Piyanist Eser Öktem: Müzik başladığı an ruhum uyum sağlıyor

Piyanist Eser Öktem, bir piyanist olarak sanatın güzel yanlarını ve kendisine neler hissettirdiğini Kıbrıs Postası'na anlattı.

Kıbrıs Postası olarak Eser Öktem ile soru-cevap şeklinde gerçekleştirdiğimiz röportaj şu şekilde:

1- PİYANOYA NASIL BAŞLADINIZ, SİZİ KİM YÖNLENDİRDİ?

- Bir yerlerde her piyano bulduğumda oturup çalmaya çalışırdım ve piyano iskemlesinden kalkmak istemezdim. Ailem bu ilgimi fark edince bana ders aldırmaya başladı. İlgim arttıkça, hobi olarak başladığım bu yolculukta işler çok kısa bir süre içinde  ciddiye bindi ve 11 yaşındayken kendimi yurtdışında konservatuar öğrencisi olarak buldum.

2- DİZİLER VEYA FİLMLER İÇİN ÇEŞİTLİ ÇALIŞMALARDA BULUNDUNUZ MU?

- Hayır, bugüne kadar dizi veya film müziği alanında herhangi bir çalışmam olmadı ama bir tiyatro oyununa önerdiğim müzikler olmuştu.

3- KKTC GENELİNDE BU KADAR TANINAN BAŞARILI BİR PİYANİST OLMAK NASIL BİR DUYGU?

- Doğup büyüdüğüm, yaşadığım topraklar benim evim, bu topraklarda yaşayanlar bir nevi ailem. Ne kadar tanındığımdan emin değilim ama beni seven, takip eden Kıbrıslıların desteği bana her zaman çok iyi geliyor. Bir yandan kendimi onlara karşı sorumlu da hissediyorum, bu da beni daha iyi işler yapmak konusunda motive ediyor. 

4- SİZDE İZ BIRAKAN BİR KONSER VEYA ORGANİZASYON VAR MI?

- Şunu samimiyetle söyleyebilirim ki bütün konserlerim (iyi veya kötü) bende iz bırakmıştır. Kariyerim boyunca ülkemizin dışında Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, İsviçre, Rusya, Türkiye ve Yunanistan’da çok sayıda konser verdim. Nürnberg Müsik Hochschule Senfoni Orkestrası, Zürich Akademik Senfoni Orkestrası , Bursa Devlet Senfoni Okrestrası, Mersin Devlet Opera ve Balesi Orkestrası, Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası, K.K.T.C. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Güney Kıbrıs Gençlik Senfoni Orkestrası gibi orkestralar ile konçertolar icra ettim. Her biriyle ilgili farklı anılarım, hislerim var. Özellikle yurtdışındaki sanat merkezlerinde kendimi ülkemize karşı da sorumlu hissediyorum.

Oralarda bir nevi ülkenizi temsil ediyorsunuz. Özellikle uygar Avrupa ülkelerinde insanlar geldiğiniz ülkedeki prestijli Cumhurbaşkanlığı yerleşkelerini, Meclis binalarını değil sanatçıların yeteneklerini, donanımını ve imkânlarını önemsiyorlar. Bu bakımdan olumlu geri dönüşler almak ülkemizin sanat alanındaki saygınlığına katkıda bulunabilmek adına mutlu ediyor.

5- İLHAM KAYNAĞINIZ VAR MI, İLHAM GELDİĞİNİ NASIL ANLIYORSUNUZ?

 - Önemli olan ilham veya yüksek bir “mood” aramak değil, kendimle, zihnimle ve bedenimle bağlantı halinde olabilmek. Güne başlarken, ya da bir eseri çalmaya başlarken, o an nasıl koşullarda olduğumu görüp, kabul edip işe o noktadan başlamak, yapabileceğim en ilham verici şey sanırım.

6- SANATLA İLGİLENEN GENÇLERE, ÇOCUKLARA TAVSİYENİZ NEDİR?

- İsteklerinin, hayallerinin ne olduğunu sık sık hatırlamalarını ve yolun neresinde olursa olsun her zaman özgürce seçimler yapma şansına sahip olduklarını asla unutmamalarını tavsiye ederim.

7- ESERLERİ RUH HALİNİZE GÖRE YORUMLADIĞINIZ GÜNLER OLUYOR MU? O GÜN Kİ RUH HALİNİZ SİZİ VE ÇALDIĞINIZ PARÇAYI ETKİLİYOR MU?

 - Müzik yapmak bolca fiziksel hareket, zihinsel aktivite ve çeşitli duygular içeren kompleks bir aktivite. O yüzden ruh halim hareketlerimi, duygularımı, yani müziğimi etkiliyor. Fakat aynı şekilde, müzik de ruh halimi, hatta fiziksel enerji seviyemi çeşitli şekillerde etkileyebiliyor.

Bence hiçbir müzisyen aynı eseri aynı şekilde çalamaz. Her yorum bir yeniliktir, müzisyen istese de istemese de. Ruh halim çalışıma yansıyor şüphesiz, ama çaldığım müzik de ruh halimi değiştiren veya belirleyen bir faktör. O yüzden, müzik başladığı an, ruhum da uyum sağlıyor. Benim ruhumla müziğin ruhu dans ediyor gibi.