SAĞLIK
okuma süresi: 6 dak.

"Allerjik Rinitli Hastaların %20-40'da aynı zamanda astım olduğunu saptanmıştır."

"Allerjik Rinitli Hastaların %20-40'da aynı zamanda astım olduğunu saptanmıştır."

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi (Near East University Hospital) Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tunis Özdoğanoğlu Alerjik Nezle'yi anlattı...

Yayın Tarihi: 17/08/13 15:29
okuma süresi: 6 dak.
"Allerjik Rinitli Hastaların %20-40'da aynı zamanda astım olduğunu saptanmıştır."
A- A A+

Yakın Doğu Üniversitesi Lefkoşa Kıbrıs (Near East University Nicosia Cyprus) Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu,Allerjik rinit (Alerjik Nezle), genetik geçişli allerjik hastalıkların en sık görüleni olup pek çok gelişmiş ülkede nüfusun yaklaşık %10-20'sinde bulunduğunu ifade ederken, son 10 yılda hastalığın artış gösterdiğini belirtti.

Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu , Allerjik rinit sıklığı Kuzey Avrupa ülkelerinde %7, Güney Amerika'da %9-11, Avustralya'da %27.6 olarak bulunduğunu dile getirirken, ABD'de kronik hastalıklar sıralamasında 6.sırada yer aldığını vurguladı.

Alerjik rinit'in ortalama başlangıç yaşının 10 olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu, "Çocukluk çağında erkekler kızlardan daha çok etkilenir, erişkinlerde sıklık her iki cinste aynıdır. Hastalık ortaya çıktıktan sonra genellikle yıllarca devam eder." İfadelerini kullandı.

Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu , Allerjik rinit hayatı tehdit eden bir hastalık olmadığını da dikkat çekerek, insanların yaşam kalitesini önemli oranda etkileyen bir hastalık olduğunu vurguladı.
Allerjik rinit burun mukozasının enflamasyonu (ödemi /enfeksiyona bağlı olmayan iltihabi reaksyonu) olarak tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu, burunda kaşıntı, hapşırık, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ile karakterize olduğunu, baş ağrısı, koku alma bozukluğu ve konjuktivit gibi bulgular da eşlik edebildiğini dile getirdi.

Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu , Allerjik rinit'in sebep olan alerjene göre mevsimsel (polenler, bazı küf mantarları kaynaklı) ve yılboyu süren "sürekli / perennial" (ev tozu akarı, hayvan deri döküntüsü ve tüyleri, bazı küf mantarları kaynaklı) olarak sınıflandırılabilindiğini kaydederken risk faktörlerine de değindi.

Allerjik Rinitin Risk Faktörleri arasında, Ailede allerji öyküsü, Sosyoekonomik düzeyin yüksek olması, Hayvan ve toz akarları gibi kapalı mekan alerjenlerine maruz kalma, 6 yaşından önce serum IgE seviyesinin 100IU/ml'nin üzerinde olması, Pozitif allerjik deri testinin olması olarak açıklayan Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu, Alerjik rinit tanısında en önemli adımın aile hikayesini ve hastaya daha önce uygulanmış tetkik ve tedavileri içeren ayrıntılı sorgulama olduğunu ifade etti.

Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu , günümüzde en çok kullanılan ve en pratik tanı yönteminin cilt testleri olduğunu belirtirken, Allerjik deri testlerinin güvenilir sonuçlar verdiğini ve kısa sürede tanı konmasına olanak sağladığını, ayrıca ucuz olduğunu vurguladı.

Allerjik Rinit- Astım Birlikteliği

Yapılan çalışmalarda allerjik rinitli hastaların %20-40'da aynı zamanda astım olduğunun saptanmış olduğunu açıklayan Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu, ayrıca astımlı hastaların %60-80'de Üst Solunum yollarına ait şikayetler ve bulgular bulunduğuna da dikkat çekti.

Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu, rinit açısından sorgulama biraz daha ayrıntılı yapıldığında allerjik astımlı hastaların %98'de rinit varlığı saptanmış olduğuna da vurgu yaparken, Allerjik rinit hastalarına astım bulguları olmadığı halde Solunum fonksiyon testi yapıldığında bronş aşırı duyarlılığının yüksek olduğunun saptanmış olduğunu dile getirdi.

Rinitli hastalarda astım gelişme riskinin riniti olmayanlardan üç kat daha fazla olduğu ve rinitin astım için bir risk faktörü olduğu düşünüldüğünü vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu, Rinitin eşlik ettiği astım hastalarında tedavi edilmeyen allerjik rinitin astım kontrolünü de olumsuz etkilediği saptanmış olduğunu da belirtti.

Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu , Allerjik rinitin tedavisinden de bahsederken, Alerjenden kaçınmanın tedavi stratejisinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kaydetti.

İlaç tedavisine de değinen Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu, Antihistaminik ilaçların en sık kullanılan ilaçlarolduğunu, ağızdan antihistaminik ilaçlar, burundan sıkılan kortizonlu sprey şeklinde kullanılan ilaçlar olduğunu dile getirdi.

Alerjik Rinit hastalığının tedavi yöntemlerinden bahsederken burundan sıkılan kortizonlu spreyler, Lökotrien reseptör antagonistleri, Anti IgE (Omalizumab) gibi yönetmlerinde olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu, çalışma aşamasında olan DNA aşıları allerjik hastalıkların tedavisinde umut verici görünmekte olduğunu ifade etti.

Yrd. Doç. Dr. Özdoğanoğlu , uygun hasta takibinin şikayetlerde azalma ve yaşam kalitesinde düzelme yaparak hastanın günlük hayatını daha rahat sürdürmesini sağladığını belirtirken, düzenli kontrollerin hastalığı kontrol altında tutmayı sağlayacak en düşük ilaç dozunu bulmayı sağladığını dile getirdi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.