GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 6 dak.

"Müzakereler Ekim ayının ikinci yarısında başlıyor"

"Müzakereler Ekim ayının ikinci yarısında başlıyor"

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer'ın geçen hafta Ada'da, her iki tarafla gerçekleştirdiği temaslarda müzakerelerin Ekim ayında yeniden başlaması ve o zamana kadar iki tarafın atadıkları müzakerecilere eşlik edecek grupların tamamlanması konularının netleştiği haber verildi.

Yayın Tarihi: 04/08/13 10:13
okuma süresi: 6 dak.
"Müzakereler Ekim ayının ikinci yarısında başlıyor"
A- A A+

Haftalık Kathimerini "Müzakerelerin Görüntüsü Şimdi Daha Net... Ekimin İkinci Haftası Başlayacak... Nikos Anastasiadis ve Andreas Mavroyannis Çalışma Arkadaşlarının Listesini Ele Alıyor" başlıklı haberinde, Kıbrıs müzakerelerin yeniden başlamasıyla ilgili hazırlıkların dikkatli adımlarla ancak henüz usul tam olarak netleşmeden başlamakta olduğunu yazdı.

Gazete geçen hafta KKTC'de ve Rum tarafında bir dizi temas gerçekleştiren Downer'ın, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanlığı görevinde kalmaya karar verdiğinden, iyi yüzünü gösterdiği ve "kendini küçülten yakıcı açıklamalardan ve baskılardan kaçındığı" yorumunu yaptı.

Downer'in Ada'nın her iki tarafında yaptığı temaslarda iki konunun netleştirildiğini kaydeden gazete bunlardan birincisinin, müzakerelerin ekim ayında, muhtemelen ikinci yarısında yeniden başlaması olduğunu; bunun halen, Güvenlik Konseyi'nin 2114 sayılı kararıyla da onaylandığını kaydetti, devamla şunları yazdı:

"Netleştirilen ikinci mesele, o zamana (Ekim'in ikinci yarısı) kadar iki tarafın, atadıkları müzakerecilere eşlik edecek çalışma gruplarını tamamlayacak olmalarıdır. Başkan Anastasiadis önümüzdeki günlerde müzakereci Andreas Mavroyannis'in işbirliğinde, teknik komite ve çalışma gruplarına katılacak danışmanların ve müzakerelere daha yakın katılım göstereceklerin isim listesini yeniden ele alacak.

İyi bilgili kaynaklar gazetemize, değişiklikler olacağını söyledi. Prosedüre hazırlık maksadıyla şimdiden, Anastasiadis'in BM Genel Kurulu için ABD'ye gidişine ve BM Genel Sekreteri'yle görüşmesine kadar, çoğu basından uzak, birçok istişarede bulunulması bekleniyor.

"BAN-EROĞLU VE BAN-ANASTASİADİS GÖRÜŞMELERİ SEMBOLİK OLACAK"

Ban-Anastasiadis görüşmesi daha çok sembolik nitelikte olacak. Aynı şey, birkaç gün sonra gerçekleşecek Ban-Eroğlu görüşmesi için de geçerli. Bunu, Ekim ayı başlarında iki müzakerecinin, usule ilişkin konuların nihai netleştirmesi için New York'u ziyaretleri izleyecek. Müzakerecilerin, müzakerelerin iki lider tarafından resmen başlatılmasından önce görüşüp görüşmeyecekleri net değil. Ancak müzakerecilerin de olacağı bu yeni form bugüne kadar 'tabu' olarak görülen, Kıbrıslı Rumların Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin de Yunanistan'la ve diğer çoklu kombinasyonlarla geniş bir temas çerçevesi açıyor. Bu temaslarsın BM'nin ana programı temelinde mi yoksa kendiliğinden mi olacağını bekleyip göreceğiz.

"TALİ KONULARA DEĞİL BÜYÜK RESME VE ZOR KONULARA ÖNCELİK"

Lefkoşa, BM'nin teşvikini kabul edip teknik komite ve çalışma grubu üyelerini atayacak olmasına karşın Downer'a önceliğimizin tali konular değil, büyük resim ve zor konular olduğunu söyledi. İyi bilgili bir kaynak gazetemize 'Mülkiyet ve toprakta bu kadar birikmiş sorun varken, bir görüşme turunu yönetim başlığının bir yönü üzerinde harcamak o kadar önemli değil' dedi.

DOWNER BELGESİ MASADA AMA....

Görüşmelerin felsefesindeki bu farklılık, Başkan Hristofyas'ın Sayın Talat ve Sayın Eroğlu ile görüşmelerindeki görüş ayrılıkları ve görüş birlikleriyle ilgili Downer belgesine yaklaşımı da yansıtıyor. Dolayısıyla Downer belgesi masada -her halükarda müzakereler başlayana kadar Başkan Anastasiadis BM'ye, Kıbrıs Rum görüşlerinin hangi noktalarda değiştiğini bildirmesi gerekecek- olacak olmasına rağmen bizim taraf uluslar arası muhataplarına, bu tür belgelerin sadece nicel görüş birlikleri olduğu izlenimi yaratmak için kullanılmaması gerektiğini vurguluyor.

ANASTASİADİS HÜKÜMETİ MESAJLAR VERİYOR

Bizim taraf bütün başrol oyuncularıyla görüşmelerinde, Anastasiadis'in güven yaratıcı önlem olarak Maraş'la ilgili önerisine, müzakerelerin özü olarak yaklaşıyor. Ancak iyi bilgili bir Kıbrıslı Rum kaynağın bize söylediğine göre Türkiye güven yaratıcı önlem olarak Maraş'ın karşılıklarla iade edilmesi fikrini reddederken, benzer bir önerinin paralel bir prosedür çerçevesinde görüşülmesini reddetmiyor. Türkiye'nin bu hareketi yalnız, Amerikan baskılarından (ABD öneriye olumlu bakıyor) kaçınmak için diplomatik bir manevra mı, samimi mi olduğu, yılsonundan önce ortaya çıkabilir.

Kıbrıs hükümeti gerek Maraş gerek enerji konularında Ankara'ya ve uluslar arası camiaya verdiği mesajlar, doğrudan menfaat sağlayacak olanın Türkiye olduğudur. Kaynağımız bize 'Maraş'ın iadesindeki Türk menfaatleri doğrudandır ve limanın açılması, dondurulmuş başlıkların açılması ve hatta Batı ile ilişkilerinin iyileşmesiyle ilgilidir çünkü bu şekilde Avrupa yönelişini tasdik edecek' dedi. Aynı şey, uluslar arası prosedürlerin ilerlemekte olduğu ve Türkiye'nin de, çözüm aracılığıyla fayda sağlamakta acele etmesi gereken Kıbrıs MEB'indeki enerji yataklarının kullanılması için de geçerlidir."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.