CTP Genel Sekreteri Akansoy: "Meclis hükümet tarafından bypass edildi"

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Asım Akansoy, hukukun yürütme tarafından sürekli ayaklar altına alındığını, sözde icraat yapmak adına muhalefet ve sivil toplum örgütlerinin görüşü alınmadan yasaların ihlal edildiğini vurguladı.
Akansoy bugün Kıbrıs TV'de Aslı Elder'in sunduğu Haber Dosyası programına katılarak, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

UBP hükümetinin dünkü Bakanlar Kurulu toplantısı sonucu açıkladığı kaçak yaşama af getiren kanun gücündeki kararnameyi yorumlayan CTP-BG Genel Sekreteri, şöyle konuştu: "Meclis, hükümet tarafından baypas edildi.

En temel özelliği olan yasama gücü yasa gücünde kararname ile elinden alınıyor. Oysa yasa yapma gücü meclistedir ve olağanüstü durum olmadıkça bu konuların mecliste tartışılması gerekir. Bir diğer yönü ise, bilindiği gibi Anayasa ancak 2 durumda kanun gücünde kararname yapılmasına izin vermektedir.

Birincisi Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanacak olan Bakanlar Kurulu tarafından, ikincisi ise olağanüstü hallede kanun gücünde kararname çıkarılabilir. Dolaysıyla bu açıdan da Anayasa istismar edilmiştir."

Hukukun yürütme tarafından sürekli ayaklar altına alındığını kaydeden Akansoy, hükümetin ne muhalefet, ne sivil toplum örgütlerinin görüşüne bile başvurma ihtiyacını hissetmediğine de işaret etti.

Akansoy, hükümetin attığı bu adımla on binlerce kaçak işçinin varlıklarının yasallaşacağını, bunun ise kabul edilemez olduğunu ifade ettiği açıklamalarında "Hükümet yaptığı bu icraat için 'bu son, bundan sonra tuttuğumuzu atacağız' diyor. Oysa tutabilse bu güne kadar onca kaçağı tutardı" diye konuştu.

Söz konusu kanun gücündeki kararnameyle vatandaşlık konusunun da siyasi iradenin elinden alınarak otomatiğe bağlandığına da işaret eden Akansoy, dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir uygulama olmadığını kaydet. Beyaz ve Yeşil kimlik, vatandaşlık ve af konularının birbiri içine girmiş, anlaşılır diye nitelenemeyecek düzenleme olduğuna da dikkat çeken CTP-BG Genel Sekreteri, "Ancak bizim CTP olarak duruşumuz net.

Biz, ancak evlilik yoluyla vatandaşlığın olabileceğiniz söylüyoruz. O nedenle kararnamenin samimi ve Kıbrıs Türk halkı lehine, sosyal huzursuzluğu giderici adım olduğunu da düşünmüyoruz" dedi.

GÜNEY KIBRIS'TAKİ HÜKÜMET KRİZİ

Güney Kıbrıs'ta meydana gelen hükümet krizini de değerlendiren Akansoy, yaşanan büyük felaketin etkilerinin dalgalar halinde siyasi alana yayıldığını, muhalefetin işse krizi hükümetten çok daha iyi yönettiğini söyledi. Gelişen sürecin- Hristofias'ın ipleri elinden kaçırdığını gösterdiğini ifade eden Akansoy, Hristofias'ın DİSİ muhalefeti karşısında DİKO'ya muhtaç kalacağına dikkat çekerek, "Makarios'un partisi yine en önde konum almaya başladı. Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz" dedi.

Bu durumun müzakere sürecini de etkilediğini kaydeden Asım Akansoy, söz konusu durumun Hristofias'ın elini zayıflattığını, Kıbrıs konusunda Güney'den daha sert bir yaklaşımın ortaya çıkmasına neden olabileceğini sözlerine ekledi.

Buna karşın müzakere sürecinde yeni bir dönemece girildiğinin de altını çizen Akansoy, Kıbrıs Rum tarafının sürekli reddetmesine karşın bir takvimin ortaya çıktığını ve BM'nin, tarafların da onayıyla daha etkin bir inisiyatif aldığını kaydetti ve şöyle konuştu:

"BM ARTIK ÇÖZEMEYECEĞİ SORUNA EL ATMAZ"

"Bundan sonra BM, iki tarafı oturup dinlemek yerine önlerine dosya koyabilir diye düşünüyorum. Şimdiki süreç, farklılıkları giderme sürecidir. Beklentimiz daha yakınlaştırıcı önerilerle New York'a varılması". Bir soru üzerine Güney Kıbrıs'ın AB süreci konusunda Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun AB ile ilişkileri dondurmaya yönelik sözlerini yorumlayan Akansoy, burada yadırganacak bir durum bulunmadığını kaydetti. "Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ı tanımadığı bilinen bir şey.

Dolaysıyla Güney'in AB dönem başkanlığı durumunda ilişkileri aşağıya çeker. Devletten devlete temas yapmaz, temaslar, bürokratik alanda alt düzeyde devam eder. Günümüzde entegre olmuş dünyada ilişkiler bir anda koparılamaz. Her ne kadar ülkeler sert mesajlar verse de bunalar kamuoyuna dönük olur. Davutoğlu'nun açıklaması da AB'ye yöneliktir. Çözüme yoğunlaşın mesajıdır."

Beşir Atalay'ın "Güneyle ilgili farklı düşüncelerimiz gerçekleşebilir' şeklindeki açıklaması ile ilgili olarak ise Akansoy, "Siyasiler alternatif plansız kalmak istemez, dolaysıyla kendilerince değerlendirmeleri olur. B planları, C planları vardır. Kıbrıs'taki sorun ciddi ve uluslar arası bir sorundur. Beklentiler de uluslar arası güçlerin eğilimlerine göre belirlenir.

Bunun olması durumunda herkesin aklında alternatif birçok öngörüler var ama bu durum, bizi KKTC tanınmasına değil, var olan durumun devamına götürür. Gerçekçi olmak gerek. Kıbrıs konusu uluslar arası bir sorun ve Kıbrıs Cumhuriyeti, AB, Yunanistan, Türkiye, İngiltere ABD ve hatta Rusya ile Çin'in onayı olmadan KKTC tanınamaz. Sakinleşip gerçekleri, var olan durumun sürdürülemez olduğunu görmek gerek. Sağduyulu insanların çözümden başka alternatifi yoktur" diye konuştu.

Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik süreci "artık tren yola çıktı" sözleriyle değerlendiren CTP-BG Genel Sekreteri, "Bir şekilde süreç ilerliyor ve bu basit sıradan bir olay değil. BM bu işe el atmış durumda ve çözümle sonuçlandırmak istiyor. Bir başka ayağı ise Ban ki Moon ikinci kez BM Genel Sekreteri olurken diğer yandan da BM'nin prestij sorunu yaşaması. Bu nedenle BM, çözülmeyecek soruna artık el atmaz.
Dolaysıyla Kıbrıs konusuna dâhil olan tüm taraflar olumlu yaklaşım beyan ederse; niyet ve irade sorun çözümüne dönük evetse, BM sorunun çözümünde inisiyatif alır, çünkü kendi prestiji de söz konusudur.

CTP'DE YENİ DÖNEM

CTP-BG'nin kurultay sonrası çalışmaları ile ilgili bilgi veren Akansoy, geçtiğimiz gün bir başka programda söylediği ve oldukça geniş yankı bulan "CTP'nin ölüsü bile hükümeti siler" ifadesi ile ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:

"Böyle bir ifade kullanırken CTP'nin köklü bir birikime, güçlü geleneğe sahip birikimli kadrolardan oluşmuş bir parti olduğunu göz önüne aldım. Partinin sahip olduğu potansiyelin belli bir hedefe yoğunlaşmasıyla başarıya ulaşacağımıza inanıyorum ve görevim dolaysıyla bunu gözlemliyorum da. CTP, 2 ay önce kongresini yaptı ve yoğun bir şekilde çalışmalarımıza başladık. Gözlemliyor, sivil toplum örgütleriyle görüşüp beklentiler ve şikâyetlerini alıyoruz. CTP'nin kararlı duruşuyla istediğini elde edeceğine inanıyorum.

Kıbrıs sorunu, ekonomik durum, reformlar, Kıbrıs Türk kimliği gibi hassasiyetle yaklaştığımız konular var. CTP'nin toplumdaki umudun kaynağı olduğuna inanıyoruz. Elbette eleştiriler olur ama ben bunu artı olarak nitelendiriyorum. İnsanlar önemsemese, değer vermese eleştirmez. Bu samimi ve yapıcı eleştiriler, sahiplenmeyle ilgilidir.

O ifadeleri, "henüz göreve yeni geldiniz, başarabilir misiniz" sorusu üzerine kullanmıştım. İddialıyız.

Umutlu olmamak için hiçbir sebep yoktur"

Erken seçime yönelik çalışmalar konusunda ise TDP ve DP ile sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla görüşmeler yapıldığını, anımsatan Akansoy, var olan sorunları aşmak için toplumsal dayanışmamanın şart olduğunu kaydederek, "saldırı büyük, direniş de büyük olacak. Dolaysıyla toplumun geniş kesimlerini kapsayan direniş cephesi oluştururken halkın beklentilerini de karşılayan bir yaklaşım sergilememiz gerek. Anlık değil kalıcı çözümlere yönelmek lazım. Çatışma değil, uzlaşama kültürünü ortaya çıkarmamız gerek çünkü toplum çok gerildi. Bu nedenle biraz frene basmalı ve çözüme ulaşmak için projeler hazırlamalı, uzlaşıcı diyaloga yönelik yaklaşım sergilemeliyiz. Halkın CTP'ye dair dünce beklentileri olabilir, kapımız herkese açık, bunları duymak dinlemekten memnun oluruz. Gelsinler paylaşsınlar ki birlikte çözelim".

CTP Basın Bürosu