Kolesterolün düşüşü, koronavirüsün hücreleri istila etme yeteneğini azaltıyor

Virüsün hücrenin koruyucu zarını geçmek için lipid molekül olan kolesterole bağımlı olduğunu gösteren yeni bir araştırmaya göre, kolesterol düşürücü ilaç kullananlar Koronavirüse yakalandıkları taktirde diğerlerinden daha iyi durumda olabiliyor.

Princeton Üniversitesi tarafından bioRxiv.org bilim sitesinde yayınlanan bir çalışmaya göre, virüsün Koronavirüs hastalığına neden olması için insan hücrelerine girmesi gerekiyor. Arter tıkanmasına neden olan kolesterol ise, virüsün hücreleri açıp içeri girmesine yardımcı oluyor.

Laboratuvarda yetiştirilen hücrelerde enfeksiyonun erken aşamasını yeniden meydana getiren araştırma ekibi, virüsün mumsu yapıdaki Kolesterol olmadan hücrenin koruyucu bariyerini geçemeyeceği ve enfeksiyona neden olamayacağı sonucuna vardı.

Princeton Üniversitesi biyofizik mühendisi ve çalışmanın ortak araştırmacısı Clifford Brangwynne, dün üniversitenin web sitesinde yayınlanan raporda “Koronavirüs dahil olmak üzere hücreleri ve bazı virüsleri çevreleyen zarların ayrılmaz bir parçası olan kolesterolün enfeksiyon için oldukça önemli olması mantıklıdır. Bu bulgu, statinler olarak bilinen kolesterol düşürücü ilaçlar alan Koronavirüs hastalarında görülen daha iyi sağlık sonuçlarının temelini oluşturabilir. Nitekim bu ve geçtiğimiz sonbaharda yayınlanan başka bir çalışma, söz konusu ilaçların virüsün hücrelere girmesini engellediğini kanıtlıyor” ifadelerine başvuruyor.

Brangwynne, kolesterolün önemini keşfetmenin bilim insanlarının Koronavirüs tedavisinde yeni önlemler geliştirmesine yardımcı olabileceği, böylece çoğu insanın aşılanmasının sağlanabileceğini belirtiyor.

Koronavirüs salgını öncesinde hücreler içindeki molekülleri düzenleyen fiziksel güçleri inceleyen Brangwynne ve araştırma ekibi, 2020’nin bahar aylarında dünyadaki pek çok kişi gibi odak noktasını değiştirerek viral ve insan vücudundaki proteinlerin nasıl etkileşime girdiğini araştırmaya başladı.

Ekibi, yeni bir virüs enfeksiyonunu taklit etmek için bu tür hücreleri, insanlarda viral spike protei ile ACE2 (anjiyotensin dönüştürücü enzim 2) arasındaki etkileşimi görmek üzere tasarladı. Zirâ enfeksiyona sebebiyet vermek için virüsün zarını hücre zarına entegre etmesi gerekiyor. Bu süreç, spike proteinlerinin insan vücudundaki hücresel hedefleri olan ACE2’lerle karşılaştığı sırada başlıyor.

Araştırmacıların gözlemlediğine göre ilk olarak meydana gelen ACE2 içerikli küçük hücre algılayıcıları, komşu hücrelerdeki protein çıkıntılarına (spike) tutundu. Bu noktada iki hücre zarının iç içe geçmesiyle, nitekim iki hücrenin birleşmesine izin veren açıklıklar oluştu.

Kullandıkları otomatik sistemle yaklaşık 6 bin bileşiğin etkilerini test eden araştırmacılar, hücre füzyon sürecini bozmaya çalıştı. Nitekim bu deneyler, virüs zarında kolesterol bulunmadığı taktirde virüsün hedef hücresine giremeyeceğini öngördü.

Diğer yandan, California Üniversitesi'nde yürütülen önceki bir çalışma ise vücudun virüse karşı bağışıklık tepkisinin kolesterolü tüketen bir bileşik ürettiğini keşfetti.

Virginia Üniversitesi’nden viral hastalıkların fiziksel mekanizmalarını inceleyen bilim insanı Dr. Peter Kasson, “Çok sayıda viral enfeksiyonda önemli bir faktör olan kolesterol üzerine iyi çalışıldı. İlginç olan ise, kolesterolün virüsün nüfuzundaki rolünün virüsten virüse değişiyor olması” ifadelerini kullanıyor.

Kolesterolün yeni tip Koronavirüse nasıl katkı sağladığının tam olarak net olmadığını söyleyen Kasson, bu süreci anlamanın enfeksiyonun biyolojisi hakkında ipuçları sağlayabileceğini belirtiyor.

Statinlerin bariz faydalı etkisi ise diğer viral enfeksiyonlara kadar uzanıyor.

Bazı araştırmaların bu ilaçların grip virüsünü kolesterolden yoksun bırakarak garip hale getirdiğini ifade eden Kasson, ancak bunun ilaçların viral enfeksiyon seyrini değiştirmenin tek yolu olmayabileceğini söylüyor. Bununla birlikte, “Mesele biraz karmaşık. Çünkü statinler gibi kolesterol düşürücü ilaçlar, aynı zamanda bağışıklık tepkisini düzenler” diyor.