TÜRKİYE
okuma süresi: 11 dak.

İbrahim Kalın duyurdu: Türkiye, NATO, İsveç ve Finlandiya zirvesi yapılacak

İbrahim Kalın duyurdu: Türkiye, NATO, İsveç ve Finlandiya zirvesi yapılacak

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Salı günü Erdoğan'ın da katılacağı Türkiye, NATO, İsveç ve Finlandiya zirvesi yapılacağını açıkladı.

Yayın Tarihi: 27/06/22 15:04
okuma süresi: 11 dak.
İbrahim Kalın duyurdu: Türkiye, NATO, İsveç ve Finlandiya zirvesi yapılacak
A- A A+

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Habertürk TV'de Kübra Par'ın Açık ve Net programında konuştu.

Kalın Salı günü Türkiye, NATO, İsveç ve Finlandiya Zirvesi yapılacağını, Erdoğan'ın da bu zirveye katılacağını açıkladı. Cemal Kaşıkçı cinayeti davasının düşürülmesine ilişkin olarak ise Kalın, "Bazen hukukun verdiği bazı kararlar kamu vicdanını rahatlatmayabilir. Neticede mahkemenin verdiği karara hukuken saygı duymak zorundayız" dedi.

İbrahim Kalın şöyle konuştu:

"Biz İsveç ve Finlandiyalı muhataplarımızla iki toplantı yaptık, Ankara ve Brüksel'de. Dün Cumhurbaşkanımızın NATO Genel Sekreteri ile yaptığı telefon görüşmesiyle binaen biz Sedat Önal beyle yarın Brüksel'e gidiyoruz.

Bize göre müzakere ettiğimiz konuları bir noktaya getirdik. Buradan geri adım atmamız mümkün değil. Oradan Madrid'e geçeceğiz. Salı günü NATO Genel Sekreteri'nin ricası üzerine Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Türkiye, NATO, İsveç ve Finlandiya zirvesi yapılacak. Bu zirveye katılmak pozisyonumuzdan geri adım atacağımız anlamına gelmiyor. Bir müzakere yürütüyoruz. Bunun çok aşaması var. Ben orada Finlandiya ve İsveçli mevkidaşlarıma şunu söyledim; siz 200 yüzyıllık tarafsızlık politikasından vazgeçiyorsunuz, büyük bir paradigma değişikliği yaparak bir askeri ittifaka katılma kararı alıyorsunuz. Bu uyumu sağlayabilmek için sizin hem İsveç hem Finlandiya'da çok ciddi değişiklik yapmanız gerekecek. Mevzuat, kanun, Anayasa değişikliği gerektirecek. Aynı değişimi PKK ve onunla iltisaklı olan PYG, PYD ve benzeri yapılara karşı göstermenizi istiyoruz.

Onlar birtakım adımlar atacaklarını söylüyorlar. Taahhütlerini not ettik. Taahhütte bulunmakla somut adım atmak arasında fark var. Bunların hepsinin kayda geçirilmesini istiyoruz. Büyük oranda mutabakat sağladık, anlaşamadığımız birkaç konu var. Yarın onunla mutabık kalırsak, Madrid'e öyle gideceğiz. Doğrudan PKK, PYD, YPG gibi yapılara karşı açık ve net tavır almalarını istiyoruz İsveç ve Finlandiya'nın. Bu Suriye'deki PYD ile YPG ile ilişkiyi de kapsıyor."

SURİYE İLE GÖRÜŞME İDDİALARI: 'ŞU ANDA SİYASİ DÜZEYDE TEMAS YOK'

Kalın, "Suriye yönetimiyle görüşme" iddialarına ise şu yanıtı verdi: "Şu anda siyasi düzeyde bir temas yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi istihbarat birimlerimizin dönem dönem temasları oluyor. Ulusal çıkarlarımızın açısından istihbarat birimlerimiz görüşür. Ama bunun ötesinde bir siyasi görüşme yok. Bu insanları ikna edip, rejimle anlaşma yapıp oraya götürmek kolay bir şey değil. Bu insanlar savaştan kaçtılar, büyük acılar yaşadılar. Bizim çabamız orada güvenli bölgeler oluşturarak, bu insanların hayatını idame ettirebilecekleri ortamları oluşturmak. Afrin, İdlib, Tel Abyap, Resulayn'da.

KAŞIKÇI DAVASININ DÜŞÜRÜLMESİ

Cemal Kaşıkçı cinayeti davasının düşürülmesine ilişkin olarak Kalın, "Bazen hukukun verdiği bazı kararlar kamu vicdanını rahatlatmayabilir. Neticede mahkemenin verdiği karara hukuken saygı duymak zorundayız." dedi.

Kalın, Kaşıkçı davasına ilişkin "Uluslararası ilişkilerde daralmalar ve genişlemeler olur. Bizim Mısır, Ermenistan, Suudi Arabistan'la normalleşme döneminden geçiyoruz. Uluslararası ilişkilerde ezeli ve ebedi düşmanlık husumet olmaz. Barış yaparsınız yolunuza devam edersiniz. Suudi Arabistan'la Kaşıkçı cinayetine kadar çok ciddi sorunlarımız yoktu. Bir iki yerde görüş ayrılıklarımız vardı. Kaşıkçı cinayeti büyük bir travma yarattı. Ülkemizde bu şekilde yapılmış olması. Türkiye o dönemde üzerine düşeni fazlası ile yaptığını düşünüyorum. Duyurulması ve dünyada gündem olması. Daha sonra hukuki bir süreç başladı." dedi.

Kalın şöyle devam etti:

"Adli süreçlerde ilgili makamların birbiriyle konuşması gerekiyordu. Sonuçta bir başka ülkenin vatandaşıyla ilgili bir iddianame ortaya koyuyorsunuz. Burada bir sürü hukuki olarak teknik var. 6706 sayılı Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu işletildi. Bizim bir vatandaşımız falanca ülkede uyuşturucu suçundan idama mahkum ediliyor mesela. Bununla ilgili girişimde bulunuyoruz. 'Mümkünse imkan olmasın, gelsin Türkiye'de cezasını çeksin' gibi. Bazen hukukun verdiği bazı kararlar kamu vicdanını rahatlatmayabilir. Neticede mahkemenin verdiği karara hukuken saygı duymak zorundayız. Siyaseten ve vicdanen yeterli bulmayabilirsiniz."

Kalın cinayete ve dava sürecine ilişkin şu ifadeleri kullandı "Zaman zaman görüş ayrılıkları elbette olabilir ama ülkemizin çıkarlarını da düşünmek zorundayız. Türkiye'nin konumu, bölge ile ilişkileri, Suudi Arabistan ilişkilerini büyük fotoğrafı görmek zorundayız." dedi.

Kendilerinin de "bu davanın mağduru" olduklarını öne süren Kalın, "Onlar diyorlar ki, 'biz hukuki süreç işlettik, mahkemeye çıkarttık, şu cezalara çarptırdık'. Bir başka ülke Türkiye'deki bir grup Türk vatandaşı için böyle bir mahkeme kursa, yargılamaya kalksa Türkiye Cumhuriyeti haklı, haksız o vatandaşlarını mahkeme vermez. 'Beğen beğenme ben burada yargıladım' der. ABD, İngiltere hangi vatandaşını başka ülkede yargılanmasına müsaade eder. Çok istisnalar dışında. Olağanüstü savaş suçları vs. vardır. Dolayısıyla burada böyle bir şey oldu. Keşke bu olay hiç yaşanmasaydı. Sadece bizim topraklarımızda değil herhangi yerde yaşanmasaydı. Son tahlilde biz de bu davanın mağduru olduk." ifadelerini kullandı.

Kalın'ın konuşmasında öne çıkan diğer noktalar şöyle:

Ermenistan'la neden 1992'de kapıları kapattık? Karabağ'ın işgalinden dolayı. Şimdi şartlar değişti. Azerbaycan-Türkiye bir araya geldi, Karabağ özgürlüğüne kavuştu, Ermenistan'la normalleşme sürecini başlattık. Azerbaycan ve Türkiye'nin güçbirliği ile sorun ortadan kalktı. Şu anda Ermenistan'la hızlı bir normalleşme süreci yaşıyoruz. Sorunları çözerek ilerlemek zorundasınız. 3 yıl boyunca Suudi Arabistan'la ilişki kurmadık. İsrail'le, ne zaman Filistin halkına saldırı olsa sesimizi yükselttik, büyükelçimizi çektik. Hepsindeki temel ilke hakkı, hukuku gözetmek. Ülkemizin çıkarlarını, konumunu düşünmek zorundayız. Türkiye'nin güçlü olması mazlum halkların davalarında olmazsa olmaz şarttır.

Türkiye'nin siyasi, ekonomik, jeopolitik olarak sıkıştırıldığı, zayıflaştırıldığı dönemde Türkiye'nin buralara olumlu etki etme şanszı nedir? Somali'ye gittiğimizde dünyanın Somali diye bir sorunu yoktu. Oraya giderken risk aldık. Orada devam eden savaşın ortasında, terörle mücadelenin bir ülkeyi bitirdiği, uluslararası konjonktürün Somali'yi teröre mahkum ettiği bir dönemde, biz tırnak içinde hiç üzerimize vazife olmayan şekilde Somali'ye çıkarma yaptık. Bakın Somali nerelere geldi. Filistinli bunu söylüyor; İsrail ile normalleşmenizi en çok biz istiyoruz diye. Biz Kudüs'te, Gazze'de, Ramallah'ta olmadığımızda o insanların hakkını kim savunacak?

'TALİBAN'LA EN FAZLA TARTIŞAN KİŞİLERDEN BİRİ BENİM'

Afganistan'da Taliban'ı tanımadık ama angaje ettik. Taliban'la en fazla tartışan kişilerden biri benim. Kafanızdaki dar İslam anlayışını gelip topluma empoze etmeleri, kız çocuklarının okula gönderilmemelerine kadar. Tamamen terk ettiğinizde ne olacak? Biz stratejik geri çekilelim, buralarla hiç ingilenmeyelim. O zaman denilecek ki 'siz buradaki mazlum halkları neden savunmuyorsunuz'. AB ile ilişkilerimizde sorunlu olduğumuz bir sürü konu var. Yönetmek durumundayız. Almanya'da Nazi cinayetleri oluyor. Yeri geliyor en yüksek volümle tepkimizi dile getiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Avrupa'da çıkıyor onlara meydan okuyor, 'hani sizin değerleriniz' diye. Bunları kapalı kapılar ardında nasıl söylüyorsa meydanlarda da aynı şekilde söylüyor. İlişki kurmamız, yapılanları olumlamak anlamına mı geliyor? O da değil...

UKRAYNA KRİZİ VE TAHIL SEVKİYATI GÜNDEMİ

Bir gemi Mairapol'dan çıktı. Ukrayna'dan limanından çıktı. Şu anda yolda. Birkaç gün içinde Zonguldak'a ulaşması planlanıyor. Bizim askeri heyetimiz Moskova'daydı. O görüşmelerden bu sonuç çıktı. İki tarafın da mutabık kalması halinde İstanbul'da Türkiye-Ukrayna-Rusya-BM toplantısı yapacağız. O toplantıda bu sevkiyatın moderesi konuşulacak. Bir iş planı üzerinde çalışılıyor şu anda. O bölge savaş başlayınca Ukraynalılar tarafından mayınlandı, Odessa limanı. Haklı olarak Rusya işgal eder diye temizlemek istemiyorlar. Bunun yerine bir güvenli koridor, üç tane güvenli koridor önerdiler. Koordinatları belli, gemiler girip çıkabilir, tahıl sevkiyatını başlatabiliriz dediler. Şu anda Rusya ve Ukrayna tarafı ile müzakerelerimiz sürüyor. En kısa zamanda bu toplantıyı yapmak istiyoruz.

Rusya kendi tahıl ürünlerini de çıkartmak istiyor. Benim gemilerim uluslararası sulara çıktığında herhangi sorunla karşılaşmasın diyor. Uluslararası sigortası sigortalamadığı için gemiler çıkamıyor. Prensipte Cumhurbaşkanımız, sayın Putin'e açtı. 'Çıkarsınlar engel olmayız ama biz de ürünleri çıkarmalıyız' dedi. Bu ülkelerin temsilcileri ve BM ve bizim olacağımız yapıda görüşülecek. Bu Ukrayna savaşının alt başlıklarından bir tanesi. Şu anda herkes sevkiyatın başlamasını istiyor. Farklı rakamlar telaffuz ediliyor. Şu anda toplamda Rusya ve Ukrayna'nın 40 milyon tona yakın tahıl olduğu iddia ediliyor. Bu tabii ciddi rakam. Bu dünyada yüzde 30-35'lik rakama tekabül ediyor. O koridorun belirlenmesi, gemilerin sevkiyata başlaması 3-4 haftalık bir süreç.

Toplam 22-23 gemi var ama hepsi bizim değil. Bize gelecek olan gemiler var. Bize faydası şu olacak; kendi tahıl ihtiyacımızla ilgili rahatlama getirecek. Bu sevkiyat Türkiye üzerinden yapıldığı için Türkiye stratejik konum elde edecek. O gemiler Boğaz'dan geçecek. Biz nasıl Ukrayna ve Rusya tarafları arasında ilk kapsamlı masayı İstanbul'da kurduysak, tahıl sevkiyatı konusunda ilk defa iki ülkeyi bir araya getireceğiz. Biz Rusya'nın işgalini söylüyoruz, açık ve net. Savaş uzadıkça çok daha maliyetler üretecek. İki tarafı bir araya getirmek için gayret sarf eden başka bir ülke de yok açıkçası. Savaş ortamında bile belli konularda işbirliği yapılabileceğine bir örnek teşkil edecek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.