Türk Dış Politikası uzmanı Prof. Dr. Mensur Akgün: “Kıbrıs’ta pozisyon hazmı için sivil toplum faaliyetlerine ağırlık verilmeli”

Uluslararası ilişkiler ve Türk Dış Politikası uzmanı Prof. Dr. Mensur Akgün, New York zirvesini Kıbrıs Postası için değerlendirdi.

Mensur Akgün, yıllardır kronik bir sorun olarak Kıbrıs meselesinin kısır döngüde devam ettiğine işaret ederek Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’i “şahsen” de tanımış olduğunu, söylem/eylem/aksiyon birliği içinde bir politikacı olmadığını dile getirdi.

Prof. Dr. Mensur Akgün, Kıbrıs ihtilafında Talat-Hristofyas gibi iki “yoldaş” liderin de karşılıklı bir sonuca varamadığını hatırlatarak tersine kürek çekerek bir sonuca varmanın da pek mümkün görünmediğini ifade etti.

“ANASTASİADİS’İ TANIDIM. KONUŞTUĞUNUZDA BAŞKA…”

Akgün, “Bilindiği gibi müzakereler yarım asrı aşkın bir süredir devam ediyor. Bir yere varılamıyor. Ben şahsen de Anastasiadis’i tanıdım. Konuştuğunuzda fevkalade çözüm yanlısı…  Ama fiiliyatta pozisyon almıyor. Bu tabi daha önceki liderler için de geçerli… Talat-Hristofyas, iki yoldaş da geldiler, geçtiler… Herkes, en barışçıl liderler bile Kıbrıs’ta sonuçsuz kaldı. Belli ki bu akıntıya tersine kürek çabası ve ısrarı da bir yere varmıyor…” diye konuştu.

İKİ DEVLET POLİTİKASI… “BU VEYA BUNDAN SONRA GELECEK LİDERLERİN KONUŞABİLMESİ…”

Kıbrıs’ta İki devlet/ İki ayrı devlet politikasına da değinen Akgün, bu konuda da sıkıntının uluslararası arena konjonktür ve uluslararası hukuk olduğuna şu sözlerle değindi;

“İki ayrı devlet var; bu prensip olarak kabul edilmeli… Bunu bizim kabul etmemiz, kabul ettirebileceğimiz anlamına da gelmiyor. BMGK kararları malum…  Bunlar ancak Rum tarafının rızasıyla mümkün… İki devletli çözümün zemin bulması uluslararası hukuk anlamında, filen tanınma anlamında kolay gibi gözükmüyor. Yıllardır bu zirveleri gerek Türkiye’de gerekse de sizlere hem akademi içinde hem de medyada değerlendiriyoruz. New York’ta haliyle bir mucize beklenmiyor. Bu pozisyonun hazmedilmesi için sivil toplum faaliyetlerine ağırlık verilmeli görüşündeyim. Bunların konuşulması, yani zeminin hazırlanması; ondan sonra liderlerin bu veya bundan sonra gelecek liderlerin konuşabilmesi gerekiyor.”