İÇ HABERLER
okuma süresi: 12 dak.

Eylemciler, kendilerini darp eden polis mensuplarını tutuklayabilir

Eylemciler, kendilerini darp eden polis mensuplarını tutuklayabilir

Ülkemizde son zamanlarda vatandaşa karşı artan polis müdahalesi ve kanunsuz davranarak suç işleyen polis mensuplarına karşı hiçbir yasal veya cezai işlem başlatılmaması, hukuk sistemimizin vatandaşa tanıdığı yasal bir yetkinin gündeme gelmesine neden oldu. 19 Temmuz'da polis tarafından darp edilen eylemcilerin de tıpkı polis gibi, polis mensuplarını tutuklama yetkileri olduğu ortaya çıkarken, her vatandaşın tutuklama yapma yetkisi olduğu gibi yanlarında kelepçe taşıma hakkına da sahip oldukları açıklandı.

Yayın Tarihi: 27/07/11 12:51
okuma süresi: 12 dak.
Eylemciler, kendilerini darp eden polis mensuplarını tutuklayabilir
A- A A+

Kıbrıs Postası Özel - Şermin Sarro

Ülkemizde son zamanlarda vatandaşa karşı artan polis müdahalesi ve kanunsuz davranarak suç işleyen polis mensuplarına karşı hiçbir yasal veya cezai işlem başlatılmaması, hukuk sistemimizin vatandaşa tanıdığı yasal bir yetkinin gündeme gelmesine neden oldu.

Ülkemizde geçerli olan Anglo–saxon hukuk sistemlerinde, tüm insanlara polis gibi insanları tutuklama hakkının verildiği kamuoyuna duyurulurken, bununla polis örgütünün yasal sınırlar içerisine çekilmesinin amaçlandığı belirtildi.

Avukat Barış Mamalı bugün KTOEÖS binasında düzenlediği basın toplantısında, ülkemizde yaşayan insanlara polis gibi insanları tutuklama hakkı veren, "Yurttaşın Tutuklama Yapma Yetkisi" hakkında bilgiler verdi.

Mamalı, son zamanlarda yetkilerini aşarak topluluklara müdahale eden polis mensuplarının, özellikle 19 Temmuz günü eylemcilere müdahale ederek, insanlara karşı orantısız ve kasti güç kullandıklarını hatırlattı.

Mamalı, bu polis mensuplarına karşı hiçbir yasal veya cezai işlem başlatılmadığına dikkat çekerek, vatandaşı yasal hakkı olan ""Yurttaşın Tutuklama Yapma Yetkisi" hakkında bilgilendirmenin, gelinen aşamada zaruret haline dönüştüğünü söyledi.

"Polis örgütünü yasal sınırlar içerisine yani hukuki zemine çekmeye çalışırken, halkı da "yasal tutuklama yetkisi"yle tanıştırmayı murat etmekteyiz" diyen Mamalı, "19 Temmuz'da polis tarafından darp edilen eylemciler de polis mensuplarını tutuklayabilirlerdi" dedi.

Basın toplantısına elinde bir kelepçe ile gelen Barış Mamalı bir soru üzerine, "her vatandaşın tutuklama yapma yetkisi olduğuna göre, yanlarında kelepçe taşıma hakkına da sahiptirler" ifadelerini kullandı.

Mamalı, "Halkımızı bu noktada bilgilendirirken herhangi bir art niyet gütmemiz söz konusu olamaz. Amacımız halkımızın var olan hak ve yetkilerini bilmesini sağlamaktır.
Bugün bu konuyu gündeme almamızın amacı doğan bir zarurete dayanmaktadır. Çünkü görüleceği üzere suç işleyenler herhangi bir şekilde dizginlenmemekte, yaptıkları yanlarına kar olarak kalmakta ve bu tür olayların önüne geçilebilmesi için ileriye dönük hiçbir tedbir alınmamaktadır" ifadelerini kullandı.

Mamalı, yurttaşın tutuklama yapma yetkisini şöyle açıkladı:

Fasıl 155 Ceza Mahkemeleri Usulü Yasası'nın 15. maddesi özellikle bu yetkiyi düzenlemektedir. 'Özel Bir Kişi ve Mal Sahibi Tarafından Müzekkeresiz Tutuklama' başlığını taşıyan bu yasa maddesiyle ülke insanımıza bu hak ve yetki tanınmış bulunmaktadır. Bu yasal düzenlemeye göre aşağıdaki hallerin herhangi birinin varlığı halinde insanlarımızın yargıç emrine gerek duyulmaksızın tutuklama yapma yetkisi vardır, şöyle ki:

Önünde ölüm veya iki yıldan fazla hapis cezası ile cezalandırılabilen bir suç işleyen kişiyi; b) Tutuklamayı yapacak kişinin tutuklanacak kişinin cezalanmaktan kurtulabileceğine inanması için makul sebepler bulunduğu hallerde (a) bendinde öngörülen cezalarla cezalandırılabilen bir suç işlediğinden makul şekilde şüphe ettiği kişiyi; c) Yargıç tarafından tutuklanması için direktif verilen kişiyi; d) Yasal nezaretten firar eden veya yasal olarak tutuklanmaktan kaçınmaya teşebbüs eden kişiyi; herkesin tutuklama hak ve yetkisi vardır. Ve bu tutuklamayı yaparken de herhangi bir mahkeme ya da yargıç kararına ihtiyaç yoktur."

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ ŞÖYLE:

Son günlerde vatandaşın anayasal haklarını kullanarak gerçekleştirdiği toplu gösteriler esnasında polisin göstericilere yönelik gereksiz, yersiz ve sert bir tavır sergilediğini, pankart ve bayraklara el koymak amacıyla müdahalelerde bulunduğunu ve hatta eylemcilere karşı aşırı güç kullanarak şiddet uyguladıklarını görmüştük. Ancak 19 Temmuzda protestoda bulunma haklarını kullanmak isteyen yurttaşlara yapılan engellemeler, uygulanan polis şiddeti ve pankartlara el koyma fiillerinin hiçbir yasal dayanağı bulunmamaktadır.

Polisin bu tür davranışlarının kime veya hangi düşünce yapısına yönelik olduğunun bizler açısından hiçbir önemi yoktur. Bizim için önem arzeden toplumun can, mal ve emniyetini korumakla yükümlü olan bir örgütün yaptığı yasadışı fiillerdir. Ki bu yasadışı ve hatta suç içerikli fiiller alışkanlık halini alacak derecede vahim bir boyut kazanmıştır.

Polis mensuplarının meslekleri icabı olsa dahi kanunsuz davranma ve suç işleme ayrıcalıkları yoktur.

Hukukun Üstünlüğüne dayalı bir devlet olduğu anayasa tarafından belirtilen KKTC'de, hukuka aykırı eylemlere yer olmadığı gibi suç işleyen kişilerin adalet önünde yargılanarak cezalandırılması gerekmektedir. Aksi taktirde hukuk devleti olmaktan çıkar anarşi, terör ve kaosun doğmasına çanak tutulmuş olur.

Ancak görülen odur ki, bugüne değin yetkilerini aşarak topluluklara müdahale eden, insanlara karşı orantısız ve hatta kasti güç kullanan, suç unsuru olmayan eşyalara fütursuzca el koyan polis mensuplarına karşı hiçbir yasal veya cezai işlem başlatılmamıştır. En azından yapılacak bir disiplin yargılamasıyla kamu vicdanını rahatlatabilirdiniz.

Gözünün önünde vatandaşlar dövülürken, tartaklanırken, sırf toplu olarak durdukları için darp edilirken yani bazı polisler suç işlerken neden hiçbir tutuklama yapılmadığının topluma açıklanması gerekir.

Polis Yasası'na göre suçüstü halinde suçun işlenmesini önlememek veya suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak bir polisin meslekten ihracını öngören ciddi bir disiplin suçudur.

Bizim de tabii olduğumuz Anglo–saxon hukuk sistemlerinde, ortaya çıkan suç ve suçluların adalet makamları önünde yargılamasının muhakkak yapılabilmesine olanak sağlamak için çeşitli hukuki müesseseler yaratılmıştır. Bunlardan biri de "Yurttaşın Tutuklama Yapma Yetkisi"dir.

Halkımızı bu noktada bilgilendirirken herhangi bir artniyet gütmemiz sözkonusu olamaz. Amacımız halkımızın varolan hak ve yetkilerini bilmesini sağlamaktır.

Bugün bu konuyu gündeme almamızın amacı doğan bir zarurete dayanmaktadır. Çünkü görüleceği üzere suç işleyenler herhangi bir şekilde dizginlenmemekte, yaptıkları yanlarına kar olarak kalmakta ve bu tür olayların önüne geçilebilmesi için ileriye dönük hiçbir tedbir alınmamaktadır.

Kısaca burada polis örgütünü yasal sınırlar içerisine yani hukuki zemine çekmeye çalışırken, halkı da "yasal tutuklama yetkisi"yle tanıştırmayı murat etmekteyiz.

YURTTAŞIN TUTUKLAMA YAPMA YETKİSİ NEDİR?

Kısaca bu, ülkemizde yaşayan insanlara da polis gibi insanları tutuklama hakkı veren yasal bir yetkidir. Adına Yurttaş Tutuklaması dense de bu hak ülkemizde yaşayan her insana tanınmış bir haktır.

Fasıl 155 Ceza Mahkemeleri Usulü Yasası'nın 15. maddesi özellikle bu yetkiyi düzenlemektedir. "Özel Bir Kişi ve Mal Sahibi Tarafından Müzekkeresiz Tutuklama" başlığını taşıyan bu yasa maddesiyle ülke insanımıza bu hak ve yetki tanınmış bulunmaktadır. Bu yasal düzenlemeye göre aşağıdaki hallerin herhangi birinin varlığı halinde insanlarımızın yargıç emrine gerek duyulmaksızın tutuklama yapma yetkisi vardır, şöyle ki:

a) Önünde ölüm veya iki yıldan fazla hapis cezası ile cezalandırılabilen bir suç işleyen kişiyi;
b) Tutuklamayı yapacak kişinin tutuklanacak kişinin cezalanmaktan kurtulabileceğine inanması için makul sebepler bulunduğu hallerde (a) bendinde öngörülen cezalarla cezalandırılabilen bir suç işlediğinden makul şekilde şüphe ettiği kişiyi;
c) Yargıç tarafından tutuklanması için direktif verilen kişiyi;
d) Yasal nezaretten firar eden veya yasal olarak tutuklanmaktan kaçınmaya teşebbüs eden kişiyi;

herkesin tutuklama hak ve yetkisi vardır. Ve bu tutuklamayı yaparken de herhangi bir mahkeme yada yargıç kararına ihtiyaç yoktur.

Yine mala zarar vermekle ilgili bir suç işlendiği anda da o suçu işleyen kişiyi mal sahibinin veya mal sahibinin müstahdeminin veya mal sahibinin yetkilisinin tutuklama yetkisi vardır.

Görüleceği üzere özellikle suçüstü halinde bunu gören insanların o suçu işleyen kişiyi tutuklayabilmesi yasanın bizlere tanımış olduğu bir haktır.

Yasa bu hak ve yetkiyi bizlere tanırken tutuklanacak kişiler arasında da hiçbir ayrım yapmamıştır. Yani gözümüzün önünde suç işleyen kim olursa olsun bu polis olsa dahi vatandaş o kişiyi tutuklayabilecektir.

Yaşanmış bir olaydan örnek verilecek olursa; 19 Temmuz günü KTHY eski binası önünde anayasal toplanma haklarını kullanan masum insanlara yapılan polis müdahalesi esnasında vatandaşları yumruklayarak darp eden polisi orada bulunan insanlardan herhangi biri veya birkaçı tutuklayabilirdi. Çünkü bu polis memuru topluluğun gözü önünde iki yılı aşkın bir cezalandırmayı öngören darp suçunu işlemekteydi ve bu suçüstü durumunda da gerek kendi meslektaşları gerekse orada bulunanlar tarafından tutuklanabilirdi. Ayni durum pankartlara yapılan müdahaleler için de geçerlidir.

Yine örnek verecek olursak, şiddet kullanma tehdidi, mevkiiyi kötüye kullanma, ağır yaralama ve zarar verme, yaralama ve benzeri fiiller, bedensel fiili zarar veren ezalar, tehditle herhangi bir şeyi zorla almaya teşebbüs gibi daha birçok suçların işlendiği anda yani suçüstü halinde bu suçu işleyen kim olursa olsun orada bulunan insanlar tarafından tutuklanabilirler.

PEKİ VATANDAŞ BU TUTUKLAMAYI NASIL YAPMALIDIR?

Bu noktada vatandaşın izleyeceği yol polisin tutuklama yaparken izlediği prosedürle aynidir. Bu tutuklama prosedürü yine Fasıl 155'in 9. ve 11. maddelerinde açıkça düzenlenmektedir. Yasal tutuklama yapma yetkisini kullanan kişi şu şekilde davranmalıdır:

1. Tutuklayacağı kişiye bu isteğini bildirir, yani kendisini tutuklayacağını ihbar eder.
2. Tutuklanacak kişi bu tutuklamayı kabul etmemesi halinde fiziki temasta bulunarak o kişiyi tutuklar.
3. Tutuklanacak kişi tutuklanmaya şiddetle karşı koyarsa tutuklama yapacak kişi orantılı bir güç kullanarak onu zorla tutuklama hakkına sahiptir.
4. Tutuklamadan kaçılması durumunda ise bu şahıs vatandaş tarafından takip edilerek girdiği yerden alınarak tutuklanabilir.
5. Tutukalanan kişiye tutuklama nedeni bildirilir.
6. Tutuklama yapıldıktan sonra gecikme olmaksızın tutuklu en yakın polis karakoluna veya polis memuruna teslim edilir.
7. Teslim edilen bu kişi, yasal şartların varlığı halinde polis tarafından tekrar tutuklanır.

Görüleceği üzere ülke sınırları içerisinde işlenen suçlarda bu suçun işlendiğini gören insanların yasal ve hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde "Tutuklama Yapma Yetkisi" vardır. Bu tutuklama hakkı ütopik bir ürünün eseri olmayıp kanunkoyucunun bilerek bizlere tanımış olduğu legal bir yetkidir.

FİKRİN VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ HAREKETİ
Av. Barış Mamalı - Başkan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.