TÜRKİYE
okuma süresi: 7 dak.

Ekrem İmamoğlu: İrade gaspına karşı dağ gibi duracağız

Ekrem İmamoğlu: İrade gaspına karşı dağ gibi duracağız

Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri’nin anahtar teslim töreninde konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, iktidar kanadı için 'Dünya siyasetinde, hatta ülke siyasetinde hiç rastlamadığımız numuneler bunlar' dedi.

Yayın Tarihi: 26/01/23 18:15
Güncelleme Tarihi: 26/01/23 18:38
okuma süresi: 7 dak.
Ekrem İmamoğlu: İrade gaspına karşı dağ gibi duracağız

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, iktidar kanadının aklının hala kaybettikleri İBB seçiminde olduğunu belirterek, “Dünya siyasetinde, hatta ülke siyasetinde hiç rastlamadığımız numuneler bunlar. Ama 16 milyon insanın iradesini yok saymalarına, asla izin vermeyeceğiz. Milletimizle birlikte, dağ gibi karşılarında duracağız” dedi.

"LÜKS KONUT ÜRETMEYİ KENDİLERİNE FELSEFE EDİNMİŞLERDİ"

Halk TV'nin haberine göre; İmamoğlu, Eyüpsultan Yeşilpınar Evleri’nin anahtar teslim töreninde konuştu. Kendilerinden önceki KİPTAŞ yönetiminin çalışma alanlarını değiştirdiğini kaydeden İmamoğlu, “İnsanlara sosyal konut üretmek yerine, insanlarımızın kentsel dönüşümle beraber oturulmaması gereken evlerini dönüştürmek yerine, İstanbul'da lüks konut üretmeyi ne yazık ki kendilerine felsefe edinmişlerdi" dedi.

İmamoğlu, "Benzer bir şeyi bugün TOKİ eliyle de yapıyorlar büyük oranda. Aslında baktığımızda, bu tür kamu kuruluşları rant peşinde koşan değil, müteahhit gibi davranan değil, insanların ihtiyaçları için güvence olan, güven sunan, imkanlarını seferber ederek insanlarına layık evler üreten bir kurum olmalıydı. İşte bizim tam da bu anlayışla, sözleşme süresinden 5 ay önce, 6 ay önce, hatta 1 yıl önce teslim ettiğimiz konutlarımız var” dedi.

"MİLLETİN HAKKINI ÖNCELEMEYİ UNUTAN BİR YÖNETİM VARDI"

“Özellikle İstanbul'un son 10 yılında, bunu özellikle altını çizerek söyleyeceğim, kamu çıkarını ve milletin hakkını öncelemeyi unutan bir yönetim vardır” diyen İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Kayıtlıdır, tescillidir. Açıkçası milletin hakkını öncelemeyi unuttukları için, 31 Mart'ta seçimi kaybettiler. Daha doğrusu 31 Mart'ta seçimi, bizim milletimiz kazandı. Tabii bunu anlamak istemediler, ‘Biz nasıl seçim kaybederiz? Bu mümkün değil’ dediler.

Bu sefer milletimiz 23 Haziran'da, ‘Böyle anlamazsan, böyle anlatırız’ dediler. Daha güçlü anlattılar. Yani vatandaşımız dedi ki; ‘Sen çekil kardeşim kenara. Bak, başkaları yönetsin, sen seyret’ dediler. Bunlar, seyretmemekte de ısrarlılar. Milletin kararıyla, bir avuç insanın yönettiği değil, şeffaf bir biçimde milletimizin bereketli parasını en ahlaklı şekilde yönetme kararlılığı içerisinde olan bir yönetime karşı, her türlü hukuksuzluğu yapma konusunda da kararlılar. Ama, gücümüzün farkında değiller. Çünkü ifade ettiğim bir şey var: Seçimi Ekrem İmamoğlu kazanmadı ki be kardeşim, 16 milyon İstanbullu kazandı. Bunu anlamıyorlar.”

"DÜNYA SİYASETİNDE HİÇ RASTLAMADIĞIMIZ NUMUNELER BUNLAR"

İmamoğlu, “Böyle diyorum, ’16 milyon sana oy vermedi ki canım, işte yüzde 55’i verdi’ falan diyebilirler. Benim için, onların gözünden bakmamanın adıdır bu. Benim için, 16 milyon insan bir; oy versin, vermesin” şeklinde konuştu.

“Milletin kararını beğenmiyorsan, sorunu vatandaşta değil, başka yerlerde arayacaksın; 2 kere 2, 4” diyen İmamoğlu, “Milletin kararına alerjisi olanlar, seçimi iptal ettirip, ‘İstanbul'un kaybettiğimde hüngür hüngür ağladım’ diyenler; tuhaf insanlar bunlar. Açıkçası ben de anlamakta güçlük çekiyorum. Dünya siyasetinde, hatta ülke siyasetinde hiç rastlamadığımız numuneler bunlar. Ama 16 milyon insanın iradesini yok saymalarına, asla izin vermeyeceğiz" dedi.

İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Milletimizle birlikte, dağ gibi karşılarında duracağız. Asla onların kötü emellerinin amacına ulaşmasına, fırsat vermeyeceğiz. Dağ gibi duracağız; çünkü, burada milletin iradesini gasp etmek isteyenler, yarın Türkiye'nin her noktasında, yine milletin iradesini gasp etmeye devam ederler. Bu millet, iradesinin tahakkümünü kendisinden başkasına vermemeye en son İstiklal Savaşı’nda karar verdi, hayatını verdi. Hepimizin evlerinde dedeleri, nineleri, şehitleri, gazileri var. Bu yoldan asla dönmezler. Bunu buradan duyuruyorum, bilsinler."

"BÜTÜN PADİŞAHLAR HEPİMİZİNDİR"

“Sorun; her başarının, her iyiliğin, her işin mimarının kendisi olduğunu düşünmeye başladıklarında başlıyor” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu örnekle sürdürdü:

“Beşiktaş'ta, Yıldız Parkı'nın orada, hala askeriyenin kullandığı Orhaniye Kışlası var. Tarihi bir kışladır. Kışlayı yaptıran, İkinci Abdülhamid Han'dır. Orhan Gazi'ye atfen yaptırıyor o dönemde kışlayı. Bütün padişahlar, hepimizindir. Osmanlı İmparatorluğu, hepimizindir. Ama bugünün iktidarı, özellikle Abdülhamit Han'ı sadece kendilerine ait zannederler ve böyle davranırlar, ona çok hassas olduklarını ifade ederler. Ama hassasiyet nereye kadar bunların defterinde biliyor musunuz? Rant kapısına kadar. Rantı gördüler mi, bütün hassasiyetler gidiyor. Ne yaptılar? Tarihi Orhaniye Kışlası'nın bulunduğu alanı, imara açtılar. Hem de Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın kararıyla. Tescilli kültür varlığının olduğu alanda ne yapacaklar? Lüks konut yapacaklar. Peki hani ecdat? Hani ecdat yadigarı? ‘Taksim Gezi Parkı'nda kışlayı yapacağım’ diye milleti, ortalığı ayar kaldırdın. Can aldınız, can. Canlar gitti orada. Ufacık çocuklarımız öldü. Bunun altından nasıl kalkacaksınız? Gencecik insanları kaybettik. Abdülhamit'ten yadigar kışlada konut yapacaksınız! Onun için gerçekten milletimizin bir an önce bu akıldan, bu zulümden kurtulması lazım.”

"YOLCUDUR ABBAS, BAĞLASAN DURMAZ"

İktidar kanadının geçmişte İstanbul’a yaptıkları ihanetleri itiraf ettiğini hatırlatan İmamoğlu, “Ama hala gözünüzü kupon arazilerden geri tutamıyorsunuz. Gözünüz doysun sizin. Vallahi gözünüz doysun sizin. Ayıptır. Ama doymadığını da görüyorum. Bunlar üzücü haberler, ama ben size müjdeli bir haber vereyim. Yapamayacaklar. Açıkçası; yolcudur Abbas, bağlasan durmaz” dedi.

Türkiye’nin tapusunun 86 milyon insanına ait olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Onun için bu ortak evimizi güçlendirmeliyiz. Özellikle bu evi ekonomik, idari, siyasi, hukuki afetlerden korumak için kuvvetlendirmeliyiz. Her yöresiyle, her insanıyla, her etnik kökeniyle, her diliyle ortak evimiz. Eşitiz. Bu eşitliği koruyacağız. Ama esaslı bir dönüşüme muhtacız. İşte o dönüşüm süreci başladı, başlıyor. Açıkçası Meclis’iyle, bakanlıklarıyla, kamu kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, yargısıyla, yerel yönetimleriyle; topyekun devletimizi, milletimizi güçlendireceğiz” diye konuştu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.