TÜRKİYE
okuma süresi: 8 dak.

Erdoğan "BM Güvenlik Konseyi neredesin. Amacın barış değil miydi? "

Erdoğan "BM Güvenlik Konseyi neredesin. Amacın barış değil miydi? "

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi neredesin, sen ne işe yararsın, sen ne için kuruldun? Kuruluş amacın senin barış değil miydi? Sen şu anda barışın güvencesi değilsin. Şu anda 5 tane daimi üye dünyanın kaderini belirliyor. Hele hele şu anda 2 tane üye dünyanın kaderini belirliyor. Ama şunu unutmayın. Dünya 5'ten büyüktür" dedi.

Yayın Tarihi: 24/08/13 17:21
okuma süresi: 8 dak.
Erdoğan "BM Güvenlik Konseyi neredesin. Amacın barış değil miydi? "
A- A A+

Erdoğan, Rize Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Türkiye yalnızlaştı" eleştirilerini hatırlatarak, "Hayır, yalnızlaşmadık. Bizim yanımızda onların tankı, topu, uçağıyla o yavruların üzerine iniyorlarsa bilesiniz ki bizim yanımızda da önce Hakk var, sonra halk var. Biz de bununla yürüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti'nin bulunduğu yere medya ya da sermayeyle gelmediğini, uzun ince bir yolda Hakk ve halkla yürüdüklerini, bundan sonra da böyle yürüyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şu anda hem ülke içinde hem dünyada Türkiye'yi bu tavrından dolayı haksızca, mesnetsizce hatta yüzsüzce eleştirenler olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Türkiye, Suriye ile neden bu kadar ilgileniyor, diyenler var. Türkiye Mısır ile neden bu kadar ilgileniyor, diyenler var. Türkiye Somali ile Myanmar ile Irak, Afganistan, Lübnan ile Filistin ile neden bu kadar ilgileniyor diyenler var. Soruyorum, bir NATO ülkesi olarak dünyanın dört bir yanında görev verildiğinde giden Türkiye'ye 'niye Somali'ye gittin' diyen var mı? 'Niye Afganistan'a gittin' diyen var mı? Yok. 'Niye Balkanlar'a gittin' diyen var mı? Yok. Şimdi ben diyorum ki ey Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi neredesin, sen ne işe yararsın, sen ne için kuruldun? Kuruluş amacın senin barış değil miydi? Sen şu anda barışın güvencesi değilsin. Şu anda 5 tane daimi üye dünyanın kaderini belirliyor. Hele hele şu anda 2 tane üye dünyanın kaderini belirliyor. Ama şunu unutmayın. Dünya 5'ten büyüktür. İnşallah bunun da vakti zamanı geldiğinde dünya halkları hesabını soracaktır."

"TÜRKİYE'YE SALDIRARAK, VİCDANLARININ ÜZERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR"

Binlerce kilometre öteden gelip, Ortadoğu coğrafyasına müdahale edenlere, bu coğrafyada cetvelle sınır çizenlere, bu coğrafyanın hem kanını hem petrolünü içenlere tek cümle söyleyemeyenlerin, bugün Türkiye'nin insani, vicdani gayretlerini eleştiri konusu yaptıklarını dile getiren Erdoğan, bunun içinde Türkiye'nin içindeki gafiller ve cahillerin de olduğunu anlattı.

Erdoğan, zalime bir çift söz söyleyemelerin, mazlumun yanındaki Türkiye'ye söz söylemeye yeltendiklerini vurgulayarak, darbeye "darbe" diyecek kadar cesareti olmayanların Türkiye'ye saldırarak, vicdanlarının üzerini örtmeye çalıştıklarını söyledi.

Haftalardır Mısır'da, Suriye'de çocuklar ölürken, 17 yaşındaki Esma'nın sniper silahıyla şehit edilirken konuşmayanların, utanmadan burada konuştuklarını ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin dürüst, ilkeli ve mert duruşunu içlerine sindiremediklerini, hazmedemediklerini vurguladı.

"TÜRKİYE SUSTURULAMAYACAK KADAR BÜYÜK BİR ÜLKEDİR"

Rize'den hem Türkiye'ye hem tüm dünyaya seslenen Erdoğan, "Türkiye birilerinin hafsalasına sığmayacak kadar büyük bir ülkedir. Türkiye tarihiyle, ecdadıyla, medeniyetiyle susmayacak, susturulamayacak kadar büyük bir devlettir. 1071 yılından bugüne kadar bu topraklar üzerinde, bu geniş coğrafyada sesimizin, sözümüzün ulaştığı her yerde biz sadece hakkı savunduk, sadece barışı savunduk, sadece dostluğu, kardeşliği, dayanışmayı savunduk. Bin yıldır kardeşin kardeşi katletmesine, Müslümanın Müslümana kıymasına, mezhep çatışmalarına asla müsamaha göstermedik, kardeşin kardeşi katlettiği çatışmaların içinde hiçbir zaman olmadık. Biz hep arabulucu olduk, hep mazlumun yanında yer aldık" şeklinde konuştu.

Her zaman sulhu ve barışı teşvik eden, kardeşleri barıştıran, kucaklaştıran anlayışı benimsediklerini belirten Erdoğan, parçalayan değil toparlayan, ayrıştıran değil, kucaklaştıran olduklarını ifade etti.

Erdoğan, dağınıklıktan değil birlikten, beraberlikten, dostça ve kardeşce yaşamaktan yana olduklarına işaret ederek, Selçuklu Devleti'ndeki bütün sultanların, beylerin, komutanların zulmün karşısında, mazlumun yanında yer aldığını, parçalayan değil birleştiren olduğunu anlattı.

"ESMALAR, AYŞELER, FATMALAR ÖLMESİN İSTİYORUZ"

Osmanlı Devleti'ne bakıldığında da yağmalayan, sömüren, kan akıtan değil birleştiren, bütünleştiren, güç birliğine giden, kader ortaklığı yapan bir anlayışın hakim olduğunun görüldüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye'nin Hint Yarımadası'ndaki zulme donanma gönderdiğini görürsünüz. Endonezya'ya, Açe'ye donanma gönderdiğini görürsünüz. Cumhuriyet tarihimize bakın. Başkalarının topraklarında, başkalarının içişlerinde gözü olan değil her zaman bölgede barışı savunan bir yaklaşım içinde olduğunu görürsünüz. Bizim Ortadoğu'da, Kafkasya'da, Afrika'da, Balkanlar'da barıştan, birlikten, dayanışmadan başka arzumuz yok. Biz kan akmasın istiyoruz, biz çocuklar ölmesin istiyoruz. Esmalar, Ayşeler, Fatmalar ölmesin istiyoruz. Biz Ortadoğu'nun çöllerinde, Afrika'nın steplerinde, Kafkasya'nın, Balkanların dağlarında insanlık daha fazla can çekişmesin, insanlık ve vicdan kurumasın istiyoruz.

Türkiye'nin bütün bu bölgedeki politikası çok nettir, çok açıktır. Rabialar da ölmesin istiyoruz. Biz insani olandan yanayız, vicdani olandan yanayız. Haktan ve adaletten yanayız. Biz huzurlu bir ülke olmak istiyoruz. Bunun için de komşularımızın, kardeşlerimizin huzur içinde olmasını istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Biz refah içinde bir ülke olmak istiyoruz. Bunun için de kardeşlerimizin, komşularımızın refahına katkı sağlamanın mücadelesini veriyoruz."

"BİZİM BİR VEFA BORCUMUZ VAR"

"Suriye'de, Mısır'da, Myanmar'da, Açe'de ne işiniz var" diyenlere cevap verdiğini belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Çanakkale zaferimizde biz Kahireli, Sinalı, Mısırlı, Kudüslü, Şamlı, Halepli kardeşlerimize 'neden buraya geldiniz' diye sorduk mu? Sormadık. Onlar da bize 'neden buraya geldik' demeden Çanakkale'de bizimle beraber savaştırlar, bizimle bizim vatanımızı savundular, bizim dedelerimizle şehit oldular, Çanakkale'de de şehit oldular, Sarıkamışta'da da şehit oldular. Şimdi soruyorum, ey bugün bize 'orada ne işiniz var diyenler' önce başınızı iki eliniz arasına alın bizim tarihi bir sorumluluğumuz var. Bizim Mısır halkına karşı bir vefa borcumuz var. Türkiye'nin Filistin'e, Suriye'ye karşı vefa borcu var. 'Bize ne Mısır'dan, bize ne Suriye'den Filistin'den' diyen vefasızlık etmiş olur. Tarihine, medeniyetine en önemlisi ecdadına, dedelerine, şehitlerine büyüklerine sırtını dönmüş olur. Bin yıl boyunca nasıl hakkı savunduysak bugün de hakkı savunuyoruz. Son nefesimize kadar hakkı savunacağız."

"HİÇ KİMSE BİZE YAPAY GÜNDEMLER ENJEKTE EDEMEZ"

Erdoğan, bin yıldır bu coğrafyada barış, kardeşlik ve kucaklaşma savunulduysa bundan sonra da aynı kararlılıkla bunun devam edeceğini belirterek, "Savunmaya devam edeceğiz. İçeride ya da dışarıda kim ne derse desin Türkiye hak bildiği yolda dosdoğru yürüyen bir devlettir. Hiç kimse ama hiç kimse bize istikamet çizemez. Hiç kimse bize ne yapacağımızı öğretmeye, dayatmaya kalkışamaz. Onların aklı varsa kendilerine kullansınlar. Bizim aklımız bize yeter. Bizim tecrübemiz bize yeter, bizim tarihimiz bize yeter. Hiç kimse bize yapay gündemler enjekte edemez. Biz büyük bir devletiz. Biz büyük bir milletiz. Ne yapacağımıza, milletce nasıl bir istikamet çizeceğimize kendimiz karar verir, o yolda cesaretle ilerleriz" diye konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.