EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 6 dak.

Türkiye cephesinde yarın Moody's Türkiye kredi notunu değerlendirecek

Türkiye cephesinde yarın Moody's Türkiye kredi notunu değerlendirecek

Son dönemlerde ABD ekonomisine yönelik açıklanan ve beklentileri tam olarak karşılayamayan makroekonomik veriler ve bu bağlamda FED'den beklenen faiz artırımına yönelik değişen beklentilere rağmen doların göreceli olarak güçlü seyrini koruduğunu görüyoruz.

Yayın Tarihi: 09/04/15 12:37
okuma süresi: 6 dak.
Türkiye cephesinde yarın Moody's Türkiye kredi notunu değerlendirecek
A- A A+

Diğer bir deyişle, her ne kadar dünyanın geriye kalan kısmı gerek büyüme gerekse enflasyon anlamında ABD'de ekonomisinin performansını mumla arasa da, güçlü dolara rağmen FED'den yılın ikinci yarısında faiz artırımının geceleceğini düşünüyoruz. Gün geçmiyor ki bültenimizde FED'e yer vermeden bir parakraf yazabilelim. Haliyle, 2008 sonrasında dünya ekonomisini saran finansal krizin ve beraberinde neredeyse 7 senedir devam eden parasal genişleme ve sıfır faiz politikası ve zayıf yapısal reformlar dünya genelinde aslında resesyon ve deflasyondan başka birşey yaratamadı. ABD ekonomisi rezerv para özelliğinin de avantajını kullarak krizden çıkmayı başarırken, neredeyse ha bu ay mı ha önümzdeki ay mı faiz artıracak konumuna gelidi. Dünyanın geriye kalanm kısmıda ise sıfır hatta negatif nominal faiz oranları ve küçülen ekonomilerin yarattığı sıkıntıların ise devam ettiğini görüyoruz. ABD'de 7 senelerdir devam eden parasal genişleme örneğinden hareketle, Avrupa ve Japonya'nın da aynı redavi yöntemini uygulamaya çalışması, ancak farklı hastalarda baş gösteren hastalığa ABD'deki konulan teşhisin uygulanması, tabir caize hastanın vucüdunun hastalığı kaldırıp kaldırmayacağına bakılmaksınız aynı ilaç tedavisi ile çözüm aranması; basılan bol ve ucuz paranın tıkalı kredi kanalları açmak yerine sermaye piyasalarına giderek reel ekonomiye pek de katkı sağlamadığını maalesef görüyoruz. Dünya genelinin de para politikasının sınırlarını zorlayarak yapısal reform isteğini ikinci plana atmasının yarattığı sıkıntıları bir fiil yaşıyoruz. Seneye petrol fiyatlarının yardımı ile iyi başlayan Türkiye, benzer ülkerlerdeki gibi hastalığı (düşük büyüme) TCMB'ye yüklenerek faiz indirimi ile çözmeye çalışması, tabir caize, Türkiye'nin de ekonomiyi ayağa kaldırmak için yapısal reformlar yerine çözümü para politikasının içinde araması ile TL'nin son 2 ay içinde gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrıştı. ABD'de geçen hafta Cuma günü açıklanan zayıf istihdam verisinin ardından doların kısmen değer kaybetmesi ile 2,56 seviyesinin altını test eden USD/TL kuru, dün yeniden 2,60 seviyesinin üzerinde yükseldi. Elbette, Türkiye ekonomisinde son dönemlerde akut bir hal alan büyüyememe sorunu, yaklaşan seçim belirsizliği ve devamında ekonomi takımının nasıl oluşacağına yönelik endişeler öncesinde yarın Türkiye'nin kredi notunu değerlendirecek olan Moodys faktörünü de unutmamak gerekiyor.

Elbette dün akşam saatlerinde açıklanan ve FED'in 17-18 Mart tarihlerinde düzenlediği faiz toplantısına ilişkin tutanakların yarattığı tedirginlik ile güne başlıyoruz. Tabi bardağın nedersinden baktığını da önemli. Ana hatlarıyla tutanaklar büyük bir sürpriz içermede de, bazı üyelerin faiz artırımının Haziran ayında başlaması gerektiğini düşünürken, bazı yetkililer daha sonrasını hatta az bir miktar kesim ise 2016'da başlaması gerektiğini düşünüyor. Haziran seçeneğinin masada olması, bir miktar huzursuzluk yaratıyor. FED'in faiz artırımında "sabırlı" olunacağı ibaresini metinden çıkarması ardından enflasyon verileri büyük önemle takip edildiğini, pek çok kez bu satırlarla paylaşmıştık. Enflasyon konusunda kendilerini güvende hissetmeleri ve ikna olmaları durumunda ilk faiz artırımının 2015 yılının ikinci yarısında olacağını düşünüyoruz. FED'in tutanakları ardından piyasa hareket boyunun dün gece artığını görüyoruz. 1,0850 seviyelerinde olan EUR/USD paritesi yeniden 1,0750 seviyelerine gerilerken, USD/TL kurunun da 2,60 seviyesini test ettiğini görüyoruz. FED'den er ya da geç başlayacak faiz artırımı, Türkiuye cephesinde belirsizliğini korumaya devam eden seçimler ve devamında ekonomi takımı endişeleri, piyasalara inandırıcılığı olan orta/uzun vadeli bir hikaye sunamayan Türkiye ekonomisi kısa vadede olumlu bir görünüm arz etmiyor. Bu bağlamda özellikle USD/TL kurunda 2,56'lı seviyelere doğru bir kez daha geri çekilme görülmesi, riskli pozisyonların kapatılması/hedge edilmesi anlamında kollanabileceğini düşünüyoruz. Yurtdışında veri gündeminin oldukça hafif olduğunu not edelim.

EUR/USD paritesi 1,10 seviyesinin üzerinde kalıcı olamadı. 1,05 hareketinin içinde olduğumuzu düşünüyoruz

EUR/USD paritesinin 1,10 – 1,1050 aralığında oluşan direnç seviyesini yukarı yönlü aşamada başarısız olduğunu ve aşağıda destek bölgesinin aşağısına geçerek teknik bir bakış açısı ile son zamanların en düşük seviyesini yeniden test etme isteğinin artacağını düşünüyoruz

GBP/USD paritesinde 1,50 hareketi şimdilik reddedilirken, aşağıda ise 1,48 seviyesine yakın alımların hızlandığını görüyoruz

Aşağıdaki grafikten görüleceği üzere, GBP/USD paritesinin 1,4970 – 1,5000 aralığında güçlü bir direnç ile karşılaştı. 1,50 seviyesine yakın gelen satışlar aşağıda 1,4825 seviyesinden tepki alımları ile karşılanıyor. Yeşil daireden de görleceği üzere, teknik bir bakış açısıyla 1,48 - 1,4825 aralığı alım yönünde kollanabilir. Trend çizgisinin altına geçilmesi durumında 1,4750 seviyesi gündeme gelecektir.

Dün özellikle enerji sektöründe Shell'in BG Group'u 47 milyar sterline satın alacağı haberi, haliyle sterlinin seyrine olumlu katkı koyduğunu da not etmek gerekiyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.