GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 11 dak.

"Kıbrıs sorununda geometri egzersizleri... "Üçgen dörtgen oluyor"

"Kıbrıs sorununda geometri egzersizleri... Üçgen dörtgen oluyor"

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından, Kıbrıs sorunuyla ilgili bir çözüm çerçevesi şekillendirilmesi formülünün ileriye götürülmekte olduğu savunuldu.

Yayın Tarihi: 25/08/13 12:45
okuma süresi: 11 dak.
"Kıbrıs sorununda geometri egzersizleri... Üçgen dörtgen oluyor"
A- A A+

Fileleftheros gazetesi "Ara Anlaşma Senaryosu" başlığıyla manşete çektiği haberinde, Amerikalıların, Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak, bir çözüm çerçevesi anlaşması ileriye götürülmesine yönelmekte olduklarını yazdı.

Elindeki "güvenilir bilgilere" dayanarak, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda, Kıbrıs sorununda ara anlaşma niteliğine sahip olacak bir prensip anlaşması yapılması gidişatına yönelik gelişmelerin ileriye götürülmesi olasılığının incelenmekte olduğunu kaydeden gazete, konu hakkında bilgisi olan kaynakların, şekil ve nitelik açısından, anlaşmanın bu senaryoyu "Gali Fikirler Dizisi" örneğine sevk edeceğini ifade etti.

Bunun, çok detaylı bir metin olsa da, nihai çözüm planı olmadığını anlatan gazete, son rötuşların müzakere çerçevesinde yapılacağını belirtti.

Hüküm süren düşüncenin, anlaşma çerçevesine, çözümün şeklinin, (toprak gibi) temel konulardaki esas parametrelerin, güvenliğin ve yetki konularının dahil edilmesi şeklinde olduğunu yazan gazete, buna temel olarak, Downer belgesinin kullanılacağının görüldüğünü ve genel çerçeveden çok da uzak olmayacak ayrıntıların, bunun akabinde devam edecek müzakereler sırasında görüşüleceğini ekledi.

Çabanın, Kıbrıs müzakerelerinin başlamasıyla, önümüzdeki Ekim ayı ortalarında başlayacağını kaydeden gazete, Washington'da, prensip anlaşmasının, 2014 ortalarına kadar yapılması gerektiğinin düşünüldüğünü belirtti.

ABD'nin, dokuz yılın ardından, Kıbrıs sorununa geri dönmekte olduğunu kaydeden gazete, bunun ABD'nin özel ilgisinden değil, daha çok Rum kesiminin ABD için, özellikle İsrail ve bölgedeki gelişmeler dolayısıyla önem kazanması yüzünden olduğunu izah etti.

Habere göre "batılı bir diplomat" ise gazeteye açıklamasında, Amerikalıların, manalı bir şekilde, Kıbrıs sorununun idaresinin İngilizlerin özel yetkisi olamayacağına işaret etmelerinin; bundan kaynaklanmakta olduğunu belirtti.

Amerikan ilgisinin mevcut olduğunu, bununla birlikte bunun kesin, aynı zamanda kapsamlı da oluğunu kaydeden gazete, bunun sadece Noble Energy şirketinin sözde Rum MEB'inde bulunan 12'inci parseldeki faaliyetleriyle alakalı olmadığına işaret etti.

Birçok şeyin, Türkiye'nin sergileyeceği tutuma bağlı olacağının açık olduğunu kaydeden gazete, Türkiye'nin bu aşamada, Suriye ve Mısır'daki gelişmeleri öncelik olarak ortaya koyduğunun görüldüğünü anlattı.

Türkiye'nin Kıbrıs'la alakalı olarak ise, doğal gaz konusuna yönelmekte olduğunu ve planlamalarının da bu alana müdahil olma çerçevesinde hareket etmekte olduğunu kaydeden gazete, Erdoğan'ın geleceğiyle ilgili olarak kaygılı oldukları görülen Amerikalıların, Türklerle, özellikle bölgede gerilim ortamı yaratılmasından kaçınılması için gösterilen çabalarla alakalı olarak, doğal gaz konusu görüştüklerinin görüldüğünü ekledi.

Haberine iç sayfalardan "ABD'den Çözüm Çerçevesi Hareketleri" başlığıyla yer vermeye devam eden gazete, Amerikalıların 2014 ortalarına kadar, Kıbrıs sorunundaki temel parametreleri ve çeşitli konularla ilgili ayrıntıları belirleyecek bir "anlaşma/çözüm çerçevesi" ileriye götürmek istediklerini yazdı.

Elindeki bilgilere dayanarak, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda Kıbrıs'la ilgili olarak çeşitli senaryolar düşünülmekte olduğunu ve gözden geçirilmekte olan bu senaryolar temelinde, şekil itibarıyla, Gali Fikirler Dizisine yönlendirecek olan genel bir çözüm çerçevesi şekillendirilmesinin bulunduğunu kaydeden gazete, bunun çok detaylı olsa da, nihai çözüm planı olmadığını yineledi.

Ara bir anlaşmadan söz edilmese de, bunun, böyle bir şeyden ibaret olacağının açık olduğu yorumunda bulunan gazete, Nikos Anastasiadis'in Rum Yönetimi Başkanlığı'nda bulunmasının, müzakereler sürecinin ilerlemesi için "güvence teşkil ettiğinin" düşünülmekte olduğunu, ancak birçok şeyin, Türk tarafına bağlı olacağının açık olduğunu ekledi.

Bir çözüm çerçevesi üzerinde anlaşmaya varılması senaryosunun ilerlemesi halinde, bölgedeki geniş kapsamlı planlamaların da kolaylaşacağını ifade eden gazete, bunun, doğal gaz gibi, spesifik olarak Kıbrıs sorunuyla ilgili olmayan hareket ve faaliyetlere izin vereceğini belirtti.

Gazete, ABD'nin Lefkoşa büyükelçisi John Koenig'in, Rum kesiminde düzenlenen 17'inci Dış Rumlar Toplantısında yaptığı konuşmada, enerji kaynakları araştırmaları ile bunların geliştirilmesinin, müzakerelerle paralel şekilde sürebileceğini söylemesinin tesadüf olmadığı yorumunu da yaptı.

"YALNIZCA AMERİKALILAR MARAŞ ÖNERİSİNE SICAK BAKIYOR"

Gazete yukarıdaki ara başlıkla haberinde ise, Maraş konusunun gündemde olduğunu ve önümüzdeki aylarda çok tartışılacağını yazdı.

Bunun, Kıbrıs sorunundaki bir çözüm çerçevesi üzerinde yapılacak anlaşmanın ileriye götürülmesine dair Amerikan senaryolarını etkilemediği gibi, bunlardan etkilenmediğini de kaydeden gazete, diplomatik bir kaynağın, bu senaryonun ilerlemesi için zemin varsa, Maraş konusu için de bazı koşullar oluşturulabileceğine işaret ettiğini ifade etti.

Yine elindeki bilgilere dayanarak, esas oyunculardan yalnızca Amerikalıların Maraş konusuna sıcak baktıklarının göründüklerini kaydeden gazete, AB'den ise yalnızca, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barosso ve Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'dan Maraş önerisi hakkında cesaret verici mesajlar geldiğini anımsattı.

Konunun AB tarafından Eylül ayından itibaren ileriye götürüleceğini kaydeden gazete, BM Genel Sekreterliği'nin ise Maraş konusunda negatif görünmediğini ekledi.

"BİR SONRAKİ ADIMLARIN GÖRÜŞÜLMESİ"

Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis'in, Trodos'taki yazlık Başkanlık konutunda, siyasi parti başkanları ve akabinde de Meclis Savunma Komitesi ile bugün yapacağı görüşmenin gündemde bilgilendirme ve istişare yapılmasının da bulunacağını haber veren gazete, görüşmede, Rum kesimi tarafından müzakerelerin yeniden başlaması ışığında atılacak bir sonraki adımların, aynı zamanda Türk tarafının hareketlerinin de gözden geçirileceğini anlattı.

Haberde, enerji alanındaki gelişmeler yanı sıra, savunma konularının da toplantıda ele alınacağı belirtildi.

"KIBRIS SORUNUNDA GEOMETRİ EGZERSİZLERİ… ÜÇGEN DÖRTGEN OLUYOR"

Politis gazetesi ise yukarıdaki başlıklarla yayımladığı haberinde, Kıbrıs sorununda önümüzdeki Ekim ayında başlaması beklenen yeni hareketliliğin, bu kez, bilindik Atina-Ankara-Lefkoşa üçgeniyle alakalı olmayacağını yazdı.

Amerikalıların ısrarıyla, üçgenin Tel Aviv'in de eklenmesiyle dörtgen olacağı yorumunda bulunan gazete, Amerikalıların özel temsilci atayıp atamayacakları, ya da inisiyatifin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'de mi olacağı konusunda kaygılı olduklarını kaydetti.

Güvenilir bir hükümet kaynağına dayanarak, bunun, üçgenin dengesizliklerini ortadan kaldırmak amacıyla, Amerikalar tarafından hazırlanan bir plan olduğunu anlatan gazete, yine aynı kaynağa dayanarak, bu yeni politikanın amacının, Rum kesimi-Yunanistan ve İsrail tarafından bir enerji ekseni oluşturulması olduğunu belirtti.

Gazete bu politikanın başlıca hedeflerini ise kısaca şöyle sıraladı:

• "Doğu Akdeniz'in, AB'nin durgun ekonomisine doğal gaz nakletmek için, alternatif güzergâhlar belirlenmesi çabasıyla, ABD ve AB tarafından kontrol edilmesi.
• Rusya'nın Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgesinde jeopolitik kontrol icra etmekten dışlanması, İran'ın da siyasi ve enerji açısından, uluslar arası gelişmelerin dışında tutulması.
• Doğu Akdeniz havzasındaki güvenliğin sağlamlaştırılması."

"DENGELER"

Gazete yukarıdaki ara başlıkla yayımladığı haberinde ise, Amerikalıların, olayların akışını değiştirebilecek bütünlüklü bir bileşim üzerinde çalışmakta olduklarını yazdı ve konuyu kısaca şöyle özetledi;

• "(Amerikalılar) Türkiye'nin Müslüman dünyasında baskın bir güç haline gelmesinde, başarısız olmasına yatırım yapıyorlar.
• İsrail'in içerisinde bulunduğu tecritten çıkması gerektiğine yatırım yapıyorlar. İsrail Rum kesimi ve Yunanistan'a yönelik çıkar yolları aramaktadır, fakat yanında Türkiye'nin olmasını da isterdi.
• Yunanistan ile Kıbrıs'ın ekonomik kriz yüzünden sahip olduğu korkuya, ama daha çok doğal gazın ekonomilerinin yeniden doğuşu için ortaya çıkardığı perspektife yatırım yapıyor."

Amerikan faktörünün, şu an Filistin sorununa ve ikinci olarak da Kıbrıs sorununa odaklanmakta olduğunu da anlatan gazete, çünkü İsrail ve Rum kesiminin, doğal gaz yataklarına sahip olan veya çok yakında sahip olacak olan ülkeler olduklarına işaret etti.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, Filistin sorunuyla ilgili görüşmelere başladığını ifade eden gazete, Kıbrıs sorununda da yakın zamanda gelişmeler yaşanmasının beklendiğini belirtti.

Amerikalıların şu an Kerry'nin Kıbrıs sorunuyla şahsi olarak ilgilenip ilgilenmeyeceği, ya da 1990'ların sonunda Richard Holbrooke'un atanması örnek alınarak, bir özel temsilci atanıp atanmaması konusunda düşünceli olduklarını belirten gazete, bugüne kadarki temas girişimlerinin Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis'ten geldiğini anımsattı.

Kasulidis'in Kerry ile görüştüğünü kaydeden gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'in de önümüzdeki iki ay içerisinde Amerikalılarla görüşmeler yapmasının beklendiğini ifade etti.

Amerikan faktörüne dayanarak, Rum kesimi-İsrail-Yunanistan işbirliğinin, başlangıçta, Türkiye'yi muhtemelen gerek Rum kesimi, gerek de İsrail karşısında daha mütevazi bir tavır sergilemeye sevk edeceğini de kaydeden gazete, iyi olan şeyin, herkesin hazır olduğunu söylemesi olduğunu belirtti.

İsrail'in Filistin sorunuyla ilgili görüşmelere başladığını yazan gazete, Türkiye'nin Kıbrıs sorunu müzakerelerine hazır olduğunu söylediğini, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis'in de Kıbrıs sorununun çözümü için Ekim'den itibaren faaliyetlerin başlaması konusunda taahhütte bulunduğunu ekledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.