SAĞLIK
okuma süresi: 7 dak.

“Hazır, işlem görmüş, koruyucu içeren, GDO’lu gıdalardan kaçının”

“Hazır, işlem görmüş, koruyucu içeren, GDO’lu gıdalardan kaçının”

İstanbul Cerahi Hastanesi'nden Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Dr Didem Numanoğlu Gülmez, koronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadelede bağışıklık sisteminin önemine dikkat çekerek, “Hazır, işlem görmüş, koruyucu içeren, GDO’lu gıdalardan kaçının” dedi.

Yayın Tarihi: 03/04/20 14:02
okuma süresi: 7 dak.
“Hazır, işlem görmüş, koruyucu içeren, GDO’lu gıdalardan kaçının”

İnsanlık günümüzde koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı büyük bir savaş veriyor. Uzmanlara göre bu savaştaki en güçlü silahımız; bağışıklık sistemimiz...

İstanbul Cerahi Hastanesi'nden Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Dr. Didem Numanoğlu Gülmez Kıbrıs Postası’na; bağışıklık sistemimizin önemine işaret ederek, nasıl beslenmemiz gerektiği ile ilgili ipuçları verdi. Dr. Didem Numanoğlu Gülmez’e göre hazır, işlem görmüş, koruyucu içeren, GDO’lu gıdalardan kaçınmak gerekiyor.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZ NASIL GÜÇLENİR?

Vücudumuzda özellikle virüslerle baş etmekte görevli bazı hücreler ve bu hücrelere bağlı çalışan bazı kimyasallar var. Fakat bu sistemin çalışması için enerji gerekiyor. Vücudumuz kendisi için gerekli enerjinin çoğunu gıdalardan temin eder. Bu nedenle ne ile beslendiğiniz çok önemlidir.

Eğer size enerji verecek gıdalar yerine enerjinizi tüketecek gıdalar ile besleniyorsanız, vücudunuzun kendini onaracak ve bağışıklık sisteminini destekleyecek gücü kalmaz.

Veya sıkı sık yemek yiyor ve kendi bağışıklık sisteminizi bu yeni gelen yiyecekler ilke meşgul ediyorsanız yine olması gerekene ters bir davranışta bulunmuş olursunuz.

PEKİ, BİZLER İÇİN HANGİ GIDALAR VE YAŞAM TARZI FAYDALIDIR?

İnsanoğlu gıdalar ile beraber evrimleşmiştir. Fakat son 40-50 yıldaki hızlı değişimlere uyum sağlanamamış ve vücudumuz bu yeni tür gıdalara yabancı kalmıştır. Yaklaşık 1000 yıl boyunca belirli bir buğday ile beslenmiş ve buna göre kendi sindirim enzimlerini geliştirmiş olan insan  şu son yıllarda “cüce buğday” denilen ucube bir tür ile beslenmektedir. Gıdalarda bin yılları alan evrimleşme, teknolojik müdahaleler ile 10 yıllara kadar kısaltılmış ve insan metabolizması ise buna uyum sağlayamamıştır.

Bu süreç sadece buğday için değil Genetik Yapısı Değiştirilmiş (GDO) tüm gıdalar için geçerlidir. Bağışıklık sistemi tanımadığı bir şey ile (örneğin gıda) karşılaştığında ona yabancı bir varlık gibi muamele eder ve savaş açar. Bu açtığı savaş sonucu bir çok rahatsızlık ortaya çıktığı gibi (astım, egzama, diyabet, vs) bağışıklık için gereken enerji de boşa harcanmış olur. Aynı olay gıdaların yetiştirilmesinde kullanılan böcek ilaçları, hormonlar ve gıdaların uzun süre rafta kalmasını sağlayan koruyucu maddeler için de geçerlidir. Yani vücudunuz bunları tanımaz.

Sonuç olarak hazır, işlem görmüş, koruyucu içeren, GDO’lu gıdalardan kaçının. Büyüklerinizin beslenme alışkanlıklarına geri dönün. Ata tohumlarınıza sahip çıkın. Organik sebze ve meyveler ile eski usul pişirme tekniklerini kullanarak beslenin.

BESİNLERDEKİ ANTİBİYOTİKLER HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Modern yaşam tarzı sonucunda bir çok antibiyotiğe maruz kalır olduk. En basitinden tavuk ve büyük baş hayvanların hastalanmasının  önlenmesinde kullanılan antibiyotikler.  Gıdaların daha uzun ömürlü olmasını sağlayan koruyucular. Hazır yiyeceklerle olan talep ve eski usul beslenme alışkanlıklarının terk edilmesi sonucunda bağırsaklarımızdaki probiyotiklerimizi kaybettik. Oysa bu probiyotikler bir çok alanda bağışıklığımızın ilk savaş hattını oluşturuyordu. Şimdi savunma hattımız zayıfladı!

Sonuç: Koruyucu, antibiyotik içeren beslenmeden uzak durmak. Evde mayalanmış yoğurt, kefir, turşu ve eski usul fermantasyon içeren pişirme tekniklerine geri dönmek.

YEME ALIŞKANLIĞIMIZ NASIL OLMALI?

İnsanlık hiç bu kadar bolluk içinde olmadı. Ne yemek isterseniz ne zaman yemek isterseniz bir market rafı kadar uzağınızda!  Oysa insanlık yüzyıllardır daha az gıda ile daha seyrek beslenmeye göre bir evrim geçirdi. Yani yedikten ancak 5-6 saat sonra yeni bir gıdaya hazır hale gelebiliyorsunuz. Sık sık ve az az yiyerek sürekli sindirim sisteminize enerji çekiyor ve boşa harcıyorsunuz. Çok iyi bilirsiniz ki ateşli hastalıkların çoğunda iştah kesilir. Anneler panik olur! “Aman çocuk aç kalacak zayıf düşecek” diye. Oysa vücut enerjisini sindirim sisteminden bağışıklık sistemine yöneltmek için geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır bu! Sonuç: Sık sık alıştırmaktan vaz geçin!

Modern yaşam tarzımızın bir diğer sorunu “hareketsiz yaşam”. Oysa ki insanlık hareket etmek üzerine evrimleşti. Toksinleri dahi bu yolla atıyorsunuz. Özelliklerde evde izole kaldığımız bu dönemde evde size uygun egzersiz programını mutlaka uygulayın.  Sonuç: Her gün mutlaka egzersiz yapın.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZ BU VİRÜSLE BAŞ EDEBİLİR Mİ?

Eğer bedeninize iyi bakarsanız (yukarıda anlattığımız hususlara dikkat ederek), ihtiyaçlarını karşılar ve stresten uzak durursanız virüsler dahil bir çok zararlı mikroorganizma ile başa çıkma şansınızı arttırmış olursunuz.

Bağışıklık sistemimiz dengeli vitamin, mineral ve tanıdığı sağlıklı gıdalara ihtiyaç duyar. Tütün ürünleri, alkol, stres ve doğal olmayan gıdalar bağışıklık sistemimizin direncini kırar.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.