Devlet artık kurumsal olmalı!

Yayın Tarihi: 20/02/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit'in en çok hangi açıklamasını beğendim biliyor musunuz?

Eğitimin yaz-boz tahtası olmasından kurtarılmasını…

Doğru olanı söyledi Cemal hoca!

Eğitim gibi çok ciddi bir konuda gelen ayrı giden ayrı politikalar uygularsa, bu konuda bir devlet politikası değil de siyasi görüşlerin fikirleri ön planda tutulursa bunun sonuçlarının olumlu olmasının imkan ve ihtimali yoktur…

Birisi gelecek siyasi görüşüne göre bir sistem kuracak, diğeri bunu değiştirip kendi görüşlerinin ön planda tutulduğu politikalar üretecek!

Olan da ülke gençliğine olacak pek tabi ki…

Sonuç dengesiz gençler yetiştirilmesi!

…

4'lü koalisyon hükümeti göreve başladı, kabinesini kurdu, atamaları yapmaya başladı…

Uzun bir süre de bunun tartışmasını yaşayacağız!

Müdürler, müsteşarlar, müşavirlikler ve bunların kamuoyundaki etkileri, yorumları, dedikoduları falan filan…

Yönetim kurulları da öyle!

Tamamen siyasi partiler tarafından atananlar şimdi sıraya girdi istifa ziyaretleri yapıyor…

Yererine başka siyasiler atanacak!

Onlar da nezaket ziyaretleri yapacak…

Ne yazık ki bunların birçoğu tamamen siyasi!

Parti güdümünde olan şahıslar…

Parti başkanı ne derse o!

Hem işin uzmanı değiller hem de kendi söz hakları bile yok…

…

Böyle bir yapı daha ne kadar gider bilemeyiz…

Ama belli ki siyasetin her şeyin önünde olduğu ülkemizde her seçim, her yeni hükümet döneminde bunları yaşamaya devam edeceğiz!

Ülkenin önemli kurumlarını uzmanlar ve bilimsel veriler değil tamamen siyasi kimliği olanlar yönetecek…

Sonra yine seçim olacak, yine yönetim değişiklikleri yine yeni sistemler!

Böyle bir yapı kurumsallaşmanın önündedir…

Oysa artık bu devlet kurumsallaşmaya muhtaçtır!

Siyasilerin elinde değil profesyonellerin elinde yönetilmek zorundadır…

Ekonomisi de, eğitimi de, sağlık ve diğer tüm birimler siyasilerin güdümünden çıkarılmalı, kurumsal bir yapı için ilk harçlar atılmalıdır!

Onlar yaptı, ben de yapacağım diyen bir zihniyetin bu ülkeye zerre kadar faydası olamaz…

…

Bizde herkes maşallah her şeyden anlıyor…

Bilimsel verilerle konuşan çok az sayıda insanımız var!

Onlar da geri planda…

Şimdi tartışılan konu ise ülkenin layıkıyla yönetilmesi değil, kim müdür müsteşar olacak, kim müdürken müsteşar maaşı çekecek, müşavirlerin durumu ne olacak!

Bunlar kısır çekişmelerdir…

Daha da doğrusu siyasetin çirkin yüzü!

Çekememezlik, içine sindirememe, başkalarına fırsat vermeme duyguları…

Herkes belli makamlardan nasıl rant elde ederim yarışına girmiş!

Ya da muhalefetteyken bir kenara çekilip iktidara gelinde intikam ama duyguları…

Ülkeye kuruş menfaati olmayan şahsi çekişmeler bunlar!

Cemal hocanın dediği gibi;

Devletin önemli kurumları artık yaz-boz tahtası olmaktan kurtarılıp, kurumsallaşma ön planda olursa işte o zaman toplumsal kazanımlar da ardından gelecektir…

Bu kadar barış dili fazla değil mi?

Barış diline karşı değiliz…

Kıbrıs'ta eğer bir çözü olacaksa barış dili ön planda tutulmalı!

Ama her iki tarafta da…

Eğer bizde yönetenler ve basın barış dili kullanıp komşuda bunun karşılığı olmazsa bu sadece ahmaklık olur, kimse kusura bakmasın!

İki gün önce Güney'de bir Kıbrıslı Türk'ün aracına saldırıda bulunuldu…

Bazıları buna Güney'in faşistleri dedi olay kapandı!

Orda da burada da var ya…

Eşitlendi yani!

O kadar kolay değil bu işler…

Eğer Güney'de bir Kıbrıslı Türkün aracına saldırıda bulunuyorsa ve bu devletin tek makamından bile bir tepki gelmiyorsa burada büyük bir sıkıntı var demektir!

Bunun adına da barış dili filan denilemez…


Sadece Merak İşte?

Direksiyon hakimiyeti nasıl kaybedilir?

Trafik kazalarında anlamadığım konu bu…

Artık kazaların önemli bir kısmı direksiyon hakimiyetini kaybetmekten oluyor!

Sürücü hakimiyeti kaybediyor karşı şeride geçiyor olan da karşıdan gelene oluyor genelde…

Bunun adı aslında direksiyon hakimiyeti filan değildir!

Tamamen sorumsuzluk, sürüş halindeyken elindeki cep telefonuyla ilgilenmekten başka bir şey değil…

Onun için u tür suçlara çok daha ağır cezalar getirilmesi artık kaçınılmaz olmuştur!


İlla ki bakan mı olmak gerek?

Özellikle yeni bakan arkadaşlar…

Sanki şimdiye kadar sanki de bu ülkede yaşamıyorlarmış gibi bakan olduktan sonra gördükleri karşısında hayretlerini gizleyemiyorlar!

İyi de kardeşim;

Ülke gerçeklerini görmek için illa ki bakan mı olmak gerek?

Milletin vekili iken aklınız nerdeydi acaba?

Bu arada sadece bakmayın, görün de e emi?

Budamaya bile tepki!

Hepimiz çevreciyiz ya…

Dağlarda tepelerde o kadar ağaç katliamları yapılıyor kimse bunları görmüyor bile!

Ama iş merkezlerde ağaç budamaya geldi mi herkes ansızın yeşil tutkunu, en tutkulu çevreci kesiliyor…

Kimse olayın tehlike boyutunu düşünmüyor bile!

Oysa bir gün ansızın tepelerine büyük bir dal parçası düşse acaba o zaman ne diyecekler, ne yorumda bulunacaklar diye?

Okullar Cuma günü açılırsa?

Geçtiğimiz Cuma günü okullar açıldı ya!

Bir özel okulda 22 kişilik sınıfa sadece 11 kişi gelmiş…

Devlet okullarında da durum farklı olmadı!

Öğrencilerin yarısı okula gitmeyi değil evlerinde oturmayı tercih etti…

Kimi de yurt dışındaydı zaten!

Haftanın son gününde okul açılışı olması zaten akı ve mantık dışıdır…

Madem ki herkes şikayetçi, değiştirin o zaman bu düzeni!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları