ABD'nin Rusya restinde Kıbrıs

Yayın Tarihi: 18/05/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Doğu Akdeniz jeo-politiği içinde bir 'umut' olarak ortaya çıktıktan sonra Güney Kıbrıs'ın çözümden önce tek başına kazdığı hidrokarbon yatakları, en son Münhasır Ekonomik Bölge (ünlü MEB) hukuku didişmelerinin fiilen tetiklediği bir askeri su alanı 'kavgasına' dönüşmüş ve Kıbrıs'ta müzakere masası Güney Kıbrıs'ın politik söylemi içinde –bu nedenle- çökmüştü…

Yani bölgede umuttan kavgaya dönüşen gaz yatakları, şimdi yeni olumlu adımlarla yeniden başlayan Kıbrıs'taki müzakerelerin de sonlanmasına yol açmıştı.

Gerçi Güney Kıbrıs'tan biri çıkıp bize, 'peki ortak kazı olsun madem. Bugüne kadar ettiğimiz masraf ile zarara ortak olun, sonra birlikle devam edelim. Hadi mahsuplaşalım' derse ne olacak, ne yapacağız belirsiz!

Türkiye'nin ilişkilerini Hak'ın lehine yaktığı İsrail ve Mısır'la anlaşan Güney Kıbrıs hamleleri, gazı çıkarmaya, üleşmeye -kâğıt üzerinde bile- yetmedi çünkü Kıbrıs etrafında şirketler kazıya 'stop' çekti.

**

Büyük resim içinde Kıbrıs'ta ortaya çıkan 'gaz-lı' kavganın özü, Ukrayna derdi nedeniyle 'petrol fiyatlarını manipüle ederek' düşüren ve bu yolla maksadı sadece ve sadece Avrupa için gazın tekeli olan Batı'ya birkaç golü ardı ardına atan Rusya'yı cezalandırmak olan ABD'nin küresel enerji planı içinde 'bir alt bahis' olarak dinmiştir…

Ne garip değil mi?

Başından Rusya gazına bir alternatif olarak ABD'nin bastırdığı ifade edilen Kıbrıs'taki hidrokarbonlu havuz-çözüm (İsrail-Mısır-Lübnan parsellerini yekpare hale getirme ve işin nakil karakolunu Kıbrıs yapma) gayretleri, kaderin cilvesine bak ki ABD'nin bu kez Ukraynalı Rusya'yı –alternatifini ararken- aynı yolla cezalandırması ile başka bir şeye dönüşüverdi.

Zincirleme içinde petrol fiyatları Rusya'ya karşı kasıtlı olarak düşürüldü ve Doğu Akdeniz'de Güney Kıbrıs adına kazan şirketler ya 'zannettiğimiz kadar yokmuş…Çıkarmaya değmez, petrol fiyatları da düştü' diyerek ya da başka ekonomik alt gerekçelerle 'sonra bakarız şimdilik paydos' iması ile çalışmalarını askıya aldılar.

Çünkü gazın ekonomik getirisi başka bir mesele..!

'Gazze kıyılarında daha çok gaz var. Ama gaz aşkı ile gaspı, çatışma kültürünü yenemiyor işte' dediğimizde kimse dolaylı olarak ifade edilmek isteneni anlamıyor.

Öyle ise başka bir örnekle atıfta bulunalım: Kanada'daki kumlu sahalarda gani gani petrol var ama bu petrol, teknik olarak ancak çok yüksek petrol fiyatlarının olduğu dönemlerde pratik-ekonomik kazanç getirebiliyor…

Suudi Arabistan'ın bu denli petrol zengini olmasının nedeni yalnızca rezervlerinin büyük olması değil… Rezervlerinin aynı zamanda kolay ulaşılabilir ve aynı zamanda petrol fiyatlarındaki düşüşten diğer kaynaklara göre daha az etkilenir bir mâhiyette olması…

Zaten Doğu Akdeniz'deki 'kavgadan' önce de hiçbir bilimsel kehânet (!), Kıbrıs'ın etrafındaki hidrokarbonun Katar, İran, Rusya ya da Cezayir gibi uluslararası gaz piyasasının 1'inci ligine çıkaracak denli çoktur demiyordu.

Ama üzerinde her gece uyuduğumuz ve atalarımızın deniz tabanında çürümüş kemiklerinin oksitlenmesiyle bize asırların devri ile tereke-siz bir miras olarak kalan hidrokarbon, küresel değilse bile yine de bölgesel olarak önemlidir…

Ancak ehem başka, mühim başkadır. (must-have to)

İşte 'uluslararası baskının Kıbrıs'ta samimiliği' sorgulanırken biraz da bunlar kast edilir, edilmesi gerekir.

1946 ile 1991 yıllarının iki süper gücü ABD ile Rusya, yaklaşık 30 yıl aradan sonra ilk kez ve yeniden "petrol silahı" üzerinden karşı karşıya geldiler ve petrol fiyatları üzerinden ABD-Rusya restleşmesi henüz netleşmedi!

Kıbrıs gazının 'alternatifliği' yeni ve başka bir çatışmanın –Doğu Akdeniz'de çekilen şirketlerin ilanı ile- bir 'adak tadında' şimdilik kurban edilmişe benziyor!

Peki, şimdi yeniden başlayan Kıbrıs'taki müzakereler bu işin neresinde?

Kayda değer bir yerinde…

Bir joker kartı tadında sembolizminde!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.