Koronavirüs, diyabet hastalığı dalgasına neden olabilir

İtalya’da gerçekleştirilen bir araştırma, şeker hastaları sayısında büyük bir artış yaşanmasının beklendiğini ve bu durumun Koronavirüs hastalığına neden olan SARS-CoV-2 virüsünün pankreasın etkilenmesinden kaynaklanabileceğini söyledi.

Nature Metabolism dergisinin son sayısında yayınlanan bir araştırmada, salgının başladığı dönemde Koronavirüs sebebiyle hastaneye kaldırılan hastaların yaklaşık yarısının kan şekeri düzeylerinin yüksek olduğu tespit edildi.

"ENFEKTE OLMADAN ÖNCE DİYABET DEĞİLDİ..."

ABD'de bulunan Boston Çocuk Hastanesi’nde Nefroloji Bölümü’nde araştırmacı olan İtalya Milano Üniversitesi’nden Paolo Fiorina hastanenin internet sitesinde Cuma günü yayınlanan raporda şunları söyledi:

“Bu insanlar Koronavirüs ile enfekte olmadan önce diyabet hastası değildi. Diyabet geçmişi olmayan Koronavirüs hastalarının hastaneye yatırılmaları sırasında yaklaşık yarısında (yüzde 46) yeni bir yüksek kan şekeri durumu tespit edildi. Vakaların bazılarının kan şekeri tedavi edilirken, yüzde 35’inde enfeksiyondan sonra en az 6 ay boyunca kan şekerleri yüksek olarak kaldı.”

Söz konusu araştırmada, 2020 yılı Mart-Mayıs ayları ​​arasında İtalya’da hastaneye kaldırılan 551 kişinin sağlık durumları değerlendirildi ve takip süresi hastaneye yatıştan sonraki 6 ayı kapsıyordu.

Glukoz seviyelerinde anormal belirtiler göstermeyen hastalarla karşılaştırıldığında, yüksek kan şekerine sahip olan hastalar daha ciddi klinik endişelerle karşı karşıya kalınıyor. Bunlar arasında daha uzun hastanede yatış, daha ağır semptomlar, daha fazla oksijen ihtiyacı, daha fazla Solunum cihazı ihtiyacı ve yoğun bakımda daha uzun süre tedavi yer alıyor. Fiorina, “Yüksek kan şekerine sahip olmayan kişilerin aksine bu hastaların performansını zayıflamasına yol açan mekanizmayı anlamak istedik” dedi.

Fiorina daha önce Koronavirüs glukoz metabolizmasında sorunlara yol açtığını gösteren bir araştırma yayınlamıştı. Konu ile ilgili daha fazla şey öğrenmek için hastaneye yatırılmalarının ardından tüm hastalara bir glukoz ölçüm cihazı sağlandı. Zaman içerisinde, araştırma ekibinin de yardımıyla, yüksek kan şekerine sahip olan Koronavirüs hastalarındaki glikoz metabolizmasının kontrolünde birçok anormallik olduğu keşfedildi.

Araştırmacılar yüksek kan şekerine sahip olan hastaların anormal hormonal seviyeleri olduğunu, çok fazla insülin ürettikleri için hiperinsülinemi gösterdiklerini aynı zamanda anormal insülin seviyelerine ve insülin salgılayan beta hücrelerinin işlev bozukluğu belirtileri gösterdiklerini keşfetti. Fiorina, “Temel olarak, hormonal durum, Koronavirüslü hastalarda pankreas fonksiyonlarının anormal olduğunu gösteriyor ve bu durum iyileşmeden sonra uzun bir süre devam ediyor” dedi.

Yüksek kan şekerine sahip olan hastalarda, bunların yanı sıra IL-6 ve diğerleri dahil olmak üzere inflamatuar sitokin miktarında ciddi anormallikler de gözlemlendi.

BAZI HASTALARDAKİ ANORMALLİKLER AYNI KALMAYA DEVAM ETTİ

Bazı hastalarda glukoz metabolizmasındaki anormallikler zamanla azalırken, bazı hastalarda aynı kalmaya devam etti. Koronavirüs enfeksiyonu sonrasındaki dönemde birçok hasta, yemeğin ardından daha yüksek glukoz seviyelerine ve pankreas hormonlarında anormalliklere sahipti.

Fiorina araştırma ile ilgili olarak “Bu araştırma, Koronavirüsün pankreas üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu gösteren ilk araştırmalardan biri. Araştırma pankreasın, virüsün sadece hastanede tedavi sırasında ciddi bir aşamada değil, uzun vadeli sağlığı da etkileyen bir hedefi olduğunu gösteriyor” dedi.

Söz konusu araştırma, Koronavirüs nedeniyle hastaneye yatırılan hastalarda pankreas fonksiyonunun orada bulundukları süre içerisinde ve sonrasında değerlendirilmesinin önemini vurguluyor. Fiorina, “Bu durum, açken yapılan glikoz testinden daha fazlasını gerektiriyor zira gün içerisinde yapılan normal bir açlık testinde her zaman bulunmayan glikoz metabolik anormallikleri gözlemledik” diye ekledi.

Tedavi ile ilgili olarak, Koronavirüs ile ilişkili glukoz anormallikleri olan hastaların nasıl tedavi edileceğine yönelik sorular bulunuyor. Hastalar sadece insülin sensitizörü gibi diyabet karşıtı ilaçları ile mi tedavi edilmeli, yoksa Tocilizumab ve diğerleri gibi iltihap karşıtı ilaçlar mı kullanılmalı?

Fiorina, “Güçlü ve kronik bir iltihap varsa ve insülini hedef almaya ve bloke etmeye devam ederseniz bu kronik hasara yol açabilir” dedi. Fiorina diyabet ve iltihaplanma karşıtı tedaviyi test etmek için daha büyük çalışmaların yapılmasını önerdi. Ve “Koronavirüs sebebiyle hastaneye yatırılan kişi sayısını göz önüne alınca, diyabet hastalarında büyük bir artışa tanık olabiliriz” ifadelerini kullandı.