Bakan Mehmet Harmancı, Kalecik'teki çalışmaları değerlendirdi...

Denizden temizlenen kontemine atık miktarının 250 ton olduğunu ve bu atığın Aksa Şirketinde ayrı bir tankta muhafaza edildiğini de ifade eden Bakan Harmancı bu atığı Türkiye'de faaliyet gösteren bir çimento şirketine gönderebilmek için Türkiye'deki yasal mevzuatla ilgili sıkıntı olduğunu, atığı gönderebilmek için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Toplanan kontemine atığın deniz suyu ile birlikte şişme yaptığı için denize akıtılan miktar ile toplanan miktar arasında farklılığın toplama tekniği ve fuel oilin yapısından kaynaklandığını belirtti.

Farklı kirlilik oranları ile birlikte kirliliğin etki alanının 13 kilometrelik bir alana yayıldığını ve burada durduğunu söyleyen Harmancı, kaya ve detay temizlik çalışmalarının bu hafta başlayacağını belirtti.

Bölgede tek kullanılabilen plajın ilk haftadan kapatıldığını da söyleyen Harmancı, bakanlık olarak olayı her gün yakından takip ettiklerini ve temizlik faaliyetlerini sürdüren şirkete gerekli yönlendirmeleri yaptıklarını da ifade etti.

Yasa gereği verilebilecek en ağır ceza kesildi

Bilirkişi raporundaki tespitlere daha önce kamuoyu ile paylaştıklarını ifade eden bakan Harmancı, yasalar gereği Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığına bağlı, Çevre Koruma Dairesi tarafından AKSA ve ilgili gemi şirketinin KKTC temsilcisine yasa gereği verilebilecek olan en yüksek ceza olan asgari ücretin 60 katı ceza verilerek, toplam 169 bin 800 TL ceza kesilmiştir. Bu meblağın ilgili iki şirket tarafından da ödendiğini belirten Harmancı, Çevre yasasının önümüzdeki yasama döneminde yaptırımlarının genişletilmesi gerektiğinin de altını çizdi.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Türkiye'nin en saygın kurumlarından biri

Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı'nın daveti üzerine Kalecik'te yaşanan petrol felaketinin çevresel boyutlarını incelemek üzere ülkemize Mersin Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsünden gelen bilir kişi ekibinin raporunun da daha önce kamuoyuna duyurulduğunu belirten Harmancı, ODTÜ Deniz Bilimleri enstitüsünün raporunun çalışmaların şekillenmesine büyük katkı sağladığını ve izleme programının buradan elde edilen veriler doğrultusunda şekillendirdiklerini kaydederek felaketin kamuoyunda doğru okunması için bu raporun bulgularının bazılarını tekrar kamuoyu ile paylaşmak zorunluluğu doğduğunu ifade etti.

Bilirkişi ekibi kaza bölgesindeki yaklaşık 10 km lik bir alanda karadan (11 alanda) ve denizden (9 istasyonda) incelemeler yapmış ve örnekleri analiz etmiştir.

Bilir kişi raporuna göre Petrol kirliliği kazanın olduğu AKSA tesislerinden doğuya doğru 13 km lik kıyıda gözlenmiştir.

Rapora göre kazanın olduğu ilk 1 km de kayalarda ve kumsalda yaşayan deniz canlılarının tamamen yok olduğu gözlenmiştir.

Raporda görünen kirlilik ile ilgili analizler ise şöyle; Sudaki toplam petrol hidrokarbon (PAH) kirliliğinin en yüksek TPH miktarı 0,03 mg/ olurken, kirliliğin en temiz TPH miktarı ise 0,0006 mg/L olarak belirlenmiştir.

Literatür araştırması sonucu Florida için toksik olarak kabul edilen toplam PAH değeri 23 mg/l civarında olup, bu çalışmada ölçülen değerlerin en yükseği 0,03 mg/l civarındadır.

Bu sonuçlara göre kirliliğin deniz suyuna yüksek oranda karışmadığı tespit edilmiştir.

TC Çevre Bakanlığı'ndan uzmanlar da inceledi

Başbakanlık ve Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığının teknik yardım talebi üzerine Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın emirleri üzerine Kalecik'teki çevre olayına müdahale için ülkemize gelen 5 kişilik teknik ekip olayı inceleyerek denetim yaptı. İlk denetim raporlarından sonra temizleme çalışmalarını tekrar denetlemek üzere 2 kişilik teknik heyet dün çalışmalarını tamamlamış ve temizlik giderici faaliyetlerin uluslararası standartlarda ve dünyadaki örneklerine uygun gerçekleştirildiği tespitini bakanlığa iletmişlerdir.

Yine aynı teknik ekip, deniz kirliliğiyle ilgili problemin giderilmesinde büyük mesafe kaydedildiğini belirtmiş, kayalık kısımlardaki kirliliğin bakanlığımızın ve ilgili şirketin belirlediği strateji doğrultusunda temizlenmesinin doğruluğunu teyit etmişlerdir.

Çevre Koruma Dairesi denetimlerini sürdürüyor

Çevre Koruma Dairesi'nin olayın meydana geldiği ilk günden itibaren bölgede temizlik faaliyetlerini yürüten firmanın çalışmalarını denetleyerek, sürekli yönlendirmelerde bulunduğunu da ifade eden Harmancı, bakanlık bünyesinde oluşturlan ekiplerle İskele'den Mağusa sahiline kadar tüm plajların sürekli denetim altında tutulduğunu da belirtti.

Oluşturdukları ekiplerin ihbar da kabul ettiğini belirten Harmancı, bölge insanın soru, ihbar ve uyarılarının hassasiyetle ele alındığını vurguladı.

Denizde yaşanan her gelişmeyi olay yerinde inceleyen Çevre Koruma Dairesi ekipleri denizden aldığı numuneleri Devlet Laboratuvarlarına da göndererek bölgedeki değerleri sürekli izlemlemektedir.

Havadan, karadan ve denizden gözlemler sürüyor

Olayın olduğu andan itibaren 3 aşamalı bir izlemleme yaptıklarını ifade eden Harmancı, karadan kıyı boyunca, denizden ve havadan keşif uçuşları yapılarak sürekli olayın takibini sürdürdüklerini belirtti.

Havadan yapılan izlemlemeye göre de yapılacak müdahaleler belirlenmiştir, orta akıntıların havadan keşifinin çok mümkün olmaması nedeni ile tespit edilemeyen denizin orta yüzeyindeki akıntıların kıyıya vurması sonucunda Çevre Dairesi ekipleri müdahalelerini sürekli yapmaktadır.

Kullanılan ilaçlar denetleniyor

Temizlikte kullanılan malzemelerin hassasiyetle ele alındığını belirten Harmancı, temizlik çalışmalarını yürüten firmanın kullandığı ilaçların denetimini ve uluslararası uygunluğu için komisyon kurduklarını ve bu komisyon vasıtası ile ilgili şirkete hangi malzemenin ne şekilde kullanılacağı hususunda uyarı yapıldığını belirtti.

Harmancı yaptığı açıklamada bu tarz kazaların tümünde temizlik çalışmalarında bazı kimyasal bazlı ilaçların da kullanıldığını ancak bu ilaçların hangi şartlar altında, nerelerde ve nasıl kullanılacağının belirlenmesi ve saptanması çalışmalarının bakanlığın kontrolünde olduğunu belirtti.

10 milyon Euro manevi tazminat talep edildi

Harmancı yaşanan bu olayın bir bedeli olması gerektiğinin ve bu felaketin ülkemizin imajını zedelediğini belirterek, "sadece son 4 yılda Akdeniz Coğrafyasında temiz, bakir ve yeni bir destinasyon olarak imaj yaratabilmek için Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı olarak 4 milyon Euro reklam bütçesi harcanmıştır" dedi. Harmancı ayrıca bu olayın 1974'den bugüne yaratmaya çalıştığımız bakir ve temiz bir ada imajını kökünden etkilemiş ve önümüzdeki yıllarda da sorun yaratabilecek bir noktaya geldiğinin tesbitinde bulundu.

Harmancı bakanlığın bunu, 'kirleten öder' prensibine dayandırarak ülke imajının yeniden eski haline getirebilmek adına başsavcılığa 10 milyon Euro manevi tazminat davası açılması için talepte bulunulduğunu da belirtti.

Son olarak bakan Harmancı maddi tazminat miktarının belirlenmesi için de diğer bakanlıkları da içine alan bir komisyonun çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti.