DÜNYA
okuma süresi: 8 dak.

Macron ABD’de: Okyanus ötesi diplomasi

Macron ABD’de: Okyanus ötesi diplomasi

Macron-Biden görüşmesinde Washington ve Paris arasında ilişkilerin güçlendirilmesi ve gelecek rakipler karşısında ittifakın yenilenmesi üzerinde anlaşıldı.

Yayın Tarihi: 04/12/22 15:40
okuma süresi: 8 dak.
Macron ABD’de: Okyanus ötesi diplomasi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ABD'nin Louisiana eyaletine yaptığı ziyaret, ABD-Fransa ilişkilerinin tarihi derinliğini hatırlattı. ABD Başkanı Joe Biden’ın ilk resmi devlet konuğu olan Macron, cumhurbaşkanlığı döneminde ABD’ye ikinci kez devlet ziyareti gerçekleştirmiş oldu. Söz konusu ziyaret, iki müttefik devletin son yıllarda çıkan anlaşmazlıkları bertaraf etmeyi ve Atlantik’i aşarak gelecekte tüm siyasi, askeri ve ekonomik düzeylerde yakın ilişkiler geliştirmeyi arzuladığını gösteriyor.

Bununla birlikte, özellikle eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde olmak üzere iki yaka arasında farklı zamanlarda anlaşmazlıklar yaşanırken, Fransa Cumhurbaşkanı, Biden yönetiminin attığı adımlardan duyduğu rahatsızlığı da gizlemedi. Macron, ABD’de elektrikli araçlara ve yenilenebilir enerji projelerine yönelik büyük sübvansiyonlar ve vergi indirimleri uygulanmasına ilişkin Enflasyonu Düşürme Yasası’nı (IRA) Fransız rakiplerine karşı ‘aşırı saldırgan’ olarak nitelendirdi. Beyaz Saray'da onuruna verilen görkemli bir akşam yemeği öncesinde Macron, Biden ile yaptığı ‘içten konuşmanın’ meyvesini verdiğini düşündüğünü söyledi. Washington IRA’yı onaylanmadan önce Avrupa Birliği (AB) ile görüşmediği için “Bu konuşmayı sadece Fransa adına değil, Avrupa adına yapmak benim görevimdi” dedi. Bununla birlikte, Avustralya'nın Fransa ile dizel elektrikli denizaltı alımı için yaptığı büyük anlaşmayı feshederek ABD’den nükleer enerjili denizaltılar satın almak için yaptığı anlaşmayla ilgili önceki anlaşmazlığa değinmedi. Ancak Macron, anlaşmazlıkların birikmesinin Çin ve Rusya gibi düşmanlar karşısında ‘Batı’yı parçalayabileceğine’ işaret etti.

Almanya, İtalya ve Birleşik Krallık’ta nispeten yeni liderlerin başa geçmesiyle, Macron, Avrupalı ​​politikacıların duayeni ve en pragmatik olanı olarak hareket etti. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı ‘emperyalist saldırısı’ olarak adlandırdığı hamle sonucunda eski Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana en tehlikeli dönemlerden biriyle karşı karşıya olan Avrupa'yı coşkulu bir şekilde savundu. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emellerini gerçekleştirmesini dizginlemede oynadığı olağanüstü rolün altını çizdi. Macron 2019 yılında NATO için ‘beyin ölümü gerçekleşmiş bir ittifak’ ifadesini kullanmıştı.

Macron’un bu vurguları, ziyaretinin ABD tarafından sıcak bir şekilde karşılanmasının sebebi olabilir. Macron ziyareti ile Biden’dan şartlı da olsa beklenmedik bir söz koparmayı başardı. Biden, Ukrayna’daki ‘savaşını bitirmesi halinde’ Putin ile görüşebileceğini söyledi. Bu, zenginleri yoksullardan üstün tuttuğu ve emeklilik yaşını 65’e yükseltmeyi önerdiği için ülkesindeki solcular tarafından ve göç konusunda müsamahakar davrandığı için sağcılar tarafından ağır eleştirilerle karşı karşıya olan Fransa Cumhurbaşkanı için bir başarı sayılıyor. Macron, ABD'de ekonomi ile ilgili gerilimlerin aşılması ve savaşın en iyi hangi şekilde sonlandırılacağı konusunda ilerleme kaydetti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, onuruna verilen bir öğle yemeğinde Macron'a hitap ederek kendisinin ‘olağanüstü bir vizyona’ sahip olduğunu vurguladı ve “Herkes için daha güçlü, daha iyi bir gelecek taahhüdünüz hepimiz ve tüm ortaklarımız için harekete geçiren bir güç oldu. Bu güç olmadan yapamazdık” dedi.

Macron ABD'ye gerçekleştirdiği resmi ziyaretin öncesinde dahi anlaşmazlıklardan pek çok kez söz etse de, Dışişleri Bakanlığı'nda Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in de katıldığı öğle yemeğinde siyasi ustalığını konuşturdu. İngilizce konuşan Macron ‘her şeyi hallettikleri için’ Biden ile görüşmelerinin üç saat sürdüğünü söyledi. Doğaçlama bir şekilde uzun uzadıya ABD ve Fransa arasındaki ‘eşsiz bağdan’ bahseden Macron, iki devleti bir araya getiren sebeple ilgili olarak “Sanırım bunun sebebi, bu dünyadaki pek çok insanın bazen bizim çok gururlu, çok özgüvenli vb. olduğumuza inanması. Ancak aslında bunun sebebi, ikimizin de yapabileceğine inanması ve bir şekilde evrensel değerlerden sorumlu olmasıdır” ifadelerini kullandı. Genç ABD’li askerlerin ‘Avrupa topraklarında özgürlük için savaşırken öldüklerini söyleyerek ‘bunu asla unutmayacaklarını’ vurguladı.

Biden ve Macron, Çin'in komşularına ve daha uzak ülkelere doğru baskıcı ve zorlayıcı politikalar ile nüfuzunu genişletme girişimleriyle başa çıkmak için ortak bir zemin oluşturdu.

Savaştan iç siyasete dönen Macron, Batı toplumlarında ‘ırkçılık ve nefret söyleminin yeniden ortaya çıktığına’ işaret etti. Trump dönemine üstü kapalı bir şekilde atıfta bulunarak, kendisini ‘demagoglardan’ uzaklaştırdığı için ABD'ye teşekkür etti.

Macron, Louisiana eyaletinin New Orleans kentinde, elektrikli otomobil endüstrisi ve uzay araştırmaları için dev projeler yürüten ve en son Twitter adlı sosyal paylaşım sitesini satın alan milyarder Elon Musk ile görüştü. Yetkililer, Macron'un gündeminde olmayan görüşmenin Musk'ın talebi üzerine gerçekleştiğini bildirdi. Macron Twitter hesabından görüşmeye ilişkin yaptığı paylaşımda “Fransa ve Avrupa'yı karbondan arındırma ve yeniden sanayileştirme hedefimiz doğrultusunda, Elon Musk ile elektrikli araç ve pil üretimi gibi geleceğin yeşil endüstriyel projeleri hakkında fikir alışverişinde bulunduk” ifadelerini kullandı. Üst düzey bir AB yetkilisinin Musk'ı şirketin kullanıcıları zararlı içeriklerden korumak için daha fazla şey yapması gerektiği hususunda uyarmasından günler sonra Macron, Musk ile Twitter hakkında ‘açık ve samimi bir tartışma’ yaptıklarını da söyledi.

Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre Macron Fransa'ya dönmeden önce New Orleans Sanat Müzesi'nde yaptığı konuşmada eve dönmüş gibi hissettiğini söyleyen Macron “Bu şehirde tanıdık bir yabancılık diyebileceğim bir şey var” ifadelerini kullanarak “Dilimiz, tarihimiz burada” dedi.

Macron’un ziyareti, Eski Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing’in 1976'da Lafayette ve New Orleans'a yaptığı ziyaretten bu yana bir Fransız cumhurbaşkanının Louisiana'ya yaptığı ilk ziyaret olması bakımından önem taşıyor. Louisiana'yı ziyaret eden diğer tek Fransa Cumhurbaşkanı 1960'ta Charles de Gaulle idi.

Cumhurbaşkanı Macron, Demokrat Partili Louisiana Valisi John Bel Edwards ile yaptığı görüşmede “Bu devlet ziyareti, Fransa'yı ve onunla birlikte Avrupa'yı ABD’nin gündeminin merkezine yerleştirmemizi sağladı” ifadelerini kullandı. On binlerce işin petrol ve gaz endüstrisine bağlı olduğu bir eyalette iklim değişikliğinin tehlikelerine rağmen Macron, New Orleans'taki ziyaretinin iklimle ilgili çabalar için ‘çok sembolik’ olduğunu söyledi. Edwards, “Benim gibi Cumhurbaşkanı Macron da iklim değişikliğinin gerçek olduğuna inanıyor” dedi.

Louisiana, adını 1643'ten itibaren 72 yıl boyunca Fransa'yı yöneten ünlü Güneş Kralı 14. Louis’ten alıyor. New Orleans, ABD’nin Louisiana'yı 1803’te Fransa'dan satın alma işleminin tamamlandığı yer olarak biliniyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.