Sondaj ve teyit sondajları Mayıs sonunda başlıyor

Fileleftheros konsorsiyumun elindeki verilerin, 6’ncı parselin “çok umut verici olduğunu” gösterdiğini ancak daha önceki tahminleri teyit olmadığı için müdahillerden hiçbirinin acele etmek istemediğine dikkat çekti.

Exxon Mobil şirketinin de gelecek haziran ayında teyit sondajı yapacağını yazan gazete, uzun süredir bu konuda çok açıklama yapılmamış olmasına rağmen hareketlilik bulunduğunu edindiği bilgilere dayanarak bu hareketlerin çoğunun gizli olduğunu yazdı.

Politis Rum Yönetimi’nin eski enerji programı başkanı Charles Ellinas’ın kaleme aldığı makaleyi “Doğal Gaz: Gerçekleri Görmezden Gelmekte Israr Ediyoruz” başlığıyla aktardı.

Gazeteye göre, Rum tarafında doğal gazın, piyasa gerçeklerini görmezden gelecek ve temelsiz inanışlarda ısrar edecek kadar odak noktaya oturtulduğuna dikkat çeken Ellinas, BM Siyasi Konular Sekreteri Jeffrey Feldman’ın dünya doğal gaz piyasasının doyuma ulaştığı, doğal gazın ticari değerlendirilmesi için yıllar gerektiği uyarılarını hatırlattı.

Rum tarafında bunun, sadece bir tarafın kazanacağı bir oyun haline getirildiğine işaret etti ve “kısa zamanda ihraç edeceğimize değil, bizi zengin edeceğine dair de bir inanış var. Doğal gaza büyük bir ısrarla sarıldık. Doğal gaz sıvılaştırma terminali inşa etmek için yalnız yeni ve büyük yataklar keşfetmeye ihtiyacımız yok, aynı zamanda fiyatlar da önemli ölçüde yükselmeli, bugüne göre üç kat artmalı” ifadelerine yer verdi.

Avrupa’nın doğal gaz da dâhil karbon bazlı enerji kaynaklarını terk ederek yeşil enerji politikası izlemesi ve Asya piyasalarının rekabet gücünün çok yüksek olmasının “Rum doğal gazının satılmama ihtimalini artırdığını” vurguladı “bize iç piyasa ve bölge piyasaları kalıyor ancak bunlar da bölgesel sorunların çözülmesini gerektiriyor” diyen Ellinas özetle şöyle devam etti:

MEB’İ MEVCUT DURUMLA UYUMLU OLARAK BÖLMEK….

“Kıbrıs MEB’inin muhtemelen Ada’nın mevcut bölünmüşlüğüne uyumlu olarak bölünmesinden, güneyinde keşfedilen ve büyük keşif potansiyeli barındıran bölümün Ada’nın Güneyinde kalacağından söz ediliyor. Türkiye’nin, neredeyse bütün doğal gazı Kıbrıslı Rumlara bırakarak böyle bir şeye rıza göstereceği yanılgısına kapılmayalım. Türkiye halihazırda, Kıbrıs MEB’inde keşfedilen bütün hidrokarbonların çözümden veya nerede bulunduğundan bağımsız olarak bütün Kıbrıslılara ait olduğunu söylüyor.  Başkaları bize durumun ne olduğunu söylüyor ancak biz hoşumuza gitmeyeni görmezden geliyor veya kendi çıkarımıza göre yorumluyoruz.

Fransa Büyükelçisi çok dikkatli bir şekilde, Carles De Gaulle uçak gemisinin Kıbrıs’a IŞİD’e karşı önlemler çerçevesinde geldiğini vurguladı ancak biz, Kıbrıs MEB’i üzerine savunma şemsiyesi kurmak için geldiğine inanmakta ısrar ediyoruz. Yavuz’un 8’inci parselde Türk savaş gemilerinin eşliğinde, bu gelişmelerden hiç rahatsız olmadan sondaj yapmaya devam ettiğini görmezden geldik.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Enerji Kaynaklarından sorumlu müsteşarı Francis Fannon şubat ayı başlarında ‘doğal kaynaklar pastasından en büyük payı kim almalı şeklindeki bugünkü felsefe devam ederse bölgede kimsenin kazanması söz konusu değil’ dedi. Herkesi sakin olmaya, diyaloğa ve gerilimler devam eder veya tırmanırsa şimdilik var olan ekonomik perspektiflerin, varlığını sürdürmeyebileceğini anlamaya çağırdı.

“ASIL SORU: TÜRKİYE 8ÎNCİ PARSELDE KEŞİF YAPAR DA RUMLARLA TÜRKLERİ BİRLİKTE DEĞERLENDİRMEYE DAVET EDERSE CEVABIMIZ NE OLACAK”

Asıl soru: Yavuz 8’inci parselde gerçekten bir keşif yaparsa ne olacağıdır. Türkiye masada bize, doğal gazda talebi olmadığını söyler ve Kıbrıslı Rumları Kıbrıslı Türklerle ortaklaşa geliştirmeye davet ederse cevabımız ne olacak? Kıbrıs dışındaki çoğu için bu kulağa, mantıklı bir sunu olarak gelir!

Geleceğimizle ilgili doğal gazın ötesinde bir politika geliştirmeliyiz. Karşı karşıya bulunduğumuz sorunları, doğal gaz bağından kurtularak müzakerelere öncelik vererek çözmeyi öncelik yapmalıyız.”