2020 kehanetlerim

5 Nisan'da bir yazı yazmıştım.

"Sağ satrancını ben oynuyor olsaydım" başlıklı yazımda, sağ siyasetini yöneten kişi ben olmam halinde atacağım adımları yapacağım hamleleri sıralamıştım.

Tam UBP hükümetten çekilmiş, DP ile UBP hükümet kurmak üzere flört ediyorlardı.

Serdar Denktaş'ın UBP ile DP'nin geliştirilebilecek bir formatta güç birliği yapması ve Hüseyin Özgürgün'ün genel seçimlerden sonra Başbakan olarak partisinin kurultayına giderken, onun da sağın adayı olarak 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanması gerektiğini söylemiştim.

Kimileri bu öngörüme gülmüş kimileri ise yazdıklarım için "deli saçması" ifadesini kullanmıştı.

Kim gülüyor ya şimdi?

Serdar Denktaş bal gibi Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladı.

"Bu, son kez Genel Başkan adayı olarak karşınıza çıkışım" derken, 'bir başka şeyin' adayı olarak insanların karşısına çıkacağını söylüyordu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine şunun şurasında 3 yıl kaldı. Eğer Cenevre'de arzu edilen sonuç çıkmaz ve bu halde devam edilirse, iki yıl içinde Cumhurbaşkanlığı seçimi türbülansına gireriz.

O tarihler ise aşağı yukarı UBP kurultayına denk gelir. Yani 2018 sonları/2019 başı.

Mevcut Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs'ta çözüme ulaşılamazsa, zaten aday olmayacağını düşünüyorum. Bazı inanışlara göre çözüme ulaşmayı asıl hedefi ve Cumhurbaşkanlığı'nı bunun bir aracı olarak gören Akıncı, bu hedefe ulaşılamaması durumunda görevi bırakacak. Ben bırakmayacağını ve bırakmaması gerektiğini düşünenlerdenim. Yani seçimler 2020'de.

Önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hatırı sayılır oy alan Kudret Özersay, 2018'de olması öngörülen genel seçimlerde de bir varlık göstermesi durumunda, ülkeyi "temizlemek" için kolları sıvadığından, Cumhurbaşkanlığı'na zıplamak isteyemeyecektir. Ya da istese bile yapamayacaktır.

Geriye kalır CTP. Geçen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Talat'ı aday göstermeyip münhal açar gibi Cumhurbaşkanı adayı arayan bu parti, aday gösterdiği Meclis Başkanı Sibel Siber'i bile doğru dürüst desteklemedi. Bu cihetle, çiçeği burnunda Genel Başkan Tufan Erhürman haricinde bir Cumhurbaşkanı adayı göstermesi halinde başarılı olma şansı yok ancak Erhürman da aynen Özgürgün gibi henüz parti liderliği yeni olduğundan, bu ikilinin, bu denli kısa süre içerisinde gelecek Cumhurbaşkanlığı türbülansına girmeleri, seçimin kaybı halinde partiyi de kaybetmek anlamına geleceğinden, sıkıntılı bir hareket olur.

Bütün bu öngörülerim Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşılamaması halinde olur. Ulaşılırsa aslında çok da fazla değişen bir şey olmayacak çünkü çözüm sonrası Başkanlık sistemine geçileceğinden, yine bir Başkanlık yarışı yaşanacak ama parametreleri, söylemleri ve seçim sistemi farklı olacağından onları konuşmak için erken.

Neticede, UBP ile kanımca yapılmış bir mutabakat ile ilgili sıkıntı çıkmazsa, kanaatim, Serdar Denktaş'ın 2020 Nisan'da Cumhurbaşkanı olacağıdır.

Nostradamus değilim ama bugünden bakınca gördüğüm bu.