DÜNYA
okuma süresi: 7 dak.

BM'den 'Bir şey yap' kampanyası

BM'den 'Bir şey yap' kampanyası

Mültecilerin hukuki statüsünü düzenleyen 1951 Cenevre Sözleşmesi'nin yürürlüğe girişinin 60. yılı nedeniyle Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), "Bir Şey Yap" (Do 1 Thing) sloganıyla kampanya başlattı.

Yayın Tarihi: 29/07/11 11:58
okuma süresi: 7 dak.
BM'den 'Bir şey yap' kampanyası
A- A A+

Kampanya, "bireysel olarak başvuran mültecilerin ve diğer zorla yerlerinden edilmiş insanların öykülerini anlatarak, rakamlara indirgenmiş meselenin insani boyutunu su yüzüne çıkartmayı" amaçlıyor.

148 ülkenin kabul ettiği sözleşmeye, dünya devletlerinin dörtte üçü taraf…

UNHCR, her yıl milyonlarca mülteciye yardım ederken, birçok sorunla da boğuşuluyor. AB ülkelerine dünya genelindeki sığınmacı taleplerinin yüzde 29'una karşılık gelen 243 bin sığınmacı başvurduğu belirtildi.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Kıbrıs Temsilciliği'nden yapılan açıklamaya göre, Aralık ayında, BM Mülteci Örgütü, 1951 Sözleşmesi'ne taraf olan ülkelerle, bakanlar düzeyinde toplantı yapacak.

Toplantıyla, üye ülkelerin mültecilerin korunmasının temel dayanağı olan sözleşmeye bağlılıklarını bir kez daha resmi olarak duyurmaları ve aynı zamanda mülteci ve vatansız kişilerin sorunlarını çözmek için somut eylemler ortaya koymayı taahhüt etmeleri amaçlanıyor.

Toplantıda ayrıca zorla yerinden edilme durumlarının hızla değiştiği ortamlarda, koruma açısından ortaya çıkan yasal boşlukları gidermek için çareler aranacak.

Mültecilerin hukuki statüsüne ilişkin sözleşme, 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da ortaya çıkan mülteci sorununu çözmek için 28 Temmuz 1951'de kabul edilmişti.

İnsanların zorla yerlerinden edilmelerine sebep olan durumların daha karmaşık hale geldiği belirtilen BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Kıbrıs Temsilciliği açıklamasında, "Bu nedenle dünya genelinde, çok sayıda mülteciye ev sahipliği yapan gelişmekte olan ülkeler, sıkıntı yaşamakta" denildi.

Cenevre Sözleşmesi'nin, kimlerin mülteci sayılacağını tanımladığı kaydedilen açıklamada, şu bilgiler yer aldı:

"MİLYONLARCA İNSANA YARDIM EDİLDİ"

"Mülteciler, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korunmasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen kişiler olarak tanımlanır.

Söz konusu sözleşme, mülteciler ve onlara ev sahipliği yapan ülkelerin arasındaki hakları ve yükümlülükleri ortaya koyar. UNHCR'ın yasal dayanağı olan sözleşme, Örgüt'ün geçen 60 yıl içinde yerlerinden edilmiş milyonlarca insana yardım etmesine ve insanların hayatlarına yeniden başlamalarına imkan tanıdı. Günümüzde sözleşme, mültecilerin korunması açısından bir mihenk taşı olarak görülüyor.

BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ SORUNLAR…

Kabul edilmesinden günümüze kadar büyük çaplı değişikliklere uyum sağlamayı ve ayakta kalmayı başarsa da, şimdilerde geçmişte benzeri görülmemiş sorunlarla karşı karşıya kalmakta. Zorunlu yerlerinden edilmenin çok çeşitli sebepleri bulunuyor. İnsanlar sadece çatışmalardan ve uğradıkları zulümlerden dolayı değil ama aynı zamanda aşırı yoksulluk ve iklim değişikliklerinin etkisi nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla tüm bu faktörler birbirleriyle ilintili olmakta. Somali'de, Ocak ayından beri 170 binden fazla insan komşu ülkelere kaçtı. Evlerini terk etmelerine neden olarak ise kıtlığı, kuraklığı ve tehlikeli hayat koşullarını gösterdiler. Sığınma talebinde bulunan kişilerden, mültecilerden ve ekonomik göçmenlerden oluşan yaklaşık 1 milyon kişi ise daha iyi bir yaşam umuduyla, savaş halindeki Libya'yı terk etti."

GUTERRES: "DUYARLI SINIR GÖREVLİLERİNE İHTİYAÇ VAR"

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Guterres, "Can güvenliklerinden endişe eden ya da özgürlükleri ihlal edilen kişileri koruyabilmek adına korumaya duyarlı sınır görevlilerine ihtiyaç duyuyoruz. Aynı zamanda, uluslararası koruma sistemindeki belirgin boşlukları doldurabilmek için yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeliyiz. Korku ve şüphe yerine, bu insanlara tolerans göstermeli ve topluma dahil olmalarını sağlamalıyız" dedi.

Dünya genelindeki mülteci nüfusunun beşte dördünün gelişmekte olan ülkelerde barındırıldığını kaydeden Guterres, Somali, Libya ve Fildişi Sahilleri'nde yakın zamanda patlak veren krizlerin söz konusu ülkelerin sırtlandığı külfeti arttırdığını bildirdi.

Doğu Afrika, son 60 yılda yaşanan en şiddetli kuraklıkla baş etmeye çalışırken, Kenya, Etiyopya ve Cibuti'nin yaklaşık 450 bin Somalili mülteciye ev sahipliği yaptığını kaydeden Guterres, Somalili mültecilerin sayısının gün geçtikçe arttığını; Libyalıların çoğunluğunun da Tunus ve Mısır'a göç ettiğini anlattı.

Guterres, ülkelerindeki istikrarsızlık ve seçim sonrası şiddet olayları nedeniyle Fildişi Sahilleri'nden 150 binden fazla insanın kaçmak zorunda kaldığını ve iç savaşın etkileri süren Liberya'da mültecilik statüsüne kavuştuğunu bildirdi.

AB ÜLKELERİNE 243 BİN SIĞINMA TALEBİ

Avrupa Birliği'ne üye 27 devlete ise 243 binden fazla kişi sığınma talebinde bulunduğunu, bu rakamın dünya genelinde sığınma talebinde bulunan kişilerin yaklaşık yüzde 29'unu oluşturduğunu açıklayan BM Mülteciler Yüksek Komiseri, "Avrupa, Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin 1951 Sözleşmesi'ndeki değerleri korumayı ve yükümlülükleri yerine getirmeyi hem kendine, hem de mültecilere borçlu" dedi.

Guterres, Avrupa Birliği'nin sığınma talebinde bulunan kişiler ve mültecilere ilişkin sorumluluktaki payını arttırabileceğini vurguladı.

ORTAK AVRUPA SIĞINMACI SİSTEMİ

Guterres, sığınma talebinde bulunan kişilerin ülkelere kabul ediliş ve kalış durumları her üye ülkede farklılık gösterdiği için şu an gerçek anlamda işleyen ortak bir sistemin oluşturulmasının hayli güç olduğunu ifade ederek, "Umarız Mültecilerin Statüsüne ilişkin Sözleşmenin imzalanmasının 60. yılı, Ortak Avrupa Sığınmacı Sistemi'nin kurulmasına da gerçek anlamda vesile olur. Buna ek olarak Avrupa, mültecileri yerleştirme konusunda daha fazlasını yapabilir" dileğinde bulundu.

SÖZLEŞMEYE 148 ÜLKE TARAF

Danimarka, 1951 Mülteci Sözleşmesi'ni onaylayan ilk ülke sıfatını elinde bulunduruyor. Günümüzde ise dünya devletlerinin dörtte üçüne denk gelen 148 ülke sözleşmeye ve/veya 1967 Protokolü'ne taraf. Nauru, bu yılın Haziran ayında Sözleşmeye taraf olarak bu unvanı elde eden en son ülke niteliği taşıyor.

Ancak, özellikle Güney ve Güney-Doğu Asya ile Orta Doğu'da halen sözleşmeye imza atmayan ülkeler de bulunuyor.

TAK

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.