“KKTC'de yaşayanların koronavirüse yakalanma riski milyonda bir”

Girne Amerikan Üniversite (GAÜ) Tıp Fakültesi Akademisyeni Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hasan Acar, yeni koronavirüs ve virüsten korunma yöntemlerinin bilindik, doğru ve yanlışları hakkında açıklamalarda bulundu.

Acar, COVİD-19 olarak da bilinen Koronavirüsünün yol açtığı hastalık olduğunu ve belirtilerinin başlangıçta burunda kızarıklık, baş ağrısı gibi belirtilerin ve ilerledikçe kuru öksürük, nefes darlığı, çarpıntı gibi şikayetlerle ortaya çıktığı, daha ileri ki dönemlerinde ise öksürükle kan gelmesi, zatürre Solunum yetmezliği olduğunu belirtirken bu virüse dünyada yaklaşık 130 bin kişide rastlandığı, 3600 kişinin de öldüğünü söyledi.

KKTC ve TC’de yaşayan insanların Koronavirüs hastalığına yakalanma olasılığının on milyonda bir ihtimal olduğunu belirterek hastalığın %95’inin Çin de görüldüğünü, Çin’den sonra İran ve İtalya’da sık olduğunu, özellikle KKTC ve TC’de yaşayan kişilerin iklimsel şartlarında sayesinde;bu hastalığa yakalanma riskinin 10 milyonda 1 olduğunu ifade etti.

“MASKE KULLANMAK HERKES İÇİN ÇÖZÜM DEĞİL”

Koronavirüsü hastalığının yayılma sürecinden bahseden Acar şunlara değindi:

“Özellikle Solunum yolu ile bulaşır. Damlacıklar yoluyla hastalardan direk kişilere veya damlacıklarla bulaşan eller, eşyalar, gibi şeylerin ağza, buruna gözlere götürülmesiyle dolaylı olarak bulaşabilir.Virüs özellikle nemli, güneş görmeyen yüzeylerde uzun süre birkaç gün canlı kalabilir. Buluşma şüphesi olan eşyalara dokunmamalıyız, eldiven kullanmalıyız ve eşyalarımızı olabildiğince güneşe çıkarmalıyız.Diğer hastalıklarda olduğu gibi vücut direnci düşük olan, sigara içen,obez, kalp damar rahatsızlığı bulunan kişilerin etkilenme olasığını daha yüksektir. Koronavirüs hastalığından korunmak içinse ellerimizi mümkün olduğu kadar; yüzümüze, ağız, burun ve gözlerimize değdirmemeliyiz. Öğrencilerin, öğretmenlerin, dışarıda ki insanların maske kullanması koronayı engellemez. Havalimanları, hastaneler gibi hizmet sektöründe çalışan, insanlarla iç içe iş yapan yerlerde ki kişilerin hijyen açısından maske ve eldiven kullanması virüs ve diğer hastalıkların yayılmasını engelleyebilir.”

“KORONAVİRÜSÜ NİSAN AYININ ORTALARINDA SALGIN OLMAKTAN ÇIKABİLİR”

Acar, Bu virüsün aşısı veya tedavi edici bir başka ilacının şuan için olmadığını, hastalığın duraklama aşamasında olduğunu ve tahminlere göre Nisan ayının ortalarında salgın olmaktan çıkacağını belirterek, virüslerin yaşaması için canlı hücreye ihtiyaçları olduğunu, sıcak havalarda etkilerinin az ve kuluçka süreleri yaklaşık olarak 1 ila 14 gün arasında; ortalama 4-5 günde belirti göstermeye başlabileceğini ifade etti.

Acar yanlış bilinen korunma yöntemleri hakkında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“UV lambaları kullanmak sağlığınıza zararlıdır ve hiçbir faydası olmaz.Hastalığın kuluçka dönemi 10 güne kadar uzayabildiği için, hastalık olduğu halde ateş olmayabilir. Bu nedenle termal kamerada ateş olmaması hastalığın olmadığı anlamına gelmez. El kurutucular virüs öldürmez. Hastalığı kaptıysanız, virüsler hücrelerinizin içine girdiği için, vücudunuzu alkol veya antiseptik solüsonlarla yıkamanızın hiçbir faydası olmaz.Diğer zatürre yaratan mikroplar için geliştirilmiş aşıların hiçbir faydası olmaz.Ağız veya burundan tuzlu su gargarasının hiçbir faydası olmaz.Susam yağının hiçbir faydası yoktur ve kolonya koronavirüsünü öldürmez.”