DÜNYA
okuma süresi: 9 dak.

Avrupalılardan İran’ın ‘kışkırtıcı adımlarını’ BMGK’ya taşıma sinyali

Avrupalılardan İran’ın ‘kışkırtıcı adımlarını’ BMGK’ya taşıma sinyali

AB'li yetkililer, İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stokunu önce yüzde 20, ardından da yüzde 60 oranlarında artırarak eşi görülmemiş yükseklikte seviyelere çıkarmaya devam etmesinin oldukça endişe verici olduğuna değindiler...

Yayın Tarihi: 01/07/22 18:25
Güncelleme Tarihi: 01/07/22 18:50
okuma süresi: 9 dak.
Avrupalılardan İran’ın ‘kışkırtıcı adımlarını’ BMGK’ya taşıma sinyali
A- A A+

ABD dün, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerine son müzakerelerde Tahran'ın 2015 tarihli nükleer anlaşmanın ötesine geçen taleplerde bulunmaya devam etmesinden duyduğu ‘ciddi hayal kırıklığını’ bildirdi. Aynı zamanda topun artık İran’ın elinde olduğunu vurguladı. Diğer yandan İran'ın eylemlerinin ‘son derece endişe verici bağlamı’ dolayısıyla daha katı bir tutum takınan Avrupalı taraflar, BMGK’nın bu konuda ‘sessiz kalmayacağını’ kaydetti.

Oturum öncesinde Fransa'nın BM Daimi Temsilcisi Nicolas de Riviere Riviere, Alman Daimi Temsilcisi Antje Leendertse ve İngiliz Daimi Temsilcisi Barbara Woodward ortak bir bildiri yayınlayarak “BMGK, İran nükleer yükselişinin uluslararası güvenliğe yönelik tehdidini göz önünde bulunduruyor” vurgusunda bulundu. Tahran'ın nükleer programının şuan her zamankinden daha gelişmiş olduğuna dikkat çeken temsilciler, “İran, programını hızlandırmak için eşi görülmemiş adımlar attı. En tehlikeli adımlardan bazıları müzakere sürecinde atıldı” ifadelerin kullandı.

Söz konusu üç diplomat, şimdiye kadar bu diplomatik fırsatı kullanmayı reddeden İran’ın gelişmiş santrifüjler kurup kullanarak, aynı zamanda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) izleme ekipmanlarını kaldırarak nükleer yükselişini sürdürmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stokunu önce yüzde 20, ardından da yüzde 60 oranlarında artırarak eşi görülmemiş yükseklikte seviyelere çıkarmaya devam etmesinin oldukça endişe verici olduğuna değinen yetkililer, UAEA’nın nükleer anlaşmanın uygulanmasını izleme ve doğrulama yetkisini doğrudan BMGK’dan aldığını hatırlattı. İran'ın nükleer anlaşmaya ilişkin temel şeffaflık uygulamasını sona erdirmesinin olumsuz ve kışkırtıcı bir adım olduğu düşüncelerini dile getiren üç yetkili, BMGK’nın bu konuda sessiz kalmayacağını vurguladı. BMGK’nın snapback mekanizmasına işaret eden yetkililer şu ifadeleri kullandı:

“Zira İran’ın eylemleri, İran'ın nükleer anlaşma kapsamındaki taahhütlerini tam olarak yerine getirmesi, UAEA’nın İran'ın nükleer programının barışçıl doğası hakkında güvence sağlama kabiliyetini geri kazanması yönünde daha fazla engel teşkil ediyor. Bu eylemler, nükleer anlaşmayı eski haline getirme yönünde aylardır müzakere ettiğimiz paketin dengesini bozuyor. Acil bir diplomatik çözüm penceresini kapatıyor. Bunların uluslararası güvenlik ve uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme rejimi üzerindeki etkisi ciddi ve uzun vadeli olacaktır.”

İran’ın nükleer yükselişini durdurarak bu durumu tersine çevirmesini, aynı zamanda UAEA ile tam iş birliğinde bulunmasını talep eden yetkililer, İran'a anlaşmayı gerçekleştirme yönünde bu fırsatı değerlendirmenin henüz mümkün olduğu çağrısı yaptı. Çağrıda şu ifadeler kullanıldı:

“Ne yazık ki Doha'da sona eren toplantıda bu fırsatı değerlendirmeyi bir kez daha reddeden İran'ın bunun yerine tuhaf ve gerçekçi olmayan yeni taleplerde bulunduğunu görüyoruz.”

Söz konusu üç yetkili, İran'dan nükleer silah başlıklı balistik füzelerle ilgili herhangi bir faaliyette bulunmamasının istenmesiyle birlikte İran'ın BMGK’nın 2231 sayılı kararı ile tutarsız olan füze programıyla ilgili önemli gelişmeleri BMGK’da ele alacaklarını teyit etti. Aynı zamanda İran'ı ‘bu tür kışkırtıcı eylemlerden kaçınmaya’ çağırarak bölgedeki istikrarı bozucu faaliyetlerini şiddetle kınadı.

BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo, BMGK oturumunda 2231 sayılı kararın uygulanmasına ilişkin en son gelişmelerden bahsetti. Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın (KOEP) elde edilmesinin ‘sağlam diplomasi gerektirdiğini’ vurgulayan DiCarlo, zira anlaşmaya geri dönmenin ekstra çaba ve sabır gerektirdiğini vurguladı. İran'ı nükleer alandaki taahhütleriyle tutarsız adımlarını geri almaya, ABD'yi ise yaptırımları kaldırmaya ve İran ile petrol ticaretine ilişkin muafiyetleri genişletmeye çağırdı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İran'ın nükleer anlaşmayla çelişen adımlarına yönelik endişelerini dile getiren DiCarlo, İran'ın balistik programı hakkında ek bilgi aldığını belirtti. DiCarlo bu kapsamda Husilerin 2020 yılından bu yana Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) topraklarına yönelik çeşitli saldırılarda kullandığı 9 balistik füze, 6 seyir füzesi ve çok sayıda insansız hava aracı (İHA) enkazının incelendiğini, inceleme sonucu bunların 2231 sayılı karara aykırı bir şekilde transfer edilmiş olabileceğinin anlaşıldığını ifade etti. Zira balistik ve seyir füzeleri enkazının, daha önce incelenen ve İran menşeli olduğu düşünülen füzelerle benzer özelliklere sahip olduğunu vurguladı. Aynı zamanda İran ve ABD'nin diğer meseleleri çözmek için son günlerde Doha'da Avrupa Birliği (AB) tarafından kolaylaştırılan müzakerelerde ivmeyi artırmaya devam edecekleri umudunu da dile getirdi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 2231 sayılı kararın uygulanmasına ilişkin en son raporunda şu ifadeleri kullandı:

“KOEP’in İran halkına somut ekonomik faydalar sağlayacak şekilde nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve bölgesel güvenliğin sağlanması yönünde mevcut en iyi seçenek olduğu düşüncemi koruyorum. Diplomatik çözümlerin kalıcı barış ve güvenliği sağlamanın tek yolunu sunduğuna şuan her zamankinden daha fazla inanıyorum.”

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell adına söz alan AB’nin BM Büyükelçisi Olof Skoog, öncelikle İran ile müzakerelerin bağlamına ilişkin açıklamasında şunları söyledi:

“Bir yıldan fazla süren çok taraflı yoğun müzakerelerin ardından, masada iyi bir anlaşma yaptığımıza inanıyoruz. Bu, İran ve ABD arasında ikili bir anlaşma değil. Nitekim İran'ın nükleer gelişmeleri, özellikle de devam eden yüzde 20 ve yüzde 60 oranlarında zenginleştirilmiş uranyum birikimi ve daha gelişmiş santrifüjlerin kurulumu açısından büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor.”

İran’ın ABD'nin anlaşmadan çekilmesi ardından ciddi olumsuz ekonomik sonuçlarla karşı karşıya kaldığı ve bunlarla yüzleşmeye devam ettiğinin farkında olduğunu ifade eden Skoog, İran'ın ekonomik potansiyelinin tamamına ulaşmasının anlaşmaya geri dönmekten geçtiğini vurguladı. “Anlaşmayı eski haline getirmek için gerekli siyasi iradeyi şuan masadaki metin temelinde göstermek önemli” dedi.

Diğer yandan ülkesinin nükleer anlaşma şartlarının yeniden karşılıklı olarak uygulanmasına bağlı kaldığını vurgulayan ABD'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Richard Mills şu açıklamayı yaptı:

“Ciddi bir hayal kırıklığına uğradık. Borrell’in cumartesi günü Tahran'a yaptığı ziyarette ve Avrupa Dışişleri Bakanlığı'nın bu hafta Doha'da gerçekleştirdiği dolaylı görüşmelerde İran, anlaşmanın ötesinde taleplerde bulunmaya devam etti.”

İran'ın UAEA’nın izleme faaliyetlerini baltalayan son adımlarıyla ilgili endişelerini dile getiren Mills, bu tür adımların anlaşmaya eksiksiz bir şekilde karşılıklı dönüşü zorlaştırdığını vurguladığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“ABD, nükleer anlaşmanın tam olarak uygulanmasına karşılıklı dönüş için hazır. Bunun uluslararası güvenliği büyük ölçüde artıracağından eminiz. Şimdi top İran'da. Anlaşmanın tam olarak uygulanmasına geri dönme seçeneği de aynı şekilde.”

UAEA’nın raporuna atıfta bulunan Mills sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sonuçlar, Suudi Arabistan ve BAE’ye yöneltilen balistik ve seyir füzelerinin veya bunların bileşenlerinin İran yapımı olduğunu doğruluyor. Aynı zamanda İran'ın füze teknolojisini sürekli geliştirmesinin istikrarsızlaştırıcı doğasını vurguluyor. Söz konusu rapor, Suudi Arabistan ve BAE’ye yönelik saldırılarda kullanılan İHA’ların, sekreterliğin daha önce İran menşeli olduğu değerlendirmesinde bulunduğu bileşenleri içerdiği sonucuna vardı.”

Mills aynı zamanda Suudi Arabistan ve BAE'ye yönelik bu saldırıları şiddetle kınadığını dile getirdi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.