GAZİMAĞUSA
okuma süresi: 12 dak.

Denktaş, "Benim doğduğum evde Türkiye'ye ihanet, Türkiyelileri sevmeme gibi birşey söz konusu olamaz"

Denktaş, "Benim doğduğum evde Türkiye'ye ihanet, Türkiyelileri sevmeme gibi birşey söz konusu olamaz"

DP Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş, Gazimağusa Milletvekili adayları ile birlikte, Maraş Birlik ve Dayanışma Derneği'nin daveti üzerine dernek yöneticileri ve üyeleri ile biraraya gelerek, özelde bölge, genelde ülke için hayata geçirecekleri projeleri anlattı.

Yayın Tarihi: 16/07/13 10:08
okuma süresi: 12 dak.
Denktaş, "Benim doğduğum evde Türkiye'ye ihanet, Türkiyelileri sevmeme gibi birşey söz konusu olamaz"
A- A A+

Çok kapsamlı gerçekleşen bu görüşme öncesi söze başlayan Maraş Birlik ve Dayanışma Derneği Başkanı İdris Demirsöz, ülke siyasetine katkı koymak maksadıyla böyle bir organizasyonu gerçekleştirdiklerini söyledi. Demirsöz ayrıca derneğin faaliyetlerini ve bölgenin sorun ve sıkıntılarını da dile getirdi.

Toplantı'da konuşan DP Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş, DP Ulusal Güçler'in yeni oluşmuş olmasına rağmen çok kısa sürede, kendi içinde bütünleşme ve kaynaşmayı sağladığını belirtti.

Bugüne kadar gelinen süreç hakkında toplantıya katılanları bilgilendiren Denktaş, demokraside esas kırılmanın 2006 yılında CTP'nin ÖRP'yi kurdurmasıyla yaşandığını hatırlatarak, "CTP'nin bu müdahalesinden sonra hükümet değişti ve biz muhalefete düştük. Ancak diğer muhalefet partileri gibi gidip sorun olan yerde, sorunu kaşıyıp, kanatmak yerine, 'o sorun nasıl iyileşir' düşüncesiyle hareket ettik. Bölge bölge, köy köy dolaştık. 'Halk Kürsü'leri kurduk, insanımız çıktı kendi derdini anlattı, derdine çare önerdi. Bunları da programımızın içine koyduk. Bilahare 'Ulusal Güçler' şemsiyesinin oluşması ile birlikte yeni katılan arkadaşların düşüncelerini de aldık ve bu dönem ki programımızı, yol haritamızı KKTC için çizmiş olduk" dedi.

KAMU REFORMU

Yeni açıkladıkları "Geleceğin Yol Haritası" programında, Sağlık, Eğitim ve Ekonomi başta olmak üzere 3 konunun üzerine odaklandıklarını söyleyen Denktaş, söz konusu programın hayata geçmesinin temelinde kamu düzenlemesinin yattığını belirtti.

Denktaş, "DP Ulusal Güçler olarak bizim ortaya koyduğumuz 'Kamu Reformu' içerisinde merkezden, yerelleşmeye yönelik bir yapılanma var. Bu reform sayesinde vatandaşlarımız en ufak işler için köylerden merkezlere gelmek zorunda olmayacak. İnsanlarımız artık kendi bölgelerinde işlerini halledebilecek. Ayrıca, bu yerlerde o bölgede yaşayan memurlar yetkilendirilip, görevlendirilecek. Hizmetler vatandaşın ayağına gelecek ve Devlet artık vatandaşından kendini koruyan değil, vatandaşına güvenen, o güveni istismar edeni cezalandıran bir yapıya kavuşacak" dedi.

Ülkenin en büyük sorunlarından biri olan denetimsizliği ortadan kaldırmak için sivil toplum örgütleri ile devlet dayanışmasının olması gerektiğini söyleyen Denktaş, sivil toplum örgütleri ile devlet memurlarının denetim için birlikte çalışacağını belirtti.

SİVİL OTARİTE

Sivil otoritenin önemine işaret eden Denktaş, DP Ulusal Güçler iktidarında otoritenin hoşgörüye dayalı olacağını, kırma, dövme, saldırma, çevik kuvvet, toma vs gibi unsurların kendi dönemlerinde hiçbir zaman olmadığını ve olamayacağını belirterek, "Konuşmak yerine coplaşmak bizim kabul edeceğimiz birşey değildir" dedi.

Ülkenin bütününü ilgilendiren kararların sivil toplum örgütleri ve kamuoyunda yeterince tartışıldıktan sonra alınacağına işaret eden Denktaş, demokrasinin tüm unsurlarının DP Ulusal Güçler iktidarında kullanılacağını söyledi.

EĞİTİM, SAĞLIK ve ÜRETİM

Eğitim konusunun yeniden ele alınmasının şart olduğunu söyleyen Denktaş, "Bu ülkede parası olan çocuğunu özel okullara gönderiyor, olmayan da devlet okuluna. Evet özel okullar olmaya devam edecek ancak devlet olarak bizler, ana okuldan, üniversiteye kadar her çocuğun bugün ki özel okullar kıstasında bir eğitim almasını sağlamalıyız" dedi

Sağlık sistemi konusunda Türkiye'yi örnek gösteren Denktaş, "75 milyonluk Türkiye bırakın vatandaşına istediği doktor, hastane seçme hakkını vermeyi, sıkıntısı, özrü, engeli olan ve hastaneye gidemeyen vatandaşına evinde hizmet vermeye başladı. 300 bin kişilik KKTC olarak biz burada bunu başaramadık. Ancak DP Ulusal Güçler olarak hedefimiz böyle bir sistemi kurmaktır" dedi.

Ülkenin en büyük sorununun üretilen ürünlerin pazarlanamayışı olduğuna dikkat çeken Denktaş, üretilen ürünlerin satışının yapılabilmesi için Türkiye ile serbest ticaret protokolünün tam anlamıyla yürürlüğe girmesi gerektiğini söyledi. Denktaş, "Yarın su gelecek. Önce su, toprak ile barışacak, sonra üretim daha da çoğalacak. Demek ki pazar açmak gerek. Bu pazar Türkiye'dir. 45 mil ötemizde 75 milyonluk bir Pazar var. Kapılar açıldığı anda ve serbest ticaret protokolü tam anlamıyla yürürlüğe girdiği andan itibaren 3 yıl sonra Türkiye'den maaş ödemek için mali katkıya ihtiyaç kalmayacak. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum" dedi.

KIRSAL KESİM ARSASI

Son yıllarda köy köy dolaşılarak, kırsal bölge veya sosyal konut arazilerinin delegelere dağıtıldığını ve hakıszlıklar yapıldığını hatırlatan Denktaş, "Türkiye'deki TOKİ örneğinden hareketle, devlet desteğiyle burada kendi mütehitlerimiz ile anlaşarak konutlar yapacağız. Hem evlilik hazırlığı yapan gençlerimiz kira öder gibi ev sahibi olsun hemde inşaat sektörü ve yan sektörler harekete geçsin. DP Ulusal Güçler olarak bügüne kadar verilen 'kırsal bölge, sosyal konut arazileri' yerine 'konutlandırma projesi' suretle hayata geçirilecek" dedi.

VATANDAŞLIK

Vatandaşlık konusunun son zamanlarda utandıran bir tartışma konusu olduğuna değinen Denktaş, "Şu kadar mührün olursa vatandaşlığa müracaat hakkın var! Ama birde dayı bulmuşsan hiç mühüre ihtiyaç yok. 25 dakikada da vatandaş olunabilir. Ama öte yandan burada vatandaş olan bir ailenin bir veya iki çocuğu da vatandaş değil. Kaçak duruma düşmüş, Türkiye'de yaşıyor. Veya Anne-Baba kaçak duruma düşmüş Türkiye'de. Torununu görmeye gelecek. Ceza yemiş. Cezanın iki mislini ödemesi lazım ki gelsin, torununu görsün. Böyle saçma şey olamaz. Net birşey söylüyorum. Şu anda bu ülkede yaşayan, belki de Türkiye'ye hiç gitmemiş yığınla genç insan var. Ya burada doğmuştur, ya da kundaktayken gelmiştir, burada büyümüştür. Bizim iktidarımızda bu gençlerin tümü başvurusunu yapıp vatandaşlığını alacak. Çünkü o gençler bu ülkenin artık bir parçasıdır. Başka yere gönderemem onları. Anne ve babalarıda daimi ikamet izni alacak. Tüm bu hakıszlıkları ve tartışmaları sona erdirerek belirli standartlar getireceğiz" dedi.

NUFUS SAYIMI YENİDEN VE SAĞLIKLI YAPILMALI

Nüfus sayımının yeniden ve sağlıklı yapılması gerektiğini söyleyen Denktaş, "Hiç kimseden utanacak hiçbirşeyimiz yok. 'Şu bölgeden şu kadar, bu bölgeden bu kadar vatandaş yaptım ve bunlar benim vatandaşımdır' diyerek dünyaya anlatmalıyız. Hepimiz bir çözüm isteriz. Kıbrıs sorunu çözülsün bitsin. Ama bu çözümün içinde benim devletimin ve devletimin uygulamalarının kabulü yoksa o çözüm çözüm değil, çözülmedir. Onun için dünyaya korkmadan ve utanmadan söylemeliyiz nüfusumuzu. Bundan utandığımız veya çekindiğimiz müddetçe kimse bizi ciddiye almaz. Arkasında durmalıyız" dedi.

GENÇLER VE UYUŞTURUCU

Gençler arasında uyuşturucunun çok yaygınlaştığına dikkat çeken Denktaş, içici olarak hapse giren gençlerin satıcı olarak dışarı çıktığını, hem kendinin hemde ailesinin itibar kaybettiğini söyleyerek, "Arkadaş ortamında uyuşturucuya çocuk alıştı ve yakalandığı zaman önce tedavi yöntemi olacak. İki kez tedaviden sonra hala daha bu bağımlılığı devam ediyorsa o zaman cezaevi gündeme gelecek. Yazıktır çocuklarımıza" dedi.

TRAFİK KAZALARI VE TRAFİK

"Şu yollarda kaçıncı candır kaybettiğimiz? Ben bir kardeş kaybettim" diyen Denktaş, "Kazayı önleme, hırsızlığı önleme, katilliği önleme gibi konularda olmadığı gibi kazayı önleme yönünde de attığımız adım yok" dedi. Devletin trafiğe kapalı alanlarda oluşturacağı yerler olacağını söyleyen Denktaş, hız tutkunu gençlerin buralarda tutkusunu gidererek trafikte hız yapmamasının sağlanacağını belirtti. Denktaş, "Kazaları minimize etmek için Devlet olarak yollarımızı biz düzenleyeceğiz. Çünkü oralarda ölenler bizleriz" dedi.

"YETKİ BAŞBAKANDADIR. BİZ BAŞBAKANLIĞA TALİBİZ"

DP Ulusal Güçler olarak yapmayı planladıkları değişimin ülkede gerçekleşebileceğinden emin olduklarını söyleyen Denktaş, "Biz Başbakanlığa talibiz. Gerekçemiz şudur; yıllardan beridir titizlikle hazırladığımız programı hayata geçirmek istiyoruz. Geçiremezsek, başaramazsak, gelecek dönem biz önünüzde değiliz. Ama başbakanlığı talep ediyoruz. Çünkü yetki ordadır. Ne başbakan yardımcısında, ne de bakanlardadır, ne Cumhurbaşkanında, ne parlementodadır. Bizim ülke sistemimizde yetki başbakandadır. O nedenle onu istiyoruz. Yoksa elimize makas alıp kurdele kesmek için değil, tören tören, kokteyl kokteyl dolaşmak için değil, makam araçları için değil. Gidip Türkiye'den sadece para istemek için değil. Biz üstümüze düşeni yapmak için bunu talep ediyoruz" dedi.

TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER

Türkiye ile en kötü dönemin yaşanmakta olduğuna dikkat çeken Denktaş, "Türkiye ile tarihsel, gönül bağımızı yeniden güçlendirmek zorundayız" dedi.

DENKTAŞ İLE İLGİLİ DEDİKODULAR

Denktaş, kendisi hakkında dedikodu yayanlarla ilgilide konuştu. Denktaş, "Memleketin içinde dolaşan sahtekar, üçkağıtçı, düzenbaz birileri var. Kendilerini kimi zaman büyükelçi bürokratı, kimi zamansa diplomat olarak tanıtıyorlar. Büyükelçilikten de açıklama bekliyorum. Bunlardan birini tespit ettim. Yunus Çakır isimli şahıs… Bu şahıs sorgulanmalı ve ortaya çıkarılmalı. Ancak biliyoruz ki 25 kişilik bir kampanya ekibi var. Bunlar sadece reklam için değil manipülasyon içinde çalışıyorlar" diyen Denktaş, "Benim doğduğum evde Türkiye'ye ihanet, Türkiyelileri sevmeme gibi birşey söz konusu olamaz. O evde Anadolu'ya aşk vardı, o evde Anadolu halkı ile el ele, kol kola, yürek yüreğe yürüme vardır. Bana böyle çirkin iftirada bulunacak kişinin alnını karışlarım" dedi.

TÜRKİYE-KIBRIS

Ülkede Türkiyeli-Kıbrıslı diye ayrım yapmaya çalışanlara seslenen Denktaş, bu ayrımı yapmaya çalışanlar bugüne kadar ne kazandı diye sordu? Denktaş, "Bu Devleti birlikte kurduk, beraber ölmeyi başardık, beraber yaşamayı başaramayacak mıyız? Pek tabiki başaracağız" dedi.

BOYKOT ÇAĞRILARI

Boykot çağrılarına halkın kulak asmaması gerektiğini söyleyen Denktaş, "Boykot denilen şey siyaseti boykot değildir, kendi geleceğimizi boykottur. Bu nedenle böyle geldi böyle gitmesin diyorsanız, hepimizin geleceği için 28 Temmuz günü ben sizi DP Ulusal Güçler'in meşalesinin altına mühür vurmaya davet ediyorum" dedi.

Denktaş toplantının sonunda halkın sorularını da yanıtladı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.