Avrupa’da İngiltere’ye yönelik göçmen tartışması hız kazandı

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin’in Almanya, Belçika, Hollanda'dan bakanlar, Avrupa Birliği göçmen işleri yetkilisi, Interpol ve AB Sınır Koruma Ajansı’ndan (Frontex) yöneticilerin bir araya geldiği toplantı için Calais şehrini seçmesi tesadüf değildi.

Manş Denizi sularındaki İngiliz Kanalı karşısındaki Calais şehri, İngiliz Dover şehrine yalnızca 36 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Çarşamba günü bu sularda İngiltere’ye ulaşmak isteyen yasa dışı göçmenleri taşıyan bir botun batması sonucu çoğu Irak ve İranlı Kürtlerden oluşan 30 kişinin yaşamını yitirdi. Bu, bölgede meydana gelen en kötü kaza olarak kayıtlara geçti. Kazadan yalnızca 2 kişi kurtarılabildi. Fransız polisi yetkilileri, göçmenlerin son aylarda daha büyük kapasitede botlara bindiği için kurban sayısının da daha fazla olduğunu öne sürüyor. Bu nedenle önümüzdeki günlerde Manş Denizi’nden daha fazla ceset çıkartılması bekleniyor.

KAÇAKÇILIK ŞEBEKELERİNİN GETİRDİĞİ TEKNELERLE İNGİLİZ KIYILARINA DOĞRU İLERLİYOR

Geçtiğimiz hafta sonu Calais’i ziyaret eden Şarku’l Avsat’ın gözlemlerine göre şehirlerin dışında kalan kamplarda toplanan, kum tepelerine sığınan göçmenler, kaçakçılık şebekelerinin getirdiği teknelerle  İngiliz kıyılarına doğru ilerliyor.

Nitekim söz konusu yetkilileri Calais’e davet eden Darmanin’in böylece göçmenlerin Calais çevresindeki plajlardan ayrılmasını önlemede Fransız kara ve deniz güvenlik güçlerinin karşı karşıya kaldıkları zorluklar hakkında bilgilendirmede bulunmak istediği kesin.

Ancak toplantıda İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel yer almadı. Patel’in daveti, İngiltere Başbakanı'nın Fransa Cumhurbaşkanı'na gönderdiği, Fransa topraklarından İngiltere'ye gelen yasadışı göçmenlerin geri alınmasının talep edildiği mesajı protesto etmek için Fransız mevkidaşı tarafından geri çekilmişti. Emmanuel Macron'u protokol açısından kızdıran şey, Boris Johnson'ın mesajı Fransa Cumhurbaşkanı’na iletmeden önce Twitter hesabından yayınlamasıydı.

Aynı zamanda Johnson'ın bu talebi, göçmenlere yönelik uygulamaları düzenleyen Cenevre Sözleşmeleri’nin de ihlali sayılıyor. Paris, İngiltere'yi göçmenlik dosyasını iç siyasi tartışmalarda kullanmakla suçlarken Johnson ise ülkesinin AB’den çıkışının, sınır kontrolünü yeniden kazanarak yalnızca istediği göçmenleri almasını sağlayacağını iddia ediyor.

Paris ve Londra arasındaki kısır tartışmaya, birçok gözlemcinin sürreal olarak değerlendirdiği karşılıklı suçlamalara ve İngiltere’nin yokluğuna rağmen dünkü toplantıda taraflar arasındaki iş birliğini geliştirmeye, iyi organize olmuş kaçakçı gruplarının takibine, bu yönde bilgi alışverişinde bulunma ve kovuşturmaların desteklenmesi gibi hususlara odaklanıldı.

Fransız sınır polisi tarafından hükümete sunulan bir raporda, söz konusu sınır ötesi grupların organize biçimde olarak profesyonelce çalıştıkları, şifreli telefonlar ve uydu telefonları gibi gelişmiş iletişim araçlarına sahip oldukları belirtildi. On binlerce göçmeni İngiltere’ye ulaştırdıkları bilgisi verildi. Ayrıca çoğunluğu Iraklı Kürtlerden oluşan kaçakçı gruplarının liderlerinin Almanya ve İngiltere'de bulunduğuna da dikkat çekildi. Zira Belarus-Polonya sınırına gelen göçmenlerden çoğunluğu da Iraklı Kürtlerden oluşuyor.

KAÇAKÇILAR ON BİNLERCE GÖÇMENİ İNGİLİZ KIYILARINA ULAŞTIRIYOR

Nitekim kaçakçıların on binlerce göçmeni İngiliz kıyılarına ulaştırmadaki başarısı, birçok kişiyi risk almaya teşvik ediyor. İngiltere verilerine göre yılın başından bu yana en az 22 bin göçmen İngiliz kıyılarına ulaşmayı başardı.

Le Journal du Dimanche tarafından yayınlanan resmi güvenlik raporuna göre 35 bin 324 kişinin Manş Denizi'ni geçmeye çalıştığı yönünde bu yılın ilk 10 ayına ilişkin veriler, 2019'dakinin yaklaşık 10 katına denk geliyor.

Fransız polisi, Calais ve Dunkirk şehirleri çevresinde saklanan ve risk almaya hazır 15 bin kişinin varlığını ortaya çıkardı. Fransız birimlerinin 12 kaçakçılık grubunu engellemeyi başarması üzerine bu yıl bu yönde 162 kişi tutuklandı. Belgeler, Çin'den lastik bot satın alarak Almanya'da depolayan ağların yürüttükleri çalışmalara dair ürkünç tabloyu gözler önüne seriyor.

Son operasyonda, seyir halindeki Alman plakalı bir otomobilde kaçakçılarla bağlantılı 5 kişi tutuklandı. Kişi başına yaklaşık 3 bin dolar alan kaçakçıların göçmenlere can yelekleri, uydu telefonları ve mazot sağladığı kaydedildi.

Söz konusu raporda ayrıca ulaşım araçlarının hassaslığı, İngiliz Kanalı'ndaki güçlü akıntılar, yoğun ticari gemi trafiği ve suların soğukluğu gibi tehlikenin göçmenlerin hayatlarını tehdit ettiğine dikkat çekildi. Raporda kaçakçılık şebekelerinin organizasyonunda her gruba belirli görevler verildiği kaydedildi. Bazıları Irak’tan çıkış ve Türkiye'ye giriş, bazılarının da Avrupa'ya ya da Fransız kıyılarına varışı organize ettiği belirtildi.

“EN ÖNEMLİ NOKTA, ÜLKELERİMİZ ARASINDAKİ SINIRLARIN ENGELLEMEDİĞİ KAÇAKÇILIK AĞLARIYLA MÜCADELEDİR”

Darmanin dünkü toplantının başında  yaptığı açıklamada “En önemli nokta, ülkelerimiz arasındaki sınırların engellemediği kaçakçılık ağlarıyla mücadeledir. Avrupa-İngiliz sorunu da bu olgu nedeniyle Brexit'ten bu yana daha kötü bir hal almıştır” ifadelerini kullandı. Göçmen dosyasından sorumlu Avrupa Komiseri Margaritis Schinas cumartesi günü yaptığı açıklamada, AB’den kendi isteğiyle ayrıldığı için İngiltere’nin göçmen akınıyla ilgili sorunları kendi kendine çözmesi gerektiğini söyledi. “Artık bu dosyayı kendi sınırlarında nasıl yönetmek istediğine karar vermesi gerekiyor” dedi.

Ancak İngiltere’nin bu yönde adım atmadığı anlaşılıyor. İngiliz Kanalı'nda yeni felaketlerin yaşanmaması için bu hafta Avrupalı ​​meslektaşlarıyla görüşeceğini duyuran İçişleri Bakanı Priti Patel, 27 kişinin boğulmasının Avrupalılar arasında iş birliği için geçerli bir neden olması gerektiğini’ söyledi.

Patel'in Calais görüşmesinden uzak kalması ardından İngiliz tarafının Paris ile arasını düzeltmeye çalıştığını anlaşılıyor. Zira Paris, Fransız-İngiliz iş birliğinin 20 bin ‘ek’ göçmenin İngiltere'ye ulaşmasını engellediğini, 2020'den bu yana 400 kişinin tutukladığını duyurmuştu. İngiltere yine de Paris ile daha fazla işbirliği çağrısında bulundu.

Nitekim dün bu yönde bir gözetim için ek araçlara başvuracağını açıklayan Paris daha fazlasını talep ediyor. Bu, Frontex'in Fransa’yı mali ve teknik açıdan destekleme yönünde atağı adımlar için başlangıç sayılıyor. Ocak ayı itibariyle 6 ay süreyle Avrupa Birliği'ne başkanlık edecek olan Fransa’nın Avrupa'nın dış sınırları üzerinde kontrolleri daha sıkı hale getirmek için Schengen Anlaşması’nda değişikliğe gitmeye çalışması ve sınırlarının ‘geçici’ olarak kontrol edilmesini talep eden ülkelere yer vermesi muhtemel olarak görülüyor.