EĞİTİM
okuma süresi: 6 dak.

ABD ve Uluslararası Koalisyon, Haseke’deki su krizine müdahil oldu

ABD ve Uluslararası Koalisyon, Haseke’deki su krizine müdahil oldu

Özerk Yönetim’in Haseke Su İşlerinden Sorumlu Müdürü Sozdar Ahmed, Uluslararası Koalisyonun Haseke’de bulunan askeri üssünde ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Fırat'ın doğusundaki temsilcisi Zahra Bill’in başkanlığında su krizi konulu bir toplantı gerçekleştirildiğini bildirdi.

Yayın Tarihi: 25/08/20 17:39
okuma süresi: 6 dak.
ABD ve Uluslararası Koalisyon, Haseke’deki su krizine müdahil oldu

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Fırat'ın doğusundaki temsilcisi Zahra Bill, Türk ordusu ve desteklediği silahlı grupların Suriye’nin Rasulayn kentindeki Aluk su tedarik istasyonunu kontrol etmeye başlamasından bu yana Haseke kentinde baş gösteren su krizini ele almak için Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne bağlı heyet ve komite temsilcileri ve Uluslararası Koalisyon yetkilileriyle toplantı düzenledi.

Özerk Yönetim’in Haseke Su İşlerinden Sorumlu Müdürü Sozdar Ahmed, Uluslararası Koalisyonun Haseke’de bulunan askeri üssünde ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Fırat'ın doğusundaki temsilcisi Zahra Bill’in başkanlığında su krizi konulu bir toplantı gerçekleştirildiğini bildirdi.

Ahmed, toplantıya Özerk Yönetim’e bağlı heyet ve komite temsilcileri ve Uluslararası Koalisyon yetkililerinin katıldığını belirtti.

Toplantıya katılan bir kaynağın aktardığına göre, Özerk Yönetim heyeti, su meselesinin siyasi ve askeri çatışmalarda koz olarak kullanılmasını protesto eden bildiriyi ABD tarafına teslim etti. Kaynak, bildirinin altında 89 sivil toplum kuruluşu ve insan hakları örgütlerinin imzasının bulunduğunu aktardı.

Sozdar Ahmed, insan hakları örgütleri temsilcilerinin ABD ve Uluslararası Koalisyon yetkilileriyle görüşmesinde “Aluk Su İstasyonu’ndan su aktarılmadığını” bildirerek, Türkiye’nin ihlallerine ve su meselesine Özerk Yönetim ile savaşmak için bir silah olarak kullanılmasına karşı protesto notası verdiklerini kaydetti. Ahmed, ABD tarafının söz konusu temsilcilere, krizi çözmek için Türkiye’ye baskı uygulama sözü verdiğini aktardı.

Haseke’deki Türk ordusu ve desteklediği silahlı grupların, Ekim 2019’da başlattığı geniş kapsamlı saldırı sonucu Haseke’ye bağlı Rasulayn bölgesinde kontrolü ele geçirmesinden bu yana, Aluk Su İstasyonu bir baskı kartına dönüştü. Bölgedeki içme suyu bu ayın başından şu ana kadar 8 defa kesintiye uğradı, şimdi ise tamamen kesilmiş durumda.

Sozdar Ahmed, Haseke ve kırsalındaki mülteci kamplarının günlük 80 bin metreküp içme suyuna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Su meselesinin baskı kartı ve şantaj kozu olmasından çıkması için Özerk Yönetim Haseke’nin yaklaşık 14 kilometre batısında yer alan El-Hama bölgesinde 50 kuyu açtı. Ahmed, söz konusu kuyularla ilgili olarak, “Bunlar 100 metre derinliğinde ve saatte 15 metreküp su çıkarılan bir dizi yüzey kuyularından oluşuyor. Bu istasyon, Haseke’ye içme suyu sağlama konusunda Aluk İstasyonuna alternatif olarak inşa edildi” ifadelerini kullandı.


El-Hama’daki istasyondan Haseke’nin her mahallesine 10 günde bir su sağlanacağını söyleyen Ahmed, “Bu da Haseke sakinlerinin yalnızca susuzluktan korunması anlamına geliyor. Çünkü bu kuyuların kapasitesi, Aluk İstasyonun üçte birini bile karşılamıyor” dedi.

Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının bölgede yayılmasıyla birlikte Özerk Yönetim’e bağlı Sağlık Heyeti, 362 vaka kaydederken, ölü sayısı son iki ayda 25’e yükseldi. Temiz su eksikliğinin sürmesi halinde salgınla mücadelenin zarar görebileceğine ilişkin endişeler artıyor.

Suriye merkezli 89 sivil toplum kuruluşu ve insan hakları örgütleri, Pazartesi günü teslim ettikleri bildiride Suriye’nin kuzeydoğu sakinlerine giden suyu 8’inci kez kasıtlı olarak kesildiğini belirtti.

Bildiride, “Yaklaşık 800 bin kişinin su ihtiyacını karşılayan Aluk Su İstasyonu bölgenin tek içme suyu kaynağı konumunda. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne göre, Aluk Su İstasyonu, El-Hol, El-Arişe ve Et-Tevine (Vaşo Kani) kamplarına suların kamyonlarla taşındığı ana kaynak” ifadelerine yer verildi.

Hakikat ve Adalet için Suriyeliler Örgütü, bölgenin kasıtlı olarak sudan mahrum bırakılmasının Uluslararası İnsancıl Hukuk’un açıkça ihlali anlamına geldiğini belirterek, bu durumun insanların içme suyuna erişim ve kullanımı gibi en basit haklarını engellediğinden dolayı “savaş suçu” olduğunu vurguladı. Örgüt “Sudan mahrum bırakılan bölgelere acilen ve derhal yeniden su gönderilmesi ve bir daha her ne bahaneyle olursa olsun kesintilerin yapılmamasının güvence altına alınması için” Türk hükümetine, desteklediği gruplara ve bağlantılı yerel meclislere baskı yapılması çağrısında bulundu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.