Varis'de yeni ameliyatsız tedavi yöntemleri

Yakın Doğu Üniversitesi Lefkoşa Kıbrıs (Near East University Nicosia Cyprus) Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Dr. Barçın Özcem, "Yüzeysel toplardamarların çeşitli nedenlerle uzayıp büklümlü ve genişlemiş hale gelmesi varis olarak tanımlanır." ifadelerini kullanırken, varisin oluşma sebebinin tam olarak bilinmemekle birlikte asıl başlangıcın damar duvarındaki bozukluk mu, yoksa kapakçıklardaki hasar mı olduğunun net olmadığını belirtti.

Dr. Özcem, Sonuç olarak bilinenin yüzeysel toplardamarların görevini yapamaması sonucunda akciğere gönderilen kanın yerçekimi etkisiyle geri kaçtığını ve bacak toplardamarlarında biriktiğini kaydederken, bu kaçağa bağlı oluşan basınç artışı ile birlikte toplardamarların şişip genişlediğini ve varisleri oluşturduğunu vurguladı.

Ailevi yatkınlık(Kalıtsal), yaş, hamilelik, obezite, kabızlık, ilaç kullanımı gibi nedenlerin varis oluşumuna neden olabileceğini dile getiren Dr. Özcem, bunların yanı sıra yüksek ayakkabı ve çok dar giysiler, toplardamar hastalıkları veya travmalar da yer alabildiğini belirtti.

Dr. Barçın Özcem, varisin tip ve derecelerinden de bahsederken bunların İri ve yeşilimsi varisler, Cilt altında ağ biçiminde yapılar oluşturan varisler ve Kırmızı iplik şeklindeki varisler olarak açıkladı.

Varis belirtileri de anlatan Dr. Özcem, ağrılı,ağır ve yorgun bacaklar, kaşıntı,, Bacaklarda ve ayak bileklerinde şişlik (ödem), Gece krampları, Ciltte kalınlaşma sertleşme ve renk değişikleri,Variste iltihaplanmalara (flebit) dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.

Dr. Özcem, "Varis tedavisinde öncelikle renkli doppler ultrason tetkiki yapılarak hastanın venöz haritasının çıkartılıp ayrıntılı olarak tedavinin planlanması gerekmektedir." Diyerek "Varis tedavisinde ayrıntılı tetkik yapılmadan sadece cilt üzerindeki varislere müdehale etmek varislerin kısa zamanda tekrarlamasına ve şikayetlerinde devam etmesine neden olmaktadır." Sözlerini tamamladı.

Variste radyofrekans(rf) tedavisinden bahseden Dr. Özcem, son yıllarda sıkça kullanılan bu yöntemin radyofrekans dalgalarının yüksek ısı oluşturarak varis damarının tedavi edilmesi olduğunu ifade etti.

Dr. Özcem, bu yöntemin klasik ameliyata göre önemli avantajları olduğunu kaydederken, bunlar arasında hastanın normal aktivitelerine hemen geri dönebildiğini, hastanede yatışa gerek olmadığını, girişimin başarı oranı %98 civarında olduğunu, tedavi süresinin çok kısa olup yara izinin çok az veya hiç olmadığını, işlem tamamen lokal anastezi ile yapılıp genel anastezi veya belden uyuşturmaya gerek duyulmadığını vurguladı.

Bir başka tedavi yöntemi olan damar içi lazer tedavisi (Endovenöz lazer yöntemi)ni de anlatan Dr. Özcem, bunun halk arasında iç varis olarak bilinen venöz yetmezlik yaratan damarın lazer kullanılarak kesi yapılmadan tedavi edilmesi olduğunu belirtti.

Dr. Barçın Özcem "Peki radyofrekans tedavisimi lazermi ?" sorunu da yanıtlayarak şu şekilde cevap verdi:

"Bu iki yöntem birbirine göre benzerlik göstermekle birlikte Son çıkan radyofrekans tedavisinin lazer tedavisine göre kolaylığı ve komplikasyon oranın azlığı nedeniyle biz cerrahlar arasında daha çok tercih edilmektedir.Bizde kliniğimizde bu yüksek teknolojiyi kullanmaktayız."

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'nde (Near East University Hospital) uygulanan diğer varis tedavi yöntemlerini de anlatan Dr. Barçın Özcem, bunlar arasında Köpük(foam) Skleroterapisi ve Mini Flebektomi olarak dile getirdi.

"Köpük Skleroterapi Yöntemi Ekonomiktir"

"Skleroterapide kullanılan ilacın bir sıvı şekli bir de köpük şekli vardır. Köpük şekli kullanılırsa köpük skleroterapi diye de adlandırılır." diye konuşan Dr. Barçın Özcem, Özel bir cihaz vasıtasıyla köpüklü hale getirilen ilaç çok ince iğnelerle damar içine uygulandığını, genelde uygulama seanslar halinde 20-40 dk sürdüğünü dile getirdi.

Dr. Barçın Özcem, köpük Skleroterapi Yönteminin Ameliyata Üstünlükleri arasında hem küçük (kılcal), hem orta çaplı, hem de büyük çaplı varislerin tedavisinde kullanılabilmesi olduğunu belirtirken, bunun yanı sıra, yatarak tedavi gerektirmediğini,.aynı gün iş başı yapılabildiğini,ekonomik olduğunu, daha az ağrılı ve narkoza ihtiyaç duyulmadığını ve ameliyat bağlı iz kalmadığını vurguladı.

Son olara Mini Flebektomi yöntemini anlata Dr. Özcem, bunun yaklaşık 2-3mm kesiler uygulanarak yapıldığını dile getirirken lokal anastezi ile uygulanabilen bu yöntemde varisler minik kancalarla dışarı alındığını vurguladı.

"Dikiş atılmaz iz bırakmadan iyileşir. Klasik pake ekziyonuna göre kozmetik açıdan sonuçları oldukça iyidir." diyen Dr. Özcem, "Bizde mini flebektomiyi klasik cerrahiye tercih etmekteyiz." İfadelerini kullanarak sözlerini sonlandırdı.