GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 7 dak.

Fotiatis, müzakereleri eleştirdi

Fotiatis, müzakereleri eleştirdi

Tanınmış Rum işadamı Fotis Fotiadis, 40 yıldır devam eden Kıbrıs müzakerelerinden yararlı hiçbir sonuç çıkmadığını ve aynı motifle devam etmesi halinde en küçük bir başarı olanağı dahi olmayacağını savundu.

Yayın Tarihi: 29/07/13 12:39
okuma süresi: 7 dak.
Fotiatis, müzakereleri eleştirdi
A- A A+

Fileleftheros, Kıbrıs sorununa çözüm yöntemleriyle ilgili görüş ve analizlerini Rum Yönetimi ve diğer ilgililerle paylaşan Fotiadis'in analizlerini yayımladı. Gazeteye göre Fotiadis'in analizleri özetle şöyle:

"Kıbrıs sorunu 'böl ve yönet' doktrininin kalıntısıdır ve bu doktrin, olgu ve durumları etkilemeye devam ediyor. Kıbrıs içi müzakereler hiçbir yararlı sonuç vermeden 4'üncü on yılını tamamlıyor. Müzakereler, bizi kötüden de kötüye götürdü ve uçurumun ağzında, son noktaya taşıdı. Dolayısıyla, bu müzakerelerin aynı motifte devam etmesinin, Kıbrıs içi müzakereleri destekleyenlerin hedeflerinin, yani kısa zamanda adil ve yaşayabilir çözüme ulaşılmasında en küçük bir başarı olanağı bile taşıdığını zannetmiyoruz çünkü Türkler adil bir çözüm istemiyor. Türkiye'nin bunca yıl boyunca hedeflediği, Kıbrıs aleyhine ezelden beridir ilan edilmiş stratejik fetih planlarını dayatmaktan başka bir şey değildir. Bu da Kıbrıslı Rumların kabul edeceği bir şey değildir, Türkiye'nin dayatmak istediği toplumlararası müzakereler temelinde çözüm bulunmadı, asla da bulunmayacak.

İstilanın hemen ardından işgal altındaki bütün Kıbrıs Rum kent, köy ve bölgelerin isimlerini değiştirdiler. Bu da daimiliğinin ispatıdır. Daha da kötüsü, Türkiye'den getirdikleri yüz binlerce yasadışı yerleşikle işgal bölgelerini kolonize ettiler ve buna kesintisiz devam ediyorlar. Kıbrıslı Türkler yarıdan da az kaldı. Köle gibi hizmet ettikleri tek şey Türkiye'nin planlarıdır. Yine kendileri tarafından yok edilen Kıbrıslı Türkler için adil ve yaşayabilir çözüm arayan insan davranışı bu mu? Ne kadar iyi niyetli veya saf olursa olsun, yerli veya yabancı bütün liderler ve medya aracılığıyla her gün fetih planlarını ilan ederken, bu kadar kötü niyetli muhataplarla, bilinen müzakere temellerinde adil çözüm bulunabileceğine inanılabilinir mi? Yerli ve yabancı dostlarımız halen Annan planını desteklerken aslında Türkiye'nin ve liderlerinin ilan edilmiş projelerini yalanlamaya ve silmeye çalışıyorlar. Yani Türkiye'nin ısrarlarını ve her gün resmen ilan ettiklerini gönüllü olarak duymuyor ve bazıları sorunumuzun yaratıcısı olan yabancı azmettiricilere inanıyorlar.

Türkiye, 40 yıldan beridir, gerçekten birleşik, bağımsız bir Kıbrıs yaratacak çözüm istemediğini, sadece üzerinde küçük estetik değişiklikler yapılarak Ada'yı Türkiye'nin niyetlerine bağımlı hale getirecek Annan tipi çözümü istemektedir. Gerçek niyeti budur. Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını korumak ve ileri götürmek değil.

Kıbrıslı Türkler nüfusun sadece yüzde 18'i ve milli gelire katkıları yüzde 4,5 iken ülkenin çok verimli kaynaklarının tamamının yüzde 78'ine denk gelen, en iyi toprağın neredeyse yüzde 40'ını almaları başka türlü nasıl yorumlanabilir?

Kıbrıs sorununa gerçekten adil ve yaşayabilir çözüm isteyen ve arzulayan adalet dostlarının yukarıdaki olguları görmezden gelemeyeceklerinden eminiz. Bunca şeyden sonra kimse Türkiye'den, adil çözüme rıza göstermesi için olmazsa olmaz olan iyi niyet göstermesini bekleyemez. Bu şartlar altında müzakereler, Türkiye'nin Kıbrıs halkı (Kıbrıslı Türkler ve Rumlar) aracılığıyla ezelden beridir istediği gibi, sadece havada kalacak. Kazanımlarını sağlamlaştırmasına, işgali meşrulaştırmasına, daha da talepkar olarak her yeni müzakere turunda yeni talepler ortaya koymasına olanak tanınması çözüm olanağını sistemli ve maksatlı olarak uzaklaştırır. 'Büyük Güçler' ve biz izin verirsek Türkler Kıbrıs aleyhine hedeflerini başarana kadar bu taktiği tekrarlayacaklar.

Çabucak sonuç, olguları basitleştirecek, süratle ideal demokratik çözüme götürecek yeni bir süreç izlersek olabilecek. Önerilen yeni süreç, Avrupa müktesebatının Kıbrıs Cumhuriyeti hükümranlığının tamamında çözüm olarak uygulanmasından başka bir şey değildir. Bunun etkinliğine inandığımızı tekrarlamaktan da yorulmayacağız. Tekrarlıyoruz çünkü adil ve yaşayabilir çözüm ümidi veren tek gerçekçi ve uygulanabilir şey budur. Türkiye de bunu reddetmek için ikna edici hiçbir bahane bulamaz.

Avrupa müktesebatının Ada'nın tamamında uygulanması çözümü, Ada'yı 'Kolomb'un yumurtası' gibi çok basit ve kolay, kesin şekilde yeniden birleştirecek. Müteveffa Cumhurbaşkanı Makarios da bunu kendisine ilk önerdiğimizde bu nitelemeyi kullanmıştı.

Ancak herkesin hayalindeki bu çözümün başarılması için önce Türkiye'nin, küçük Kıbrıs'a karşı yersiz, haksız ve yayılmacı emellerine Büyük Güçler'in destek vermediğini anlaması gerek. Fakat önce biz, uluslararası kamuoyunu önerilen bu çözümün doğruluğuna ikna etmeliyiz. Kıbrıs sorunu BM'de, AB'de ve bütün uluslararası kurumlarda, dost ülkelerle bütün ikili ilişkilerimizde bu zeminde ortaya konulmalı. İnsanlık ancak bu şekilde doğru bilgilendirilebilir ve Avrupa müktesebatının uygulanması halinde, gerçekten demokratik çözüm olabileceği anlaşılabilir.

Önerilen çözümün faydaları:

Elbette biz Kıbrıslı Rumların tatminine yardımcı olacak. Kıbrıslı Türklere daha çok fayda sağlayacak: a)500 bin Avrupalıyla eşit haklara sahip olarak AB içerisinde yer alacaklar. Avrupalı olarak AB'nin 28 üye ülkesinde serbest dolaşım, yerleşim ve mülk edinme hakları olacak. b) Türk boyunduruğundan kurtulacaklar, c) Kıbrıslı Türk-Rum, herkes güvenlik ve refah şartları altında evlerine ve mallarına dönecek, d) AB'de hakim olan ideal demokrasinin keyfini sürecekler, e) Ülkenin doğal kaynaklarına eşit haklarla katılacaklar. Türkiye'nin de işine gelecek çünkü hayal ettiği AB'ye girebilecek ve işgal bölgesine harcadığı iddia edilen milyarlarca Euro maliyetten kurtulacak. Yarım asırdır zamanını ve milyarlarca dolarını harcayan ve başı ağrıyan BM'nin işine gelecek. Yunanistan, korkunç bir milli sorundan kurtulacak. Büyük bir maliyet ve baş ağrısı olan AB de kurtulacak.

Bu çözüm bütün Kıbrıslıların parlak geleceğini barındıran ve ait olduğumuz AB'nin de çıkarına olan MEB'imiz üzerindeki bütün egemenlik haklarımızı güvenceye alacak."

TAK

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.