GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 7 dak.

Kasulidis: "Türkiye, çözümsüzlüğün işine gelmediğini anladı"

Kasulidis: "Türkiye, çözümsüzlüğün işine gelmediğini anladı"

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Türkiye'nin ortaya, Kıbrıs sorunundaki sürecin devam edememesine yönelik engeller koymayacağı konusunda iyimser olduğunu söyledi.

Yayın Tarihi: 11/04/15 12:01
okuma süresi: 7 dak.
Kasulidis: "Türkiye, çözümsüzlüğün işine gelmediğini anladı"
A- A A+

Fileleftheros gazetesinde yer alan demecinde ,müzakere masasında değerlendirilecekleri bir aşamaya geçmekte olduklarını dile getiren Kasulidis, uluslar arası toplumun (AB ve BM Güvenlik Konseyi'nin 5 Daimi Üyesi) Kıbrıs sorununda sabırsızlıkla sonuç beklediği bir anda, Türkiye'nin, çözümsüz bir Kıbrıs sorununun, bugün bölgede yaşanmakta olan gelişmelerden ötürü, işine gelmediğini anladığını iddia etti.

Türkiye'nin şu an komşularına karşı sorunları olduğunu ve oynamayı arzu ettiği rolü icra edemediğini öne süren Kasulidis, Ankara'nın, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide aracılığıyla verdiği güvencelere uyulmaması durumunda, Rum kesiminin geçtiğimiz Ekim ayındaki gibi hareket edeceğini açıkladı.

Kasulidis, diğer bir ifadeyle, Rum kesiminin böyle bir durumda, Kıbrıs müzakere sürecine katılımını askıya alacağını söyledi.

Gazeteye demecinde, ülke içi siyasi süreçte yaşananları da yorumlayan Kasulidis, siyasetçi olduğu ve siyasi dünyaya ait olduğu için, kendisini çok kötü hissettiğini belirtti.

Kasulidis, bunun devlet görevinde üstlendiği son vazife olduğunu da ifade etti.

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin, Kıbrıs sorunu konusunda geçtiğimiz gün yaptığı ve Rum kesiminde krize neden olan açıklamasıyla ilgili kendisine soru yöneltilen Kasulidis, Eide'nin kendilerine sözlü izahatta bulunduğunu ve bunu Eide'nin sözcüsünün açıklamasının takip ettiğini dile getirdi.

Eide'nin, verdiği demecin doğru yansıtılmadığını ve çarpıtıldığını düşündüğünü, bunun da Eide'nin anlaşmazlık konusu olan noktaları yeniden ele almasına neden olduğunu ifade eden Kasulidis, bundan ötürü Eide'nin demecinin kendisi için artık eskidiğini ve geçersiz olduğunu söyledi.

Kendilerinin şu an müzakerelere odaklanacaklarını dile getiren Kasulidis, tarafların siyasi iradelerinin müzakere masasında değerlendirileceğini, müzakere masasında sağlanan ilerlemenin de yolun ilerisini tayin edeceğini ve kaybedecek vakitleri olmadığını ifade etti.

BM ve Türkler tarafından, başlaması beklenen müzakere sürecinin hızlı olacağına dair bir izlenim verilmekte olduğuyla ilgi soru üzerine ise, müzakerelerin yeni aşamasının dayanaksız (desteksiz) olmayacağını dile getiren Kasulidis, bunun 11 Şubat anlaşmasının kabul edilmesinin akabindeki birinci ve ikinci aşamayı takip eden; üçüncü aşama olacağını ifade etti.

Dolayısıyla, sürecin en baştan başlamayacağını söyleyen Kasulidis, iki taraftan da siyasi irade olması durumunda, sürecin birkaç ayda ilerleyebileceğini anlattı.

Müzakerelerin bu aşamasının amacının, anlaşmazlıkların azaltılması olduğunu kaydeden Kasulidis, devamla, bunun Kıbrıs sorununun sonu anlamına gelmediğini de belirterek, Kıbrıs sorununun sonunun al-ver'in son aşamasının akabinde geleceğini ve bunun devamında tartışılacak ve çözülecek çok şey olacağını izah etti.

Türkiye'nin AB katılımı başlıklarının açılması konusunda, Rum kesimine yapılan baskılar hakkında da konuşan Kasulidis, Rum kesiminin, başlıklar konusunda tutarlı olduğunu söyledi.

Türkiye'ye ait altı müzakere başlığının 2009 yılında dondurulduğunu ve Rum kesiminin, Türkiye'nin Barbaros Hayreddin Paşa araştırma gemisinin faaliyetleriyle Güney Kıbrıs'ın sözde "Münhasır Ekonomik Bölgesi'ni" ihlal ettiği sürece, herhangi başka bir başlığın açılmasını kabul etmediğini belirten Kasulidis, donmuş veya yakın zamanda açılmalarını reddettikleri başlıklarla ilgili sebeplerin ortadan kalkması durumunda, bunların açılmasına ilişkin itirazlarını geri çekeceklerini sözlerine ekledi.

"MEB'İN JEOPOLİTİK ÖNEMİ, HİDROKARBON REZERVLERİNDEN DAHA ÖNEMLİ"

Gazeteye demecinde, doğal gaz konusundaki soruları da yanıtlayan Kasulidis, "Münhasır Ekonomik Bölge'nin" jeopolitik öneminin, hidrokarbon rezervlerinden daha önemli olduğunu söyledi.

Güney Kıbrıs'ın sözde MEB'indeki bazı gerçekliklerin, doğal gazın bölge ülkeleri arasında işbirliği katalizörü olarak işlev göstermesi gidişatına yönelmekte olduğunu ifade eden Kasulidis, "Kıbrıs", İsrail ve Mısır'ın aralarındaki işbirliğine odaklanmakta oldukları bir dönemden bahsetmekte olduğunu söyledi.

Bu işbirliklerinin, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması koşuluyla, Türkiye'ye bu işbirliklerinin bir parçası olması imkânı sağlamakta olduğunu dile getiren Kasulidis, Rum MEB'inin coğrafik konumu ile jeopolitik öneminin, bunun içerisinde bulunan hidrokarbon rezervlerinden çok daha önemli olduğunu defalarca söylediğini anımsattı.

Kasulidis bunun önemli olduğunu çünkü bunun doğal gazın kanalize edilmesi ve taşınması için boru hatları meydana getirilmesi aracılığıyla, bölge ülkeleriyle fırsatlar ve işbirliği perspektifleri sunmakta olduğunu belirtti.

Kasulidis, Barış İçin Ortaklığa katılma konusundaki niyetlerini terk etmedikleri gibi, buna katılıma yönelik ilgilerini de geri çekmediklerini söyledi.

Dış politikalarının, çok cepheli ve dışa dönük olduğunu da belirten Kasulidis, bazı ülkelerle ilişkilerindeki dinamiğin iyileşmesinin, Rusya ile olan bağlarındaki geleneksel dinamiği engellemediğini de sözlerine ekledi.

Haravgi gazetesinde yer alan söyleşisinde ise Kasulidis, Kıbrıs sorunu çözümsüz kaldığı sürece, politikalarının, BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesiyle olan ilişkilerinde, denge bulunması gerektiğine dayanmakta olduğunu söyledi.

Kasulidis, Rum hükümetinin, müzakerelerin başlaması ışığında, gerek Washington gerek AB'den beklediği şeyin, iki tarafa da dengeli bir şekilde nüfuz kullanmaları olduğunu ifade etti.

Kasulidis, Rum kesiminin doğal gazla ilgili somut görüş birliklerini kabul ettiğini ve bunları açıkça söylediğini de sözlerine ekledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.