türkiye ve bizim jestimiz olarak Larnaka faaliyete geçinceye kadar gayrı resmi olarak Güneye VIA Ercan ulaştırıldı.)

Daha sonra büyük uçakların kullanmasına müsait ana pist olacak olan ikinci pist bitirildi. Artık sıra büyük hamleye gelmişti, dünyaya daha fazla açılacaktık. Doğu Akdeniz'in Kuzeyinde Ercan merkez alınarak Doğudan Batıya çekilen bir çizginin Kuzeyinde Rodos Adasının biraz Doğu'sunda Yunan hava sahası hududundan başlayarak Suriye ve Lübnan hava sahlarına kadar yayılan bir alanı kapsayan Ortadoğu ile Avrupa arasında bir köprü pozisyonunda bulunan Ercan Tavsiyeli Hava Sahası ilan edilerek 21 Mart 1977 günü dünya havacılığının hizmetine sunuldu. Artık bölgede uçan uçaklar belirsizliğin getİrdiği tedirginliği yaşamadan emniyet içinde rahatca uçabilecekti.

Bizler dünya çapında yürütülen bu görevi hakkıyla yerine getireceğimize emindik çünkü Ankara'da havacılık okulunda uzun bir kurstan sonra Ankara ve İstanbul Hava Trafik Kontrol Merkezlerinde işbaşı eğitimleri ile tecrübe edinmiştik.

Faaliyete geçer geçmez bizimle ilk temas eden İtalyan Hava Yolları ALITALIA oldu. Frekansımızda 'Ercan Ercan' diye seslenince o prefabrik yapı içindeki küçük odacıkta bulunan hepimiz haykırarak, birbirimize sarılarak nasıl bayram yapmıştık. Diğer tarafta bizi dinleneyen rumlar panik içinde kendi frekanslarından pilotun bizimle temas etmemesi için didindi durdu ve hala didiniyorlar.

Bu bizim dünya havacılığına Bayrağı 'Ercan' diye diktiğimiz ilk andı ve biz yıllarca havadaki bu savaşı Rumlarla didinerek kazasız belasız her gün Ercan diye temas eden yüzlerce uçağa hizmet vererek kazandık. Şunu da minnetle ilave etmem lazım o harap araziden güzel bir havaalanına getirilinceye kadar pistler, terminal binası ile radarlar dahil tüm techizat Türkiye tarafından sağlanmıştır. Ne mutlu o biz ilk kuruculara ve bizden bayrağı devralıp yıllardır 24 saat bıkmadan, yılmadan ayni heves ve gururla bu görevi yerine getirenlere. Şunu da ilave etmem gerekir ki Ercan'da biz Sivil Havacılık Dairesi yanında resmi makamlar olarak

Polis teşkilatımız, Gümrük, Sağlık, Protokol, Telekominikasyon daireleri, icap ettiğinde Kıb-Tek, Karayolları, Planlama ve İnşaat ile Su Daireleri ve tabii birçok hava yolu şirketi personeli çalıştı.

Bu yüzlerce personel doğal olarak çeşitli siyasi görüşe sahipti, her kanattan sendikalara bağlıydılar ama hepsinin birleştiği nokta bir şekide hizmetlerin kusursuz yürütülmesi, bir hata, kaza ile Ercan adının zedelenmemesi oldu. Kısaca Ercan KKTC'nin gurur duyacağı uluslararası bir marka oldu.

Gelelim isim değiştirmeye. Önce Ercan isminin bir siyasi aymazlıkla pist doğrultusuna elekrik hatları çekilerek işe yaramaz, kullanılamaz hale getirilen (ve bunun hesabı hiç sorulmayan) bir alana' buz gibi olur' havası ile devredilmesinin ne manaya gittiğinin yorumunu ilgililere ve okuyanlara bırakalım.

Bir de önemle belirtmek lazım ki her havaalanının coğrafi ķoordinatlarla belirtilen bir referans noktası vardır. O alana kaç tane yeni terminal binası, pist yaparsanız yapın o alan yine bilinen adı ile anılır, tanınır. Tabii birileri yanlış bilgilendirme veya farklı niyetle sakıncalarını göze alıp o ismi değiştirmek isteyene kadar. Bu belki olabilir ama hiçbir ülke sakıncalarından dolayı kolayına göze almaz. Binbir güçlükle tanınan Ercan için ise ekstradan endişe vericidir.

Şimdi günün esas konusuna gelelim Büyük liderimiz Dr. Fazıl Küçük'e olan olan minnettarlığmız ve sevgimiz baki kalmak şartyıla vakfın daha önce de gündeme getirdiği ve o zaman da sakıncaları ortaya konan bu isteğin tekrarlanması ne kadar doğrudur kendilerinın takdiridir.

Diğer bir konu Cumhurbaşkanımız sayın Tatar'ın dün yaptığı açıklamada konunun hassasiyetinden endişe eden vatandaşlarımızın düşüncelerini gayet demokratik bir şekilde paylaşmalarını kendisini yıpratma kampanyası olarak görmesidir. Halbuki ben şahsen benim paylaşımlarda öyle kırıcı ifadeler görmedim. Gördüğüm samimi olarak herkesin sanki bir referandum gibi oylarını 'hayır' olarak kullanmış gibi olduğu idi. Keşke bu öyle değerlendirilse idi. İşin bir de merak edilen yanı bu isim değişikliğinin şehitler hususunda gayet hassas olan Türkiye kamu oyu tarafından nasıl değerlendırileceğidir eğer buna önem verilirse.

Konu her ne kadar Bakanlar Kuruluna pas edilmişse de kararın değerlendirilmesini sayın halkımız yapacaktır. İnşallah bu pandemi ortamında durup dururken yeni bir polemiğe girmeyiz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.