DÜNYA
okuma süresi: 4 dak.

Lübnan'da sistem değişimi mümkün mü?

Lübnan'da sistem değişimi mümkün mü?

Lübnan'da 4 Ağustos'ta meydana gelen şiddetli patlamanın ardından uzun yıllardan beri biriken krizlerin ekonomi ve topluma olan yıkıcı maliyetlerinin önüne geçilmesi için yeni bir sistem modeline geçilmesi de gündeme geldi.

Yayın Tarihi: 15/08/20 14:45
okuma süresi: 4 dak.
Lübnan'da sistem değişimi mümkün mü?

Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan, son 30 yılın en büyük krizlerden birini yaşarken, ticaretinin can damarı olan Beyrut Limanı'nda meydana gelen şiddetli patlamayla yeni bir felakete sürüklenmiş oldu.

Patlamadan birkaç gün sonra "Hesap Günü" sloganları eşliğinde başkent Beyrut'ta düzenlenen protesto eylemleri, ABD'nin yaptırımlarının hedefindeki Hizbullah ve siyasi müttefiklerinin destekleriyle birkaç ay önce kurulan Hassan Diyab hükümetini istifaya zorladı.

Beyrut'ta 15 milyar dolar maddi hasarın yanı sıra 177 kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına yol açan patlamayla ilgili yürütülen soruşturma, ülkedeki siyasi güçler arasında ihtilaf konusu oldu.

Lübnan'da İran ve Beşşar Esed rejimi karşıtlığıyla bilinen 14 Mart Bloku'ndaki siyasiler soruşturmanın uluslararası bir komite tarafından yürütülmesini isterken, Hizbullah ve siyasi müttefikleri Lübnan yargısına güvenmeleri gerektiğini savunuyor.

Beyrut Limanı'ndaki şiddetli patlamayla yeni bir krize sürüklenen Lübnan, içindeki siyasi kutuplaşmasının zirveye çıktığı ve uluslararası müdahalelerin arttığı bir dönemde yeni bir yönetim sistemi modeline geçmesi de pek mümkün görünmüyor.

LÜBNAN'IN DOĞUYA YÖNELMEZ İHTİMALİ ZOR

Orta Doğu'nun küçük ülkesi Lübnan'ı mevcut krizlerden kurtarmak için birçok senaryo konuşuluyor.

Bu senaryolardan biri de İran'ın ülkedeki vekili olarak bilinen Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah tarafından gündeme getirildi.

Nasrallah, mayıs ayında hükümetin ekonomik krize karşı Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakerelere başladığı günlerde ülkenin krizleri aşmak üzere Çin ile işbirliği için doğuya yönelmesi gerektiğini savundu.

ABD ve Körfez'deki Arap ülkeleri de geçen hafta istifasını sunan ancak yeni hükümet kuruluncaya kadar geçici olarak görevde kalmaya devam eden Hassan Diyab kabinesini "Hizbullah'ın hükümeti" olarak tanımlıyor.

Lübnanlı avukat ve siyaset uzmanı Joseph Ebu Fadıl, Beyrut yönetiminin dünyanın süper güçlerinden ABD'ye rağmen doğuya yönelmesine ihtimal vermiyor.

Ebu Fadıl, "Bizim Çin ile ABD arasındaki büyük çekişmelere dahil olmamız mümkün değil. Hatta Arap ülkelerinin çoğunun yanı sıra Avrupa Birliği ve İngiltere bile Washington yörüngesinde dönüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Ülkedeki iç savaşı sonlandıran 1989 yılındaki Taif Anlaşması'nın mezhep eksenli yönetimi derinleştirdiğini savunan Ebu Fadıl, "Lübnan'daki çözümlerin anahtarları güçlü ülkelerin dayatmalarındadır." dedi.

Ebu Fadıl, Lübnan halkının kendilerine iyi bir hayat sunacak yönetim dışında bir şey istemediğinin altını çizerek, şunları söyledi:

"Dünya ülkelerinin Birleşmiş Milletler (BM) üzerinden Lübnan halkına doğrudan yardımlar göndermesi, Lübnan Devleti için büyük utanç kaynağıdır."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.