İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

DAP imtiyaz sahibi Caner Çiftçi: “Türkiye, bölgede varlığını hukuki ve siyasi dayanakları vasıtasıyla sürdürecek”

DAP imtiyaz sahibi Caner Çiftçi: “Türkiye, bölgede varlığını hukuki ve siyasi dayanakları vasıtasıyla sürdürecek”

Denizler üzerinde gerçekleşen askeri, enerji ve diplomatik gelişmeleri inceleyerek analiz içerikleri üreten Doğu Akdeniz Politik (DAP) İmtiyaz sahibi Caner Çiftçi Kıbrıs Postası’na konuştu. Doğu Akdeniz’deki dengeler, değişkenler ve Kıbrıs merkezli bir değerlendirme yaptı…

Yayın Tarihi: 20/06/21 11:36
okuma süresi: 8 dak.
DAP imtiyaz sahibi Caner Çiftçi: “Türkiye, bölgede varlığını hukuki ve siyasi dayanakları vasıtasıyla sürdürecek”

Geçitkale havalimanın "daimi SİHA üssü" statüsü kazanacağının açıklanması sonrası Doğu Akdeniz'de Kıbrıs merkezli dengeler yeniden değerlendiriliyor... 

Denizler üzerinde gerçekleşen askeri, enerji ve diplomatik gelişmeleri inceleyerek  analiz içerikleri üreten Doğu Akdeniz Politik (DAP) İmtiyaz sahibi Caner Çiftçi Kıbrıs Postası’na konuştu.

Doğu Akdeniz’deki dengeler, değişkenler ve Kıbrıs merkezli bir değerlendirme yaptı… 

Doğu Akdeniz Politik (DAP) İmtiyaz sahibi Caner Çiftçi, Güney Kıbrıs’ta yapılan seçimlere ilişkin tehlikeli duruma işaretle şöyle dedi;

“Bugün Yunanistan ve müttefiki olan devletlerin Kıbrıs’ta iki toplumlu bir federasyonu desteklemelerinin manşeti bölgede politik olarak ‘barış ve huzur’ olarak görünse de perde arkası Bizans İmparatorluğu’nu yeniden hortlatmak ve bölgedeki enerji kaynaklarını tek taraflı olarak sindirmek, aynı zamanda pazarlamaktır.

Bugün Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde federasyon isteyip, müzakere masasına oturma gayretinde bulunanlar; Rumların ve Yunanlıların geçmişten bugüne dek süren tehlikeli siyasi adımlarını, tehditkar tutumlarını ve sinsi emellerini analiz ederek, tarihten ders çıkarmalıdırlar. Sizler de biliyorsunuz ki geçtiğimiz günlerde Rum Kesimi’ndeki parlamento seçimlerinde Türkiye ve KKTC karşıtı ırkçı ELAM Partisi, oylarını yüzde 3,71'den yüzde 6,78'e çıkararak, seçimden en fazla güçlenerek çıkan parti oldu. Bu durum, önümüzdeki günlerde Kıbrıslı soydaşlarımızın adadaki güvenliğini tehlikeye atacaktır”

“TEK TARAFLI KENDİ LEHİNE OLACAK ŞEKİLDE ÇÖZÜMLEMEYE YÖNELİK ACİZ VE AŞIRI TALEPKAR İÇEREN YAKLAŞIMLAR…”

“Adadaki temel sorun; dün terör örgütlerini sahaya süren bir Yunan/Rum zihniyetinin silahlı baskı yaparak siyasi emellerini gerçekleştirme girişimleri, bugün ise müttefikleri aracılığıyla siyasi baskılar kullanarak Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni uluslararası alanda yalnız duruma düşürmeye çalışarak aldatma politikası gütmesidir.

Dünden bugüne değişmeyen aynı zihniyetin öne sürdüğü/sürdürdüğü sözde ‘çözüm önerileri’; Kıbrıs meselesini çözümsüzlüğe mahkum etmeye, tek taraflı kendi lehine olacak şekilde çözümlemeye yönelik aciz ve aşırı talepkar içeren yaklaşımlardır. Kıbrıs Türkleri, bu aldatma politikaları çerçevesinde kendilerine vaad edilen uygulama ve konseptlere, istikbali ve istikrarı için yeltenmemeli, kesinlikle karşı çıkmalıdır."

“TÜRKİYE, BÖLGEDE VARLIĞINI HUKUKİ VE SİYASİ DAYANAKLARI VASITASIYLA SÜRDÜRECEK”

“Kıbrıs’ta, 1974’ten beri Rumların değişmeyen ve her gün yinelediği bir hedef var; ‘’Türkiye’nin garantörlüğü kaldırılsın, adadan işgalci Türk askeri gitsin’’… Bu düşünce, Yunanistan ve küçük ortağı Rum Kesimi için hayal olarak kalmaya devam edecektir. Bundan emin olabilirsiniz ki; garantör devlet Türkiye, hem Kıbrıs’taki soydaşlarımızın güvenliği ve varlığı için hem de Doğu Akdeniz’de jeopolitik dengeyi muhafaza etmek gayretiyle bölgede varlığını hukuki ve siyasi dayanakları vasıtasıyla sürdürerek, hak ve menfaatlerini korumaya devam edecektir."

“KIBRIS DOĞRUDAN MERKEZ KONUMDA…”

Kıbrıs, aynı zamanda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatleri bakımından doğrudan merkez konum teşkil eder. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kadar Türkiye Cumhuriyeti de Kıbrıs meselesi ile yakından ilgilenmektedir, ilgilenmek zorundadır. 2004’te Annan Planı kabul edilmiş olsaydı Kıbrıslı Türkler adada siyasi ve sosyal haklarından kısıtlı bir biçimde yararlanma tehlikesiyle karşılaşacak, ilerleyen süreçte de siyasi baskılara maruz kalarak, tıpkı 1974’ten önce olduğu gibi uluslararası arenada eli kolu bağlı olacaktı. Türkiye açısından ise Doğu Akdeniz’deki askeri varlığı ve siyasi gücü zayıflayacak, hak ve menfaatleri tehlikeye düşecek ve tehditkar diplomatik baskılarla karşılaşacaktı.

Kıbrıs Türklerinin güvenliğini sağlamak, haklarını muhafaza etmek ve varlıklarını sürdürebilmek için Türkiye ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti el ele vererek, uluslararası ve bölgesel alanda stratejik adımlar atmaya devam etmektedir. Özellikle askeri bağlamda, Geçitkale’nin S/İHA üssüne çevrilmesi ve Gazimağusa’da oluşturulması planlanan Deniz Üssü, Garanti ve İttifak anlaşmalarını ihlal eden Rum Kesimi’ni rahatsız edeceği ve korkutacağı aşikardır. Rum Kesimi’nin garantör devletler dışındaki ülkelere askeri üs teklif etme/kiralama girişimlerine yönelik garantör devlet Türkiye’nin izleyeceği bölgesel güvenlik politikaları önem arz ediyor. Ada üzerinde geç kaldığımız güvenlik stratejilerini geliştirmemiz ve fiili olarak harekete geçmemiz gerekmektedir. Geçitkale’nin S/İHA üssüne çevrilmesi ve Gazimağusa’da Deniz Üssü, bölgede Türkiye ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için jeostratejik avantajı elinde bulunduracak, stratejik güvenliğe dayalı jeopolitik dengeyi de korumaya devam edecektir. 

"ÜÇ UNSUR BİRBİRİ İLE BÜTÜN"

"Rumlar, Kıbrıslı Türkler’in masaya sunduğu barışçıl ve adil çözüm önerilerine yönelik karşı çıkmayı dün olduğu gibi bugün de sürdürmeye devam ediyorlar. Cenevre görüşmelerinden sonra yeniden Avrupa Birliği’ni ve ABD’yi öne sürerek çözüm sürecini baltalamayı sürdüreceklerdir. Kıbrıs Türkleri, ‘barış’ adı altında ortaya atılan siyasi cambazlıkları kenara itip, kabul etmeyecek kadar bağımsızlığına ve egemenliğine düşkün, askeri tehditleri de bertaraf edecek kadar cesur ve cesaret sahibidir.

Türkiye’nin, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığına ilişkin olarak hem bölgede hem de uluslararası alanda soydaşlarımıza sahip çıkması ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasına yönelik politik adımlar atması, Kıbrıs Türk Halkının konumunu daha da güçlü hale getirmektedir. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bölgesel oluşumlarda ve uluslararası iş birliği platformlarında yer alması, küresel konjonktür içerisinde kalkınmada belirleyici olan ekonomi, enerji ve turizm alanlarında öne çıkmasını sağlayacaktır. Buna yönelik stratejiler geliştirilerek gayretle ve azimle çalışmalara devam edilmelidir. "

"Kıbrıslı Türkleri’nin geleceğe dair egemenliği ve bağımsızlığı vurgulanıyor ise; egemen ve siyasi eşitlik temelinde iki toplumlu iki devletli çözümden taviz verilmemeli, geri adım atılmamalıdır. Adada Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesi, siyasi eşitlikten vazgeçilmemesi ve bağımsız Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yolunda izlenen politikalar, ‘kırmızı çizgi’ niteliği taşımalıdır. Söz konusu 3 unsur, birbirleri ile bir bütün olup, Kıbrıslı soydaşlarımızın adadaki varlığının mutlak yegane garantisidir. "

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.